A B C Ç D E F G H I i J K L
M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z


B

Baba soyu.:NESEP



Baba,şeyh,önder. : BAB


Baba.:EB


Babanın kız
kardeşi,hala anlamında yöresel bir sözcük.:EMETİ



Babanın kız kardeşi. : BİBİ


Babil mitolojisinde
ateş perisi.:PAZUZU


Babil sürgününden sonra
Yahudilerin çeşitli yabancı topraklara dağılması.:DİASPORA


Babillilerin en büyük
tanrısı.:MARDUK



Babillilerin savaş tanrısı. : NİNURTA


Bacağın alt bölümünü ve
ayakkabının üstünü örten,kumaş veya köseleden yapılmış bir tür tozluk.:GETR


Bacağın diz kapağından
topuğa kadar olan bölümü.:İNCİK


Bacağın kalçadan dize
kadar olan kısmı.:UYLUK


Bacaklara ayak
bileğinden dize kadar dolanan ensiz ve uzun kumaş parçası.:DOLAK


Bacakları sımsıkı saran
bir tür pantolon.:TAYT


Bacakların boydan boya
yere değmesini sağlayacak biçimde ayrılmasına dayanan bale figürü.:EKAR


Bacaktaki iki sinire ve
bunların ağrılı hastalığına verilen ad.:SİYATİK


Badem sübyesi.Bademden
yapılan şerbet. : SOMATA



Bademli kek. : PRALİN



Badi. : ÖRDEK


Bafa Gölünün bir başka
adı. : ÇAMİÇİ


Bağ bekçisi.:BAĞBAN



Bağ budamaya yarayan eğri bıçak. : TARA
(TAHRA)


Bağ çubuğu,çalı çırpı.:ÇEPER


Bağ dokusunda oluşan
irinli yaygın iltihap.:FLEGMON



Bağ kütüğü. : OMÇA


Bağ ve bahçe sulamak
için açılmış su yolu,ark.:KARIK


Bağ ve bahçelerde
ekilmek için ayrılmış toprak parçası,evlek. : MAŞALA


Bağ ya da bahçe
kulübesi.:ALAK



Bağ yapraklarına dolanan asalak bitki. :
EŞKİT


Bağ,bahçe gibi yerlerin
çevresine çalı,kamış,ağaç gibi şeylerden çekilen duvar.:ÇİT


Bağ,bahçe ve
bostanlarda sebze ve meyve dikmek için ayrılan parçalar.:MAŞALA



Bağa, tosun. : KELE



Bağan otu’nun zehiri. : AKONİTİN


Bağdaşık.:HOMOJEN


Bağdat’ın eski adı.:DARÜSSELAM


Bağıntı,görelik,izafet.:RÖLATİVİTE


Bağıntı.:KORELASYON


Bağır,sine,göğüs.:DÖŞ


Bağırış,çığlık.:SAYHA


Bağırma,haykırma.:RENİN


Bağırsak iltihabı.:ANTERİT



Bağırsak kurdu. : ASKARYAZ



Bağırsak solucanı. : ASKARİS.:
ASKARİT


Bağırsak.:MİA



Bağırsaklar. :  EMA



Bağırsakları tutan karın içi zarı. :
MASARİKA


Bağırsakların iç
yüzeylerinde bulunan pürtüklerin adı : TÜMÜR


Bağırsaktan yapılmış
ameliyat ipliği.:KATGÜT



Bağış yapma : İRA


Bağış,vergi,ihsan.:MEVHİBE


Bağışıklık bilimi.:İMMÜNOLOJİ


Bağışlama.:GUFRAN



Bağlamaya benzer bir Yunan çalgısı. :
BUZUKİ


Bağlamayı mızrap yerine
parmaklarla çalmak.:ŞELPE


Bağlanmış ticaret
eşyası.:BALYA


Bağlantı.:ANGAJMAN



Bağlaşık devletler.(1.Dünya Savaşında 
İttifak Devletleri). : DÜVELİ MÜTTEFİKA


Bağlayıcı,uyarlaç. :
ADAPTÖR


Bağlı kılma,kısıtlama.:TAKYİT


Bağlı olan,bağlanmış.:MUKAYYET


Bağlı,bağlanmış.:MERBUT



Bağlılaşım. : KORELASYON


Bağlılık,izafet.:RÖLATİVİTE


Bağnaz. MUTAASSIP :


Bağnazlık.: TAASSUP


Bağsız ayakkabı.Kuzey
Amerika Kızılderililerinin giydiği deriden yapılmış,tek parça ayakkabı.:MOKASEN


Bahar mevsimi.:REBİ


Baharat,ev
ilaçları,gereçleri satan kimse yada dükkan.:AKTAR


Baharatlı sirkeye
yatırılmış koyun etinden yapılan şiş.:ŞAŞLIK


Baharda çok erken çiçek
açan ve eczacılıkta kullanılan soğanlı bir bitki.: KARDELEN


Baharda esen bir
fırtına.:TURNAGEÇİDİ


Bahardan az önce,ilkin
havada,sonra suda ve en sonra toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi.:CEMRE


Baharın ilk günü
sayılan Martın yirmi birine rastlayan gün. :NEVRUZ



Baharlı bir bitki. : TERE


Bahçe çiti.:BARI


Bahçe
içinde yapılmış süslü ev,kasır. : KÖŞK


Bahçe yada açık ağıl
etrafındaki çit.:BARI


Bahçede yapılan büyük
eğlence.:GARDENPARTİ



Bahçelerde    yazın   oturmak   için   
yapılan   kafes   biçiminde   kubbeli  ,  üstü yeşilliklerle sarılan süslü
çardak. : KAMERİYE


Bahçelerde çiçek dikmek
için ayrılmış olan yer.:TARH


Bahçelerde süs bitkisi
olarak yetiştirilen hep yeşil yapraklı bir çalı.:AKUBA



Bahçelerde süs çiçeği olarak yetiştirilen
sarılıcı bir bitki. :  AKASMA 


Bahçelerde yetiştirilen
çok kokulu karanfil ırkı.:RATAFYA


Bahçıvan,bağ bekçisi.:BAĞBAN



Bahreyn’in başkenti. : MANAMA


Bahreyn’in para birimi.:DİNAR


Bahreyn’in plaka
işareti.:BRN


Bakar körlük. :
AMOROZ



Bakara, rulet gibi bazı kumar oyunlarında
kasaya karşı oynayan oyuncu. : PONT


Bakımsız bırakılmış bağ
yada bahçe. :KELEME


Bakır kalay karışımı.:
TUNÇ:BRONZ



Bakır taşı. : MALAKİT


Bakır,çinko,tunç yada
topraktan yapılmış tek kulplu su kabı.:KİLDEN


Bakır,kalay ve çinkonun
karışımından oluşan,kalıpla kolayca biçim verilen bir alaşım.:BRONZ:TUNÇ


Bakır,nikel ve çinkodan
oluşan gümüş görünümünde bir alaşım.:FAKFON


Bakır’ın simgesi.:CU



Bakırcı örsü. :   ZAVA 



Bakırdan yapılma ve küre biçiminde bir tür
davul. : TİMBAL 


Bakırdan yapılmış
nefesli bir çalgı.:OFİKLEİT


Bakırdan
yapılmış,kulplu küçük kova.:BAKRAÇ


Bakırdan,çift dilli
nefesli çalgı.:SARÜSOFON


Bakırın kullanılmaya
başlamasıyla nitelenen tarih öncesi dönemi.:KALKOLİTİK


Bakışımsız.:ASİMETRİK


Baki olan yer,ahiret.:DARIBEKA


Bakir : ERDEN


Bakire kız.  :  
AZRA



Bakla  ,   fasulye  ,  bezelye   gibi  
taze   sebzelerde ,  içinde  tohumların  sıralanmış  bulunduğu   kabuğa verilen
ad. : BADIC


Bakla tanelerinin
kabuğu soyulduktan sonra yapılan zeytinyağlı yemek.:FAVA


Baklagillerden bazı
ağaçların kırmızı boya çıkarılan odunu.:BREZİL



Baklagillerden bir yem bitkisi. :
MÜRDÜMÜK


Baklagillerden,bazı
türleri hekimlikte idrar söktürücü olarak kullanılan bir bitki.:KATIRTIRNAĞI


Baklagillerden,bazı
türlerinden kitre denilen zamk çıkarılan,çok yıllık,dikenli bir çalı.:GEVEN:KEVEN



Baklagillerden,çiçekleri sarı ve bazı türlerine beyaz veya menekşe
renginde,yaprakları akasya yaprağına benzeyen bir süs bitkisi. : MİMOZA



Baklagillerden,dokunulduğunda yaprakları pörsüyen bir bitki.:KÜSTÜMOTU



Baklagillerden,eflatunla kırmızı arası renkte çiçek açan,güzel bir süs ağacı.:ERGUVAN


Baklagillerden,hayvan
yemi olarak yetiştirilen bir bitki.:FİĞ



Baklagillerden,odunundan kırmızı boya çıkarılan bir ağaç.:BAKAM


Baklagillerden,sıcak
bölgelerde yetişen,bir çok türü bulunan bir bitki.:SİNAMEKİ


Baklavalık yufkanın
içine dövülmüş et,soğan,maydanoz ve baharat konarak hazırlanan bir tür
börek.(Antakya yöresi).:SEMİRSEK BÖREĞİ


Baklavaya benzeyen bir
tür hamur tatlısı.:SAMSA



Bakmak, beslemek, yetiştirmek.  : 
ESERMEK


 Bakraç,kova.:HELKE


Bakraç.:CİNGİL


Bakraç.:DEBBE


Bakterilerin çomak
biçiminde ince uzun olan türü.:BASİL



Bal  :   ASEL



Bal alırken takılan başlık.  :   GÖZENE


Bal konulan ufak tekne.:ŞAFUL



Bal koymaya yarayan tekne. : LAZA



Bal mumuna veya parafine batırılmış fitil.
: ŞAMA 



Bal özelliği,bal niteliği.  :   ASELİYET



Bal özü. :   NEKTAR 


Bal özü.:NEKTAR



Bal peteği.  :   DALAK


Bal peteğini andıran
bir tür dikiş büzgüsü.:BALGÜMECİ


Bal renginde olan.:ASELİ


Bal ve sirke
karıştırılarak yapılan şerbet.:SİRKENCEBİN



Bal, yoğurt koymaya yarayan tahta kova. :
KÜLEK


Balalaykaya benzeyen
Türk halk çalgısı.:ÇARTA



Balçık. : ALEKA



Balçıktan yapılan ve dikine duran sandık
biçimindeki tahıl ambarı. PETEK


Balda ve bir çok
meyvede bulunan bir tür şeker.Meyve şekeri.:LEVİLOZ



Balede kullanılan bir dans figürü. : EKAR


Balerinlerin giydiği
eteklik.:TÜTÜ


Balgam taşı.:ONİKS



Balı alınmış petek. :  KAVARA


Balık adam.:DALGIÇ


Balık ağlarının alt ve
üst yanlarına geçirilen keçi kılından yapılmış ip.:FARİL


Balık avcılığında
gırgır ve benzeri ağlarda ağırlık olarak kullanılan delikli mermer taş.:AYAKTAŞI



Balık avlamak ya da yük taşımakta kullanılan
büyük kayık. : ALAMANA


Balık kılçığı. :
ÇOPRA


Balık salamurası.:LAKERDA



Balık yumurtası ile yapılan meze.
TARAMA 


Balık.:MAHİ


Balıkçı kayıklarının
balıkları çevirmek için denize fırdolayı ağ salmaları.:VOLİ


Balıkçıların ateşbalığı
avlarken üzerinde çıra ve funda yaktıkları ızgara.:ÇIRAMOZ



Balıkçıların denizde sığlıkları belirtmek
için kullandıkları işaretlerin her biri. : KERTERİZ


Balıkçıların kullandığı
ağ kepçe.:ÇOLUN



Balıkçıların, balıkları çevirmek için
kayıklarla denize fırdolayı ağ salmaları. :   VOLİ 


Balıkçıların,ateş
balığı avlarken üzerinde çıra ve funda yaktıkları ızgara : ÇIRAMOZ


Balıkçıların,tuttukları
balıkları içine attıkları sepet.:ÇAVELA : ÇAVALYE


Balıkesir yöresine özgü
bir halk oyunu.:NİNNARE



Balıkesir’de doğal güzelliğiyle ünlü bir
şelale. :   SÜTÜVEN 


Balıkesir’in Bandırma
ilçesine bağlı bir belde.:EDİNCİK


Balıkesir’in Edremit
ilçesine bağlı,etnografya müzesiyle tanınmış köy. :TAHTAKUŞLAR


Balıkesir’in eski adı.:KARESİ


Balıkesir’in Gönen
ilçesinde bir kaplıca.:EKŞİDERE



Balıkesir’in İnegöl ilçesi yakınlarındaki
ünlü kaplıca. :   OYLAT 



Balıkesir’in Sındırgı ilçesi yakınlarındaki
ünlü kaplıca.  :   EMENDERE


Balıkesir’in Sındırgı
ve Bigadiç yörelerindeki dağ köylerinde geleneksel el tezgahlarında dokunan yün
halılara verilen ad.:YAĞCIBEDİR


Balıkesir’in Susurluk
ilçesinde bir kaplıca.:KEPEKLER


Balıklarda sırt
yüzgeci.:YELE


Balıkların iste
kurutularak yapılan pastırması.  :   LİKORİNOZ


Balıkların sürü halinde
geçeceği yerlere ağlarla kurulan geniş ve sabit bir tuzak türü.:DALYAN


Balıkların tuzlaması.:ANÇÜEZ
(ANÇUVEZ)


Balina.:FALYANOS



Balinanın ağzında, üst çenede yer alan
boynuzsu madde. : FANON


Balkanlarda yaygın olan
bir Hıristiyan mezhebi.:BOGOMİLİZM


Balkanların
Türkleşmesinde büyük emeği geçen ünlü Bektaşi Şeyhi.:OTMAN BABA


Balla hazırlanan bir
hamur tatlısı. :   ZULUBYA 



Ballıbabagillerden,Akdeniz çevresinde kuru yerlerde yetiştirilen,uyarıcı ve yara
sağaltıcı olarak kullanılan bitki,duvar sedefi.:DALAKOTU



Ballıbabagillerden,çiçeği bahar gibi kullanılan kokulu bir bitki.:KEKİK



Ballıbabagillerden,güzel kokulu bir bitki.:YARPUZ



Ballıbabagillerden,kokulu bir bitki.:KEKİK



Balmumuna ya da parafine batırılmış fitil.:
ŞAMA



Baltabaş karagöz”, “Tahta balığı” da denilen
bir Akdeniz balığı. : SARGOS


Baltalama.:SABOTE


Bambu saplarından
yapılmış.:HEZARAN



Bamya,semizotu,patates,ıspanak,kabak gibi sebzelerle yapılan zeytinyağlı bir
yemek.:ÇİPOHORTA


Bandırma açıklarında
1944 yılında batan Türk yolcu gemisi.:TRAK


Bangladeş’in başkenti.:DAKKA



Bangladeş’in para birimi. : TAKA 


Bankacılıkta bir
hesaptan başka bir hesaba para aktarılması.:VİRMAN


Bankacılıkta elde
bulunan para.:EFEKTİF



Bankacılıkta faizin başlangıç tarihine
verilen ad. : VALÖR


Bankacılıkta
kullanılan,borsada kota alabilmek için gerekli asgari şirket sermayesi veya pay.:LOT


Bankada bulunan paranın
faiziyle veya sahibi bulunduğu değerli kağıtların geliriyle yaşayan kimse.:RANTİYE



Bankada hesabı olanlara gönderilen, ödeme ya
da çekme bildirir mektup. AVİ 


Bankalar arası
işlemlerde bir gecelik faiz uygulaması.:REPO


Bankalar arasında
çeşitli paralar için ön mutabakat ve emaneten satışla sağlanan takas işlemi.:SWAP


Bankaya yatırılan
paraya uygulanacak olan faizin başlama tarihini belirten terim.:VALÖR



Bantlarla süslenmiş bir tür kumaş.: ELİFİ


Banyo sırasında su
içinde basınçlı hava ile yapılan masaj.:HİDROJET BANYO



Banyo temizlik aracı.  :  KESE


Barbunyaya benzer bir
balık.:TEKİR


Barbut oynatılan
yer,kahve,kumarhane.:BİTİRİM


Bardağa benzeyen küçük
kulplu su kabı. :   MAŞRAPA



Barınak  : MELCE



Barındırma. : İBATE


Barış.:HAZAR


Bartın ilinde doğal
güzelliğiyle tanınmış bir yayla.:ULUYAYLA


Bartın iline özgü,mısır
unuyla yapılan bir tür çorba.:PUMPUM



Bartın ilinin Karadeniz kıyısında turistik
bir kumsal. : İNKUM



Bartın Küre Dağları Milli Parkı’nda,
mağaralarıyla ünlü bir kanyon. : ARIT


Bartın’ın Amasra
ilçesinde bir mağara.:KUŞYAKASI


Barut vb. patlayıcı
maddeleri ateşlemek için kullanılan kapsül.:FÜNYE



Baryum’a benzeyen,radyoaktif alkali toprak
metali.  :   RADYUM



Baryumun simgesi : BA


Bas notalarının üstüne
akortlarını belirten rakam koymak.:RAKAMLAMAK


Bası
ölçer. : MANOMETRE



Basıcı,yayıncı. :  EDİTÖR



Basık ve geniş. :   YAYVAN 


Basık,yassı.:PAT



Basım evinde harfleri dizen ve satırları
blok durumunda döken dizgi makinesi.  :   LİNOTİP


Basım.:EDİSYON



Basımcılık. :   TABAAT 


Basımcılıkta harflerin
büyüklük ve küçüklüklerine göre aldığı ad. :   PUNTO 


Basımda,baskı işinde
kullanılan metal,vb bir maddeden yapılmış harf,rakam veya başka işaret
kalıpları.:HURUFAT


Basımevlerinde dizilmiş
harfleri iyice yerleştirmek için üzerlerine vurmaya yarar takoz.:TAKATUKA


Basıölçer.:MANOMETRE


Basiret.Gerçekleri
yanılmadan görebilme yeteneği.: SAĞGÖRÜ


Basit yapılı hayvan.
:POLİP



Basketbol ile hentbolun karışımı olan, 4 kız
ve 4 erkek oyuncudan oluşan spor dalı. : (COFFBALL) KOFFBOL


Basketbolda hatalı
yürümeye verilen ad.: STEPS


Basketbolda hücum
çizgisinin ortasında oynayan oyuncu. Basketbolda hücum oyuncusu:PİVOT


Baskı yoluyla teksir
için kullanılan,girintili çıkıntılı metal veya mukavva kalıp,baskı kalıbı.:MATRİS


Baskıdaki renkli ve gri
değerlerin değişik tonlarda görünebilmesi için oluşturulmuş küçük noktacıklar.:TRAM


Baskın. :  DOMİNANT



Basmakalıp söz. : KLİŞE



Basra Körfezi’nde ve Kızıldeniz’de
kullanılan bir çeşit yelkenli  tekne. : SAMBUK : ZAMBUK



Basra körfezinde çalışan eski bir deniz
teknesi. : BAGALA


Basra Körfezinde ve
Kızıldeniz’de kullanılan bir tür tekne.:ZAMBUK


Basur. : HEMOROİT


Baş bodoslaması omurga
hattına dikey olarak çelik lamadan yapılmış gemi.:BALTABAŞ


Baş çevresine
yerleştirilen ince şerit biçimindeki taç.:DİADEM



Baş çoban: EKE



Baş dönmesi. :   VERTİGO


Baş garson.:METRDOTEL


Baş giysilerinde çene
bağı. :SAKANDIRIK


Baş kilise.:KATEDRAL



Baş örtüsü olarak kullanılan bir tür ipekli
dokuma. :  VALA 


Baş örtüsü,çarşaf,atkı.:BÜRGÜ


Baş örtüsü,yazma.:DOLAK


Baş örtüsü,yemeni.:YAZMA


Baş örtüsü,yün atkı.:LEÇEK


Baş örtüsü.:EŞARP



Baş parmak ve serçe parmağı uzaklığı.  : 
KARIŞ


Baş tarafı balta ağzı
gibi düz olan gemi.: BALTABURUN


Baş ve kanatları
kartal,gövdesi aslan biçiminde mitolojik yaratık.:GRİFON


Başa dert açacak
karışık durum.:ÇAPANOĞLU



Başa örtülen bir tür şal. : ALAVURA


Başa takılan elmas yada
altın iğne.:GELGEL


Başak durumundaki
çiçekleri kırmızı veya mor renkli,hayvanlara  yem olarak yetiştirilen çayır
bitkilerine verilen genel ad.:YONCA


Başak iğnesi de denilen
bir işleme türü.:ROKOKO



Başak toplama. : LİKAT


Başakla karışık iri
saman. : KESMİK



Başarı,başarma. :  MUVAFFAKİYET



Başarısız. : RATE



Başı değişik biçimlerde bağlamak için 
kullanılan verev katlanmış büyük mendil. : BANDANA


Başı pullu,boyu 2 m
kadar olan,zehirli ve tehlikeli bir yılan.:OKYILANI


Başı su altında tutarak
yüzmeyi sağlayan soluk alma borusu.:ŞNORKEL


Başı ve kıçı çok
yuvarlak gulet tipinde Hollanda yelkenlisi.:GALYOT



Başı yuvarlak,kıçı aynalı Karadeniz yapısı 
bir yelkenli. : GAGALI


Başıboş bırakılmış at
veya eşek.:YILKI


Başıboş gezen hayvan
sürüsü.:ÖREK


Başıboş hayvan.:YONT


Başıboş hayvanların
salındığı çayırlık.:HAYMANA


Başıboş,bir baltaya sap
olamamış,apaş,serseri.:HAYTA


Başın çevresine çember
gibi dolanıp bağlanan bağ.:ÇATKI


Başına bir
kötülük,felaket gelmiş olan.:MUSAP


Başına eklendiği
sözcüğü olumsuz yapan Arapça önek.:LA


Başını dik tutup
herkese yüksekten bakan kimse.:EKİNİTİ



Başıyla kanat ve kuyruk uçları aynı renkte
olan güvercin. : MAĞ



Başka   insanların   davranışlarını   
olumlu   yada   olumsuz   biçimde   yargılamakta   kullanılan   ölçütler bütünü.
: AHLAK 


Başka bir adı da
Peygamber Çiçeği olarak bilinen,botanikte (Cephalaria Syriaca) olarak
tanımlanan,orta Anadolu’da tarlalarda yetişen çiçekleri mavimsi renkte bir
yıllık bir bitki.:BELEMİR


Başka bir manzume örnek
alınarak aynı ölçü ve aynı uyakla yazılan manzume.:NAZİRE



Başka kimse, başkası. : GAYR



Başka,fazla. :  MAADA


Başka,öteki,diğer.:ÇİR


Başka.:ÖZGE


Başkaları.:AĞYAR


Başkalarının hakkını
aramayı,korumayı meslek edinen ve bunun için yasanın gerektirdiği şartları
taşıyan kimse. : AVUKAT



Başkalarının sırtından geçinen kimse. :
ASALAK


Başkalarının sırtından
geçinen,asalak,tufeyli.:EKTİ


Başkalarının
yazılarından bölümler,şiirlerinden dizeler alıp kendininmiş gibi gösterme.:İNTİHAL



Başkalaşım. : METAMORFOZ



Başkanlık. :   RİYASET 



Başkasının adına gezerek satıcılık yapan
kimse. :  TABLAKAR


Başkasının buyruk ve
dileklerini yerine getiren,söz tutan.:ESLEK


Başkasının işine
karışan.:HERZEVEKİL



Başkasının yaptığı deyim ve davranışları
anlamsız olarak yinelemek.  :   EKOLALİ


Başkasının yaptığı
hareket ve davranışları anlamsız olarak tekrarlama,yansıca.:EKOPRAKSİ


Başkasının yerine
kullanılabilen,yedek.:ERZATZ



Başkırdistan Özerk  Cumhuriyeti’nin
başkenti. :  UFA



Başkomutan.: MİR


Başla birlikte
yüzü,ağzı kapatan örtü.:YAŞMAK


Başlama,başlangıç.:BİDAYET



Başlangıcı olmayan, öncesiz. : EZELİ


Başlangıcı
olmayan,eski,ezeli.:KADİM


Başlangıç,bir şeyin
çıktığı yer,köken,kaynak.:MENŞE


Başlangıç,önsöz.:DİBACE


Başlangıç.:İPTİDA


Başlangıç.:MEBDE:MEBADİ


Başlıca belirtisi
kısa,çabuk,değişken güçte irade dışı hareketler olan bir hastalık.: KORA


Başlıca kuvars,feldspat
ve moskofcamından oluşan açık renkte bir tür magma taşı. :PEGMATİT


Başlıca malzemesi deniz
yosunu olan Japon yemeği.:ASAKUSANORİ


Başlıca üyesi Fransız
yazar Jules Romains olan ve toplumun ortak bilincini dile getirmeyi amaçlayan
edebiyat akımı.:ÜNANİMİZM



Başlıca, temel niteliğinde olan. : ASAL



Başlık. : SERPUŞ


Başlık.:KAPÜŞON


Başörtüler.:MAKANİ



Başörtüsü olarak kullanılan bir tür ipekli
dokuma. : VALA


Başpiskopos.:ARŞEVEK



Başsağlığı dileme. : TAZİYE


Başta kösele olmak
üzere bronz,alçı,tahta gibi çeşitli malzemeler kullanarak gerçekleştirdiği soyut
anlayıştaki yapıtlarıyla tanınmış heykelcimiz.:KORAY ARİŞ



Başta,kaslarda,eklemlerde ağrılar yapan,vücutta kızıl lekeler gösteren,ateşli ve
salgın bir hastalık.:DANG



Baştan ayağa./Baştanbaşa. :   SERAPA 


Baştan savma,üstünkörü.:YALAPŞAP


Başvurulması gereken
kaynak.:REFERANS


Başyapıt.:ŞAHESER



Bataklık gazı. : METAN



Bataklık. Küçük su birikintisi,gölcük. 
:   AZMAK


Bataklık.:AYNAZ



Bataklıklarda yaşayan iri bir kuş. :
BALABAN



Batı Afrika da bir ırmak. : OTİ


Batı Afrika kıyılarında
esen çok kuvvetli fırtına.:TORNADO


Batı Afrika
ormanlarında,Gine ile Liberya arasında yaşayan,türleri içinde en iyi konuşan gri
papağan.:JAKO


Batı Afrika’da
yetiştirilen ve fasulyeye benzeyen bir börülcenin yerli adı.:NİEBE


Batı Akdeniz Bölgesinde
yetişen bir tür meşe,mantar meşesi.:SEZÜ



Batı Anadolu’da  Lidya bölgesinde eskiçağ
kenti. :   SART 


Batı Anadolu’nun orta
kesimindeki antik bölge.:LİDYA



Batı Asya da yaşayan Türk soylu bir halk.
: AZERİLER


Batı Avrupa’da
Ortaçağ’da kale kapılarının savunulması için yapılan küçük kule.:BARBAKAN



Batı Endonezya’ya ait, doğusu ise bağımsız
bir devlet olan ada. : TİMOR



Batı Hindistan’da eski bir Hindu devleti.
:   KAÇ



Batı Karadeniz Bölgesi’ndeki Küre
Dağları’nın orta kesiminde yer alan bir dağ. : YARALIGÖZ



Batı Karadeniz bölümünde, Cide’nin güneyinde
kireç taşları içinde oluşmuş, iki katlı kolay girilebilen kesimi 150 metre kadar
uzunlukta mağara. : ILGAR İNİ


Batı Karadeniz’deki
Küre dağlarında bir kanyon.:ŞEHRİBAN


Batı Karadeniz’e
özgü,genellikle 12 Martta görülen şiddetli fırtına.:HUSUM



Batı Kenya’da yaşayan ve nilot dili konuşan
300.000 nüfuslu halk. : NANDİLER 



Batı mimarlığı ve dekoratif sanatlarında
18.yy da ortaya çıkan stilize deniz kabuğu, çakıl taşı ve sarmal motiflere
verilen ad. : ROKAY


Batı müziğinde bir nota
çeşidi.:TABLATURA


Batı müziğinin şan
tekniğinden yararlanarak geliştirdiği özgün bir üslupla halk türkülerini
yorumlamasıyla tanınmış müzik sanatçımız.:RUHİ SU


Batı Nijerya’da yaşayan
Yorubalar arasında yaygın dinsel hareket.:ALADURA



Batı Pasifik Adaları ve Avustralya’da
yaşayan bir kuş. : BALKUŞU


Batı Samilerin en
önemli tanrısı.:BAAL



Batı Samoa’nın başkenti. : APİA


Batı Samoa’nın para
birimi.:TALA


Batı toplumunda
dördüncü derecede bir soyluluk. :KONT



Batı Toroslar’ın ve dolayısıyla
Beydağları’nın en yüksek noktası. : KIZLARSİVRİSİ


Batı ülkelerinde Vikont
ile şövalye arasında soyluluk unvanı.: BARON



Batı’da  “Geber”  adıyla  bilinen  ve  Arap 
kimya biliminin babası sayılan, VIII. Yüzyılda yaşamış ünlü simyacı. : CABİR



Batı’da “Avicenna” olarak bilinen, ünlü
İslam filozofu ve hekimi. : İBNİ SİNA


Batık durumunda
alacaklıların,alacaklarının belli bir plana göre almaları için aralarında
yaptıkları sözleşme,iflas anlaşması. : KONKORDATO


Batılı
tacirlerin,ticaret için geldikleri Osmanlı limanlarında gümrük dışında ödemek
zorunda kaldıkları her şey için kullandıkları deyim.:AVANİ


Batma,kaybolma,sönme.:ÜFUL


Batman’ın Hasankeyf
ilçesini sular altında bırakacak olan baraj.:ILISU


Batmış olan nesnenin
yerini ve durumunu akustik dalgalarla belirleyen sistem.SONAR



Bayağı, sıradan. : ADİ


Bayağılaşma,ayağa
düşme.:İPTİZAL



Bayat ekmek, yemek. :  KERTİ



Bayındır, mamur. : ABAT



Bayındırlık işleri. : NAFİA


Bayındırlık,mamurluk.:ABADANİ


Bayındırlık.: UMRAN


Bayır.:ŞEV



Baykuşgillerden bir kuş. : PUHU



Baykuşgillerden,Avrupa-Asya ve Kuzey Afrika’da yaşayan bir kuş.:KUKUMAV


Bayrağın uçkurluk
karşısındaki kenarı.:UÇUN


Bayrak direği.:GÖNDER



Bayrak, sancak anlamında eski sözcük. :
RAYET


Bayraklarda ve
armalarda sıkça görülen,kanatları açık biçimde betimlenmiş kartal resmi.:ALERYON


Bayraktar.Sancak veya
bayrak taşıyan. :ALEMDAR



Bayram.: İD



Bazı   bitkilerde   tomurcuk ,  meyve ya da
tohum yerinde bulunan ve bitkinin çoğaltılmasına yarayan soğancık. : SOBOL



Bazı   canlıların   bir   takım  
yiyeceklere , ilaç , koku , toz   gibi   nesnelere   gösterdikleri  ters 
tepkiye verilen ad. : ALERJİ 



Bazı   yiyecek  ve   içecekleri
kokulandırmakta kullanılan, ince kıyılmış portakal, limon ve ağaçkavunu  kabuğu.
: ZEST


Bazı Afrika
ülkelerinde,hükümdarlık otoritesinin ve meşruluğunun simgesi olan,üzeri işlemeli
kumandan sopası.:REKAD


Bazı ağaçlardan elde
edilen,parfüm ve ilaçların yapımında  kullanılan reçine.:BALSAM


Bazı ağaçların gövde ve
dallarından sızan ve romatizma ağrılarına karşı ilaç olarak kullanılan bir tür
sakız.:SANDALOS:SANDARAK


Bazı Anadolu evlerinde
oda kapılarının üstünde eşya koymaya yarayan ufak oyuk.:BALAMUR


Bazı ateşli silahlarda
namlunun ucunda bulunan küçük çıkıntı.: ARPACIK



Bazı aygıtları çalıştırmaya yarayan aygıt.
: BUTON


Bazı balıkların iste
kurutularak yapılan pastırması.:LİKORİNOZ



Bazı bireyleri yangın çıkarmaya sürükleyen
saplantı. : PİROMANİ



Bazı bitkilerde içinde tohumları taşıyan
kuru kabuk. : KAPSÜL


Bazı bitkilerde ve
yapraklarda görülen tüycük.:VEBER


Bazı bitkilerden
çıkarılan ve sadeyağ yerine kullanılan katı yağ.:VEJETALİN


Bazı bitkilerin
genellikle süt görünümünde olan öz suyu.:LATEKS


Bazı bitkilerin
genellikle süt görünümünde olan özsuyu (kauçuk özsuyu). : LATEKS


Bazı böceklerin katı ve
sert üst kanadı. : ELİTRA


Bazı bölgelerde
kadınların sokağa çıkarken manto üstüne örtündükleri işlemeli geniş örtü.:MAHRAMA


Bazı canlıların bir
takım yiyeceklere,ilaç,koku,toz gibi nesnelere gösterdikleri ters tepkiye
verilen ad. : ALERJİ 


Bazı cisimlerin
gözenekli zarlardan geçebilmesi temeline dayanan bir çözümleme ve arıtma
yöntemi.:DİYALİZ


Bazı çiçeklerin içinde
bulunan,arıların bal yapmak için emdikleri tatlı sıvı,balözü.:NEKTAR


Bazı dantel ve
işlemelerin kenarlarındaki yuvarlak sivri bölüm.:DİŞ


Bazı dervişlerin
taşıdıkları sapı uzun,keskisi ayça biçiminde,küçük ve hafif balta. : TEBER


Bazı erguvangillerden
çıkarılan ve cila yapmakta kullanılan bir çeşit reçine.:KOPAL


Bazı eşyaya verilmesi
gereken boyutları,yan görüşü çizmeye,hazırlamaya yada denetlemeye yarayan örnek.:GABARİ



Bazı giyeceklere sertlik vermek için
kullanılan bir tür kumaş. :TARLATAN


Bazı giyim eşyalarında
yada döşemeliklerde kumaş kenarlarına dikilen süslü ipekten püskül.:SAÇAK



Bazı göz hastalıklarında gözlerde ışığa
karsı duyulan hassasiyetten duyulan korku. : FOTOFOBİ 



Bazı harfleri kusurlu söyleyen. :  
PELTEK 


Bazı hastalıklarda
yüzde,ellerde,ayaklarda görülen iltihapsız şiş.:ÖDEM



Bazı hayvan hastalıklarından duyulan korku.
: ZOOFOBİ



Bazı hayvan ve bitki hücrelerinde bulunan
iğne biçiminde billur madde. :  RAFAT  :  RAFİT 


Bazı hayvanları
karanlıkta ışık,çok aydınlıkta karanlık aramaya iteleyen dürtü.:FOTOKİNEZİ


Bazı hayvanların yutmuş
olduğu yiyeceği ağzına getirip yeniden çiğnemesi.:GEVİŞ


Bazı işlerde sicim
yerine kullanılan,ince ve uzun,esnek deri parçası.: SIRIM


Bazı kağıt oyunlarında
üçüncü durumdaki oyuncu söz konusuysa,kendisinden önceki oyuncuda ara kağıt veya
kağıtlar bulunduğunu düşünerek büyük kağıt yerine düşük değerde bir kağıt atmak.:EMPAS


Bazı kağıt
oyunlarında,ortaya sürülecek parayı ödeyebilmek için her oyuncunun kendi önüne
koyduğu toplam para.:KAV


Bazı kağıtların
dokusunda bulunan ve ancak aydınlığa tutulunca görülen çizgi,resim ve yazı gibi
biçimler.: FİLİGRAN


Bazı kuşların
tepelerinde bulunan uzunca tüy,sorguç.:TUĞ


Bazı mallardan devletçe
alınan vergiler.:RÜSUMAT


Bazı
nesnelerde,canlılarda,gözde vs dalgalanır gibi görünen parlak çizgiler,hare.:MENEVİŞ


Bazı oltalarda kösteği
ağırlaştırmak için kullanılan kurşun parçası.:ZOKA


Bazı
oyunlarda,özellikle bazı kumar makinelerinde biriken paranın tamamını veya
önemli bir bölümünü kazanmayı sağlayan simgeler birleşimi.:JACKPOT


Bazı rahip ve
rahibelerin dünya ile ilgilerini keserek yaşadıkları yapı.:MANASTIR


Bazı spor
malzemelerinin yapımında kullanılan alüminyum alaşımlarının genel adı.:ZİKRAL


Bazı telli çalgılarda
kullanılan hayvan bağırsağından tel.Çalgı teli. : KİRİŞ


Bazı telli çalgıları
tanımlamada kullanılan ortak ad.:ZİTHER


Bazı türleri evlerde
süs bitkisi olarak yetiştirilen,bazı türlerinden de dokumalık iplik elde edilen
bir tür palmiye.:LATANYA


Bazı ülkelerde damıtık
içkilere verilen ad.:ARAKİ



Bazı vakıf kuruluşlarında fakirlerin
doyurulması için ayrılan ödenek.: İTAMİYE : ITAMİYE



Bazı yarışlarda, genellikle bir tabanca
ateşiyle başlama işaretini vermekle görevli kişi. : STARTER


Bazı yerlerde kundak
çocuklarının altına bez yerine konulan toprak.:HÖLLÜK


Bazı yiyecekleri
kokulandırmakta kullanılan portakal,limon yada ağaç kavunu kabuğu.:ZEST


Bazı yörelerimizde
çulluğa verilen ad.:BAKAÇA



Bazı yörelerimizde küçük kar anlamında
kullanılan sözcük. :  GİLİRİK



Bebeğin başsız olarak doğmasına tıpta
verilen ad. : AKEFALİ 


Bebek arabası.:PUSET



Bebeklere iç çamaşırı olarak giydirilen ince
pamukludan kısa kollu giysi. :   ZIBIN 



Bebekleri kaldırdığı söylenen bir cins
akbaba. : UŞAKKAPAN



Becerikli, iş bilen. :  EVİRGEN



Becerikli, yetenekli ve usta kişi. : EHİL


Becerikli,usta.:MAHİR



Beceriksiz,güçsüz,görgüsüz kimse.:CUDAM


Beddua,lanet.:İLENÇ



Bedendeki fazla kılları ustura ile alma;
tıraş etme. : YÜLÜME


Bedenin belden aşağı
bölümlerini yıkamakta kullanılan tuvalet aracı.:BİDE


Bedenin leğen kemiğini
kapsayan bölümü.:BASEN


Bedenle
ilgili olan. :SOMATİK


Bedensel yada ruhsal
yorgunluk hali.:ASTENİ


Beethoven’in tek
operası.:FİDELİO


Begonyagillerden bir
süs bitkisi.:PAŞAÇADIRI



Beğeni. : GUSTO


Beğenilmiş,seçilmiş.:MUHTAZA



Beğenmemek, azımsamak, küçümsemek. :  
BUNMAK 



Beğenmemek,istememek,nefret etmek.:İRDEMEK



Behçet Necatigil’in bir şiir kitabı. :
ARADA


Bekçi,gözcü.:NİGAHBAN


Beklenmedik bir zamanda
ortaya çıkan büyük tehlike.:BADİRE


Beklenmedik hoş ve
şaşırtıcı sözler söyleyen,güldürücü öykü anlatan kimse.: NEKRE



Beklenmedik olay, sürpriz. : ŞAŞIRTI


Bekletilmiş kümes
hayvanı etinden yapılan şiş.:YAKİTORİ



Bekleyen,gözleyen,intizar eden.:MÜNTAZIR


Bekleyen,gözleyen.:MUNTAZIR


Bektaşi dervişi.:IŞIK



Bektaşi ve Mevlevi tekkelerinde belli tören
kuralları olan sofra. : SOMAT


Bektaşilerin
boyunlarına taktıkları bir taş.:SEKİL


Bektaşilikte tarikata
yeni girmiş acemi dervişlere verilen ad.:TORLAK



Bel ve kalça arası.  :  BASEN



Bel, orta, ara, aralık. : MİYAN (MEYAN)


Bel,çapa yada sabanın
topraktan kaldırdığı iri parça.:KESEK


Belçika’da yaşayan bir
halk.:VALONLAR


Belde
taşınan su kabı. : MATARA


Belediye.:URAY


Belgeleme. : TEVSİK


Belgeler,işaretler.:ALAİM


Belgelik.:ARŞİV


Belgesel.:
DOKÜMANTER


Belin üstünde,göğüs
hizasının altında biten kısa ceket.:BOLERO


Belirgin aralıklarla
ilerleyen iki yada daha çok sesin taklidiyle oluşan bütün.:KANON


Belirlenimci.:DETERMİNİST


Belirli bir coğrafi
alanda bulunan bitki türlerinin tümü.:FLORA



Belirli bir hizmeti başarabilecek en küçük
askeri birlik. : TİM


Belirli bir insan
grubunun dışında kimseye bildirilmeyen her türlü bilgi ve öğretiye verilen ad.:EZOTERİK


Belirli bir insan
topluluğunun dışında kimseye bildirilmeyen,yalnızca sınırlı dar bir çevreye
aktarılan (her türlü bilgi,öğreti),içrek.:BATINİ


Belirli bir malın,işin
belirli bir süre yönetilmesi için görevlendirilmiş kimse.:KAYYUM


Belirli bir tonda
yazılmış müzik parçasının niteliği.: TONALİTE



Belirli nesneler ya da durumlar karşısında
duyulan olağandışı güçlü korku. : FOBİ


Belirli sesler,çalgılar
yada topluluklar için yazılmış bir yapıtı başka sesler,çalgılara yada
topluluklara aktarma,düzenleme.:ARANJMAN



Belirli sözcüklerden duyulan korku. :
LOGOFOBİ


Belirsiz. :MÜPHEM



Belirteç olarak kullanılan eylem soylu
sözcük. : ULAÇ


Belirti,ipucu anlamında
yerel sözcük.:UCAR



Belirti. : SEMPTOM


Belirtiler.: SENDROM


Belirtke. : AMBLEM


Belirtme,gösterme,açığa
vurma.:İZHAR



Belize plakası. :  BH


Belleğin güçten düşmesi
ya da kaybolması.:AMNEZİ



Bellek yitimi. : AMNEZİ



Belli amaçlarla kurulmuş konutlar topluluğu.
: SİTE



Belli belirsiz hissedilen hafif yel. :
ESİNTİ


Belli belirsiz tarih
olaylarına ve efsane motiflerine dayanılarak halkın hayal gücüyle meydana gelmiş
eser,epope.:DESTAN



Belli bir amacı olmayan, dayanaksız söz.
: AFAKİ



Belli bir birim alan içinde yaşayan tüm
canlıları, fiziksel çevrelerini ve aralarındaki her türlü ilişkiyi içeren
kavram. : EKOSİSTEM


Belli bir bölgede sıkça
görülen hastalık.:ANDEMİ



Belli bir bölgede yaşayan hayvanların tümü.
: DİREY



Belli bir bölgede yaşayan hayvanların tümü./
Yeryüzünde ekolojik olarak sınırlanabilir bir yaşam mekanında bulunan bütün
canlıları ifade eder.(orman faunası,çayır ve deniz faunası gibi). : FAUNA



Belli bir bölgede yetişen bitkilerin tümü.
: BİTEY


Belli bir coğrafi
bölgedeki yer adlarını,bunların kökenlerini,bölgede konuşulmakta olan dille yada
ortadan kalkmış dillerle bağlantılarını inceleyen dilbilim dalı.:TOPONİMİ


Belli bir çıkar
grubunun isteklerini siyasi organlara kabul ettirmek için kurulmuş olan
topluluk,dalan.:LOBİ


Belli bir desenin yada
yazının farklı ölçekte röprodüksiyonu yapmayı sağlayan aygıt.:PANTOGRAF


Belli bir iş kolunda
usta,kalfa ve çırakları içine alan dernek.:LONCA


Belli bir işe gücü
yetmeyen,aciz.:EKSİN


Belli bir malın
yönetilmesi veya belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimse.:KAYYUM


Belli bir topluluğa
özgü olan işaret.:KOKART


Belli bir yerde mezarı
olan,doğaüstü gücü bulunduğuna ve insanlara yardım ettiğine inanılan ölü.:YATIR


Belli bir yüzde
karşılığında,bir sanatçının çalışma programlarını ve anlaşmalarını düzenleyen
kimse.:EMPREZARYO



Belli konuda düzenlenen oturum ya da
seminer. : SEMPOZYUM



Belli konulara uzun süre odaklanabilme,
ayrıntıları algılamada çok başarılı olma, ama insanlarla iletişim kurmakta
zorlanma biçiminde kendini gösteren sendrom. : ASPERGER


Belli olmayacak kadar
yavaş akan su.:IĞIL


Belli sayıda noktanın
konumunu kesinlikle tespit edebilmek için,bir alanı üçgenlere bölme işi.:NİRENGİ


Belli zaman
aralıkları ile çıkan yayın,süreli yayın,periyodik.:MEVKUTE


Belsoğukluğu mikrobu.:GONOKOK


Bencil,egoist.:HODBİN



Bencillik. : EGOİZM


Benekli hayvan.:ÇAPAR


Benim gibi.:BENCİLEYİN


Benin’in eski adı.:DAHOMEY


Bentlerde toplanan
suyun künklerle kente getirilerek toplandığı,üstü örtülü bir yapıdan meydana
gelen su haznesi.:MAKSİM


Benzemeye çalışma,uyma.:İMTİSAL


Benzen halkalarının
birbirine doğrusal olarak bağlandığı çok halkalı aromatik hidrokarbonların genel
adı.:ASEN



Benzenden    türeyen   ve   boya  
sanayinde   kullanılan   zehirli    bir madde.Organik boya cevherine verilen ad.
: ANİLİN


Benzer olmayan
maddelerden oluşmuş bütün.:AGREGA


Benzer seslerin bir
mısrada veya bir cümlede kulağa hoş gelecek bir ahenkte tekrarlanması.:ALİTERASYON


Benzer,eş.:MENEND



Benzerleri arasında güç ve önem bakımından
başta gelen. : BAŞAT



Benzeşim,örnekseme.  : ANALOJİ 



Benzeştirme. : ASİMİLE


Benzetme.:TEŞBİH


Benzeyen,andıran.:MÜMASİL



Beraber asker olanlar. :   TERTİP 


Berber.:PERUKAR


Bereketli,çoğaltan.:ARTAĞAN


Bergama ilçesinde
Allianoi antik kentini sular altında bırakacak olan baraj.:YORTANLI



Bergama’nın eski adı. :   PERGAMON 



Bering Denizi ile Büyük Okyanus arasında yer
alan adalar grubu. : ALEUT 


Bering denizinde bir
ada.:NUNİVAK



Berkelyumun simgesi  :  BK


Berrak duru anlamında
eski sözcük.:NAB


Berrak ve parlak sarı.:TURNAGÖZÜ


Bertolt Brecht’in bir
oyunu.:BAAL



Besbelli,açıkça,meydanda,aşikar.:HÜVEYDA


Besinini bağımsız
olarak sağlayan bitki,kendi belsek.:OTOTROF


Besleme kız.:AHRETLİK



Besleme, semirtme işi. Hayvanların besiye
çekilip semirtildikleri yer. (Eski dilde: Çokluk, fazlalık):BESİ


Beslenme fobisi.:SİTİYOFOBİ



Besleyip yağlandırmak için enenmiş horoz.
: IBLIK


Besteci.
: KOMPOZİTÖR


Bestecinin,besteleniş
sırasına göre numaralanmış müzik eseri.:OPUS


Bestelenmek için
yapılan,konusunu kahramanlık ve dini hikayelerden alan manzume.:KANTAT


Bestelenmiş her tür
şiire Batı’da verilen ad. :OD



Beş dalı kapsayan atletizm yarışması. :
PENTATLON


Beş dizelik bentlerden
oluşan nazım parçası.:TARDİYE



Beş heceli üç dizeden oluşan Japon şiir
türü.  :  HAİKU


Beş kilometrelik bir
uzaklık ölçüsü.:FERSAH


Beş parçası olan,beşli.:MUHAMMES


Beş yaşından büyük veya
damızlık dışı bırakılmış dişi koyun.:MARYA


Beşparmak da denilen ve
üzerine dikili çizgiler bulunan pamuklu bir kumaş.:ELİFİ



Beşparmak” da denilen bir kumaş türü. :
ALACA



Beton  delme  kalemi. Betona  delik 
açmakta  kullanılan  sivri  uçlu, çelikten  yapılmış bir alet.:MURÇ


Beton bloklarla ya da
küçük moloz taşlarla yapılan temel.:TAŞDÖŞEK



Beton kırma makinesi. : BETONİYER



Betonarme inşaatlarda ana demirleri
birleştirmeye yarayan ve böylece beton katmanlarının birbiri üzerinde kaymasını
önleyen metal armatür. : ETRİYE


Betonarme inşaatlarda
ana demirleri birleştirmeye yarayan ve böylece beton katmanlarının birbirleri
üzerinde kaymasını önleyen metal armatür.:ETRİYE


Betonun ham
maddelerinden olan kum ve çakıl.:AGREGA



Bey” denilen bir dişi arıyla kovandan çıkan
arı topluluğu. : OĞUL



Beyaz bir element. : VANADYUM



Beyaz Bisiklet, Bir Kırık Bebek, Dünden
Sonra Yarından Önce gibi filmleriyle tanınmış kadın sinema yönetmenimiz. :
NİSAN AKMAN


Beyaz iş işlemekte
kullanılan beyaz ve parlak iplik.:SİRESATEN


Beyaz iş işlemekte
kullanılan bir çeşit parlak pamuk ipliği.: PAMUKAKİ


Beyaz kabuğu ve beyaz
kerestesi marangozlukta kullanılan bir ağaç.:HUŞ



Beyaz mermerde bulunan sert kısım.  : 
EMERİL


Beyaz patiskadan
dikilen yada yünden örülen takke.:TERLİK


Beyaz porselen kaplama.:JAKET



Beyaz Rusya’da bir ırmak. : BEREZİNA



Beyaz Rusya’nın başkenti.: MİNSK


Beyaz ve kaliteli bir
tiftik türü.:FİLİK


Beyaz ya da pembe
renkli çiçekler açan zehirli bir ağaççık.:ZAKKUM



Beyaz yada mor renkte çiçekler açan,
meyveleri dikenli bir bitki. : TATULA



Beyaz,sarı renkte soğanlı bir süs bitkisi.
: NERGİS 


Beyaz,yeşil,mavimsi gri
renkte billurlaşmış bir tür kalsiyum karbonat.:ARAGONİT


Beyaza yakın gümüş
renginde bir deniz balığı.:ATERİNA



Beyazlama, ağarma anlamında eski sözcük.
: İBYİZAZ


Beygir gücü. : HP
(HORSE POWER)



Beygir haşasını tutan küçük kolan. :
TAPKUR



Beyin  yangısı. : ANSEFALİT



Beyin elektrosu. : EEG


Beyin kanaması.:APOPLEKSİ


Beyin yarımkürelerinin
derinliğinde,üçüncü karıncığın alt tarafında bulunan sinirsel bozmadde oluşumu.:TALAMUS



Beyin. :  DİMAĞ



Beyinde üçüncü karıncığın iki yanında yer
alan ve beynin öbür bölümleriyle ilişkili çekirdeklerden oluşan boz madde
kitlesi. : TAPAMOL



Beyit. : EV


Beynin alt bölümünde
bulunan,salgısını kana vererek fizyolojik olaylarda önemli rol oynayan sinirsel
organ.:HİPOFİZ


Beyoğlu’nun eski adı.:PERA


Beyşehir gölü
kıyısında,Anadolu Selçukluları döneminden kalma ünlü saray.:KUBADABAD


Beyşehir gölünde bir
ada.:MADA


Bez  torba.:CAĞ



Bez dokuma tezgahı. : ALAT


Bez dokuyan veya satan
kimse.:BEZZAZ



Bez parçalarından dokunan basit kilim,
yaygı. :   PALA 



Bez tezgahında ipliği ayarlayan tarak. :
GÜCÜ


Bez,beze.:GUDDE


Bez,tahta,kağıt gibi
maddeler üzerine yapılmış yağlı boya,sulu boya,pastel boya veya kara kalem
resim.:TABLO


Bezden biçilmiş elbise.:KESİ



Bezekçi. Yapıların duvar ve tavanlarına
süslemeler yapan usta. : NAKKAŞ


Bezekçilikte kullanılan
yeşil ve pembe dalgalı bir sedef.:ARUSEK



Bezekçilikte kullanılan, çok parlak,
yeşil ve pembe dalgalı bir çeşit sedefe verilen ad.  : ARUSEK



Bezeme, süsleme. :  TEZYİN



Bezginlik,umutsuzluk,usanç.:FÜTUR


Bezik,tavla gibi
oyunlarda ortaya konan parayı iki misline çıkarma.:VİDO


Bezikte,bir taraf bin
beş yüz sayıyı tamamlayamadan ötekinin üç bin sayı yaparak oyunu bitirmesi.:RUBİKON



Bıçak bilemeye yarayan çubuk biçiminde çelik
araç. :  MASAT


Bıçak,kılıç gibi kesici
aletlerin kabzanın içinde kalan bölümü.:PIRAZVANA



Bıçkın Rum delikanlısı.: PALİKARYA


Bıkma,usanma.:GINA



Bıldırcın sökünü. : CURNATA 


Bıldırcına benzer bir
kuş.:TURAÇ


Bızbız’da denilen ve
davula sol elle vurulan ince değnek.:ZİBZİBİ


Biber salçası,kızarmış
ekmek,dövülmüş ceviz,tahin ve nar ekşisiyle hazırlanan bir tür meze.(Antalya
yöresi).:MUHAMMARA



Biberiye, dişbudak. :  HASALBAN


Biçilmiş ama demet
yapılmamış ot yada ekin yığını.:PULUR


Biçim değişimi,dönüşüm.:TRANSFORMASYON



Biçim güzelliği ve yalınlığın egemen olduğu
koşmalarıyla tanınmış XIX. yüzyıl halk ozanı::RUHSATİ


Biçimi bozulmuş.:DEFORME


Biçimlendirme eylemi.:MODLAJ



Biçimler,şekiller,kılık.: EŞKAL



Biçimsel” anlamında eski bir sözcük. :
SURİ



Biçimsiz. : AMORF


Bilanço.:DENGELEM


Bilardo oyununda isteka
ile vurulan bilyelerin öbürlerine dokunması.:KARAMBOL



Bilardo oyununda kullanılan değnek.  : 
İSTEKA



Bilardoda , oyunculardan birinin topunun
öteki toplardan birine değdikten sonra geri dönmesini sağlayacak şekilde yapılan
vuruş.  :  KLEPS


Bildiri özeti.:EKSPOZE


Bildiri.:TEBLİĞ


Bileği çarkı.:KÜSTERE


Bilek hizasında kalan
kısa çorap.:ŞOSET


Bilekleri dar,beli
bol,büzgülü kadın şalvarı.:ÇİNTİYAN



Bilenmiş  kesici  bir  aracın  yüzünde 
kalan  ve  bileği  taşıyla  giderilen  metal  çapağı, kıl ağı.:ZAĞ



Bileşik. : MÜREKKEP



Bileşikgillerden şekeri çok bir tür yer
elması.  :   BADAT



Bileşikgillerden,kökleri sebze olarak kullanılan otsu bir bitki.: TEKESAKALI



Bileşim, bileştirme. : TERKİP


Bileşiminde % 80-83
bakır,% 17-20 çinko bulunan,mücevhercilikte genellikle şerit ya da tel biçiminde
bulunan pirinç.:TOMBAK


Bileşke.:MUHASSALA


Bileyici.:ZAĞCI


Bilgece olan.:HİKMETLİ



Bilgi   ve   güç   elde   etmek   
karşılığında   ruhunu   şeytana   satan   ve   birçok   sanat   yapıtına konu
olan efsanevi kişi. : FAUST



Bilgi edinme, öğrenme. : ITTILA


Bilgi ve düşüncesi
alınmak üzere kendisine danışılan kimse,bilgili.:DANİŞMENT


Bilgi,ilim,irfan.:DANİŞ


Bilgi,malumat.: TİLİ


Bilgicilik.: SOFİZM


Bilgicilik.:SOFİZM



Bilgiçlik taslayan. : BİLEGEN:
MALUMATFURUŞ



Bilgide temel olarak düşünceyi alan ve
varlığı insan düşüncesinin kurduğunu kabul eden öğretilerin genel adı. :
İDEALİZM


Bilgileri gösteren
simgeler dizesi.:KOD



Bilgili, haberli, uyanık. : AGAH



Bilginin saklanması ve üretilmesini konu
alan akademik ve mesleki disiplini. :  BİLİŞİM


Bilginin temelini,bilim
alanında uygulanan yöntemleri,sınır ve güvenilirlik bakımından inceleyip
araştıran felsefe dalı.:EPİSTOMOLOJİ



Bilginler : ARİFAN.



Bilginler,yazarlar,sanatçılar kurulu.:AKADEMİ


Bilgisayar  
kullanımında   çözüme   erişmek  için  işlenebilir  duruma  getirilmiş  bilgi
ortamı.:VERİTABANI


Bilgisayar ağı.:NETWORK


Bilgisayar bağlantılı
metin dili,üst metin dili.Web (örün) sayfalarının kolaylıkla yaratılmasına
elveren programlama dili.:HTML (Hyper Text Markup Language)



Bilgisayarda   bir   depolama   ortamı  
olarak   yararlanılan , belli sığası olan,plastik manyetik araçlara verilen ad. 
:   DİSKET


Bilgisayarda
abonelik,hesap.:ACCOUNT


Bilgisayarda araç
çubuğu.:TOOLBAR


Bilgisayarda
donanım.Bilgisayarın fiziksel öğeleri.:HARDWARE


Bilgisayarda duvar
kağıdı.Kullanıcı tarafından seçilen ve ekranın zeminini süsleyen desen.:WALLPAPER


Bilgisayarda elektronik
posta.:E-MAİL


Bilgisayarda
erişilebilir bellek.: RAM


Bilgisayarda güvenlik
duvarı.:FİREWALL


Bilgisayarda ikili sayı
sisteminde her bir basamak.(1.024 bit:1KB”kilobyte” – 1.000 KB:1 MB “megabyte”–
1.000 MB:1GB “gigabit”– 1.000 CG:1TB “terabyte”:BİT


Bilgisayarda
indirmek,karşıdan yüklemek.:DOWNLOAD


Bilgisayarda internet
üzerinde bilgi kaynaklarını aramaya elveren ve bağlantılı metin ve ortamların
olanaklarını kullanan yazılım.:BROWSER


Bilgisayarda internet
üzerinde müzik dağıtımı için kullanılan bir ses kodlama ve sıkıştırma yöntemi.:MP3


Bilgisayarda
istenilmeden gönderilen ticari duyum içerikli e-posta.:SPAM


Bilgisayarda klavye
gevezeliği,internet sohbeti.:CHAT


Bilgisayarda
sunucu.Bilgi işlem düzeninde istekleri yerine getirmekle yükümlü bilgisayar.:SERVER


Bilgisayarda veri
tabanı.:DATABASE


Bilgisayarda veri.:DATA


Bilgisayarda
yazılım.Bilgisayarda program,kural ve belgelerin tümü.:SOFTWARE


Bilgisayarın çevrim
dışı,bağlantısız çalışması.:OFFLİNE


Bilgisayarın çevrim
içi,bağlı çalışması.:ONLİNE


Bilgisini,başkalarını
sıkacak şekilde gösterişli sunan kişiler için kullanılan sözcük.:PEDANTİK



Bilim doktorlarının ve Kardinallerin
giydikleri dört köşe külah yada başlık.  :   BARATA


Bilim kurumlarının
çalışmaları ile ilgili yazı ve haberlerin yayınlandığı dergi.:BELLETEN


Bilim yada sanat
alanında üstün bilgisi ve yeteneği olan kimse.:ÜSTAT


Bilim,fen konularıyla
siyasal,ekonomik ve toplumsal konuları açıklayıcı ve yorumlayıcı niteliği olan
gazete ve dergi yazısı. : MAKALE


Bilimde bir düzenli
görüşü oluşturan,ilke ve dogmaların bütünü,meslek,doktrin.:ÖĞRETİ


Bilimler,ilimler.:ULUM


Bilimsel amaçlarla
böcek inceleme,saklama ve koruma yeri. : İNSEKTARYUM


Bilimsel amaçlarla
böcek inceleme, saklama, koruma yeri. :İNSEKTARYUM


Bilimsel bir sorunu
incelemek yada siyasi, ekonomik, diplomatik sorunları tartışmak için yapılan
akademik toplantı. :KOLOKYUM



Bilinç, şuur.: ES


Bilinemezcilik. :
AGNOSTİSİZM
.:LAEDRİYE


Bilinen, adı geçen,
sözü geçen.:MAHUT



Bilip bilmeden her konuya atlayan kimseye
argoda verilen ad. : SAZAN


Bilirkişi.:EHLİHİBRE


Billur.:KRİSTAL


Billura benzeyen,
billuru andıran, billursu. :KRİSTALOİT. :KRİSTOLİT


Billurları idrarda
bulunabilen ve idrar yollarında taş yapan madde.:OKSALAT


Billurlaşmış doğal
kalsiyum karbonat.:KALSİT


Billurlaşmış kireç
taşı.:MERMER



Bilmece şeklinde düzenlediği muammalarıyla
ve Bektaşi inançlarını dile getiren şiirleriyle tanınmış XIX. yüzyıl halk ozanı.
: MİRATİ


Bilmez gibi
görünme,görmezlikten gelme.:TECAHÜL


Bilmiyorum anlamında
kime ait olduğu bilinmeyen şiirlerin altına yazılan bir sözcük.:LAEDRİ


Bilye,zıpzıp.:ENEK



Bilyeli tekerlekler ve küçük bir sandıktan
oluşan basit taşıma aracı. :  TORNET 


Bilyeli yatak.:RULMAN



Bin beş yüz  yıl öncesine dayanan Japon
güreşi. : SUMO



Bin dokuz yüz altmış’larda Brezilya’dan tüm
dünyaya yayılan bir dans ve müzik. : BOSSANOVA



Bin dokuz yüz altmış’larda New York’ta
ortaya çıkan ve biçimindeki aşırı sadelikle ayırt edilen sanat akımına verilen
ad. : MİNİMAL


Bin dokuz yüz altmışlı
yıllarda doğan ve daha sonra reggae’ye dönüşen Jamaika müziği.:SKA



Bin dokuz yüz dört – bin dokuz yüz doksan üç
yılları arasında yaşayan ve Türkiye’de modern resmin ilk temsilcilerinden biri
sayılan ünlü ressamımız. : ALİ AVNİ ÇELEBİ


Bin dokuz yüz kırk dört
yılında doğmuş,genellikle kösele ile ürettiği soyut anlayıştaki yapıtlarıyla
tanınmış heykelcimiz.:KORAY ARİŞ


Bin dokuz yüz kırkların
ikinci yarısında caz müziğinin iki karşıt kampa bölünmesine neden olan ilk
modern caz akımı.:BEBOP



Bin dokuz yüz on dört’te İnas (Kız) Sanayii
Nefise Mektebi’ni kuran ve okulu n müdürlüğünü yapan, ilk kadın ressamımız. :
MİHRİ MÜŞFİK HANIM



Bin dokuz yüz on dört’te İstanbul (Beyoğlu)’
da açılan sinema salonu. : MAJİK


Bin dokuz yüz on iki
yılında batan transatlantik. :   TİTANİK 



Bin dokuz yüz on üç- bin dokuz yüz doksan
yılları arsında yaşayan ve göz alıcı renklerin egemen olduğu yapıtlarıyla
tanınan ressamımız. : AGOP ARAD



Bin dokuz yüz otuz altı’da doğan ve daha çok
duvar resimleriyle tanınan ressamımız. : EROL ETİ


Bin dokuz yüz otuz
sekizde doğmuş,özellikle ince bir işçiliğin egemen olduğu çanaklarıyla tanınmış
kadın seramik sanatçımız.:ALEV EBÜZZİYA


Bin dokuz yüz otuzda
kurulan aşırı milliyetçi gizli Hırvat örgütü.:USTAŞA



Bin dokuz yüz üç- bin dokuz yüz otuz sekiz
yılları arasında yaşayan ilk kadın ressamımız.:HALEASAF



Bin dokuz yüz yirmi bir’ de Türkiye’ye
sığınarak İstanbul Belediye Konservatuarı’nda bale bölümünü kurmuş ve birçok 
öğrenci yetiştirmiş, bu çalışmalarıyla yurdumuzda balenin öncüleri arasında yer
almış Rus asıllı Türk kadın koreograf. : LİDİA KRASSA ARZUMANOVA


Bin metrekarelik bir
alan ölçüsü birimi.:DÖNÜM



Bin sekiz yüz seksen dokuz-bin dokuz yüz
yirmi yedi yılları arasında yaşamış, simgesi özellikler taşıyan yapıtlarıyla
tanınmış bir ressamımız. : AVNİ LİFİJ


Bin sekiz yüz yetmiş
dokuzda ortaya atılmış yapay bir dil.:VOLAPÜK


Bina girişlerinde
elektrik şebeke hattını sigorta sistemi ile düzenleyen kutu.:KOFRA


Binaların önlerinde
üstü örtülü  önü açık yer. : REVAK


Binanın bir bölümünü
tutmaya yarayan köşe kubbesi.:TROMP


Bineğe yada yük
taşımaya alıştırılmamış at veya eşek sürüsü.:HERGELE


Bingöl ilinde bir
kaplıca.:KÖS


Bingöl yöresine özgü
bulgur köftesi.:MÜSEBBİYE


Bingöl’ün Solhan
ilçesinde,içinde yüzen iki adacığı da bulunan bir göl.:TURNALAR



Binicilik,bisiklet,atletizm gibi yarışların yapıldığı özel yol.:PARKUR


Biniciyi sarsmayan at
yürüyüşlerinden biri.:YORGA



Binlerce kişinin imha edildiği, Almanya’daki
ilk Nazi toplama kampı. : DACHAU



Bir  başlangıç   melodisinin  belirli  bir 
zaman  aralığında  tekrar  edilmesine  dayanan  müzik biçimi. : KANON


Bir  çeşit uzun rende.
:  KUSTERE


Bir  tiyatro  oyununda 
oyuncuların  bir  defada  söylediği parça. : TİRAT


Bir adayı anakaraya
bağlayan kıyı dili yada kıyı oku.:TOMBOLO


Bir adın yada sözcüğün
baş harfi.:İNİSİYAL


Bir Afrika ülkesinin
başkenti.:NUAKŞOT


Bir ağ atılışında
çıkarılan balık miktarı.:FOROZ


Bir ağ türü.:APOŞİ


Bir ağaç türü.:AKAĞAÇ


Bir akarsu yatağının az
eğimli vadi tabanlarında ve ova düzlüklerinde çizdiği “S” harfine benzer kıvrım.:MENDERES


Bir akarsu yatağının en
derin yerlerini birleştiren çizgiye verilen ad.:TALVEG


Bir akarsuyun kalkerli
bir alanda oyarak oluşturduğu derin,darboğaz.:KANYON



Bir akarsuyun yatağı üzerinde oluşturulan
yapay set. : BARAJ


Bir akışkanın çekim ve
sürtünme kuvvetleri nedeniyle akma eğilimine karşı gösterdiği iç direnç.:VİSKOZİTE


Bir akort oluşturan
seslerin birbiri arkasından çalınması.:ARPEJ


Bir akvaryum balığı.:LEBİSTES


Bir akvaryum balığı.:TETRA


Bir alanla ilgili
olarak oluşturulan danışma kurulu.:ŞURA


Bir aletin çapları
birbirinden farklı olan parçalarından birini ötekine geçirebilmek için
yararlanılan bağlayıcı.:ADAPTÖR


Bir aletin yada aracın
hareketli parçası.:ŞARYO



Bir Alman denizaltısı tarafından batırılan
ve 1915’te ABD’nin 1.Dünya Savaşına girmesine neden olan İngiliz yolcu gemisi. 
:   LUSİTANİA



Bir amaca ulaşmak için tutulan yol ve
yöntem. : PROSEDÜR


Bir anason
türü.(Çorba,sebze ve balık yemeklerinde kullanılır).:PİMPİNEL


Bir anayasa yapmak veya
bir anayasayı değiştirmek için toplanan olağanüstü ve geçici meclis.:KONVANSİYON


Bir anlam   bildirmeyen
, anlama bir şey katmayan ama kulağa hoş gelen söz ve anlatımı ifade eder.
:TUMTURAKLI



Bir anlatımda verilmek istenen öz. :
İÇERİK



Bir anlatının vurgulandığı temel düşünce.
: İLETİ


Bir anlatıyı,bir
söylevi bitiren özlü deyiş.:EPİFONEMA


Bir araştırmada bütünü
anlamak için bütünden seçilen,araştırma tekniklerinin uygulanacağı grup.:ÖRNEKLEM


Bir arazinin
bölünmesi,parsellere ayrılması.:İFRAZ


Bir arazinin çeşitli
noktaları arasındaki yükselti farkını ölçmeye yarayan alet,düzeç.:NİVO


Bir arazinin,bir
karayolunun yatay doğrultuya göre yokuş olan bölümü.:RAMPA


Bir arazinin,bir
karayolunun,bir demiryolu hattının yatay doğrultuya göre yokuş olan bölümü.:RAMPA


Bir araziyi düzleme
işi.:NİVELMAN


Bir aruz vezni.
REMEL 


Bir asitle birleşince
bir tuz oluşturan madde.:BAZ



Bir Asya ülkesinin başkenti. : SANA -
SEUL


Bir at arabası türü.:LANDON


Bir at rengi.:DORU


Bir atada varken,bir
çok kuşaktan beri yitmiş olan niteliklerin bir yavruda birden ortaya çıkması.:ATAVİK


Bir atardamarın bir
noktasında oluşan ur biçiminde gevşeme şişkinliği.:ANEVRİZMA


Bir atıcılık sporu
aleti.:BALTRAP



Bir atımlık barut.:  KESİ



Bir atom     ya   da    molekülden   
ötekine    bir    ya   da    daha    çok    elektronun    geçişi   olayı.:REDONS:
REDOKS


Bir atom altı
parçacığın yada çekirdeğin açısal momentumu.:SPİN


Bir atom veya
molekülden ötekine bir veya daha çok elektronun geçişi olayı.:REDOKS



Bir av köpeği cinsi. :   ZAĞAR  :  
SETER  : GRİFON
.:EPANYÖL.:TERİYE



Bir av kuşu. :   ÜVEYİK: MEKE 



Bir avuç dolusu. : APAZ


Bir ayakkabıya ağaç
veya metal çivi çakmak için delik açmaya yarayan ayakkabıcı aleti.:KAÇABURUK


Bir ayakla üzerine
binilip,öbür ayakla yeri teperek yol alınan bir çocuk oyuncağı. :TROTİNET


Bir bağırsak
asalağı,şerit.:TENYA


Bir baharat karışımı.:KÖRİ


Bir baharat türü.:KİŞNİŞ


Bir baharat türü.:ZENCEFİL


Bir bakteri türü.:BASİL


Bir baleyi oluşturan
adım,figür ve anlatımların bütünü.:KOREOGRAFİ



Bir balık türü.  :  İSKORPİT: RİNA :
ZARGANA : AKYA
.:LAPİNA


Bir balık türü. :
AKINKAYASI : AKKEFAL: CAMGÖZ
. :DUBAR


Bir balık türü. :
HOROZBİNA: ISKARMOZ
. :DUBAR: AKLEVREK


Bir balık türü.:DİPLARYA
:EĞREZ :FRİSA
. :DAĞ ALASI. :İŞKİNE


Bir bamya yemeği türü.:ASİDE



Bir bankanın sattığı menkul değerleri geri
satın alma taahhüdüne verilen ad. : REPO


Bir baş rahip yada bir
baş rahibe tarafından yönetilen manastır.:ABEYİ


Bir başlık türü.:BÖRK


Bir batarya topun
birden ateş etmesi.:SAPARTA


Bir Batıni tarikat olan
Nusayriliğin kutsal simgesi (Ali,Muhammet ve Selman El-Farisi’nin ilk
harflerinden oluşur).:AMS


Bir Bektaşi tarikatının
adı.:NAZENİN


Bir berat,lisans hakkı
veya ticari marka sahibinin bunu devrettiği firmalardan aldığı maddi karşılık.:REDEVANS


Bir bestede
kullanılabilecek aynı türden sesler kümesi.:SKALA.:ISKALA


Bir beze sarılarak
düğümlenmiş küçük bohça.:ÇIKIN


Bir bezik oyunu terimi.
:   VİDO 



Bir bilgisayar   sisteminde merkezi işlem
birimine bağlı olarak etkileşimli iletişimde bulunan birimler bütünü. :
ONLAYN: (ONLİNE)


Bir bilgisayara ne
yapması gerektiğini bildiren komutlar.:YAZILIM



Bir bilgisayarda   mantık   ve   aritmetik  
işlemlerin   sonuçlarını   kaydetmeye yarayan merkezi birim kütüğü. : BİRİKEÇ


Bir bilgiyi temsil eden
semboller sistemi.:KOD:KOT



Bir bilim   alanında ,   incelenecek   
problemlerin   ve   bunların   inceleme   tekniklerinin   seçimi.:PARADİGMA


Bir bilim veya sanata
özgü kelime,deyim,terim.:ISTILAH


Bir bilim,sanat,meslek
dalıyla veya bir konu ile ilgili özel ve belirli bir kavramı karşılayan kelime.
:TERİM


Bir binadaki toplantı
veya gösterinin yapıldığı yer,/ Tiyatroda dinlenme yeri. :  FUAYE


Bir binanın yöre imar
dairesinin öngördüğü azami yüksekliği.:GABARİ


Bir binek arabası türü.:KALEŞ



Bir birim sistemindeki ölçüsü tek bir sayı
olan büyüklük. : SKALER


Bir birliğe verilen ve
ağızdan ağza bütün askerlere yayılan emir. :PASAPAROLA


Bir birliğin,ortaklığın
yada alacaklılar grubunun haklarını korumakla görevli kimse. : SENDİK


Bir bitki türü.:ALFA


Bir borca
karşılık,hesabı daha sonra görülmek üzere yapılan kısmi ödeme.:AKONT



Bir borunun  ağzına  biçim  vermek , 
genişletmek   ya  da   pürüzlerini   almakta    kullanılan  aygıt.:RAYBA


Bir boya türü ve bu
boyayla yapılmış olan resim.:GUVAŞ



Bir böbrek üstü hormonu. :   KORTİZON 


Bir böceğin kelebek
olmadan önce geçirdiği başkalaşma hali.:KRİZALİT



Bir bölgede yetişen bitkilerin hepsi, bitki
örtüsü.: FLORA : BİTEY


Bir bölgede yetişen
hayvanların tümü.:FAUNA


Bir bölgedeki yer altı
ve yerüstü sularının durumunu inceleyen bilim.:HİDROGRAFİ



Bir buçuk dirhem değerinde eski bir ağırlık
ölçüsü birimi. :  MİSKAL 



Bir buharlı lokomotifin hemen arkasına
yerleştirilen ve lokomotifin beslenmesi için gerekli yakıt ve suyu taşıyan araç.
:   TENDER 



Bir buluşun ve kullanım hakkının kime ait
olduğunu gösteren belge. :   BERAT


Bir buzulun
parçalanmasıyla oluşan buz kütlesi.:SERAK



Bir bütünü  oluşturan  parçalardan  her 
biri.  Et,  ekmek,  peynir  vb   lokması, dilimi. Dilim, lokma.:TİKE



Bir bütünü oluşturan bölümlerden her biri.
: CÜZ


Bir bütünü oluşturan.:ENTEGRE


Bir bütünün yapısı ve
özelliği.:DOKU



Bir büyük yetke (güç) sahibini perde
arkasından yöneten kimse. : KAMARİLLA


Bir büyükelçinin
temsilci olarak bulunduğu ülke dışına çıkması durumunda veya o ülkeye
gelmesinden önce ona vekalet eden diplomat.:MASLAHATGÜZAR



Bir canlıdaki genlerin tümü.  :   GENOM


Bir caz üslubu
(1940’larda ortaya çıktı).:BOP


Bir cila türü.:POLYESTER


Bir cila.:SAYKAL


Bir cins antibiyotik.:KANAMİSİN


Bir cins av köpeği.:
ZAĞAR



Bir cins bamya. :   OKRA 



Bir cins baykuş. : YAPALAK



Bir cins börülce. :  MAŞ



Bir cins büyük ve zehirli örümcek. :
KUNTA


Bir cins çıralı tahta.:ÇİĞDENE



Bir cins doğan. :   ZAĞANOS 



Bir cins döşemelik kumaş. : ÇATMA


Bir cins fasulye.:ANAPA



Bir cins güvercin. :   PAL



Bir cins ince, şık dokunmuş patiska.
NANSUK 


Bir cins iri yengeç.:PAVURYA


Bir cins karides.:TEKE


Bir cins kertenkele.:AGAMA


Bir cins kertenkele.:GEKO


Bir cins kokulu sandal
ağacı. Bir cins mısır.:KALEMBEK



Bir cins koyun. : DALABA


Bir cins küçük taneli
muşmula.:EZGİL


Bir cins mantar.:AMANİTA



Bir cins mimoza:. AMBERAĞACI 



Bir cins orkide. : ADA



Bir cins pamuklu kumaş.  :   KALİKO



Bir cins papağan. : LORİ



Bir cins parlak kumaş. : KARAMANDOLA


Bir cins pasta.:EKLER



Bir cins portakal. : NAVEL



Bir cins reçine kullanılarak cilalanmış
mobilyalar için kullanılan sözcük. : LAKE



Bir cins reçine. : LAKA



Bir cins serçe. : LOKRA



Bir cins sülün. :   TURAÇ 


Bir cins tafta.:LUİZİN


Bir cins taze fasulye.:ANAPA


Bir cins termometre.:REOMÜR



Bir cins tüylü av köpeği. : BARAK


Bir cins yaban kedisi.:GAPAR


Bir cins, sazana benzer
tatlı su balığı. : KARAKEÇİ



Bir cins, yumuşak ve ince gömleklik bez.
: PENBEZAR


Bir cismin bir yanını
kaldıraçla yükseltme işi.:BASARNA



Bir cismin hareketinin ölçülmesinde temel
alınan nicelik. : MOMENTUM


Bir cismin ışığını
yansıtma gücü.:ALBEDO


Bir cismin
titreşiminden çıkan ses.:TINI


Bir çağrıyı yerine
getirme.:İCABET


Bir çakıl taşı türü.:BREŞ


Bir çalgının teknik
özelliklerini ön plana çıkartmak amacıyla yazılmış, orkestra eşliğinde
seslendirilen, sonat formundaki müzik eseri. :KONÇERTO


Bir çalgıyı doğru ses
vermesi için ayarlama.:AKORT


Bir çalışmaya yardım
sağlamak için,genellikle açık havada yapılan eğlentili toplantı.:KERMES


Bir çekim aygıtına
takılan ve görüntüleri sınırlamaya,kimi zamanda ayarlamaya yarayan düzenek.
:VİZÖR


Bir çeşit acı bira.
: BİTTER



Bir çeşit açılır kapanır perde. : STOR



Bir çeşit balık ağı.  :  IRIP


Bir çeşit beyaz buğday.:AKSARKAN



Bir çeşit börülce. : MAŞ


Bir çeşit büyük ve
zehirli örümcek.:KUNDA


Bir çeşit çevirme ağı.:BARABAT



Bir çeşit çörek. : KETE


Bir çeşit eğri testere.:MUŞER


Bir çeşit ekşi üzüm.:ACIKARA


Bir çeşit erkek
şalvarı.:ÇAKŞIR


Bir çeşit gemici
düğümü.:ALABORİNA


Bir çeşit hamur yemeği.:PİRUHİ



Bir çeşit ince, çoğu kez çiçekli pamuklu
kumaş.  :   MARKİZET


Bir çeşit ipek kumaş.:KEMHA



Bir çeşit iskambil oyunu. : BLUM



Bir çeşit İtalyan peyniri. : PARMİCAN


Bir çeşit kekik. :
ZAHTER 


Bir çeşit kısa ney.:
NISFİYE



Bir çeşit koyun. : DALABA


Bir çeşit küçük atmaca.:CURA


Bir çeşit küçük sinek.
:MUCUK


Bir çeşit Leh
dansı veya bu dansın müziği.:MAZURKA


Bir çeşit pamuk ipliği.:FİLDEKOZ



Bir çeşit pamuklu kumaş. : HASA


Bir çeşit papağan.:LORİ



Bir çeşit parlak ipekli kumaş. :
SİRESATEN



Bir çeşit pelte.: PALUZE


Bir çeşit sertçe,ince
yünlü kumaş.:SOF



Bir çeşit telli bürümcük. : ŞİP


Bir çeşit testere.
:  MUŞER


Bir çeşit top mermisi.
: HUMBARA



Bir çeşit uzun rende. : KÜSTERE


Bir çeşit üzüm.:DİMYAT



Bir çeşit Venedik altın akçesine verilen ad. 
:  DUKA



Bir çeşit yanardağ kütlesi  : BAZALT


Bir çeşit yassı ekmek.:DAYAMA



Bir çeşit yumurtalı ve hafif hamur tatlısı.
: MAFİŞ:MAMİŞ


Bir çeşit yüksekçe
komodin.:TIRNAK


Bir çiçek adı.:FULYA


Bir çiçek tepeciğinin
başka bir çiçek tozu ile tozlanması.:ALOGAMİ



Bir çiçek. :   PAŞAÇADIRI  : KALA


Bir çift at tarafından
çekilen,üstü kapalı,yaylı ve dört tekerlekli binek arabası.:KAROÇA:KARUÇA



Bir çifte kürekli küçük patalya. :  DİNGİ



Bir çocuk oyunu. : KUKA – SEKSEK -
UZUNEŞEK


Bir çok Avrupa
ordusunda mızraklı süvarilere verilen ad.:UHLAN


Bir çok bedensel
özelliğiyle file benzeyen,tavşan iriliğinde memeli bir hayvan.:DAMAN


Bir çok bitkisel
maddede bulunan,deri tabaklamada,hekimlikte kullanılan,tadı buruk madde.:TANEN


Bir çok bitkiyle özel
bir koku verilmiş,tatlı,bir tür şarap.:VERMUT


Bir çok Ermeni baş
patrik ve patriğin adı.: NERSES


Bir çok ipin
örülmesiyle oluşturulan,balıkçılıkta kullanılan halat. :YOMA


Bir çok kez,çok defa.:KERRAT



Bir çok kıtadan oluşan şarkı gibi söylenmek
üzere yazılmış duygusal şiir,şarkı. : LİED


Bir çok kişi tarafından
el ele tutuşarak oynanan bir halk oyunu.: HORA


Bir çok kişinin yaptığı
işlerde gayret vermek için kullanılan ünlem.:YİSA


Bir çok konuda bilgisi
olan kimse.:KIRKAMBAR


Bir çok kuşağı kapsayan
ve bir romanda,filmde yada televizyon dizisinde anlatılan bir tür aile destanı.:SAGA


Bir çok organik maddeyi
eritmekte kullanılan uçucu,kolayca alev alır,eter kokusunda bir sıvı.:ASETON


Bir çok ortaklığın
hisse senetlerini elinde bulundurarak onları denetimi altında tutan sermaye
yatırım ortaklığı,ana ortaklık.:HOLDİNG


Bir çok ülkede
kuruntu,stres ve uykusuzluk ilacı olarak kullanılan bir cins karabiber.:KAVA


Bir çömleğin içine
konmuş manileri çekerek ve yorumlayarak bakılan bir fal.:MANTIVAR


Bir çözeltinin
elektrolizi sırasında katotta toplanan iyon.:KATYON:ARTIN


Bir çuha türü.:BARAK


Bir çuval türü.:TELİS


Bir dağ sırasının
yamaçlarından her biri.:AKLAN


Bir dairede yarıçap
uzunluğundaki yay parçasını gören merkez açıya eşit açı ölçme birimi.:RADYAN


Bir dairenin düzleminde
bulunan fakat merkezinden geçmeyen bir doğru çevresinde dönmesiyle oluşan cisim.:TOR



Bir dalda dördü beşi bir arada bulunan meyve
kümesi.: ÇATANAK  :  ÇOTANAK                       


Bir dalganın
genlik,evre ve sıklığının bir yasaya göre zaman içinde farklılaşması.:MODÜLASYON


Bir damla gözyaşı.:DEMA


Bir dans türü.:EKAR


Bir dansı veya oyunu
oluşturan ölçülü adımlarla beliren zincirleme hareketlerden her biri.:FİGÜR


Bir davanın mahkemece
nasıl bir hükme bağlandığını gösteren resmi belge.:İLAM


Bir deney hayvanı,hint
domuzu.:KOBAY


Bir deniz aracının
yanaşmış olduğu yerden açılması.:AVARA


Bir deniz böceği türü.:PAVURYA


Bir deniz teknesinin
başka bir tekneye veya iskeleye yanını vererek yanaşması.:ABORDA


Bir deniz yolculuğunda
geminin veya yükünün gördüğü zarar.:AVARYA


Bir derebeyin
himayesine girip kendini onun hizmetine adayan kimse.:VASAL


Bir derebeyinin
hizmetindeki savaşçı.:SAMURAY


Bir deste (52’lik)
kağıtla oynanan bir iskambil oyunu.:KİNG


Bir devletin başka bir
devlete politik sorunlarla ilgili olarak yolladığı uyarı yazısı.:MEMORANDUM


Bir devletin
topraklarıyla çevrilmiş başka bir devlete ait arazi.:ANKLAV



Bir devletin yada bir şirketin yönetimini
birlikte yürüten üç kişilik topluluk. :  TROYKA 


Bir devredeki elektrik
akımını açıp kapama veya değiştirme işini yapan araç.:ŞALTER


Bir dik üçgende
hipotenüsün karesinin, dik kenarların kareleri toplamına eşit olduğunu
kanıtlayan teorem.:EŞEK DAVASI


Bir dik üçgende,dik
açının karşısında bulunan kenar.:HİPOTENÜS


Bir dilde var olan
sözcüklere benzetilerek yapılmış yeni sözcük.:NEOLOJİZM



Bir dilde yeni sözcükler kullanma.
NEOLOJİ 


Bir dildeki kelimelerin
başka bir dilin alfabesi ile veya belirli işaretlerle yazılması,yazı çevrimi.:TRANSKRİPSİYON


Bir dildeki sözcüklerin
hem biçimsel hem anlamsal tarihini ele alan dilbilim dalı.:ETİMOLOJİ



Bir dilden başka bir dile olduğu gibi
çevrilen deyim. : KALK


Bir dileği yerine
getirme.:İSAF



Bir dilin söz varlığı. :  VOKABÜLER 


Bir dilin
tarihsel,bölgesel,siyasal sebeplerden dolayı ses,yapı ve söz dizimi
özellikleriyle ayrılan kolu,diyalekt.:LEHÇE



Bir dine, bir görüşe, bir örgüte aşırı
tutkuyla bağlı olan kişi. : FANATİK


Bir dini,özellikle
Hıristiyanlığı yaymaya çalışan gönüllü.:MİSYONER



Bir dinin öğrenilmesi gereken inançlarının
ve tapınma kurallarının tümü. : AKAİT


Bir dinin öğrenilmesi
gereken inançlarının ve tapınma kurallarının tümü veya bunları toplayan kitap.:AKAİT



Bir dizi metal yada bambu dilden oluşan
Afrika’ya özgü bir çalgı. : MBİRA 


Bir doğrultuyu,
dereceli  bir  çember  üstünde  işaretleyerek  belirleme  olanağı  veren  cetvel
türü. : ALİDAT


Bir dokunun
sertleşmesi.:SKLEROZ


Bir dolap kapağını
kapalı tutmaya yarayan bilyeli yada küçük tekerlekli düzen,dolap stoperi.:ÇITÇIT


Bir domates türü.
:KAVATA


Bir dönem Fransızca
sözcüklerle konuşmaya özenen çevrelerde memnun oldum,tanıştığımıza sevindim
anlamında kullanılan bir sözcük.:ANŞANTE


Bir döviz,menkul
değer,mal veya üretim faktörü gibi ekonomik varlığın aynı andaki fiyat
farklılığından kar sağlamak üzere eş anlı olarak alınıp satılması şeklinde
yapılan işlemler.:ARBİTRAJ



Bir duvardaki taş yada tuğla sırası. :  
REDE 



Bir duvarın başını ya da iki duvarın
köşesini oluşturan gömme ayak. : ANTA


Bir duygu veya inanışın
etkisiyle aşırı ölçüde coşup kendinden geçme durumu.:CEZBE



Bir düğmeyi yada kopçayı tutmaya yarayan
halkacık. : BRİT 


Bir düşünce biçiminin
yazılı ve sözlü anlatımı.:SÖYLEM


Bir düşünceye,bir
inanışa aşırı ölçüde bağlanıp ondan başka bir düşünce ve inanışı kabul
etmeyen,bağnaz.:MUTASSIP


Bir düşünceyi
belirtmekteki kesinlik.:İKANİYE



Bir düzlem şeklin aynı yöndeki paralel bütün
kirişlerini eşit parçalara bölen çizgi. : ORTAY


Bir düzlemin odak
denilen durağan iki noktaya uzaklıkları değişmeyen noktaların geometrik yeri
olan eğri.:HİPERBOL



Bir edebiyat yapıtında duygu, tutku ve
düşünce yönlerinden ele alınan kimse. : KARAKTER



Bir eğrinin iki noktasını birleştiren doğru
parçası. : KİRİŞ



Bir ekin hastalığı.  :   RASTIK



Bir ekmeklik hamur topağı. : PAZI


Bir elbisenin omuz ile
göğüs arasına eklenen parçası.:ROBA



Bir elçinin bir ülkeye atanmadan önce o
ülkeden istenilen uygun görme yazısı. : AGREMAN


Bir elektrik akımını
alıp başka bir kuvvete çeviren cihaz.: RESEPTÖR


Bir elektrik akımının
yönünü değiştirmeye yarayan araç.:KOMÜTATÖR



Bir elektrik devresindeki akımı,başka bir
devreden geçen akımdaki değişiklikler aracılığıyla denetleyen
aygıt,.değiştirgeç. : RÖLE



Bir elektrofonun veya başka elektro-akustik
sistemin yükseltici ve hoparlörleriyle birlikte kullanılmak üzere tasarlanmış
güç yükseltici olmayan radyo alıcısı.: TUNER



Bir elektroliz aygıtında eksi kutup. :
KATOT


Bir elektron tüpünde
temel işlevi ikincil yayım üretmek olan elektrot.  :   DİNOT



Bir elma türü. :   APİ


Bir engelle karşılaşan
su veya hava akıntısının dönerek ve çukurlaşarak yaptığı çevrinti,ters
akıntıların oluşturduğu dönme,burgaç,anafor.:GİRDAP


Bir erik türü.:AYNABAKAR


Bir erkeğin karısı
sağken yada öldükten sonra baldızıyla evlenmesi.:SORORAT


Bir erkeğin nikahsız
olarak aldığı cariye.:ODALIK


Bir eser üzerindeki
hak.: TELİF


Bir eserde asıl konu
olarak ele alınan olaylardan önce,geçmiş bir takım başka olguları anlatan ilk
bölüm,öndeyiş.:PROLOG


Bir eserde sıkça
tekrarlanan süsleyici öğe.:MOTİF


Bir ev ve av köpeği
cinsi. :GRİFON


Bir fal türü.:CİFİR


Bir fal türü.Özellikle
kum falı.:REMİL


Bir fındık çeşidi.:FOŞA:LEVANT


Bir fırçanın kılları
gibi dik duracak biçimde kısa kesilmiş olan saç biçimi.:ALABROS



Bir filmde    emeği   geçenlerin   adlarını 
içeren  ve  filmin  başında  ya da  sonunda  yer  alan  liste.:JENERİK


Bir filme,bir gösteriye
eklenen beklenmedik güldürücü ayrıntı,gülüt.:GAG


Bir filmin konusunun
ortalama on sayfa uzunluğundaki yazılı özeti.:SİNOPSİS


Bir Fin Destanı. :
KALEVALA



Bir firmanın çok çeşitli mallar üreten
kuruluşlarla birleşerek ya da bunların denetimini ele geçirerek büyümesi ve
genişlemesi. : KONGLOMERA



Bir fok türü. : OTARİ



Bir fotoğrafın, haritanın ya da karikatürün
gösterdiği şeyi belirten yazı. : LEJAND


Bir Fransız halk dansı.:GAVOT


Bir Fransız tatlısı.:PARFE



Bir gaz  ya da   sıvı   içindeki  
moleküllerin derişikliğin fazla olduğu bölgeden az olduğu bölgeye doğru akması.
: DİFÜZYON


Bir gemici
düğümü,ızbarço bağı.: ALABORİNA


Bir gemide,ambar
ağızlarını yada güverte açıklarını çevreleyen,alçak ve düşey yapı öğesi.:MEZARNA



Bir gemideki   malların   gösterildiği ,
boşaltma   işlerinin   yapılacağı   liman idaresine verilecek liste./Bildiri.
:  MANİFESTO


Bir geminin  
alabildiği   yük   miktarı  (.Kuzey   Avrupa’da   kullanılan   200 kg’a  
yakın   gemi  yüklerine   ve   büyük   miktarda   ticaret  mallarına  değer 
biçmeye  yarayan  kütle  ölçü  birimi). :  LASTA



Bir geminin alabildiği yük miktarı (Kuzey
Avrupa’da kullanılan 200 kg’a yakın gemi yüklerine ve büyük miktarda ticaret
mallarına değer biçmeye yarayan kütle ölçü birimi). : LASTA


Bir geminin baş ve kıç
taraflarında çektiği sular arasındaki fark.:TİRİM


Bir geminin başka bir
gemiden yada kıyıdan açılması.:AVARA


Bir geminin bir başka
gemiye,dubaya,iskeleye yada sala değecek biçimde yanaşması.:RAMPA


Bir geminin hangi
devlete ait olduğunu gösteren bayrak.:BANDIRA


Bir geminin kullanılan
bölümünün ton birimi cinsinden karşılığı. : GROSTON


Bir geminin yüklü su
kesimi ile boş su kesimi arasında kalan bölümü.:FAÇA


Bir gemiye veya kıyıya
göre açık deniz tarafı.:ALARGA


Bir gemiye yükleme veya
boşaltma için tanınan süre.:ASTARYA



Bir geyik türü. :  ÇOPUR 



Bir giyeceğin göğüsle omuz arasında kalan
bölümüne eklenen parça, giysi.. : ROBA


Bir giyim üslubu.:AMPİR


Bir göktaşının düştüğü
nokta.:EMPAKT


Bir gömleğin kol ağzına
geçirilen,genellikle çift katlı kumaştan yapılan bölüm,kolluk.:MANŞET


Bir göreve atama için
üst makamlara yazılan önerme yazısı.:İNHA


Bir görevin yerine
getirilmesi için birkaç organın birlikte çalışması durumu,iş ortaklığı.:SİNERJİ



Bir görüntü, bir yaşantı veya bir davranışın
daha iyi kavranmasını sağlamak için simgelerle göz önünde canlandırıp dile
getirme. :ALEGORİ


Bir gösteri sırasında
perde arasındaki dinlenme zamanı.:ANTRAKT


Bir gösteri veya
toplantı binasında,temsil ve toplantı aralarında kullanılan dinlenme yeri.:FUAYE



Bir günahı Tanrıya affettirmek amacıyla
verilen sadaka ya da tutulan oruç. : KEFARET



Bir Güney Amerika ülkesine adını veren ağaç.
: BREZİL


Bir güreş türü.:KARAKUCAK:DALMA


Bir güvercin cinsi.:BAĞDADİ


Bir haberin insanlar
arasında yayılması.:RES


Bir hakkın diğer bir
kimseye geçirilmesi.:TEMLİK


Bir halatın çeşitli
etkenlerle aşınmasını önlemek için üzerine sarılan ip.:İSPARÇENA



Bir halatın geçirildiği delikten ya da
makara dilinden çıkmaması için kullanılan bağ türü. : KROPİ


Bir halatta yapılan
düğüm.:CEVİZ


Bir halk edebiyatı
şiiri türü.:KOŞMA


Bir halk
oyunumuz. : KÖÇEKÇE
:
MENGİ: MEYROKİ
.:SEPE:
ALMADERE:ÇEPİKLİ


Bir halk oyunumuz.
:BENGİ
. :DELİLO. :FERAYİ. :GÜVENDE. :OĞUZLU.
:AVREŞ


Bir halk türküsü.:MAYA



Bir halkın ya da bir kavmin dünyaya
yayılması. : DİASPORA


Bir hareketi bir
mekanizmaya aktaran yada makinelerde hareketin hızını düzgün tutmaya yarayan
tekerlek.:VOLAN


Bir hareketin aynısını
iletmek veya geometrik bir biçimin küçültülmüş kopyasını çıkartmakta kullanılan
aygıt.:PANTOGRAF


Bir harf üzerine
konulan işaret.:İNDİS


Bir hava  taşıtının 
belirli  bir  noktadan  uzaklığını  ve  yön  açısından  belirlemeyi  ve 
çevredeki hava taşıtlarına kimi komutları iletmeyi sağlayan radar eşgüdümlü hava
trafik denetleme sistemi.:NAVAR 


Bir hayli uzun
saplı,perdelerin altından geçen ahenk telleri bulunan ve sapının yanında yer
alan burgularla akort edilen Hint çalgısı.:SİTAR


Bir hazineyi bekleyen
veya yöneten kimse.:HAZNEDAR



Bir hekimin ustalığı, mahareti.  : 
HAZAKAT


Bir Hıristiyan derneği.:CİZVİT


Bir Hint tanrısı.:BRAHMA


Bir hizmetin yerine
getirilmesi amacıyla,bir kimsenin belli koşullar ve resmi yollarla parasını ya
da mülkünü bağışlaması.:VAKIF


Bir hücre,bir doku yada
bir organın boyutlarının sonradan küçülmesi.:ATROFİ


Bir hükmü bozma.:FESİH


Bir hükümdarın yönetimi
altındaki halk. :RAİYE


Bir hükümetin,bir
sorunu ortaya koymak,alınmış yada alınacak önlemleri açıklamak üzere öteki
hükümetlere gönderdiği diplomatik nota.:MEMORANDUM


Bir ırmağın denize
kavuştuğu yerde lığların birikmesiyle oluşan üçgen biçimli ova,delta.:ÇATALAĞIZ


Bir ışığın polarma
oranını ölçmeye yarayan aygıt. : POLARİMETRE



Bir ışık kaynağından çıkan ışınlarla ekran
üzerinde görüntü oluşturma. : İZDÜŞÜM



Bir iç duvarın üst bölümünde yapılan süsleme
kuşağı. : FRİZ



Bir iktidarın , doğrudan   doğruya   
iktidarı    kullanan    tarafından     sınırlandırılması.:OTOLİMİTASYON


Bir ilacı vücuda vermek
için kullanılan iğne,şırınga. : ENJEKTÖR



Bir ilacın bir kez de ya da bir günde
alınması gereken miktarı. : DOZ


Bir ilacın yerine,o
ilaçla aynı koşullarda ve aynı biçimde verilen etkisiz ve zararsız madde.:PLASEBO


Bir ile üç yaş arasında
bulunan burulmuş erkek sığır. :   TOSUN


Bir ilin en yüksek
maliye görevlisi.:DEFTERDAR



Bir inancı, bir görüşü yayan kimse. :
APOTR



Bir inanın ruhsal gücü. : MORAL


Bir inanışın heyecanı
ile coşup kendisinden geçme hali,vecd.:CEZBE


Bir İngiliz av köpeği
türü.:RETRİVER


Bir İngiliz uzunluk
ölçüsü birimi. : İNÇ


Bir insan topluluğunu
ulusal,dinsel vb sebeplerle yok etme,soykırım.:JENOSİT



Bir inşaatta ,  yapısal   öğelerin  
estetik   değerini   belirtmek   için ,  bu     öğeleri    bezemeli    olarak  
işleme. MODANATURA


Bir ipe yada çubuğa
dizilmiş meyve veya sebze bağı.:HEVENK


Bir ipe,bir çubuğa
geçirilmiş,dizilmiş veya birbirine bağlanmış yaş meyve ve sebze bağı.:HEVENK


Bir iplik sarma aygıtı.:ELEMGE



Bir iskambil kağıdı üzerine hileci
tarafından yapılan işaret. : SİRKAF


Bir iskambil oyunu.:AMERİKANO.:KAPTIKAÇTI.:BUM


Bir iskambil oyunu.:BEZİK.:BLUM
: KONSOLİT:PASTRA
.:PİKET


Bir iskambil oyunu.:PİKET.:BOM:
FİTİL: OHEL: HOŞKİN
.:PASTRA:PRAFA


Bir İspanyol dansı.:BOLERO


Bir İspanyol şiir türü.:ROMANS


Bir istim kazanının
istim oluşturacak biçimde yanar durumu.:FAYRAP


Bir iş için gereken
para tutarı.:PORTE


Bir iş için,herhangi
bir üst makama yazılan yazı.:MÜZEKKERE


Bir işe başlayan.:ELATAN


Bir işe gönlü
olma,rıza.:EREM


Bir işi
sonuçlandırma,sona erdirme,bitirme.:İNTAÇ


Bir işi yada suçu bile
bile tasarlayarak yapma.:TAAMMÜT


Bir işi yapmak,bir
aracı onarmak için kullanılan alet takımı.:AVADANLIK



Bir işi yapmaya hazır. : AMADE


Bir işi yılmadan sonuna
değin götüren.:DİREŞKEN


Bir işin doğru olup
olmadığını o işteki yarar ile ölçen ahlak sistemi.:UTİLİTARİZM


Bir işin hayırlı olup
olmayacağını rüyadan anlamak için uykuya yatma. : İSTİHARE


Bir işin sonunu
düşünerek ölçülü,tedbirli davranma.: TEMKİN


Bir işin yapılması için
ödenen ücret,yapılan bir işin bedeli.:İMALİYE


Bir işin,bir olayın
sonu,akıbet.:SERENCAM


Bir işin,bir şeyin en
iyisi,en mükemmel biçimi anlamında kullanılan sözcük.:ELENİKA



Bir işletmenin ani batışı.  :  KRAK


Bir izleyici topluluğu
önünde yapılan gösteriden sonra toplanan para. :PARSA


Bir Japon birası.:KİRİN


Bir jeoloji döneminde
meydana gelmiş katmanlar dizisi.:OLUŞUK



Bir kağıt oyunu. : KANASTA  : AMERİKANO



Bir kalenin ya da berkitilmiş bir yerin
teslimi. : VERE


Bir kalkanın ortasında
bulunan,eli korumaya ve oklardan sakınmaya yarayan,genellikle bombeli bölüm.:UMBO


Bir kamu kuruluşunu
yöneten kimse.:GUVERNOR


Bir kap içinde sıvı yağ
ve fitilden oluşmuş aydınlatma aracı.:KANDİL


Bir kara parçasının
doğal engebe ve özelliklerini kağıt üzerinde çizgilerle gösterme işi.:TOPOGRAFYA



Bir karboksilli asidin bir alkol ya da bir
fenole etkimesi sonucu oluşan bileşik. : ESTER


Bir
karikatürcümüz.(1941-1999 yılları arasında yaşadı).:TEKİN ARAL


Bir
karikatürcümüz.1924-1995 yılları arasında yaşadı.Yalın çizgileri ve hoşgörüye
dayanan mizah anlayışıyla tanındı.:NEHAR TÜBLEK


Bir karikatüristimiz.:EFLATUN
NURİ ERKOÇ


Bir kasın tümünü veya
bir parçasını kesme ameliyatı.:MİYOTOMİ


Bir kasın,gerektiği
anda yeterince gevşeyememesi.:AKALAZYA


Bir kavramdaki temel
özelliklerin tümü.:İÇLEM



Bir kaynağın   sağladığı   suyu  ölçmek  ya
da  dağıtmak  için  düzenlenmiş  tonozlu  toplama  odası.:MASLAK


Bir kazma türü.:KÜLÜNK


Bir keçi yünü türü.:MOHER


Bir kelimedeki
harflerin yerini değiştirerek elde edilen kelime.:ANAGRAM


Bir kement türü.:BOLA



Bir kemerin ya da tonozun tepe noktasına
yerleştirilen taş.:  KİLİTTAŞI



Bir kentin, bir yapının ya da bir makinenin
çeşitli bölümlerini gösteren çizim. : PLAN



Bir kertenkele cinsi. : AGAMA


Bir kıvrımı keserek iki
yandaki çukurlukları birleştiren dar ve boğaz biçimindeki vadi,kısık.:KLÜZ


Bir kıyıya yada gemiye
göre açık deniz. : ALARGA 


Bir kilim türü.:CİCİM


Bir kilonun yüzde biri.:DEKAGRAM



Bir kimse   veya bir sorun için halkın
olumlu veya olumsuz kanaatinin belirlenmesi amacıyla yapılan oylama. :
PLEBİSİT 


 

Bir kimse veya bir
kurula verilen özel görev.:MİSYON



Bir kimsenin ,  en  çok  da   Hazreti
Muhammed’in   Tanrı tarafından halka doğru yolu göstermeye memur edilmesi. :
BİSET


Bir kimsenin
benliği,kendi manevi varlığı,iç,nefis,derun.:NATURA


Bir kimsenin cinsel
dokunulmazlığı.:IRZ



Bir kimsenin davranışlarını temel alan ahlak
ilkelerinin tümü. : ETİK



Bir kimsenin dış görünüşünün özellikleri.
: ŞERAİT



Bir kimsenin egemenliğini tanıma. : BİAT



Bir kimsenin emek vermeden sağladığı kazanç.
: AVANTA


Bir kimsenin
giyinişi,dış görünüşü,kıyafeti vs özellikleri,kılık.:EŞKAL


Bir kimsenin iş yapmaya
engel olan sakatlığını veya yetersizliğini gidermek amacıyla uygulanan
tedavi,iyileştirme.:REHABİLİTASYON


Bir kimsenin kimlik
bilgilerini gösteren kayıt. :  KÜNYE


Bir kimsenin mevkiinden
düşmesi felaketi.:NİKBET


Bir kimsenin mülkünü
yönetmekle görevli olan kişi.:KAHİL


Bir kimsenin satın
aldığı hizmet veya ürün karşılığında para yerine verdiği ve karşılığı banka
hesabından ödenen yazılı belge.:ÇEK


Bir kimsenin sürgüne
gönderildiği yer,sürgün yeri.:MENEA



Bir kimsenin ya da topluluğun başkalarında
yarattığı izlenim. : İMAJ


Bir kimsenin
yararlılığını,yeteneğini gösteren belge.:REFERANS


Bir kimsenin,en çok da
Hazreti Muhammed’in Tanrı tarafından halka doğru yolu göstermeye memur edilmesi.:RİSET


Bir kimseyi hatasını
söyleyerek kötülükten koruma,doğru yola yönlendirme.:VAİD


Bir kimseyi,bir olayı
anımsatan armağan.:ANDAÇ


Bir kimyasal tepkimeye
sebep olan ve onu hızlandıran,eriyebilir organik madde, ferment.:ENZİM



Bir kiraz cinsi. : YAKACIK : KARABODUR



Bir kitabın kısaltılmış biçimi ve özellikle
kısa tarih kitabı. : EPİTOME


Bir kitabın sayfalarını
süsleyen antet,süslü harf gibi motif.:VİNYET


Bir koltukta kol dayama
yeri,dirseklik.:KOLÇAK


Bir konağın
alışverişini yapmakla görevli kimse.:VEKİLHARÇ


Bir kondansatörün
elektrik yığma sınırı,kapasite.:SIĞA


Bir konu hakkında
birinin düşüncesini sorma,danışma.:MEŞVERET


Bir konu ile ilgili
bilgi vermek ve bu bilgiler üzerinde tartışmak amacıyla birkaç yetkilinin
yönetimi altında düzenlenen toplantı.:SEMİNER


Bir konu üzerinde belli
kural ve yöntemlere uyularak yapılan tartışma. : MÜNAZARA



Bir konuda birinin inanmasını sağlama. :
İKNA


Bir konuda özet olarak
verilen bilgi veya açıklama.:BRİFİNG


Bir konuyu açıklamak
için hazırlanmış resim veya levhalardan oluşmuş kitap,harita kitabı.:ATLAS


Bir koşucuya,diğer
koşucular kümesinden sıyrılma olanağı veren çaba.:EŞAPE



Bir koy yada lagünün  dar girişi.  : 
İNLET


Bir koyu tamamıyla
kapatan ve bir kıyı gölünü denizden ayırabilen kum şeridi.:LİDO


Bir koyun türü.:DAĞLIÇ



Bir köleyi özgürlüğüne kavuşturma.: İTAK


Bir kömür sobası türü.:SALAMANDRA


Bir köpek cinsi.:KANGAL.:FİNO: 
KANİŞ


Bir köşeden karşı
köşeye doğru kesilmiş,katlanmış veya konulmuş olan.:VEREV


Bir kumanda altında
aynı görevi üstlenmiş savaş gemileri veya uçakları.:FİLO


Bir kumar türü.:BLACKJACK:ASPOKERİ


Bir kumarhanede yada
oyun oynanan bir yerde oyunu yöneten kimse. : KURUPİYE


Bir kumaş türü.:CANFES.:KREP:
KREPON :AMOR


Bir kumaş üzerine başka
bir kumaş parçası veya dantel dikilerek yapılan işlem.:APLİKASYON


Bir
kumaşın  alt dokusu. : FON


Bir kumaştan kesilmiş
motiflerin başka bir kumaşa işlenmiş durumu.:APLİKE



Bir kundak üzerine oturtulan ve zemberekle
geçirilen çelik yay. : ARBALET


Bir kural
değerini,gücünü taşıyan.:NORMATİF



Bir kurulun, bir topluluğun en önemli
üyelerinden her biri. :  RÜKÜN 


Bir kuruluşa bağlı
yolcu gemilerinin en eski kaptanı.:KOMODOR


Bir kuş türü.:BAŞTANKARA.:REA


Bir kuvvetin
uygulandığı kütleyi bir eksen etrafında döndürme eğilimi. :   TORK 


Bir küçük manyat ağı.:TARLAKOZ


Bir kültür sığırı türü.:JERSEY



Bir kürk hayvanı. : SAMUR


Bir lagünü denizden
ayıran kıyı dili.:LİDO


Bir limanın ticaret
merkezi durumunda bulunduğu bölge.:HİNTERLAND


Bir lokantada etlerin
kesilmesiyle görevli metrdotel,:TRANŞÖR


Bir maddedeki kükürt
oranını tespit etmek için kullanılan alet.:TRE


Bir maddenin kimyasal
bir tepkimede hiçbir değişmeye uğramadan tepkimenin olmasını veya hızının
değişmesini sağlayan etkisi.: KATALİZ


Bir maden cevherini
yada değerli taşı saran değersiz madde.:GANG


Bir madeni paranın
yüzündeki bütün kabartma ve resimlerden daha yüksek bir çıkıntı oluşturan çevre
pervazı.:ARSATA


Bir makamı veya kurumu
simgeleyen bayrak. : FORS


Bir makaranın üzerinde
döndüğü mil. :PERNO


Bir makinenin dönme
hareketini öteki parçalara aktaran ve ucuna dişli çarklar,tekerlekler veya
pervane bağlanan demir mil.:ŞAFT


Bir makinenin görevini
istenilen ölçüde tutup ayarlayabilen araç.:REGÜLATÖR



Bir malı çok fazla fiyatla satma. :
MURABAHA


Bir malı çok miktarda
toptancıdan veresiye aldıktan sonra piyasada değerinden daha aşağıya peşin
olarak satma.:SPOT



Bir malın cinsini ve fiyatını gösteren küçük
kağıt. : ETİKET



Bir malın kullanılması dolayısıyla sağlanan
faydanın, bilirkişi tarafından benzerleri dikkate alınarak belirlenen parasal
değeri. : ECRİ MİSİL


Bir malın
kullanılmasından doğan yararın para ile değerlendirilmesi,işgal tazminatı.:ECRİMİSİL


Bir malın serbest
sürümünü engellemek için konulan yasak.:AMBARGO


Bir mandalina cinsi.:KLEMANTİN


Bir mantarla bir su
yosununun ortak yaşamasıyla ortaya çıkan bitkilerin genel adı.:LİKEN


Bir manzumeyi yada sözü
birdenbire düşünmeden,içine doğduğu gibi söyleme,doğaçlama.:İRTİCAL



Bir matematiksel   ifadede   aldığı  
değere   göre   belirli   durumlar   kümesini   saptayan  değişken.:PARAMETRE


Bir maymun türü.:RHESUS



Bir mekanı örten kemerli yapı.. :  
TONOZ 


Bir mekanizmanın
kumanda kolu.:LEVYE


Bir merminin
ulaşabildiği uzaklık,erim.:MENZİL


Bir mersinbalığı türü.:
BİZ
.:ŞİP


Bir meslekte uzun süre
başarılı olarak çalışanlar için düzenlenen tören.:JÜBİLE


Bir meslekten olanların
kendi aralarında kullandıkları özel dil.:ARGO



Bir metreküp odun ölçü birimi. : STER



Bir metrenin milyonda biri. :  MİKRON 


Bir meyve. : HÜNNAP



Bir meyve. Tüylü Liçi. : RAMBUTAN 


Bir mezar odasının
üstüne taş ve toprak yığılarak oluşturulan yapay tepecik.:TÜMÜLÜS


Bir meze türü.:
TOPİK


Bir Mezopotamya
destanı.:ETANA


Bir mıknatısın iki
kutbu arasında kuvvet akımını toplu bir duruma getirmek için kutuplar arasına
yerleştirilen demir parçası.:ARMATUR


Bir Mısır tanrısı.:PTAH


Bir mısrada yada
beyitte bilinen bir olayı,bir atasözünü yada fıkrayı hatırlatma sanatı.:TELMİH


Bir mimarlık yada
şehircilik planını oluşturan ızgara,ağ. :TRAM


Bir misket oyunu.:KAFAKARIŞ


Bir mobilyanın altında
boydan boya giden ve mobilyanın yere oturmasını sağlayan az enli parça.:BAZA


Bir molekülün su
etkisiyle ikiye ayrılmasını sağlayan tepkime.:HİDROLİZ


Bir motorda bilyelerin
almaşık devinimini dairesel devinime çeviren mil.: KRANK


Bir motorun yavaş yavaş
çalıştırılarak alıştırılması.:RODAJ



Bir muayene için hekime ödenen ücret. :
VİZİTE



Bir mukavemet yarışını ve bir tüfekle atış
yarışını içeren kayak sporu. : BİATLON


Bir mülk kaça satın
alınmışsa,o mülke o para ile sahip olma,önalım.:ŞUFA


Bir mülkün kullanma
hakkını başkasına bırakan.:FARİG


Bir müzik parçasına
giriş olarak çalınan kısa beste.:PRELÜD


Bir müzik parçasının
derin bir duygu verilerek çalınmasına verilen ad.:ANİMA


Bir müzik parçasının
dinleyicilerin isteği üzerine  bir kez daha çalınması. :  BİS


Bir müzik parçasının
hangi hızla çalınması gerektiğini gösteren alet.:METRONOM


Bir müzik topluluğunun
yada sanatçının hazırlamış olduğu parçalar.:REPERTUAR



Bir müzik yapıtında kullanılmaya elverişli
tüm seslerin oluşturduğu dizi.: SKALA



Bir nesnenin uzayda kapladığı yer. : UZAM



Bir nesneye zorunlu olarak bağlı olmayan ve
onun özünde bulunmayan nitelik. : İLİNEK


Bir nişasta türü.:TAPYOKA


Bir noktanın uzaydaki
yerini bulmaya yarayan ana çizgilerden yatay olanı,koordinat.:APSİS


Bir noktanın,esas
olarak alınan yatay düzlemden yüksekliği ve bu yüksekliği gösteren rakam.:KOT


Bir oda veya mekana
açılan,duvar yada çitle çevrili girinti.:ALKOV


Bir okula gitmeden
kendi kendini yetiştiren,öz öğrenimli.:OTODİDAKT


Bir okula gitmeden
kendi kendini yetiştiren.:OTODİDAKT


Bir olayın başlangıcı.:MUKADDİME


Bir operanın sözlerinin
yazılı olduğu kitap.  :  LİBRETTO


Bir orak türü.:KOSA


Bir organ yada
organizma kesitinin röntgenle filmini çekme yöntemi.:TOMOGRAFİ


Bir organda,bir
atardamarın,doku bozukluğu sonucu kan pıhtısı ile tıkanması.:ENFARKTÜS


Bir organı normal yada
patolojik bağlantılardan kurtarma manevrası.:MOBİLİZASYON


Bir organı su vererek
yıkayıp temizleme. :  LAVAJ 


Bir organik maddede
bulunan azotun gaz hacmini ayarlamaya yarayan aygıt.:AZOTOMETRE


Bir orkestra eserinde
bölümlerin bütününü içine alan nota defteri.:PARTİSYON


Bir orkestradaki tüm
çalgılarla çalınan bölüm.:TUTTİ



Bir orman ağacı. : SEKOYA



Bir Orta Amerika ülkesinin başkenti. :
TEGUCİGALPA


Bir orta oyunu tipi.:ZUHURİ


Bir ortaçağ çalgısı.:
JİG


Bir Ortadoğu tanrısı.:
BAAL


Bir ot ve bu otun
öğütülmesiyle elde edilen tozdan yapılan bir çeşit tutkal.:ÇİRİŞ


Bir otomobilin arkasına
takılan,insan taşımaya yarayan,tekerlekli,üstü kapalı araç.:KARAVAN


Bir oyuğa bir yuvaya
yerleştirilmiş tesisat.:ANKASTRE


Bir oyun türü.:MANKALA



Bir oyun ya da filmde yaratılan komik
durumlar. : GAG


Bir oyunda,bir filmde
dinlenme süresi,ara.:ANTRAKT


Bir ölçü biriminin
önüne getirildiğinde bu birimi binle bölen önek.:MİLİ


Bir ölüyü toprağa
gömme.:DEFİN


Bir önermeyi tanıtlamak
için gösterilen ve daha önce doğru diye kabul edilen başka önerme,belgit.:HÜCCET


Bir örgüte gizli olarak
bağlı olan kimse.:KRİPTO


Bir örümcek türü.:BÖ



Bir palmiye türü. : DUM



Bir pancar hastalığı.  :   KARABACAK


Bir papağan türü.:LORİ.:TUTİ


Bir parça çalınır yada
söylenirken yapılan nota yanlışlığı.:FALSO



Bir parça üzerine paralel çizgiler çizmek
için kullanılan alet. : MİHENGİR


Bir parça,çok az.:NEBZE


Bir parçanın ağır
çalınacağını belirten müzik terimi.:LENTO


Bir parçanın ağır ve
görkemli çalınacağını veya söyleneceğini anlatan müzik terimi.:LARGO


Bir parçanın canlı ve
coşkulu çalınacağını anlatan müzik terimi.:AGİTATO:ACİTATO


Bir parçanın
canlı,neşeli ve hızlı çalınacağını belirten müzik terimi.:ALLEGRO


Bir parçanın largo’dan
daha çabuk ve hafif çalınacağını anlatan müzik terimi.:LARGETTO


Bir parçanın
notalarının,ara vermeden birbirine bağlanarak söyleneceğini veya çalınacağını
belirten müzik terimi.:LEGATO



Bir parçanın sevimli ve cana yakın
çalınacağını anlatan müzik terimi. : AMABİLE



Bir Pasifik ülkesi olan Batı Samoa’nın
başkenti.: APİA



Bir Pasifik ülkesi olan Batı Samoa’nın para
birimi.: TALA


Bir Pasifik ülkesi olan
Vanuatu’nun para birimi.:VATU


Bir pasta cinsi.:ROKOKO


Bir petrol ölçü birimi.:VARİL



Bir peygamber. : HUD


Bir peynir türü.:FETA:KAŞKAVAL



Bir plakanın değişik nitrik asit etkisinde
bırakılmasıyla elde edilen baskı. : OFORT



Bir poliçenin arkasına ciro edildiği kişiye
ödenmesi için yazılan havale emri. : ORDİNO 


Bir pompada,bir
körükte,bir motorda bir akışkanın geçmesini sağlamak yada engellemek üzere bir
eksen etrafında yaptığı açval hareketle açılıp kapanan bir kapak.:KLAPE


Bir projenin
sonuçlarının değerlendirildiği toplantı,kongre.:ÇALIŞTAY


Bir reçine türü.:BALSAM


Bir resim,desen yada
alçak kabartmada,bazı nesne ve figür boyutlarının,perspektifin etkisiyle
kısalması.:RAKURSİ



Bir resmi sulandırılmış renklerle boyamaya
yada gölgelemeye verilen ad. : LAVİ


Bir resmi yapma süreci
içinde gerçekleştirilen değişiklik.:PENTİMENTO



Bir resmin   bütün   noktalarının   eşit ,  
koşut   ve   yöndeş    yollar   çizmesiyle   beliren  davranış.:ÖTELEME



Bir resmin yapısına uygun olarak
yapıştırılan çeşitli kağıtlar, fotoğraflar ya da kumaş gibi gereçlerle yapılan 
düzenleme. : KOLAJ


Bir roman veya öyküde
ikinci derecede bir olay.:EPİZOT


Bir saç şekli. :
ALABROS 


Bir sahne oyununda
sonucu hazırlayan vaka yada bir roman veya piyes kahramanının durumunda meydana
gelen ani değişim.:PERİPESİ


Bir salgı bezi
dokusunda,o doku aleyhine gelişen tehlikesiz ur.:ADENOM


Bir sanat kolunda,bilim
dallarında yada teknik alanlarda özel olarak kullanılan terimlerin tümü.:TERMİNOLOJİ


Bir sanat veya spor
dalında uzun süre çalışanların onuruna düzenlenen kutlama töreni.:JÜBİLE


Bir sanat yapıtının
çizilerek yada boyanarak yapılmış kopyası.:RÖLÖVE


Bir sanat yapıtının ilk
taslağı.:EBOŞ


Bir sanatçının tek
müzik aleti eşliğinde verdiği konser. : RESİTAL 


Bir sanatçının,bir
okulun,bir dönemin yapıtlarını toplu biçimde sunan sergi.:RETROSPEKTİF


Bir sanatın,bir üslubun
oluşum aşamasını niteleyen sözcük.:ARKAİK


Bir sanığın,kendisini
suçun işlendiği anda başka bir yerde bulunduğu şeklindeki savunması.:ALİBİ


Bir saniyede 1000
titreşimi olan elektromanyetik dalga boyu ölçüsü birimi.:KİLOHERTZ


Bir santimetre
uzunluğunda,vücudu torba biçiminde,ağız çevresinde 6-10 dokunacı olan bir tatlı
su hayvanı.:HİDRA


Bir sap çevresinde
çevrilen,çevrildikçe takırtılı bir ses çıkartan çocuk oyuncağı.:KAYNANAZIRILTISI



Bir savaş uçağı tipi. : MİG


Bir savaşı yönetme
sanatı.:OPERATİF



Bir seçimde   adaylardan   hiçbirinin  
gerekli   oyu   sağlayamaması   nedeniyle   seçimin   sonuçsuz   kalması. :
BALOTAJ


Bir senedi ciro eden
kimse.:CİRANTA


Bir sergide yada fuarda
malların sergilendiği yer.:STANT


Bir sesin yarım ton
kalınlaştırılacağını gösteren nota işareti.:BEMOL


Bir sıkıştırma
aleti,pres.:CENDERE:MENGENE



Bir sıvını, bir çözeltinin ya da katı bir
cismin çok küçük ve ince parçacıklarının havada ya da gaz içinde dağılması ya da
asılması. : AEROSOL


Bir sıvının içinde
erimiş olan katı bir madde bir ayıracın yardımıyla sıvı dibine çökme,çökelme.:SEDİMENTASYON



Bir sıvının içindeki alkol derecesi.
GRADO


Bir sıvıyı gaz
biçiminde püskürten aygıt. : ATOMİZATÖR .:VAPORİZATÖR


Bir sinema filmini
televizyonda göstermeye yarayan cihaz.: TELESİNEMA



Bir sinir lifini uyarmak için anında devreye
giren  bir doğru elektrik akımının sahip olması gereken en düşük şiddet değeri.
:   REOBAZ 


Bir siniri oluşturan
uzun liflerin her biri.:AKSON


Bir sistemin iş için
olanaklı olmayan enerjisinin ölçülmesi.:ENTROPİ



Bir soda tipi. : TONİK


Bir sonuç çıkartma
yolu.:ANALOJİ


Bir sorunu çözmek için
belirlenmiş kurallar veya işlemler.:ALGORİTMA


Bir sorunu ele alış,ona
bakış biçimi.:YAKLAŞIM


Bir sorunun
çözümlenmesinde benzer durumları göz önüne alarak elde edilen ipucu.:KARİNE


Bir sorunun çözümünü
bulmaya yönelik felsefe yöntemi.:ZETETİK



Bir söylemde yer alan ek açıklama. :
ARASÖZ


Bir söz yada düşüncede
direnen.:MUSİR


Bir sözcüğün alışılmış
anlamı dışında kalan bir anlamda kullanılması.:METAFOR


Bir sözcüğün gerçek
anlamından başka bir anlamda kullanılması.:MECAZ


Bir sözcüğün yerine bir
başkasını kullanma biçiminde görülen konuşma bozukluğu,sözcük karışıklığı,söz
karışıklığı.:PARAFAZİ


Bir sözcük içindeki
birbirini izleyen iki sesin yer değiştirmesi,göçüşme.:METATEZ


Bir sözcükteki
harflerin yerini değiştirerek elde edilen yeni sözcük.:ANAGRAM


Bir sözleşme yapılırken
taraflardan birinin ötekini aşırı bir biçimde sömürmesi.:GABİN


Bir su altı aracı.:BATİSKAF


Bir suikast tüfeği.:KANAS



Bir süre sürülmeyerek boş bırakılmış tarla.
:  GEN


Bir süs bitkisi,ağaç
küpesi.:HATMİ



Bir süs bitkisi. :   ŞAKAYIK  :  KÜPE
ÇİÇEĞİ  :  KATALPA: HATMİ


Bir süs köpeği ırkı.:PİNŞER



Bir süs taşı. : AMETİST 


Bir süs ve gölge
ağacı,salkım ağacı.:AKASYA



Bir şarkının, bir filmin deneme kaydı ya da
çekimi. :   DEMO


Bir şehrin
avukatlarının toplandığı meslek kuruluşu.:BARO


Bir şehrin veya önemli
bir yerin korunması için taştan yapılmış,yüksek duvarlı ve kuleli,çevresinde
hendekler bulunan küçük kale.:HİSAR


Bir şey için uygun
durum,fırsat.:PUNT


Bir şey üzerindeki
gerekli bilgi,kavram.:NOSYON


Bir şeyde bükülmekten
ötürü oluşan çizgi.:YATKI


Bir şeyden
korkmak,ürkmek,çekinmek.: OCUMAK


Bir şeyden
kurtulmuş,bir şeyin uzağında.:VARESTE



Bir şeye dayanan. :  MÜSTENİT


Bir şeye
uygun,layık,yaraşır,değer.:ŞAYAN


Bir şeye yalnız bir
noktada değen.:TANJANT


Bir şeyi başka bir
şeyle karıştırma.HALT


Bir şeyi bir yerden bir
yere götürüp getirmeye yarayan halat.: VARAGELE



Bir şeyi değiştirme, başkalaştırma, aslından
saptırma. : TAĞYİR



Bir şeyi desteklemek ya da çürütmek için
ileri sürülen neden, tanıt. : ARGÜMAN


Bir şeyi duvara
vidalamak için kullanılan plastik.:DÜBEL



Bir şeyi elle tutma, dokunarak hissetme.
: LEMİS


Bir şeyi eritme.:İZABE



Bir şeyi olan, elinde bulunduran, taşıyan.
: HAİZ


Bir şeyi olduğundan
daha değerli gösterme,yapmacık.:TASANNU


Bir şeyi seçmekte yada
yapıp yapmamakta özgürlük.:HIYAR


Bir şeyi sıkmak,ezmek
gibi işlerde kullanılan mekanizma.:CENDERE


Bir şeyi tamamlayan
parça veya parçalar.:AKSESUAR



Bir şeyi toptan ve götürü alma. : KABAL


Bir şeyi unutmamak için
parmağa bağlanan iplik. : RETİME 



Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü.
: İRADE


Bir şeyi yapmaya içten
yönelmiş olan.:EĞİNİK


Bir şeyi
yapmaya.başarmaya gücü yeten,iktidarlı.:MUKTEDİR


Bir şeyi,bir durumu
olduğundan farklı göstermek amacıyla hazırlanan düzen. : MİZANSEN


Bir şeyin alındığı
yer,kaynak.:MEHAZ


Bir şeyin ayrıntılarına
girmeden ana çizgilerini belirten.:KABATASLAK


Bir şeyin balmumu,alçı
gibi maddeyle kalıbını çıkarmak için yapılan işlemlerin tümü.:MULAJ


Bir şeyin
denetlendiğini yada görüldüğünü belirtmek için işaretleme,işaret koyma.
:PUANTAJ


Bir şeyin dışarıdan
görünüşü,dış yüz,görünüm.:ZEVAHİR


Bir şeyin doğduğu yer.:MEŞİME



Bir şeyin doğru olduğunu belirtmek için 
konulan işaret. : SAH



Bir şeyin elden ele geçmesi. : ALAVERE


Bir şeyin en güçlü ve
sağlam yönü.:RÜKÜN


Bir şeyin en yüksek ve
sivri noktası.:DİN



Bir şeyin erebileceği uzaklık, menzil. :
ERİM



Bir şeyin etrafında döndüğü nokta, merkez.
Dayanak, neden. (Esk.) : MEDAR



Bir şeyin fiyatı, bedel. : MALİYET


Bir şeyin geçmişi.:SİBAK



Bir şeyin içinde var olan. : MÜNDEMİÇ


Bir şeyin içindeki
öz,lup,çekirdek.: EVİN:NÜVE



Bir şeyin istenilen ve olması gereken
durumu. : FORM


Bir şeyin kenarını
koruyan,süsleyen veya sınırını belirleyen çerçeve.:BORDÜR



Bir şeyin miktarını arttırma. : İBLAĞ


Bir şeyin ortaya
çıktığı göründüğü yer veya kimse.:MAZHAR


Bir şeyin öğelerini
ters çevirme.:EVİRTİM


Bir şeyin ön tarafı.
: ALNAÇ



Bir şeyin öncesi, geçmişi. : MAKABİL


Bir şeyin özü,aslı.:MAYE


Bir şeyin parçaları
arasındaki uygunluk.:LORANT


Bir şeyin
sayılabilen,ölçülebilen veya azalıp çoğalabilen durumu,nicelik,miktar.:KEMİYET


Bir şeyin
toplandığı,biriktirildiği yer,depo.:HAZNE


Bir şeyin yansıdığı
yer.:MAKES


Bir şeyin yerine başka
bir şeyi koymak.:ORNATMAK



Bir şeyin yokluğunu hissetme.  :   ARAMİ


Bir şeyin yüzündeki
pürüzleri gidermek,düzgünleştirmek için kullanılan kısa,ince,pürtüklü iğne.:TÖRPÜ



Bir şeyin, bir yerin merkezi. : ÖZEK 


Bir şiirde sözcük
başındaki ünsüzlerin yinelenmesine dayanan ahenk.:ALİTERASYON



Bir şiirden şarkı olarak söylenmek üzere
yapılmış beste. : LİED



Bir şiiri topluluk önünde yüksek sesle ve
gerektiği biçimde okuma. : İNŞAT



Bir şiirin belirli sayıda dizelerinden
oluşan bölümlerinden her biri. : BENT


Bir
şirketin ani batışı. : KRAK


Bir tabanca türü.:PİŞTOV



Bir tahta parçası üzerine tutturulmuş kösele
bir üstlükten oluşan ayakkabı.: SABO


Bir tahtanın üzerindeki
ufak pürüzleri giderip onu dümdüz bir duruma getirmeye yarayan ince çelik lama.:SİSTİRE


Bir takım bitkilerden
elde edilen mavi boya maddesi.:TURNUSOL


Bir takının asıl
süslemeye takılan mücevher,madalyon vs bölümü.:MONTÜR


Bir takoz türü.:BAT


Bir tapınak yada kutsal
alanın yalnız din adamlarının girmesine izin verilen bölümü.:ABATON



Bir tarafa dönme, meyletme. : İNİTAF


Bir tarafı dışarıya
açık olan oda.:EYVAN


Bir tarafına kauçuk
veya yağlı boya sürülerek su geçirmeyecek duruma getirilen kalın bez.:MUŞAMBA



Bir tarım aleti,geminin orta bölümü. :
BEL



Bir tarikatın   müritlerinin  
yolculukları   sırasında   konakladıkları ,  ibadet ve ayin yaptıkları tekkelere
verilen ad. :    ZAVİYE 


Bir tartma aletinin
kaldırabildiği ağırlık miktarı.:ÇEKER



Bir tatlı su balığı:   ÇOTİRA.
TARANGA



Bir tatu (döğme) türü.  : APAR


Bir tatu türü.:OTOMAN



Bir tayyör yakada,  yakanın ön parçayla
birleşmesiyle meydana gelen açı. : ÇIT



Bir tekkenin şeyhi olan kimse.: POSTNİŞİN


Bir televizyon ekranına
bağlanan mikrofon yardımıyla,ekrandaki görüntüler eşliğinde şarkı söyleme
esasına dayanan oyun.: KARAOKE


Bir
telgraf aracı. : MANİPÜLATÖR


Bir tema etrafında
oluşan.:TEMATİK


Bir tepkimeye sebep
olan ve onu hızlandıran organik madde,ferment.:ENZİM


Bir termik motorla
çalışan,yolcu taşıyan demiryolu taşıtı.:MOTOTREN


Bir ticaret gemisinin
içindeki yükü,bordasına yanaşan başka bir gemiye aktarma işlemi.:LİMBO


Bir ticaret senedinin
yenilenmesinde alınan komisyon.:ACYO


Bir ticarethanenin veya
malın adını kullanma karşılığında talep edilen hak,patent hakkı.:İSİMHAKKI



Bir ticari ortaklığın kuruluşu sırasında
başlangıç sermayesini oluşturmak üzere  ortakların  vermeyi yükümlendikleri
değerlerin tümü./ Anonim şirketlerde kurucu ortakların veya sermaye artırımına
katılanların şirket sermayesine yaptıkları her türlü katkı. : APOR


Bir tiyatro oyuncusunun
seyircilerin duyacağı biçimde ama sanki diğer oyuncular duymuyormuş gibi
konuşması veya düşünmesi:. APAR:. EPAK



Bir tiyatro oyununda oyuncuların bir defada
söylediği parça : TİRAT


Bir tiyatro
oyununda,karşısındakinin sözüne gerekli karşılığı verme.:REPLİK


Bir tiyatro sahnesinin
önünde,ışık ve ışıldakların yerleştirildiği,izleyiciye en yakın yer.:RAMP



Bir tiyatroda en üst balkon. :   PARADİ 


Bir toplantıda bulunma
karşılığı alınan para,oturum ücreti.:HAKKIHUZUR


Bir topluluğu oluşturan
din ve ırk bakımından değişik kesimler.:ANASIR



Bir topluluk içinde bir kimsenin durumu ya
da kazandığı saygınlık. : STATÜ


Bir toplulukta az
sayıda ve seyrek olarak bireylerin yakalandığı hastalıklara verilen ad.:SPORADİK


Bir toplulukta
benimsenmiş,yerleşmiş davranış ve yaşama biçimlerinin,kuralların,gelenek ve
göreneklerinin,alışkanlıkların bütünü. Bir toplumdaki ahlakla ilgili davranış
biçimleri.:TÖRE


Bir topu raketle yada
sopayla bir yere atmaya dayanan oyun.:POM


Bir torna aleti.:FREZE


Bir tutma,denk sayma.:KIYAS



Bir tuzla ürününün satıldığı bölgeler. :
OROS


Bir tüfek türü.:MAVZER



Bir tür Amerikan kekliği. : İNAMBU



Bir tür antilop. :  UREBİ : KAV


Bir tür asma,Meryem ana
asması.:AKASMA


Bir tür at arabası.:LANDO


Bir tür
avcı tuzağı. :  DOLAMIK



Bir tür balık ağı. : ABLATYA



Bir tür başlık.  :   KABALAK



Bir tür baykuş.  :  KUKUMAV


Bir tür beyaz kumaş.:ABANİ


Bir tür beyaz üzüm.:ÇAVUŞ
ÜZÜMÜ



Bir tür bıçak.  :  DAĞA


Bir tür boya.:OMBRA



Bir tür börek. : KATMER



Bir tür cüppe.  :   BİNİŞ


Bir tür çaylak.:KOCALAK



Bir tür çuha. :.EN


Bir tür dana ve öküz
derisi.:TELATİN


Bir tür davul.:TİMBAL


Bir tür delikli balık
ağı.:IRIP


Bir tür dokuma
tezgahına ve bu tezgahta dokunan karmaşık desenli kumaşlara verilen ad.:JAKAR


Bir tür domino oyunu.:
AZNİF


Bir tür düz ve ensiz
kılıç.:MEÇ


Bir tür el matkabı.:DRİL


Bir tür eski Fransız
halk dansı.:GAVOT



Bir tür et yemeği. : PATE



Bir tür ferace. :  ALAVURA 


Bir tür filika.:FUTA


Bir tür gelincik
balığı.:LOTA



Bir tür gemici düğümü. : ALABORİNA


Bir tür gevrek
kurabiye.:KROKAN


Bir tür gümüş para.:DİRHEM



Bir tür hafif ve kaba ayakkabı. :  
YEMENİ


Bir tür hamur yemeği.:PİRUHİ



Bir tür ince dokunmuş çizgi kumaş.:
ÇİTARİ


Bir tür ince ipek
kumaş.:FULAR



Bir tür ince ipekli kumaş. : PAPAZİ



Bir tür ince meşin. :VAKETA



Bir tür İngiliz birası.: ALE


Bir tür ipek kumaş.
: DİBA


Bir tür ipekli kumaş.:OTOMAN


Bir tür iplik bükme
aracı.:TEŞİ


Bir tür iri,aşılı
kiraz.:DALBASTI


Bir tür iskambil oyunu.
: LASKİNE : BOM
.:PİKET:PASTRA.:KONSOLİT


Bir tür işkembe
çorbası.:TUZLAMA



Bir tür işleme. :  KOPANAKİ 


Bir tür İtalyan el
kuklası.:PUPAZZO


Bir tür İtalyan sucuğu
ve böreği.:MORTODELLA


Bir tür
jelatin,agaragar.:JELOZ



Bir tür jelatin. : AGARAGAR


Bir tür kabartmalı
pamuklu kumaş.:PİKE


Bir tür kağıt oyunu.
:
KANASTA


Bir tür kağıt oyunu.:PEÇİÇ


Bir tür kağıt
süslemeciliği.:EBRU



Bir tür kalın ve ağır çizme. :  TOMAK


Bir tür kalsiyum
karbonat.:ARAGONİT


Bir tür karides.:NİKA



Bir tür keçe çadır. : GEDEME


Bir tür kement.:BOLA


Bir tür kenarları
saçaklı ipek,pamuk,yün gibi şeylerden yapılmış baş örtüsü.:POŞU



Bir tür kertenkele.  :  BABAKÖŞ:
AGAMA:VARAN 


Bir tür keşif gemisi.:AVİZO



Bir tür keten patiska veya basma. :
KRETON


Bir tür kısa hırka.:LİBADE



Bir tür kömür sobası.: SALAMANDRA


Bir tür kukuletalı
asker kaputu,yağmurluk.:AVNİYE


Bir tür kumar oyunu.:PASATA


Bir tür kumaş.
DRA: FLANEL



Bir tür kuzu eti yemeği. :KAPAMA


Bir tür küçük atmaca.:CURA


Bir tür küçük manyat
ağı.:TARLAKOZ


Bir tür küçük ve tatlı
yaş incir.:BARDACIK


Bir tür küçük zurna.:ARAKIYE


Bir tür kürek.:AYALEMA


Bir tür kürekli ve
yelkenli gemi.:ÇEKTİRİ


Bir tür macun.:BERŞ


Bir tür mantar. :
AMANİTA



Bir tür mezgit balığı. :  MERLANOS 


Bir tür misk faresi.
: KALEMİS


Bir tür nakış.:ANAVATA



Bir tür nişasta helvası. : SABUNİYE


Bir tür org.:
LATERNA



Bir tür ökçesiz ayakkabı, yemeni.
KALAVRA



Bir tür pabuç. : ÇEDİK



Bir tür palmiye.  :   AREKA:LATANYA



Bir tür pamuklu kumaş. :   PAZEN  



Bir tür pasta. : EKLER


Bir tür patiska.:HASA



Bir tür pelte. :   PALUZE 



Bir tür perde. :   STOR 



Bir tür peynir.  :   EDAM



Bir tür sağlam ve yumuşak dana veya öküz
derisi. : TELATİN


Bir tür sağlam,yumuşak
dana yada öküz derisi.:TELATİN


Bir tür serçe.:DAĞSAR



Bir tür sert ve fazla kızarmayan domates.
:  KAVATA



Bir tür sert, ipekli kumaş. : TAFTA


Bir tür ses alma
cihazı.: DİKTAFON



Bir tür sıçan. : FARİG 



Bir tür sıralaç. :   KALAMAZO


Bir tür soğanlı süs
bitkisi.:AMARİLİS



Bir tür spor ceket. : BLAZER


Bir tür süs kağıdı.:
SERPANTİN



Bir tür süsleme sanatı. 18. yy  başında
Fransa’da çok geçerli olan,kavisli çizgileri bol,gösterişli bezeme üslubu. :
ROKOKO


Bir tür süsleme sanatı.
18. yy  başında Fransa’da çok geçerli olan,kavisli çizgileri bol,gösterişli



Bir tür şahin,doğan. : LAÇİN



Bir tür şalvar.  :  ELİFİ


Bir tür şeker hamuru.:NUGA


Bir tür tabanca.:NAGANT


Bir tür takoz.:BAT


Bir tür taşkömürü.:ANTRASİT


Bir tür tatlı bisküvi.:KEDİDİLİ



Bir tür taze ve tuzsuz beyaz peynir. :
LOR


Bir tür tozluk.:GETR



Bir tür tuzlu peynir. (Bayburt, Sarıkamış,
Kırşehir, Amasya yörelerine özgü-çökelek) : ŞOR


Bir tür ufak ve hafif
motosiklet.:VESPA



Bir tür ufak, yağlı ve tuzlu simit. :
HALKA


Bir tür uzun Japon
kemeri.:OBİ



Bir tür verimli balçık.  :   LÖS



Bir tür yaban turpu. : TERME



Bir tür yağlı ve tuzlu simit. : HALKA



Bir tür yağsız ve tuzsuz peynir. :  
TELEME



Bir tür yapay mermer.  :  BREŞ


Bir tür
yelkenli,motorlu yarış teknesi.:REGATA



Bir tür yün örgüsü.  :  HARAŞO



Bir tür yünlü kumaş. :  KAŞE


Bir tür zamk ve
özsu.Sığla yağı.:TİGALA


Bir tür zamk.:KİTRE:LAK


Bir Türkistan sikkesi.
: KİPEKİ


Bir türü Asya ve
Afrika’nın tropikal bölgelerinde yaşayan,2 metre uzunluğunda,kısa hortumlu bir
hayvan türü.:TAPİR


Bir türün,bir olayın
karakteristik yönünü veren.:SPESİFİK


Bir ucu kıvrık
sopalarla çayır veya buz üzerinde iki takım arasında oynanan bir top oyunu.:HOKEY


Bir ucu nargilenin
şişesine bağlanan bükülebilir boru.:MARPUÇ



Bir ulusun   başka   bir   ulusu   siyasi 
ve  ekonomik egemenliği altına alarak yayılması veya yayılmayı istemesi.:
EMPERYALİZM


Bir uydu anten aksamı.:LNB


Bir uzvu derince,kötü
bir şekilde kesme.:TAKİR



Bir ülkede   olağanüstü   dönemlerde  
devletin   ödeme     süresi     gelmiş     borçlarını     yasayla    ertelemesi.
: MORATORYUM


Bir ülkede ekonomik
alanda ihtiyaçları kendi kendine karşılamaya yönelik tutum. : OTARSİ


Bir ülkede yönetime el
koyan kimselerden oluşan kurul.: CUNTA



Bir ülkedeki entelektüeller. Entelektüeller
sınıfı. : ENTELİJANSİA


Bir ülkedeki her çeşit
arazi ve mülklerin yerinin,alanının,sınırlarının ve değerlerinin devlet eliyle
belirlenip plana bağlanması işi.:KADASTRO



Bir ülkenin iskeleleri arasında gemi
işletebilme hakkı. :   KABOTAJ


Bir üniversiteye bağlı
veya bağımsız araştırma,inceleme ve eğitim kurumu. :ENSTİTÜ


Bir ürünün ambalajı
üzerine basılmış düşey çizgilerden oluşan ve ürünün niteliği,fiyatı,stok durumu
gibi bilgileri içeren simge.:BARKOD



Bir üzüm cinsi. :  İRİKARA : PAPAZKARASI
: ADAKARASI : MÜŞKÜLE : RAZAKI


Bir üzüm cinsi.:KARAGEVREK:
ÇAVUŞ
.:NARİNCE



Bir vadi ya da ırmak üstüne kurulan yüksek
ve uzun köprü. : VİYADÜK


Bir varlığın doğası.
: NELİK


Bir veya iki çalgı için
yazılmış,3 veya 4 bölümden oluşan müzik eseri.:SONAT



Bir veya iki milimlik  pli.  :  NERVÜR



Bir ya da iki yaş arasında koyun. : ŞİŞEK


Bir yada daha çok
elektron kazanmış yada yitirmiş bir atom yada bir atom grubundan oluşmuş
elektrik yüklü parçacık.:İYON


Bir yada iki palalı
kürek.:PAGAY


Bir yağ türü.:BEZİRYAĞI


Bir yanardağ patlaması
sonucunda ortaya çıkan,huni biçimli küçük krater.:MAAR


Bir yapıda ağaçların
yada taşların birbirine tutturulmasında kullanılan iki ucu dirsekli kenet.:KLAMO


Bir yapıda dış kapıyla
odalar arasındaki giriş bölümü.:DALAN


Bir yapının belediyece
öngörülen azami yüksekliği.:GABARİ



Bir yapının iç duvar kaplaması. :  LAMBRİ


Bir yapısal öğeyi metal
kenetlerle tutturma işlemi.:ANKRAJ


Bir yapıt yada yazının
son bölümü.:HATİME


Bir yapıtın başına
konulan,övücü tanıtma yazısı.:TAKRİZ


Bir yapıtın sonuç
bölümü.:EPİLOG



Bir yapıtta   uzak   ve   yabancı  
ülkelerle   ilgili   olayları ,   kişileri  ,   yöresel  görüşleri  yansıtma.:EGZOTİZM


Bir yapıtta,o yapıt
için yazılmış övgülü sunuş yazılarının yer aldığı bölüme verilen ad.:TAKRİZAT


Bir yaranın,bir
maddenin laboratuar ya da ameliyat araçlarının taşıdığı ferment ve mikropları
yok etme.:STERİLİZASYON


Bir yargıya varmak veya
değer vermek için başvurulan ilke,kriter.:ÖLÇÜT


Bir yarımadayı karaya
bağlayan,iki yanı su,dar kara parçası,berzah.:KISTAK



Bir yarış  yelkenlisi. :   SNİPE 



Bir yarışmada zayıf kalan kimseye tanınan
öncelik. : AVANS


Bir yaşında keçi
yavrusu.:ÇEPİÇ


Bir yaşını geçmiş inek
yavrusu.:DÜVE


Bir yazarın bütün
eserlerini içeren dizi.:KÜLLİYAT


Bir yazı sayfasının
altına,metnin herhangi bir noktasıyla ilgili olarak yazılan açıklama,dipnot.:HAŞİYE


Bir yazı,desen,tablo
vb.nin fotoğrafından kalıp çıkarılarak yapılan aynı basım.:FAKSİMİLE



Bir yazının ya da sanat yapıtını her yönüyle
inceleyip açıklayan yazı türü. : ELEŞTİRİ


Bir yazıyı bütün ses
inceliklerini belirterek başka bir alfabeye çevirme yolu,yazı çevrimi.:TRANSKRİPSİYON


Bir yelkenli türü.:CÖNK



Bir yengeç türü. :   UCA 


Bir yer bayındır duruma
getirildiğinde,çevrede bulunan mülklerin değeri arttığından ötürü,bunların
sahiplerinden belediyece alınan para.:ŞEREFİYE



Bir yerde biriken sıvıları dışarıya
akıtmakta  kullanılan oluk veya boru. : AKAÇ


Bir yerde bulunan elçi
ve elçilik görevlilerinin topluluğu,elçiler topluluğu.:KORDİPLOMATİK


Bir yerde
oturanlar,sakinler.:SEKENE



Bir yere çağrılmadan birdenbire girmek. :
DAMLAMAK


Bir yere gönderilen
eşyanın listesi,gönderme belgesi.:İRSALİYE


Bir yere kapanıp
ibadetle vakit geçirme.:İTİKAF


Bir yere sunulan
bildiri özeti.:EKSPOZE


Bir yeri bayındır
duruma getirmek için yapılan işlerin tamamı.:NAFİA


Bir yeri gerekli eşya
ile döşeme.:TEFRİŞ


Bir yeri istila
eden,yönetimi altına alan.:MÜSTEVLİ


Bir yeri kira ile
tutabilmek için sahibine veya içindeki kiracıya açıktan verilen para.:HAVAPARASI


Bir yerin özelliklerini
araştıran asker kıtası.:ARAVUL


Bir yerle veya işle
olan ilgisini sürdüren kimse,müdavim.:GEDİKLİ


Bir yerleşim birimi.:BELDE


Bir yerleşim
bölgesinin,aynı şehirden gelen insanların yerleştiği bölümü.:GETTO



Bir yetimin veya akılca zayıf birinin malını
yöneten kimse. :  VASİ 


Bir yıl boyunca güneşin
gökküresi üzerinde çizdiği çemberin sınırladığı daire.:TUTULUM



Bir yılan türü.: PİTON



Bir yıllık kuzu. : TOKLU



Bir yol veya geçide girilmemesi için acele
yapılan engel : BARİKAT



Bir yola giren, bir yol tutan. : SALIK


Bir yönetim
biçimi,zengin erki.:BEYERKİ


Bir yönetim
biçimi,zengin erki.:PLUTOKRASİ


Bir yün eğirme aracı.:KİRMEN


Bir yün örgüsü türü.:HARAŞO


Bir yüzey üzerinde
girinti ve çıkıntılar oluşturarak yapılan ve değişik yönlerden bakıldığında
başka görüntüler veren resim.:OPART


Bir yüzey üzerinde veya
uzayda bir noktanın yerini bulmaya yarayan ana çizgilerden yatay olanı.:KOORDİNAT



Bir yüzeyde renk dalgalanması sonucu görülen
parlaklık. : MENEVİŞ


Bir yüzeydeki çatlak
veya aralık.:GEDİK



Bir yüzeyden dışarıya taşan başka bir yüzeye
geçmek ve ona destek görevi yapmak için birbiri üzerine oturan taş ya da
tuğladan yapılmış bindirmelik. : MUKARNAS



Bir yüzeyi düz, kaygan, parlak bir duruma
getirme işlemi. : AÇKI


Bir yüzeyin eğiklik
derecesini anlamaya yarayan araç. Topoğraf aracı. : NİVO


Bir yüzü içbükey,öbür
yüzü dışbükey olan mercek. :  MENİSK 


Bir yüzü uzun
tüylü,kalın yünden dokunarak yapılmış yağmurluk.:YAMÇI


Bir yüzünde Kurtuluş
Savaşı,diğer yüzünde ise Cumhuriyetin ilanı canlandırılan,8 Ağustos 1928’de
açılan Taksim Atatürk Anıtının İtalyan heykeltıraşı.:PİETRO CANONİCA


Bir zamk türü.:KİTRE


Bir zırhlı gemi türü.
: DRETNOT 



Bir zinciri oluşturan halkalardan her biri. 
:  BAKLA


Bira yapmak için
çimlendirilip kurutularak hazırlanmış arpa veya başka taneler.:MALT


Biralık bir arpa cinsi.:TOKAK


Biralık bir arpa cinsi.:ZAFER


Biraz ufak.:UFARAK



Birbiri üzerine uygulanan ve kabartma
desenler oluşturacak biçimde noktalarla birleştirilen iki dokumadan meydana
gelmiş pamuklu kumaş. “İğne ardı” da denilen elişine benzer desenlerle süslü
kalın pamuklu kumaş. Bu kumaştan yapılmış yatak örtüsü. : PİKE


Birbirinden ayrı
düşünce,inanış yada öğretileri kaynaştırmaya çalışan felsefe sistemi.:SENKRETİZM


Birbirinden hiç
ayrılmayan sıkı arkadaşlar.:EKÜRİ


Birbirine bağlı kurşun
bölmelere yerleştirilmiş renkli cam parçalarından oluşan,saydam pencere
süslemesi veya resim.:VİTRAY


Birbirine denk
olma,denklik.:TEADÜL



Birbirine ekli parçalardan oluşan ve kendi
kendine hareket eden soyut heykel. : MOBİL


Birbirine geçme küçük
ve düzgün ahşap parçalarla yapılan bezeme tekniği.:KÜNDEKARİ


Birbirine
girmiş,dağınık.:JÜLİDE


Birbirine komşu olan
orman ve çayır gibi değişik iki bitki topluluğu arasındaki geçiş bölgesi.:EKOTON


Birbirine paralel
olarak uzanan iki akarsu arasında kalmış dağ sırtı.:KIRAN



Birbirine sürtünen cisimlerin karşılıklı
etkileşimini inceleyen bilim dalı. :   TRİBOLOJİ 



Birbirine uygun, karışık. :  MÜMTEZİÇ


Birbirini
öldürme,savaş,vuruşma.:MUKATELE


Birbirini tutar renk ve
yapıda olan.:ASORTİ


Birbirinin içine girip
karışmış,çapraşık.:GİRİFT



Birbiriyle geçinemeyen gemi tayfası.
ALABABULA


Birbiriyle ilgili
sözcük ve kavramların dizelerde toplanması sanatı.:TENASÜP



Birçok Avrupa ordusunda mızraklı süvarilere
verilen ad. : UHLAN



Birçok kattan oluşan, bir tür karton. :
BRİSTOL



Birçok kişinin yaptığı işlerde gayret vermek
için söylenen söz. : YISA



Birçok onayaklı kabukluda orta sularda
yaşayan larva biçimi. :  ZOE 


Birden çok anlamı olan
bir sözcüğün yakın anlamının değil de uzak anlamının kullanılması sanatı.:TEVRİYE


Birden çok işletmenin
bir grup başkanının yönetimi altında,belirli bir işi gerçekleştirmek amacıyla
belirli bir süre için oluşturdukları topluluk.:POOL


Birden fazla terimi
olan cebirsel ifade.:POLİNOM


Birdenbire akla
gelen,içe doğan şey.:SANİH



Bireycilik. : İNDİVİDÜALİZM


Bireyler.: EFRAT


Bireyleri  yangın
çıkarmaya sürükleyen saplantılı itki.:PİROMANİ


Bireylerin kendilerini
isteyerek aç bıraktıkları incelik hastalığı.:ANOREKSİA



Bireysel   psikoloji   okulunu   kuran  
ve   aşağılık   duygusu   terimini ilk kez ortaya atan ünlü Avusturyalı hekim.
: ADLER



Biri  öne , öteki  arkaya  bakan ,
birbirine  karşıt  iki  yüz biçiminde betimlenen eski bir Roma tanrısı.  :
İANUS


Biri Amerika’da,diğeri
Madagaskar’da yetişen ve yelpaze biçiminde yaprakları olan iki ağacın ortak adı.:RAVENALA


Biri dünyanın nükleer
enerjiyle çalışan ilk teknesi olmak üzere üç denizaltı ile bilimkurgu
edebiyatının ünlü bir denizaltısı olan dördüncü bir denizaltının ortak adı. :
NAUTİLUS


Bir-iki yaşında koyun.
:  ŞİŞEK 


Birikinti suların
sulamak amacıyla genellikle bir set ardında toplandığı küçük göl.:GÖLET:GÖLEK


Birim zamandaki
ses,dalga v.b. için titreşim sayısı,sıklık. : FREKANS


Birimlerin başına
konulduğunda on katı gösteren bir ek.:DEKA


Birinci çağın ilk
dönemi ve bu dönemde oluşmuş yer katmanları.:KAMBRİYEN


Birinci Dünya Savaşında
Osmanlı ordusunda kullanılan bir tür başlık.:KABALAK



Birinci dünya savaşından sonra Avrupa’da
moda olan bir dans. : ÇARLİSTON


Birinci Dünya
Savaşından sonra bazı azgelişmiş ülkeleri,kendi kendilerini yönetecek bir düzeye
eriştirip bağımsızlığa kavuşturuncaya kadar Milletler Cemiyeti (Cemiyeti Akvam)
adına yönetmek için bazı büyük devletlere verilen vekillik.:MANDA


Birine bir mülkü sahip
kılma. :   TEMLİK 



Birine dokunsun diye söylenen söz. : TAŞ


Birine karşı
gelmek,sert cevap vermek.:ÇEMKİRMEK


Birine yüklenen henüz
aydınlanmamış suç.:TÖHMET



Birini istememek, hor görmek. : İRİLEMEK



Birinin  sırlarını ,  eylemlerini , 
düşüncelerini  gözleyip  yetkililere  bildirerek  çıkar  sağlayan kimse. :
İSPİYON


Birinin egemenliğini
kabul etme,buyruklarına uyacağını belirtme.:BİAT


Birinin ölümünü haber
veren.:NAİ


Birinin söylemediği bir
sözü,söylediğini iddia etme.:İKVAL


Birinin yer,hal,medeni
durumu vs gösteren resmi belge,hal kağıdı.:İLMÜHABER


Birkaç arabadan oluşan
bir katarı çekmekte kullanılan motorlu taşıt.:MOTRİS


Birkaç arabalı bir
katar da elektrik motoru yada patlamalı motorla çalışan ve öbür arabaları
çekmeye yarayan taşıt.:MOTRİS


Birkaç bilinmeyenli
birinci dereceden eşitlik sistemlerini çözmede kullanılan yardımcı cebirsel
anlatım.:DETERMİNANT


Birkaç çobanın aşk,kır
hayatının güzellikleri vb üzerine karşılıklı konuşmaları biçiminde yazılan,küçük
bir piyesi andıran bir şiir türü.:EGLOG


Birkaç dizi altın
zincirden oluşan enli gerdanlık yada bilezik.:AKITMA


Birkaç kez şeker
ağdasına daldırılarak üzeri kaplanmış kavrulmuş badem yada fındık.:PRALİN


Birkaç kişinin
oturabileceği genişlikte koltuk.:KANEPE


Birkaç kuşak sonra
ortaya çıkan ve o zamana kadar aradaki döllerde gizli kalan soya çekim
nitelikleri için kullanılan terim.:ÇEKİNİK


Birkaç topu olan bir
çeşit küçük ve hafif savaş gemisi.:GAMBOT


Birler,tekler. :  
YEGAN 


Birleşen iki kereste vs
yi tutturmaya yarayan,dik açı biçiminde bükülmüş demir,L demiri.:KÖŞEBENT


Birleşik bir ışık
demetinin bir biçmeden (prizma) geçtikten sonra ayrıldığı basit renklerden
oluşmuş görüntü.:TAYF



Birleşikgillerden hekimlikte kullanılan
ıtırlı bir bitki. :   TARHUN



Birleşikgillerden,çiçekleri sarı renkte bir kır bitkisi. : AYNISEFA



Birleşikgillerden,kökleri sebze olarak
kullanılan otsu bir bitki. :   TEKESAKALI 


Birleşme,birlik kurma.:İTTİHAT


Birleşmiş Milletler
Çevre Programının kısaltması.:UNEP


Birleşmiş Milletler
Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü’nün kısa yazılışı.: UNESCO


Birleşmiş Milletler
Gıda ve Tarım Örgütünün kısaltması.:FAO



Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri
Merkezi’nin simgesi. : HABİTAT


Birleşmiş Milletler
Sınai Kalkınma Örgütü’nün kısa yazılışı.:UNİDO



Birlik. :   VAHDET


Birlikte kullanıldığı
terimin anlamına aşırılık kazandıran bir müzik terimi.:ASSAİ



Birlikte yolculuk eden topluluk. : KAFİLE



Birmanya (Myanmar) para birimi.  :  
KIYAT



Birmanya’da sıradağlar. : ARAKAN


Birmanya’nın başkenti.:RANGUN


Birmanya’nın para
birimi.:KIYAT



Birmanya’nın plakası. : BA



Birtakım alıştırma ve çağrışımlardan
yararlanarak belleği geliştirme yöntemi.: MNEMOTEKNİ


Bisiklet ve
motosiklette dümenin elle tutulan kısımlarına geçirilen ve yumuşak,sentetik
maddeden yapılan kaplama.:ELCİK


Bisiklet yarışı için
hazırlanmış pist ve tribünlerden oluşan yapı.:VELODROM


Bisiklet.:ÇİFTTEKER


Bisikletin en eski
şekli olan,iki tekerlekli taşıt aracı.:SELERİFER


Bisikletin ilk şekli
olan taşıt aracı.:SELERİFER


Bisikletin ön tekerlek
maşası üstüne bağlanmış,iki elle kullanılan yön değiştirme aracı,yönelteç.:GİDON



Bisturi. :  NEŞTER



Bit yavrusu. :   YAVŞAK


Bit,tahta kurusu gibi
böceklerin yumurtası.:SİRKE



Bit. : KEHLE


Bitki hastalıklarını
inceleyen bilim dalı.:FİTOPATOLOJİ


Bitki hücreleri
yaşlandıkça plazmalarında oluşan ve içi hücre suyu ile dolu bulunan boşluk.:KOFUL


Bitki
kökleri,şeker,misk,dövülmüş ceviz veya fındık içi ile yapılan bir tür şekerleme.:DEVAİMİSK


Bitki örtüsü.:FLORA



Bitki. :  VİTAL 



Bitkilerde bulunan kokulu ve uçucu madde.
: ESANS


Bitkilerde çok çeşitli
işlevleri üstlenmiş,ince çeperli canlı hücrelerden oluşan temel doku.:ÖZEKDOKU


Bitkilerde gaz
alışverişine yarayan aralıklar.:STOMA


Bitkilerde kökün ucunu
örten koruyucu bölüm.:KALENSÖVE


Bitkilerde,özellikle
küf mantarlarında bulunan yada sentezle elde edilen,bir çok mikroba karşı
kullanılan penisilin,streptomisin gibi maddelerin ortak adı.:ANTİBİYOTİK


Bitkilerden elde edilen
doğal mavi boyarmadde.:İNDİGO


Bitkilerden elde edilen
ilaç.:OTA



Bitkilerden elde edilen ilaçlarla hastalığı
iyileştirmek. : OTAMAK



Bitkilerden elde edilen ilaçlarla
hastalıkların tedavisi.: FİTOTERAPİ



Bitkilerden özütlenen, doğal mavi boyar
madde. Koyu mavi renk. : İNDİGO


Bitkilerden türlü
yollarla çıkarılan veya kimyasal yöntemlerle yapılan kokulu ve uçucu sıvı.:ESANS



Bitkilere, özellikle ekinlere zarar veren
bir böcek. : BAMBUL 


Bitkilerin çürümesiyle
oluşan koyu renkte organik toprak.:HUMUS


Bitkilerin,hayvanların
doku ve sıvılarında bulunan,birleşimi karbon,oksijen,azot,hidrojen ve kükürt
olan,suda eriyen,beyaza yakın renkte,yapışkan madde.:ALBÜMİN


Bitkimsi hayvanlardan
denizanalarını,sifonluları ve mercanları içine alan önemli bir bölüm.:SELENTERELER



Bitkin duruma düşme. : HELAK


Bitkinin doğal olarak
yetiştiği yer,yurt.:HABİTAT


Bitkisel esaslı bir tür
kahverengi boya.:BİSTRE


Bitkisel esaslı
kahverengi bir boya.:BİSTRE


Bitkisel kökenli bir
yiyecek yada içeceğin damakta algılanan hoş kokusu.:AROMA


Bitkisel özlü yağlarla
yapılan tedavi şekli.:AROMATERAPİ


Bitkisel
tellerden örülmüş büyük çuval.:TELİS


Bitkisel tellerden
yapılmış kaba örgülü büyük çuval. :   TELİS 


Bitkisel yada hayvansal
maddelerin etkili özü.:ÖZÜT



Bitkisel yağlarla uygulanan bir tür Hint
tedavi yöntemi. : ÇAMPİSAJ


Bitkisel,hayvani yada
madeni maddelerin karışımından yapılan macun,panzehir.:TİRYAK


Bitkisi iyi
olmayan,yada hiç bitki vermeyen,verimli olmayan.:ÇORAK



Bitkisiz. : AFİTAL 


Bitle geçen,ortalama 15
gün süren,vücutta pembe lekelerle beliren ateşli ve tehlikeli bir hastalık
türü,tifüs.:LEKELİHUMMA


Bitlis ilinde bir göl.:AYGIR


Bitlis yöresine
özgü,ceviz büyüklüğündeki hamurlar kızartıldıktan sonra üzerine sarımsaklı
yoğurt dökülerek yenen bir yemek.:AYVANET


Bitüm yada başka bir
petrol artığını sıvılaştırmak yada seyreltmek için kullanılan madde.:FLAKS


Biyolojide çekinik.:RESESİF



Biyolojide sıralı oluş. : EPİGENEZ


Biyolojide üreme
hücresi.:GAMET


Biyolojide,mitozun
ikinci evresi.:METAFAZ


Biyolojik ışık üretme
özelliğine sahip,akıntı ve rüzgarlarla sürüklenen ve bir şeye dokunduğunda ışık
veren deniz hayvanı.:YAKAMOZ


Bizans devletinde vali
ve derebeylerine verilen bir unvan.:TEKFUR



Bizans döneminde İstanbul’da siyasal
suçluların kapatıldığı ünlü zindan. : ANEMAS



Bizans kiliselerinde kadınlara ayrılan
bölüm. :   YİNEKE 


Bizans sarayının hassa
muhafızları.:BARDARİOT


Bizden
öncekiler,geçmişler.:ESLAF



Bizonla boğanın çiftleşmesinden doğan melez
hayvan. : KATOLO



Blues müziğine özel rengini veren ve doğal
nota ile bemol arasında yer alan ses. : MAVİNOTA


Boagillerden,Afrika ve
Asya’da yaşayan,zehirsiz,çok güçlü büyük yılan.:PİTON


Boagillerden,tropikal
Amerika’da yaşayan,avını sararak ve sıkarak öldüren yılan.:ANAKONDA


Bob Dylan’ın asıl adı.:ROBERT
ZİMMERMAN


Boccaccio’nun erotik
öyküler kitabı.:DECAMERON



Bodrum  müzesinde  sergilenen  dünyanın  en 
eski   batığının   çıkarıldığı ,   Kaş   ilçesindeki  burun. : ULUBURUN


Bodrum ilçesi yakınında
turistik bir yöre.:KARAİNCİR



Bodrum ilçesi yakınında, doğal güzelliğiyle
tanınmış bir köy. : ASPAT


Bodrum ilçesinde doğal
güzelliğiyle tanınmış bir koy.:MAZI



Bodrum ilçesine bağlı turistik bir belde.
: BİTES:BİTEZ


Bodrum kalesindeki
müzede doldurulmuş cesedi sergilenen ünlü Kayra kraliçesi.:ADA


Bodrum yakınlarında
turistik bir belde.:TÜRKBÜKÜ


Bodrum yarımadasının
kuzeyinde yer alan Güllük körfezindeki Güllük koyunda güneye doğru çıkıntı yapan
küçük yarımada da bir Kayra kenti.:İASOS


Bodrum’un eski adı.:HALİKARNASSOS


Boğa burcu.:SEVİR


Boğa burcunda,yedi
yıldızdan oluşan takım,Süreyya. : ÜLKER


Boğa güreşçilerinin
boğaların omuz başına çifter çifter sapladıkları ucu zıpkınlı,ağaçtan yapılmış
küçük değnek.:BANDERİLLA



Boğa güreşçisi. :   TORERO : MATADOR



Boğa güreşi yapılan alan. : ARENA


Boğa güreşi.:KORİDA


Boğa güreşinde hayvana
mızrakla saldıran atlı.:PİKADOR


Boğa,tosun.:KELE



Boğanotundan çıkarılarak hekimlikte
kullanılan zehirli bir madde. : AKONİTİN



Boğanotunun bilimsel adı. : ACONİT


Boğanotunun güz çiğdemi
de denilen bir türü. :  İTBOĞAN



Boğaya tutulan kırmızı şal (Matadorların
boğayı yormak ve hırslandırmak için kullandıkları kırmızı renkli kumaş parçası).
:   MULETA



Boğaz biçiminde küçük vadi. : KLÜZ


Boğaz mukozasının
şişmesi,yutak iltihabı.: ANJİN



Boğaz ve bademciklere yerleşen ve anjin türü
hastalıklara neden olan  mikrop. : BETA


Boğazköy’de bulunmuş
Hititçe yazılı efsane.:APPUŞ


Bohça,yemeni,baş örtüsü
gibi şeyler yapmakta kullanılan,üstüne boya ve fırça ile veya tahta kalıplarla
desen yapılmış bez.:YAZMA


Boks,eskrim gibi
sporlarda hamlenin savuşturulması biçimi yada eylemi.:PARAD


Boksta bükük kolla
aşağıdan yukarıya doğru atılan yumruk.:APARKAT


Boksta dövüşemeyecek
duruma gelen sporcunun karşılaşmayı bırakması.:ABANDONE


Boksta esas ve
korunmaya hazır duruş.:GARD


Boksta her raundun
başlangıç ve bitimini bildiren ses verici araç. :GONG



Boksta vurulan bir yumruk çeşidi. KROŞE


Boksta vurulan bir
yumruk çeşidi.:SWİNG


Bol maydanoz,domates ve
soğanla koyun kıymasından yapılan bir tür şiş köfte.:URFAKEBABI


Bol ve dolgun.:GÜMRAH


Bol,çok.:MEBZUL


Bol,verimli,gür.:FEYYAZ



Bolivya ve Peru’da yaşayan, aynı dili
konuşan yerli halk. : AYMARALAR



Bolivya’nın başkenti.  :  LAPAZ



Bolkar dağları ile Ala dağlar kütlesini
birbirinden ayıran tektonik çukur.  :  ECEMİŞ



Bolluk, genişlik. : FERAHİ


Bolluk,rahatlık ve
varlık içinde iyi yaşama,refah.:GÖNENÇ



Bolu ilinde bir kaplıca. : SAROT



Bolu ilinde turistik bir göl. : ABANT



Bolu yakınlarındaki kayak merkezi. :
KARTALKAYA


Bolu’nun Gerede
ilçesinde kayak merkezi olan bir dağ.:ARKUT



Bolu’nun Göynük ilçesinde, doğal
güzelliğiyle tanınmış bir göl. : SÜNNET GÖLÜ


Bolu’nun Mudurnu
ilçesinde bir kaplıca.:BABAŞ


Bombalardan korunmak
için yerin altına kazılmış siper.:KAZAMAT


Boncuk,gümüş veya altın
para ile yapılmış,boşluğa veya giysiye takılan süs.:CINGIL


Bono,çek ve poliçenin
arka yüzünde işlem yapmak için yer kalmadığı zaman,yapılacak işlemler için
bunlara eklenen kağıt parçasına verilen ad.:ALONJ


Borazan kuşu da denilen
ve Güney Amerika’da yaşayan bataklık kuşu.:AGAMİ


Borcun yerine
getirilmemesi,temerrüt.:DİRENİM


Borç alınan bir paranın
belirli zamanlarda ödeneceğini gösteren senetler.:ESHAM



Borç alma. : İSTİKRAZ



Borç veren,alacaklı  : DAİN



Borç verme anlamında eski bir sözcük.
İDANE



Borç verme. : İKRAZ


Borçlar.:DÜYUN



Borda kaplamalarını yerleştirmek için ahşap
gemilerin omurgalarına açılan yuva. : AŞOZ


Bordo üzerine beyaz
çizgili bir tür peştamal.:ADAGİDE



Borneo dağlarında yaşayan sülün. : RALİL 



Borsada belli miktardaki hisse senedi
belirtmekte kullanılan işlem birimi. : LOT



Borsada bir senedin gerçek değerinin altına
düşmesi durumu. : DEKOT



Borsada kesin vadeli değerlerin kuru ile
primli değerlerin kuru arasındaki fark. :  EKAR


Borsalarda acentelerin
yüksek sesle arz ve talepte bulundukları yuvarlak alan.:KORBEY


Boru biçimindeki metal
parçaların içini düzleştirip parlatmakta kullanılan aygıt.:BICIRGAN



Boru sesi. : Tİ



Boruları döndürmeden eklemeyi sağlayan
bağlantı parçası. :   RAKOR 


Borusunun içinde,ağız
deliğinin altında bir tapa (blok veya dil ) bulunan ve ucundan üflenerek çalınan
kavallara verilen ad. : DİLLİDÜDÜK


Bosna-Hersek’in plaka
işareti.:BİH



Bostanda yapılan bekçi kulübesi.  : 
GÜMELE


Boş alan korkusu.:KENOFOBİ


Boş inan,hurafe.:SANAKA


Boş ve anlamsız şeyler.:EBATIL



Boş ve yararsız, saçma.  :  .
MALAYANİ


Boş yere
harcama,yıpratma.:TELEF



Boş, çürük, yanlış. :  BATIL



Boş, ıssız, tenha. : HALİ


Boş,anlamsız söz.:FASARYA


Boş,anlamsız söz.:GÜZAF


Boş,önemsiz,boş şey.
: HAVACIVA


Boş,temelsiz,asılsız
söz.:SAFSATA



Boş. :  TEHİ



Boş., yararsız, saçma. : ABES



Boşanma. :  TALAK



Boşanmış kadın. : TALİKA



Boşboğaz, geveze anlamında yerel sözcük.
: BIDIR



Boşluk. :  KAVİTE


Boşluk.:VAKUM


Boşta gezen.:HAYTA


Boşuna.:BEYHUDE


Botanik özelliklerini
incelemek amacıyla değişik türde pek çok ağacın yetiştirildiği bahçe.:ARBORETUM


Botanikte   (Rese da
luteola)   olarak   tanımlanan , muhabbetçiçeğigillerden , 1,5 m  yüksekliğinde
, tohumlarından    kandil  yağı ,  çiçeklerinden  sarı  boya  çıkarılan  otsu 
bir  bitki. :REZEDE


Botanikte   (Sesamum 
indicum)  olarak   tanımlanan , sıcak   bölgelerde   yetişen   küçük   bir
bitki. :SUSAM


Botanikte (Allium
porrum) olarak tanımlanan,zambakgillerden,sapından yararlanılan,çok yıllık bir
kış sebzesi.:PIRASA


Botanikte (Amygdalus
communis) olarak tanımlanan,gülgillerden,yurdumuzun her yerinde yetişen ağaç.
: BADEM


Botanikte (Ananas
sativus) olarak tanımlanan,sıcak ülkelerde yetişen bir ağaç ve aynı adı taşıyan
meyvesinin adı.:ANANAS


Botanikte (Artemisia)
olarak tanımlanan,başka bir adı da yavşan otu olan,sıracagillerden,mavi ve beyaz
renkte çiçekler açan bir bitki.:VERONİKA


Botanikte (Boehmeria
nivea) olarak tanımlanan,ısırgangillerden,Çin Vietnam ve Malezya’da yetişen
değerli bir bitki.:RAMİ


Botanikte (Brassia
oleracea) olarak tanımlanan,turpgillerden,güz ve kış sebzesi olarak yetiştirilen
ve birçok türü olan bitki.Kelem.:LAHANA


Botanikte (Cannabis
sativa) olarak tanımlanan,kendirgillerden,sapındaki liflerden halat,çuval vs
kaba örgüler yapılan,iki evcikli bir bitki.:KENEVİR


Botanikte (Cassia)
olarak tanımlanan,baklagillerden,sıcak bölgelerde yetişen,bir çok türü bulunan
bir bitki. :SİNAMEKİ


Botanikte (Castanea
sativa) olarak tanımlanan,kayıngillerden,ılıman iklimlerde yetişen,25-30 metre
kadar boylanabilen,kerestesi doğramacılıkta kullanılan bir orman ağacı.:KESTANE


Botanikte (Cerasus
avium) olarak tanımlanan,gülgillerden bir meyve ağacı.:KİRAZ


Botanikte (Cercis
siliguastrum) olarak tanımlanan,baklagillerden,eflatunla kırmızı arası renkte
çiçek açan,güzel bir süs ağacı.:ERGUVAN


Botanikte (Cistus
creticus) olarak tanımlanan,Akdeniz ülkelerinde yetişen tüylü ve genellikle
yapışkan yapraklı,beyaz veya pembe çiçekli,reçinesi hekimlikte kullanılan bir
bitki.:LADEN


Botanikte (Dentex
vulgaris) olarak tanımlanan,izmaritgillerden,Akdeniz’de yaşayan pullu,eti
beğenilen bir balık. : SİNARİT


Botanikte (Eruca
sativa) olarak tanımlanan,turpgillerden,yaprakları salata gibi yenen,20-40 cm
yüksekliğinde,sebze olarak bahçelerde yetiştirilen,kokulu,bir iki yıllık bir
bitki.:ROKA


Botanikte (Gossypium)
olarak tanımlanan,Ebegümecigillerden,koza biçimindeki meyvesi üç,dört,beş
dilimli olan,sıcak bölgelerde yetişen tarım bitkisi.:PAMUK


Botanikte (Grunus
domestica) olarak tanımlanan,gülgillerden,beyaz çiçekli bir ağaç ve aynı adı
taşıyan meyvesinin adı.:ERİK


Botanikte (Jasminum)
olarak tanımlanan,zeytingillerden,beyaz kırmızı veya sarı renkli güzel kokulu
çiçekleri olan,1-2 m boyunda,süs bitkisi olarak yetiştirilen tırmanıcı bir
ağaççık.:YASEMİN


Botanikte (Lavandula
angustifolia) olarak tanımlanan,ballıbabagillerden,mavi veya mor renkli
çiçekleri koku sanayinde kullanılan bir bitki.:LAVANTA


Botanikte (Lepidium)
olarak tanımlanan ,turpgillerden,yaprakları salata olarak yenen baharlı bitki.
:TERE


Botanikte (Lilium
candidum) olarak tanımlanan,90-100 cm yüksekliğinde,güzel ve iri çiçekli,çok
yıllık bir süs bitkisi. : ZAMBAK


Botanikte (Linumusitu
tissimum) olarak tanımlanan,çiçekleri mavi renkte ve beş taç yapraklı,lifleri
dokumacılıkta kullanılan bir bitki.:KETEN


Botanikte (Loligo
vulgaris) olarak tanımlanan,mürekkep balığının bir türü. : KALAMAR


Botanikte (Lolium)
olarak tanımlanan,buğdaygillerden,bahçelerin yeşillendirilmesinde yararlanılan
çok yıllık bitki.:ÇİM


Botanikte (Malva
siylvestris) olarak tanımlanan,çiçekleri ilaç,yaprakları sebze olarak
kullanılan,kendiliğinden yetişen çok yıllık ve mor çiçekli bir bitki.:EBEGÜMECİ


Botanikte (Matricaria
chamomilla) olarak tanımlanan,birleşikgillerden,20-50 cm yükseklikte,baharda
çiçek açan,taç yaprakları beyaz,ortası sarı kömeçli,bir yıllık otsu bir bitki.:PAPATYA


Botanikte (Mentha
piperita) olarak tanımlanan,ballıbabagillerden,yaprakları sapsız,çiçekleri beyaz
veya menekşe renginde,ıtırlı,çok yıllık ve otsu bir kültür bitkisi.:NANE


Botanikte (Morus)
olarak tanımlanan,kuzey yarım kürenin genellikle ılıman bölgelerinde
yetişen,yapraklarıyla ipek böceği beslenen ağaç ve aynı adı taşıyan meyvesinin
adı.:DUT


Botanikte (Musa
sapientum) olarak tanımlanan,sıcak bölgelerde yetişen,bir çenekli,çok yıllık bir
bitki. :MUZ


Botanikte (Nymphea)
olarak tanımlanan,yaprakları yuvarlak ve geniş,çiçekleri beyaz,sarı,mavi,pembe
renkte,durgun sularda veya havuzlarda yetişen bir su bitkisi. :NİLÜFER


Botanikte (Paeonia
mascula) olarak tanımlanan,düğünçiçeğigillerden,çiçekleri türlü renkte,çok
yıllık güzel bir süs bitkisi.:ŞAKAYIK


Botanikte (Panicum
miliaceum) olarak tanımlanan,buğdaygillerden,kuraklığa dayanıklı bir bitki.:DARI


Botanikte (Papaver
rhoeas) olarak tanımlanan,yazın kırlarda,özellikle ekin tarlalarında
yetişen,kırmızı ve otsu bir bitki.:GELİNCİK


Botanikte (Persea
americana) olarak tanımlanan,başka bir adı da Amerikan armudu olan meyve.:AVOKADO


Botanikte (Picea
excelsa) olarak tanımlanan,rengi kızıla yakın bir çam türü : ALAÇAM


Botanikte (Picea)
olarak tanımlanan,çamgillerden,50-60 m kadar yükseklikte olan,düz
gövdeli,kozalağı aşağıya doğru sarkık,kerestesi ve reçinesi çok beğenilen,çam
türüne çok yakın bir orman ağacı.:LADİN


Botanikte (Pimpinella
anisum) olarak tanımlanan,maydanozgillerden,kokulu tohumu hamur işlerinde ve
rakı yapımında kullanılan,yurdumuzda ekimi yapılan bitki.:ANASON


Botanikte (Pinus)
olarak tanımlanan,yurdumuzda birçok türü yetişen bir orman ağacı.:ÇAM


Botanikte (Populus)
olarak tanımlanan,söğütgillerden,sulak bölgelerde yetişen,boyu bazı türlerinde
30 veya 40 m’ye değin çıkan,kerestesinden yararlanılan bir ağaç. : KAVAK


Botanikte (punica
granatum)olarak tanımlanan,nargillerden,yaprakları karşılıklı,çiçekleri
büyük,koyu kırmızı renkte,küçük bir ağaç.:NAR


Botanikte (Rheum
officinale) olarak tanımlanan,karabuğdaygillerden,1-2 m yükseklikte,büyük
yapraklı,beyaz çiçekli,çok yıllık otsu bir bitki.:RAVENT


Botanikte (Rhus
coriafia) olarak tanımlanan,Antep fıstığıgillerden,sıcak bölgelerde
yetişen,kabuğu hekimlikte,yaprakları dericilikte kullanılan bir ağaç ve aynı adı
taşıyan meyvesinin adı.:SUMAK


Botanikte (Robinia
pseudoacacia) olarak tanımlanan,baklagillerden,yurdumuzda yetişen bir süs ve
gölge ağacı.:AKASYA


Botanikte (Rosa) olarak
tanımlanan bir süs bitkisi ve aynı adı taşıyan çiçeği.:GÜL


Botanikte (Rumex
petientia) olarak tanımlanan,karabuğdaygillerden,dere kıyılarında,sulak
çayırlarda kendiliğinden yetişen,çok yıllık ve yaprakları sebze olarak
kullanılan bir bitki.:EFELEK:LABADA


Botanikte (Salvadora
persica) olarak tanımlanan,Kuzey Afrika,İran ve Hindistan’da yetişen dikensiz
küçük bir ağaç. : MİSVAK


Botanikte (Silyum
marianum) olarak tanımlanan,birleşikgillerden,yol ve tarla kenarlarında
yetişen,30-100 cm yükseklikte 1-2 yıllık ve otsu bir bitki.:DEVEDİKENİ


Botanikte (Spinacia
oleracea) olarak tanımlanan,yapraklarından sebze olarak yararlanılan bir bitki.:ISPANAK


Botanikte (Syringa
vulgaris) olarak tanımlanan,zeytingillerden,yaprakları karşılıklı bir süs
bitkisi. : LEYLAK


Botanikte (Thuya)
olarak tanımlanan,servigillerden,yaprakları almaşık ve küçük pullar
biçiminde,gövdesi düz olan,dipten dallanan bir süs bitkisi. : MAZI


Botanikte (Tulipa
gesneriana) olarak tanımlanan,zambakgillerden,yaprakları uzun ve sivri,çiçekleri
kadeh biçiminde,türlü renkte bir süs bitkisi.:KARANFİL


Botanikte (Tulipa
gesneriana) olarak tanımlanan,zambakgillerden,yaprakları uzun ve
mızraksı,çiçekleri kadeh biçiminde,türlü renkte bir süs bitkisi.:LALE


Botanikte (Vitis)
olarak tanımlanan,belirli bir tür üzüm veren bitki.:ASMA


Botanikte (Zea mays)
olarak tanımlanan,buğdaygillerden,gövdesi kalın,yaprakları büyük,boyu yaklaşık 2
m olabilen,erkek çiçekleri tepede salkım durumunda,dişi çiçekleri yaprakla gövde
arasında koçan biçiminde olan bir kültür bitkisi.:MISIR


Botanikte çok ince bazı
organlara özellikle köklerin ince ayrıntılarındaki ince iplikçiklere verilen ad.:TELCİK


Botanikte köksap.:
RİZOM



Botanikte, kabuğu çatlamamış meyve kabuğuna
verilen ad.: AKEN


Bowlingde oyuncunun
devirmeye çalıştığı,üzeri plastik kaplı tahta kuka.:PİN



Boy, endam. : KAMET 



Boy, klan. : ANAR 


Boya kazımakta
kullanılan çelik alet.:RASPA



Boya sanayinde kullanılan zehirli bir madde.
: ANİLİN



Boyacılık ve sepicilikte kullanılan tanence
zengin bitkisel özüt.  :  KAŞA:KAŞU


Boyacılıkta kullanılan
zehirli bazik kurşun karbonat.:ÜSTÜBEÇ


Boyacılıkta
kullanılan,nikel ve demire benzeyen,gümüşi renkte bir element.:KOBALT


Boyalı ve yapışkan
suyun üzerine kapamak yoluyla kağıda yapılan bir çeşit dalgalı ve kareli süs.:EBRU


Boyalı.:RENGİN



Boyanmamış seramik rengi. :   ZEM


Boyayan bir maddenin
erimiş balmumuyla karıştırılarak resim yapımında kullanılması tekniği.:ANKOSTİK



Boylam uzunluk. : TUL


Boylu poslu,yakışıklı
kimse.:LEVENT


Boynu
bükük,üzgün,zavallı.:MELÜL



Boynu uzun adam. : ANAK


Boynuz.:KARN


Boynuzdan yapılan bir
çeşit boru. : NEFİR 


Boynuzunun biri kırık
veya eğri hayvan. : ŞELEK


Boyu  yüz metreyi
aşabilen bir ağaç.: OKALİPTÜS


Boyu 40-60 cm,vücudu
silindir biçiminde,gaga gibi ince uzun sivri ağızlı geçici bir balık.:ZARGANA


Boyu 50 cm’ye kadar
olan bir deniz balığı.:YALADERMA


Boyu genellikle 60
cm’yi geçmeyen küçük gitar.:UKULELE


Boyu iki buçuk metre
kadar olabilen bir balık,ton balığının diğer adı. :ORKİNOS


Boyu iki metre kadar
olabilen çok yırtıcı bir balık.:BARRAKUDA


Boyun atkısı.:KAŞKOL


Boyun borcu,ödev.:VECİBE


Boyundaki tiroit
bezinin büyümesi sonucu ortaya çıkan bir hastalık türü.:GUATR



Boyunduruk. :   NİR 


Boyut.:BUUT



Boyutları çok büyük olan, görünümüyle
görenleri etkileyen. : ANITSAL


Boyutları farklı iki
gövdeden oluşan tekne tipi.: PRAO


Boza yapımında
kullanılan darı türü.:AKDARI



Bozcaada’ya özgü şaraplık bir üzüm cinsi.
: VASİLAKİ



Bozma, zarar verme. : İHLAL


Bozma,bozukluk.:HALEL


Bozma,feshetme.:FEK


Bozuk,çürük.:TEBAH



Bozukluk,yanlışlık,eksiklik.:SAKAMET


Bozularak kokuşmuş
yumurta.:CILK


Bozulmak,ekşiyip
çürümek.: EPRİMEK


Bozulmak.:EPRİMEK


Bozulmaya başlayan sulu
yiyeceklerin üzerinde oluşan köpük.:PAR


Böbrek hastalıklarını
inceleyen tıp dalı.:NEFROLOJİ


Böbrek iltihabı.:NEFRİT


Böbrek üstü bezlerinin
etkili bir maddesi. :ADRENALİN 



Böbrek üstü hormonu. : KORTİZON


Böbürlenme. :  
TAFRA 



Böcek ısırmasıyla oluşan yumru. : TAME


Böcek.:HAŞERE(Böcekler:HAŞERAT)



Böceklerde baş ile karın arasında kalan
beden bölümü. : TARAKS


Böcekleri inceleyen
bilim dalı.:ENTOMOLOJİ


Böceklerin kurtçuk
durumundan yetişkin duruma geçerken arada aldıkları özel biçim.:NEMF



Böceklerin ve birçok omurgasız hayvanın dış
iskeletini oluşturan boynuzsu madde. : KİTİN



Böğürtlen, diken dutu, it üzümü. : BÜK


Bölge anlamında Rusça
sözcük.:OBLAST


Bölge. : MINTIKA


Bölgesel
dil. : LEHÇE



Bölüştüren,  ayıran,  ikilem. : MUKASSİM



Bön, görgüsüz ve yeteneksiz kimse. : ÖKÜZ


Brahma tarikatından
olanların vücutlarına ve alınlarına renkli toz,kül,beyaz tebeşirle yaptıkları
işaretlere verilen ad.:TİLAKA


Bram Stoker’ın sinemaya
da uyarlanmış ünlü korku romanı.:DRAKULA


Brezilya kökenli bir
dans ve müzik.(1950’lerin sonlarında ortaya çıkarak halk arasında yaygınlaştı).:BOSSANOVA



Brezilya’da bir kent. : NATAL 



Brezilya’da büyük kentlerin çevresini saran
gecekondulara verilen ad.  :   FAVELA


Brezilya’da oldukça
yaygın olan ve Vudu dinine benzeyen bir inanç ve büyücülük anlayışı.:MAKUMBA



Brezilya’da yaşayan, kuyruğu üzerinde
sıçraya sıçraya çayırlıkları aşarak gölcükten gölcüğe geçebilen bir balık. :
DORAS


Brezilya’nın başkenti.:BRASİLİA



Brezilya’nın güneyinde, Arjantin’in
kuzeyinde özellikle de kimi kez ulusal dil olarak kabul edildiği



Brezilya’nın para birimi. : REAL



Brezilya’nın plaka işareti. : BR


Briçte
as,papaz,dam,vale ve onludan oluşan değerli kağıtlara verilen ad.:ONÖR


Briçte atılan bir
kağıtla eşine oynamasını istediği kağıdı belirtmek.:APEL



Briçte bir roberi oluşturan iki bölümden her
biri. : ZON


Briçte iki zon’dan
oluşan bölüm.:ROBER



Briçte karşı tarafa ancak bir el vererek
çıkarılan oyun. : ŞLEM



Briçte kazanılan her el. : LÖVE



Briçte oyunculardan birinin elinde bir
renkten hiç kağıt bulunmaması. : ŞİKAN


Briçte,bir eli üstün
bir kağıtla almayıp daha aşağı bir kağıtla almaya verilen ad.:EMPAS


Brikten küçük,iki
direkli bir çeşit yelkenli gemi. : ISKUNA


Britanya uygarlığına
bağlı halkları belirten,onlara ilişkin olan.:ANGLOSAKSON



Bronşları genişletici,burun tıkanıklığını
giderici etkileri olan alkoloit. : EFEDRİN



Bronz. :   TUNÇ 


Brülör.:YAKMAÇ



Bu günkü belediyenin Türkiye’de ilk kurulan
biçimi. :   ŞEHREMANETİ 



Bu günkü Hollanda, Belçika ve Kuzeydoğu 
Fransa’ya eskiden verilen ad.: FELEMENK



Budacı  heykelin   geleneksel  
kalıplarının   oluşturulmasında   önemli   rol   oynamış  Japon  sanatçı. :
KAİKEİ


Budacı geleneğe
göre,Budanın aydınlanmaya eriştiği sırada altında oturduğu ağaç.:BO



Budacılığın güney okullarına ait kutsal
metinler bütünü. : TİPİTAKA



Budala, alık. : EBLEH


Budanan dallarda kalan
kuru uç.:GEVE


Buddha’nın Çin’deki
adı.: FO


Budha başrahibi.:DALAYLAMA



Budistlerin  en büyük tanrısı. :
TARA



Budizm de ruhun ulaştığı en yüksek mertebeye
verilen ad. :   NİRVANA 



Budizm’in Buda’yla tek vücut olmayı
amaçlayan bir kolu. : ZEN


Budizm’in en önemli
yapısı olan ve içinde kutsal emanetler saklanan Hint kökenli anıt.:STUPA



Budun ön kısmından elde edilen ve kızartmaya
elverişli olan dana eti. :   NUAR 


Bugün İngiltere tacı
mücevherlerinden biri olan ünlü elmas.:KUHİNUR


Bugün kullanılan Rus
alfabesini bulan (Kiril Alfabesi) Ortadoks papaz.:KİRİL


Buğday kavurgası.:ÇEDENE



Buğday tanesinin olgunlaşmış içi.,bir şeyin
özü. :  EVİN


Buğday tarlalarında
yetişen yabani bitki.:ACIMIK


Buğday,mısır gibi
tahılların kuruyemiş gibi yenilmek üzere kavrulmuş olanı.:KAVURGA


Buğday,toprak gibi
şeylerin elendiği iri gözlü kalbur.:GÖZER


Buğdaygillerden,sulak
nemli yerlerde yetişen,boğumlu,sert gövdesi olan bitki.:KAMIŞ


Buhar.  :  İSTİM


Buharın yada herhangi
bir gazın bulunduğu kabın iç yüzeylerine yaptığı basıncı ölçen alet.:MANOMETRE


Buharla ısıtıldıktan
sonra bükülerek biçim verilen ahşap çubuklarla yapılan mobilya. : TONET



Buharlaşma,yoğunlaşma,türbülans ve radyasyon gibi meteorolojik olaylarda
gerçekleşen,sisteme ısı girişi ve çıkışını gösteren termodinamik işlem.:DİYABATİK



Buharlı hamam. :  SAUNA 



Buhurumeryem, Saatler / Geyikler, Anemon
gibi  yapıtlarıyla  tanınmış  kadın şairimiz.:LALEMÜLDÜR



Bukalemun. : KAYAKELERİ.:BAHTABAKAN


Bukle,kıvrım.:PLİ



Bulanık,net olmayan. :   FLU



Bulaşıcı    hastalıklar    bulunan    bir   
ülkeden    gelmiş    insanların    karantinaya    alındıkları  binaya verilen
ad.  :   LAZARETO


Bulaşıcı bir hastalığın
yayılmasını önlemek için belli bir bölgenin veya yerin kontrol altında tutulup
gözlemlenmesi biçiminde uygulanan sağlık önlemi.:KARANTİNA



Bulaşıcı hastalıkların, özellikle veremin
sonucu olarak kemik dokusunun harap olması. : KARİES


Bulaşıcı,geçici.:SARİ



Bulaşmış, bulaşık,kirli. : ALUDE


Bulgaristan’da yaşayan
Türkmen kökenli bir halk.:NALDÖKEN



Bulgaristan’ın para birimi. : LEVA



Bulgaristan’ın plakası. : BG 


Bulgaristan’ın ve
Balkan Yarımadasının en yüksek dağ sırası.:RİLA



Bulgur , biber , soğan , domates   gibi  
şeylerle   yapılan   ve   asma yaprağına sarılıp çiğ olarak yenen bir yemek. 
: BAT


Bulmaca anlamında
kullanılan bir sözcük.: ENİGMA



Bulmaca bilim.  :  ENİGMATOLOJİ



Bulunan, olan. : KAİN


Bulunulan yerin
yüksekliğini gösteren aygıt.:ALTİMETRE


Buluşma,kavuşma.:TELAKİ



Bulut. :  SEHAB : EBR


Bulutsu.:NEBULA



Bumbar yağı,bağırsak. : ÇÖZ


Bunaltma,tedirgin etme.:İZAÇ



Bunama. :  ATEH


Bunamış.: MATUH



Bundan böyle.  :   BADEMA



Bundan dolayı. : BİNAENALEYH



Bunun gibi, böyle. : HAKEZA  :  KEZALİK


Burçlar kuşağı.:ZODYAK


Burçlar kuşağının
dördüncü işareti (Yengeç).:CANCER


Burdur ilinde antik bir
kent.:BALBURA


Burdur ilinde bir
baraj.:ONAÇ


Burdur ilinde ünlü bir
antik kent.:SAGALOSSOS


Burdur
ilinde,Anadolu’nun en eski dönemlerini aydınlatması açısından önemli höyük.:HACILAR



Burdur’un bir ilçesi. : AĞLASUN



Burdur’un yakınında turistik önemi olan bir
mağara. : İNSUYU MAĞARASI



Burgaç, çevri, eğrim. : ANAFOR



Burgaçlar oluşturarak akan bir akışkanın
devinimi. : TÜRBÜLANS


Burguya bir dönme
hareketi vererek yapılan kuyu açma yöntemi. :ROTARİ


Burkino Faso’nun
başkenti.:UAGADUGU


Burnunun ucunda şark
çıbanı (Halep çıbanı) izi olan kimse.:TİRNİK



Bursa – Mustafakemalpaşa’da bir kaplıca. 
:  DÜMBÜLDEK



Bursa ili Mustafakemalpaşa ilçesinin  eski
adı.  :  KİRMASTİ


Bursa ilinde,geleneksel
ev dokusuyla tanınan tarihi ve turistik bir köy.:CUMALIKIZIK



Bursa kökenli yoğurtlu döner kebap. :
İSKENDER


Bursa ve Kocaeli
dolaylarında yetişen yerli bir erik cinsi.:ALBARDAK



Bursa yöresine özgü bir halk oyunu. :
GÜVENDE


Bursa yöresine özgü bir
peynir cinsi.:UYUŞUK


Bursa yöresine
özgü,püre haline getirilmiş patatesle yapılan bir tür salata.:LALEZAR


Bursa’nın Gemlik
ilçesinin antik dönemdeki adı.:KİOS



Bursa’nın İznik ilçesinde ünlü bir kanyon.
: SANSARAK



Bursa’nın Kestel ilçesinde bir şelale. :
SAİTABAT


Bursa’nın Mudanya
ilçesine bağlı,tamamıyla sit alanı olan Zeytinbağı bucağının eski adı.:TİRİLYE


Bursa’nın yüksek
yörelerinde yetiştirilen,küçük taneli ve lezzetli bir fasulye cinsi.:FERASETSİZ


Bursa’ya özgü,püre
haline getirilmiş patatesle yapılan bir tür salata.:LALEZAR


Burun boşluğu ile orta
kulağı birleştiren boru biçimindeki yola verilen ad.:ÖSTAKİ



Burun iltihabı. : RİNİT


Burun kanadına takılan
süslü,altın veya gümüş halka.:HIZMA



Burun kanaması. : EPİSTAKSİS



Burun ve burun boşluğu hastalıklarıyla
uğraşan patoloji dalı.:  RİNOLOJİ 



Burun. :  ENF


Burunotu.: ENFİYE


Butların iç tarafı,iki
bacak arası.:APIŞ



Buyruk. : EMİR



Buyurucu. : AMİR


Buyurun efendim,emredin
anlamında bir seslenme sözü.:LEBBEYK


Buz çözer.:DEFROSTER



Buzağıların,annelerinden ayrılarak konuldukları bölme.:GAŞAK



Buzdolabı için kullanılan ölçü birimi. :
AYAK


Buzul kökenli blok kil.:TİL


Buzul taşı.:MOREN


Buzul yüzeyi üstünde
yükselen çoğunlukla sivri kayalık tepeler.:NUNATAK


Buzul.:CUMUDİYE



Buzullar tarafından oluşturulan ve iç
kesimlere kadar sokulan ince uzun körfez. : FİYORT


Buzulların taşıyıp
biriktirdikleri taşlar.Buzultaşı. :MOREN



Bükerek germek için iki kat edilmiş bir ipin
ucuna geçirilen tahta parçası. :  TOYAKA


Bükme ve fırlatma
tekniklerini kullanması ve saldırganın gücünü ve hamlelerini ona karşı
kullanmayı amaçlaması bakımından Jiujitsu ve Judo dövüş tekniklerine benzeyen
kendini savunma sistemi.:AİKİDO


Bükülmüş iplik ve bu
iplikle dokunmuş kumaş.:BUKLET


Büküp zorlayarak
yerinden oynatmak.:KANIRTMAK


Bülbül.:HEZAR


Bütün atomlarda bulunan
negatif yüke sahip temel parçacık,pozitron karşıtı : ELEKTRON



Bütün beslenme işlevlerinin bozulmasıyla
oluşan ileri derecede zayıflık. : KAŞEKSİ


Bütün beyitleri
arasında konu birliği bulunan gazele verilen ad.:YEKAVAZ


Bütün denizlerde
yetişen,emici köklerle kayalara tutunan,uzun şeritler durumunda bir deniz
yosunu.: LAMİNARYA



Bütün dünyaya yayılmış küçük yaprak böceği.
:  LUPERUS


Bütün eski Yunan
mimarlığına örnek olan ev biçimi.:MEGARON


Bütün hastalıkları
iyileştirdiğine inanılan efsanevi hekim.:LOKMAN



Bütün Hıristiyan kiliselerinin
birleştirilmesini amaçlayan hareket. : EKÜMENİNZM



Bütün kutsal Hint metinlerinin başında ve
sonunda yinelenen mistik hece. : OM


Bütün maymun türlerini
içine alan memeliler takımı.:PRİMAT


Bütün vücudu
saran,kolsuz ve bazen kukuletalı bir üst giysisi türü.:HARMANİ


Bütün vücudu yıkamak.:ÇİMMEK


Bütün yetkilerin
sınırsız olarak bir kişide toplandığı devlet yönetim biçimi.: OTOKRASİ


Bütün yönlere hareket 
etme imkanı sağlayan bağlantı.:KARDAN


Bütün yüzeye tutkal
sürmeyi gerektirmeyen işlerde,fırçayı aralıklı bastırarak tutkal sürme işi.:KEDİBASTI


Bütüncül.:TOTALİZER



Bütünleşme, birleşme.: ENTEGRASYON



Bütünsel. :   TOTAL


Büveleğin neden olduğu
,daha  çok davar ve sığırlarda,seyrek olarak insanlarda rastlanan,ortası delik
şişkinliklerle tanınan hastalık. : NOKRA


Büvelek de denilen kan
emici bir sinek.:İVEZ


Büyü,sihir.:FÜSUN


Büyücü.:CADI



Büyük araç korunağı, sundurma.  :  
HANGAR



Büyük bakraç. :   SİTİL 


Büyük balık avlama
yeri.:DALYAN



Büyük balıkçı kayığı. : ALAMANA


Büyük balıkları
tutmakta kullanılan,küçük balık biçiminde,ucu iğneli kurşun parçası.:ZOKA



Büyük balıkların göğsüne yapışık olarak
yaşayan küçük balıklara verilen ad. : RAMORA


Büyük balta.:KERKİ



Büyük bez ya da deri torba. : CAĞ


Büyük bir maymun türü.:LANGUR


Büyük bir orman ağacı.:SEKOYA


Büyük bir yapının
zengin biçimde süslenmiş anıtsal kapısı.:PORTAL


Büyük bira bardağı.:ŞOP


Büyük boy yazı kağıdı.:ESERİCEDİT


Büyük boyda Hint
davulu.:MATATAN



Büyük boynuzları olan bir yaban koyunu 
:  ARGALİ


Büyük bölümü hazır
olarak buzdolaplarında saklanan,sonradan birleştirilip çabucak hazırlanabilen
basit ve standart yiyecek servisinde uzmanlaşmış lokanta.:SNACK


Büyük bölümü saf
metandan oluşan,kolayca tutuşabilen bir gaz.:GRİZU


Büyük Britanya’da bir
akarsu.:AVON



Büyük Britanya’nın siyasal yaşamını
canlandıran ve 1837-1848 yılları arasında işçi özgürlüğünden yana olan reformcu
hareket . : ÇARTİZM


Büyük çağlayan,şelale.:ÇAVLAN


Büyük
çarpmaları,bölmeleri,kök ve kuvvet alışlarını yapabilmek için bulunan bir yol.:LOGARİTMA



Büyük çivi. : ENSER : MIH


Büyük çoğunluğu
Moldova’da,az bir bölümü Deliorman,Dobruca,Besarabya ve  Ukrayna’da oturan
Ortodoks Türk halkı.:GAGAVUZ



Büyük delikli kalbur. : SARAT


Büyük deri torba.:CAĞ


Büyük devlet adamları.:RİCAL



Büyük devletler. (İngiltere, Fransa, Almanya
ve Rusya). : DÜVELİ MUAZZAMA



Büyük erkek kardeş, ağabey. : EDE


Büyük fare.:RATE


Büyük gezi otobüsü.:OTOKAR



Büyük hasır çanta. Hasırdan örülmüş saplı
torba. :   ZEMBİL 


Büyük havuz.:BİRKE



Büyük Hindistan cevizi. : NARCIL



Büyük ırmak. : ŞAT


Büyük İskender’den
sonraki Yunan sanatı,tarihi ve kültürü ile ilgili olan.:HELENİSTİK


Büyük İskender’in kız
kardeşi.:KLEOPATRA



Büyük kabuklu deniz hayvanlarını avlamakta
kullanılan, ince daldan örülmüş kapan. : KİRTİL



Büyük kardeş, ağabey. : AKA



Büyük kent serserisi. : APAŞ



Büyük kötülük. :  MELANET 


Büyük küpeleriyle
tanınan ve dinsel inançlarında Hindu,Şiva,Tandra Budhacılığı ve Hathayoga’ya
özgü ögeleri birleştiren Şivacı çileciler tarikatı.: KANPHATAYOGİ


Büyük mağaza.:BONMARŞE


Büyük makamdaki
kimseleri hoş sözlerle fıkra ve öykülerle eğlendiren kimse.:NEDİM



Büyük Menderes deltasında zengin bir kuş
yapısına sahip olan göl. : KARİNE


Büyük Menderes ırmağı
deltasında,zengin bir kuş yapısına sahip olan göl.:KARİNE


Büyük mendil.:YAĞLIK


Büyük merdiven
basamakları şeklinde volkan kayası.:TRAPP



Büyük meşin heybe.  :  HURÇ



Büyük ocaklardan ateşi dışarı çekmek için
kullanılan uzun saplı demir araç. :  GELBERİ



Büyük Okyanus da bir ülke. : KİRİBATİ


Büyük Okyanus’ta
yer alan Paskalya Adası’ndaki taştan yapılmış devasa insan heykellerine verilen
ad.:MOAİ


Büyük Okyanus’un
batısındaki sığ deniz.:ARAFURA



Büyük Okyanus’un kuzeybatısında,dünyanın en
derin çukuru. :  MARİANA


Büyük Okyanusta bir
ülke.:TUVALU


Büyük patlama.:BİGBANG


Büyük piliç. :  
YARKA:BULADA


Büyük projelerin
gerçekleştirilebilmesi için birden fazla şirketin bir araya gelmesi.:KONSORSİYUM


Büyük pulluk.:KUTAN


Büyük risk taşıyan
sigorta işlerinin organizatörüne verilen ad.:APERİTÖR


Büyük Rus kentlerinin
yakınındaki tatil evlerine verilen ad.:DAÇA


Büyük saban.,pulluk
anlamında yerel sözcük. : KOTAN:    KUTAN



Büyük Sahra’da kumullarla örtülü bölge. :
ERG


Büyük sahrada özellikle
kış aylarında esen sıcak ve kuru rüzgar.:HARMATTAN


Büyük Sahrada yaşayan
bir halk.:TUAREGLER


Büyük salon,sofa.:AYVAN


Büyük sandal. :
BARKA: ŞALUPA 


Büyük sarayların iç
bölümü.:ENDERUN



Büyük sıçan.: KEME


Büyük sopa.:SÖVEN


Büyük sözlük.:FERHENG


Büyük su kabı.:BİDON


Büyük süzgeç,kevgir.:İLİSTİR


Büyük tahta kepçe.:ÇÖMÇE



Büyük tencere.  :   KAÇARULA.:GUŞANE.:HARANI


Büyük ve besili deve.:ANİS



Büyük ve boz renkte yaban güvercini. :
ALAKANAT



Büyük ve derin karavana, kazan. :  KERES



Büyük ve görkemli ev. :   KONAK


Büyük ve seyrek
telli elek.:KALBUR



Büyük ve süslü çadır. : OTAĞ


Büyük ve ulu.:CELİL


Büyük yelkenli gemi.:CÖNK



Büyük yılan.: EJDER



Büyük yün iplik çilesi. :   KELE : KELEP


Büyük zararlara yol
açan ve kolayca savuşturulamayan hal.:MUSİBET



Büyük zoka. : SİNARA



Büyük, yetişkin, yaşlı. :  EKE


Büyük,kocaman.:CESİM


Büyük,önemli. :
MAJÖR


Büyük,süslü köşk,saray
gibi yapı.:KAŞANE


Büyük,ulu.:KEBİR


Büyük,yetişkin,olgun.:EGE



Büyük,yumurtamsı,kırmızımsı mavi renkli bir erik türü.:AYNABAKAR


Büyükanne,nine.:EBE


Büyükayı takım
yıldızının eski adı.:DÜBBÜEKBER


Büyükbaş hayvan.:MAL


Büyükbaş hayvanlarda
görülen bir hastalık.:DELİ DANA



Büyükbaş hayvanları durdurmak için
kullanılan seslenme sözü. : OHA



Büyükbaş yada küçükbaş hayvanların
bağırsakları temizlenip içine ciğer,soğan,pirinç ve baharattan oluşan iç
doldurularak yapılan dolma. :  BUMBAR DOLMASI 


Büyükelçi.:  SEFİR


Büyüklük hastalığı.
: MEGALOMANİ



Büyüklük, yücelik, ululuk.  :   İZZET :
CELAL


Büyüklük,irilik.:CESAMET


Büyüklük,ululuk.:CELAL


Büyükşehir,anakent.:
METROPOL



Büyüleyicilik,etkileyicilik. : KARİZMA


Büyültme. :
AGRANDİSMAN


Büyüme evresini
tamamlamış,fakat henüz döllenebilecek duruma gelmemiş dişi gamet.:OOSİT


Büyüme hormonunun aşırı
salgılanmasına bağlı olarak ellerde,ayaklarda ve başta aşırı büyüme gibi
değişikliklerle belirgin hastalık.:AKROMEGALİ



Büyüme, gelişme. : NEMA


Büyümemiş karpuz. :
KALAK: ŞALAK


Büyüteç,pertavsız.:LUP


Büyütme, abartma. 
:   İZAM