A B C Ç D E F G H I i J K L
M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z


T


Tabaklanarak boyanmış ve cilalanmış
deri.:SAHTİYAN



Tabaklanmamış sığır derisinden yapılan
ve deliklerine  geçirilen şeritle sıkıca bağlanan ayak giyeceği.:ÇARIK



Tabaklanmış deri.:GÖN



Tabaklanmış koyun derisi.:MEŞİN



Tabaklanmış,çoğu zaman kırmızı renkli ve
yumuşak koyun derisi.:FİLALİ



Tabaklık,sepicilik.:DEBAGAT



Tabanca.:PİSTOLE



Tabanı meşinden olan mest.:
LAPÇİN:EDİK



Tabanı meşinden yapılmış mes , edik.:LAPÇIN



Tabanı tahtadan yapılmış deri bir
ayakkabı türü.:KALOŞ:GALOŞ



Tabiat seslerine benzer seslerle yapılan
sözcük,ses yansıması :ONOMATOPE



Tabiat, huy.  :  HASLET



Tabut. :   SAL 



Tac Mahal’in bulunduğu kent. : AGRA



Tacikistan’ın başkenti.:DUŞANBE



Tacikistan’ın internet harfleri.:TJ



Tacikistan’ın para birimi.:SOMONİ



Taç yaprak.:PETAL



Taç.:İKLİL



Tadarak kontrol etmek.:DEGÜSTASYON



Tadı acı ve ekşimtırak,buruk  olan. :
KEKRE



Tadı ve kokusu karabibere benzeyen bir
tür baharat.:KAKULE



Tadını artırmak için çay harmanına
katılan beyaz bir çay türü.:AKKUYRUK



Taflan ağacının,Lazkirazı’da denilen
meyvesi. : KARAYEMİŞ



Tahıl ambarı. : PETEK



Tahıl demetlerinin saplarından yapılan
yığın. : ÇUĞUL



Tahıl için kullanılan sekiz kiloluk
ölçek. :  ŞİNİK 



Tahıl kuyusu. :   SARPIN 



Tahıl ölçmede kullanılan bir ölçek. :
KİLE



Tahıl ölçmeye yarar kap. :ÖLÇEK



Tahıl tanelerinde kabuk.:KAPÇIK



Tahıl tanesi,evin.:HABBE



Tahıl unlarından nişasta çıkarıldıktan
sonra geri kalan albüminli madde.:GLUTEN



Tahıl yığını. : ÇEÇ



Tahıl,kepek ve kendir tohumu
karışımından oluşan at yemi.:MAŞ



Tahıl,yiyecek veya eşya saklanan yer.:AMBAR



Tahılı aletler kullanarak başaktan
ayırma işi.:HARMAN



Tahılı saman ve kavuzlardan ayırmaya
yarayan,kıldan yada kamıştan yapılmış elek.:TEPİR



Tahılı yabancı maddelerden ayırmak için
kullanılan aygıt.:SELEKTÖR



Tahılın taş ve samanla
karışması./Harmanda ürün kalıntısı. : AFARA 



Tahılın taşlarını ayıklamakta
kullanılan,budaksız ağaçtan yapılmış az kenarlı tepsi.:EVSECEK



Tahin,nohut,patates ve soğanla yapılan
meze.:TOPİK



Tahitili kadınlardan esinlenerek
oluşturulmuş bir plaj giysisi.  Üzerinde basılı büyük motifler
bulunan ve Tahiti’de  göğsün üstünde yada belde düğümlenerek  giysi olarak
kullanılan kumaş parçası. : PAREO



Tahmini,tahmin edilen.:MUHAMMEN



Tahsildar.:CABİ



Tahsin YücelL’in bir romanı. : YALAN



Taht. : ERİKE.:SERİR



Tahta ayakkabı. Tek bir tahta parçadan
yada tahta parça üzerine tutturulmuş kösele bir üstlükten oluşan ayakkabı.
:   SABO 



Tahta kaşık.:MİLAKA



Tahta kepçe. : ÇÖMÇE



Tahta kılıçlarla yapılan Japon dövüş
sporu.  :   KENDO



Tahta kırpıntısı.:TALAŞ



Tahta maşa. : ŞAKŞAK 



Tahta ve kereste biçmeye
yarayan,elektrik ve su gücüyle çalışan büyük bıçkı. : HIZAR



Tahta,ağaç yontmaya ve çivi çakmaya
yarayan,kısa saplı,bir yanı keskin ağızlı çelikten yapılmış araç.:KESER



Tahta,çinko gibi hafif şeylerden
yapılmış eğreti yapı.:BARAKA



Tahtacılar da denilen  konar  göçer Türk
topluluğu. : AĞAÇERİLER



Tahtadan kafes biçiminde yapılmış
portatif ev.:DERİMEVİ



Tahtadan parçaları uç uca takılı,uzun
bir boru biçiminde,perdeli bir üflemeli çalgı. :FAGOT



Tahtadan topları,tokmaklar yardımıyla
bazı kurallara uyarak ve belli bir yolu izleyerek küçük kemerlerin altından
geçirmeye dayanan oyun.:KROKET



Tahta perde. Tahtaların yan yana
getirilmesinden meydana gelen her türlü kaba kaplama.:TARABA



Tahtalı da denilen iri bir güvercin
cinsi.:ALABOYUN



Tahttan indirilen bir hükümdarın yeniden
tahta çıkarılmasına taraftar olan. : LEJİTİMİST



Taka’dan büyük, baş ve kıç tarafı yukarı
kalkık bir çeşit Karadeniz teknesi.:ÇAPAR 



Takdim etme. : LANSE



Takım yıldız. : ALTIKARDEŞ 



Takım,çeşit.:MAKULE



Takımlar grubu, küme. : LİG



Takıntı,saplantı.:OBSESYON



Takla böceği.:ELATER



Taklit.:İMİTASYON



Taklitçi.:MUKALLİT



Takma ad,rumuz.:NİCKNAME



Takma saç. : PERUK



Takoz gibi parçalar. : BESİ



Takoz. : KISKI



Taksim eden,bölüştüren,ayıran.:MUKASSİM



Takunya. :  NALIN 



Talih, şans,  uğur.. : NEVAL :
KUT



Talimatname.:YÖNETMELİK



Tallı bitkilerin,çoğu sularda yetişen
ilkel yapıdaki örneklerine verilen genel ad.:: YOSUN 



Tam açılmamış çiçek.:GONCA



Tam olgunlaşmamış ekin.:ALACATEK



Tam tersine.:BİLAKİS



Tambura benzeyen maden gövdeli bir saz
türü.:CÜMBÜŞ



Tan vakti,gün ağarması.:FECİR:SEHER



Taneleri hayvan yemi olarak kullanılan
ve mercimeğe benzeyen bir bitki.:BURÇAK



Taneleri için yetiştirilen ve dıştan
bakıldığında mısırı andıran tarım bitkisi. : SORGUN :SORGUM



Tanelerin içini kurum karası bir tozla
dolduran ekin hastalığı. : RASTIK



Taneli yada tanesiz saman yığını.:NODA



Tanınan,bilinen varlıkları görme,işitme
gibi duyu organları yoluyla ayırt edememe durumu,tanısızlık.:AGNOSİ



Tanınmış, bilinen. : MARUF



Tanıtma filmi.:FRAGMAN



Tanıtma yazısı.: JENERİK



Tanıtmalık.:PROSPEKTÜS



Tanrı alemi.:LAHUT



Tanrı birliği.:VAHDANİYET



Tanrı buyruğu.:FARİZA



Tanrı ile şakalı,takılmalı bir
söyleşiyle yazılan tekke edebiyatı şiir türü.:ŞATHİYE



Tanrı katı. : LEDÜN



Tanrı korusun. :  MAZALLAH



Tanrı saygısı ve ahret kaygısından ötürü
günah işlemekten titizlikle kaçınma.:VERA



Tanrı seni korusun anlamında kullanılan
bir deyim.:SANEKALLAH



Tanrı yoluna girme. / Tövbekar olma.
: İNABE



Tanrı, sahip, efendi, azat olmuş köle,
terbiye eden. : MEVLA



Tanrı,tanrıça,evrenin doğuşu ile ilgili
düşsel,alegorik anlatımı olan halk öyküsü. :  MİTOS 



Tanrı. : ÇALAP  : OGAN:YEZDAN



Tanrı’nın insan ruhlarını yarattığı
zaman.:ELEST



Tanrı’nın varlığını ve İslam dininin
doğruluğunu konu edinen bilim. : KELAM



Tanrı’ya şükretme.:HAMD



Tanrıbilim.:ARGONOMİ



Tanrıcılık.: TEİZM



Tanrıdan bir şey dilemek amacıyla
söylenen söz.:YAKARI : DUA



Tanrılar tarafından kendisine emanet
edilen kutuyu merakına dayanamayarak açan ve umut dışında bütün kötülüklerin
dünyaya yayılmasına neden olan mitolojik kahraman.:PANDORA



Tanrılık sıfatı,Allahlık vasfı.:ULUHİYET



Tanrının birliği,bir olması.:VAHDANİYET



Tanrının birliğine inanan.:MUVAHHİT



Tanrının Yahudilere gönderdiğine
inanılan buyruklar.On emir.:EVAMİRİAŞERE



Tanrısal. : LAHUTİ



Tanrıtanımaz(Ateist). :   ATE



Tanrıya boyun eğme,gönlü saygı ve
korkuyla dolu olma.:HUŞU



Tanrıya eş ,ortak koşma. .:ŞİRK



Tanrıya şükretme.:HAMT:HAMD



Tanrıyı yalnızca ilk sebep olarak kabul
eden,Tanrı için başka herhangi bir güç ve nitelik tanımayan,vahyi reddeden
görüş.:DEİZM



Tanrıyı,insanı ve genel olarak varlığı
harfler ve sayılarla açıklayan tarikatın taraftarı.:HURUFİ



Tantal’ın simgesi.:TA



Tanyerinde güneş doğmadan önce beliren
kızıllık. :  FECİR



Tanzanya plakası.  :  EAT



Tanzanya’da bir kent.:ARUŞA



Tanzimat döneminde trajedi,dram
anlamında kullanılan sözcük.:HAGARAGORT



Tanzimat’a kadar her türlü
davaya,Tanzimat ile Medeni Kanun arasındaki dönemde ise yalnız
evlenme,boşanma,nafaka,miras davalarına bakan mahkemelerin başkanları. :
KADI



Tanzimat’tan Meşrutiyet’e kadar
Türkiye’de kullanılan,yakası kapalı bir tür redingot.:İSTANBULİN



Tanzimat’tan sonra kolağası rütbesine
eşit olan sivil unvanı.:RABİA



Tanzimat’tan sonra,Osmanlı yönetim
teşkilatında sancakların yöneticisine verilen ad.:MUTASARRIF



Tapınaklarda yada mezarlarda ölünün
heykelinin konduğu mihrap.:AEDİCULA



Tarama işleminden geçirilmiş ipliğe ve
bu iplikle dokunmuş kumaşa verilen ad. : PENYE



Tarhana otu da denilen kokulu bir bitki.:ÇÖRTÜK



Tarhana,bulgur yapmak için
kullanılan,kabuğu soyulmuş ve kırılmış buğday.:GÖCE



Tarım bilim.:AGRONOMİ



Tarım işçisi.:RENÇBER:IRGAT



Tarıma elverişsiz toprak:GEN



Tarıma zararlı bir böcek. : MANAS



Tarımda bir yılda elde edilen herhangi
bir ürünün toplamı.:REKOLTE



Tarımda kullanılan bir mantar ilacı.:ZİRAM



Tarih  öncesi dinsel  konu  ve 
kahramanlarla  ilgili  olağanüstü  olayları konu alan şiire verilen ad.:DESTAN



Tarih öncesi çağlarda İspanya’da yaşayan
ve bu yarımadaya adını veren halk. :İBERLER



Tarih öncesi çağlarda tanrılara adak
olarak sunulan heykelciklere verilen ad.: İDOL



Tarih öncesine dayanan efsane. : MİT



Tarihe aykırılık,çağa uymama.:ANAKRONİZM



Tarihi olayların zaman bakımından
sırası.:KRONOLOJİ



Tarihsel coğrafyada Anadolu’nun Lykia
bölgesinde,kalıntıları Fethiye ilçesi yakınlarında bulunan antik kent.:TLOS



Tarihsel koşullar ne olursa olsun
devletin ortadan kaldırılması gerektiğini savunan öğreti.:ANARŞİZM



Tarihte gariplikleriyle tanınan bir
kavim.:AMALİKALAR



Tarihte İran’da kullanılan bir soyluluk
unvanı. :MİRZA



Tarihte Kırım Hanlığında veliahta
verilen unvan.:KALGAY



Tarihte kölelerden kurulu bir asker
sınıfı.:KÖLEMEN



Tarihte,demirden veya tunçtan
dökülmüş,yuvarlak ve boş olan, içine patlayıcı maddeler doldurulup havan
topu veya elle atılan yuvarlak bir tür bomba. : HUMBARA



Tarihte,Rumeli’de oturan Rumeli
fatihlerinin torunlarına,bölge fethedildikçe Anadolu’dan getirilerek buraya
yerleştirilenlere ve bunlardan oluşturulan askeri örgüte verilen ad.:EVLADIFATİHAN



Tarikat ehlinin başlığında bulunan
kabarık dilimler. :  TERK 



Tarikat inancında en yüksek makama
ulaşan kutbun sağında ve solunda oturan iki imama verilen ad.:İMAMAN



Tarikatlarda şeyhlik makamı. : POST



Tarikattan olanların barındıkları,
ibadet ve törenleri yaptıkları yer.: DERGAH



Tarikattan olanların barındıkları,ibadet
ve tören yaptıkları yer,dergah.:TEKKE



Tarla faresi. : GELENİ



Tarla ve yol kenarlarında
yetişen,çiçekleri hekimlikte kullanılan bitki.:ŞAHTERE



Tarla,bağ,bahçe gibi yerlerden
kaldırılan ürünlerden arta kalanlar.:TARAŞ



Tarla,bağ,bahçe gibi yerlerden toplanan
üründen artakalanlar.:TARAŞ



Tarla,bahçe gibi yerlerde ağaç
dallarından örülmüş barınak. : ÇARDAK 



Tarlada açılan su yolu, tarlayı
sulamakta kullanılan tahta oluklar.: ABARA



Tarlada saban izi. : ABARA 



Tarlakuşu,toygar.:TURGAY



Tarlalarda sele karşı taştan yapılmış
set.:ÖRÜ



Tarlanın saban iziyle ayrılan
parçalarından her biri,evlek.:ANAVUL



Tarlaya atılan tohumu örtmek için
gezdirilen ağaçtan yapılmış araç. : TAPAN 



Tarsus yakınlarında dinlence yeri olarak
kullanılan ünlü yayla. : NAMRUN



Tartışma,çekişme,münakaşa etme.:CEDEL



Tarz,cins,çığır.:JANR



Tarz,şekil.:MİNVAL



Tarz.:STİL



Tasarı.  :   LAYİHA



Tasarım.:DİZAYN



Tasavvuf inançlarını benimseyerek
kendisini Tanrıya adamış kimse,sofi.:MUTASAVVIF



Tasavvuf ve tekke müziğinde bir form.
: SAVT



Tasavvufta,Allah’ın maddesel ve bedensel
kuluyla birleşerek tekleşmesi.:HULUL



Tasavvufta,kalbin sezgi yoluyla elde
ettiği duyu üstü bilgi.:MARİFET



Tasım mantığında, bir önermenin anlamı.
: VEKTON



Taslak :ESKİZ



Tasvir. :  BETİM



Taş bilimi.:LİTOLOJİ



Taş devrinin son çağı ile ilgili.:NEOLİTİK



Taş dibek. : SOKU



Taş kırıntısı. :  MICIR 



Taş kırmakta kullanılan büyük çekiç.
: VALYOS: BALYOZ



Taş levreği. : MİNAKOP



Taş pamuğu,kaya lifi.:ASBEST



Taş silindir .  :  LOĞ



Taş ve tunçtan yaptığı soyut ama organik
biçimli yapıtlarıyla XX. Yüzyılın önde gelen sanatçılarından biri olan ünlü
İngiliz heykeltıraş. : HENRİ MOORE



Taş veya ağaçtan yapılmış büyük havan.:DİBEK



Taş veya mermerden oyma mezar.: LAHİT



Taş veya tuğladan yapılmış olan.
KAGİR



Taş ya da sıva yüzeyini
taraklamaya,yumuşak taşları yontmaya yarayan bir tür taşçı çekici.:DİŞENGİ



Taş yontmaya yarayan alet,taşçı kalemi.:MİNKAR



Taş.: SENG



Taşa veya duvara delik açmak için
kullanılan uzun,ağır ve bir ucu sivri demir.:KÜSKÜ



Taşçı,taş ustası.:HACCAR



Taşınabilir yatak.: SEDYE



Taşınır tahta perde. :   PARAVAN 



Taşınır ya da taşınmaz bir malın 
belirli bir süre  sonunda tek taraflı bir satış vaadiyle kiraya verilmesi.:LEASİNG



Taşınmaz malların aşınmalarına karşılık
olarak yıllık kardan ayrılan belirli pay.:AMORTİSMAN



Taşıtlara yolun açık veya kapalı
olduğunu göstermek üzere renkli levhalar  ya da  ışıklarla işaret veren
dikme. :   SEMATOR 



Taşıtlarda lastiklerin takıldığı
tekerleğin çember biçimindeki bölümü.:JANT



Taşıtlarda yükün yükseklik ölçüsü.:GABARİ



Taşıyan, yüklü. : HAMİL



Taşıyıcı ahşap direkler üzerine çakılan
çıtalar ya da kamışlar üzerine sıva vurularak yapılan duvar ya da tavan.:BAĞDADİ



Taşizm’ de denilen soyut resim anlayışı.
: LEKECİLİK



Taşlama, iğneli söz. :   TARİZ 



Taşların yapısını inceleyen bilim.:
LİTOLOJİ



Taşların yüzlerini düzlemede kullanılan
çekiç.:BUCARDA



Taşlayarak idam cezası. :  RECİM 



Taşlı tarla.:LEÇE



Taşlı,çakıllı yol.:NALDÖKEN



Taşlık yer, çıplak tepe. : ÇAL



Taştan yapılmış kemerli büyük köprü.:KANTARA



Tatar hanlarına verilen unvan. ALTAN



Tatar mutfağına özgü,kuşbaşı et ve
pirinçle hazırlanan bir tür börek.:KÖBETE



Tatlı su ıstakozu.:KEREVİT



Tatlı su kefali.:KEPENEZ



Tatlı su levreği.:PERKİ



Tatlı sularda yaşayan bir tür gelincik
balığı . :  LOTA



Tatlı sülümen. : KALOMEL



Tatlı ve pasta yapımında kullanılan bir
tür krem peynir.:LABNE



Tatlı ve sulu bir şeftali cinsi.:HALE



Tatlı,tuzlu,ekşi ve acı tatları dışında
kalan beşinci tat.:UMAMİ



Tatsız tuzsuz yiyecekler için kullanılan
söz. Çürük yumurta  gibi kokan. :   SASI 



Tatsız ve çok konuşan,geveze.:ZEVZEK



Tavan resmi. :PANO



Tavan tahtalarının arasına çakılan ince
çıta. : ŞİŞE:ŞÜŞE



Tavana yerleştirilen elektrik armatürü.:PLAFONİYE



Tavanla çatıyı ayıran boşluk.:BOSU



Tavla oyununda pul dizilen yer. :  
KAPI



Tavlada beş.:PENÇ



Tavlada dört sayısı. : CİHAR



Tavlada üç sayısı. : SE



Tavşan kulağı,siklamen. :
BUHURU MERYEM



Tavşan vebası,avcı hastalığı gibi adlar
da verilen ve kenelerle bulaşan bir hastalık.:TÜLAREMİ



Tavşan yavrusu.:ÇİŞİK



Tavuğun göğüs etiyle hazırlanan ve
pişmiş hamurla yenen bir tür çorba. : ARABAŞI



Tavuğun istenilen yere yumurtlamasını
sağlamak için kullanılan beyaz taş. : FOL



Tavuk ayağındaki uzantı.:MAHMUZ



Tavuk eti,patlıcan ve pirinçle yapılan
bir yemek.:ÇEVİRME



Tavuk eti,sarımsak ve ekmekle yapılan
bir çeşit pilav.:SENGESER



Tavuk etiyle hazırlanan bir tür yemek.
: KİEVSKİ



Tavuk için kuluçka.:LOGA



Tavuk kümesi. : PİN



Tavuk yada dana etiyle yapılan bir tür
yemek. :   ŞNİTZEL 



Tavuk,balık,dana ve kuzu etlerinin
kemiklerinin çıkartılarak dilimlere ayrılması.:FİLETO



Tavuk,et yada balığı ızgarada pişirerek
yapılan bir Japon yemeği.:TERİYAKİ



Tavukbalığı.:MEZGİT



Tavukçulukta bir yumurta ırkı.:MİNORKA



Tavukların yumurtlaması için hazırlanmış
yer.:FOLLUK



Tayfa yamağı.:MİÇO



Tayfı kırmızıya doğru şiddetli bir kayma
gösteren,yıldız görünümlü ve ışınım gücü çok yüksek gök cismi.:KUAZAR



Tayland’ın eski adı. :   SİYAM 



Tayland’ın para birimi.:BAHT



Taze bitkileri kıydıktan sonra,laktik
mayalanmadan yararlanmak üzere bir siloya doldurarak yada yığın haline
getirerek koruma ve saklama yöntemi.:SİLAJ



Taze soğan ve etle yapılan bir yemek.:ŞİVEYDİZ



Taze soğan ve marulla pişirilmiş kuzu
eti yemeği.: KAPAMA



Taze tarhana.:OVMAÇ



Taze tüketilen bir kekik çeşidi.:ZAHTER



Tazelik, sevinç. :   NÜZHET 



Tebeşir.:GİRİT TAŞI



Tecrübeli oyuncu.:VETERAN



Tecrübeli,usta.:EKE



Tecrübeye dayanan.:AMPİRİK



Tedirgin.:BİZAR



Tefarik otu da denilen,kokulu ve esanslı
bir yağ elde edilen otsu bir bitki.:PAÇULİ



Tefecilik. Bir malı  çok fazla karla
satma. : MURABAHA



Teğmen.:MÜLAZIM



Tehlike durumu,imdat,yardım.:CAR



Tehlike durumu. : CAR



Tehlike sınırı.:RUBİKON



Tehlikeli durum.: VARTA



Tehlikeli son.:VEHAMET



Tehlikesiz salgı bezi uru. : ADENOM 



Tek   yada   çok  
hücreden   oluşan , vücudun   bütün   dış   ve   iç   yüzeylerini  
kaplayan  doku.:EPİTELYUM



Tek at koşularak çekilen, üzeri kapalı,
yanları açık bir tür araba. :   PARAŞOL 



Tek başına oynanan bir iskambil oyunu.:
SOLİTER



Tek biçim.:STANDART



Tek bir hücre veya organizmadan eşeysiz
üreme yoluyla türetilmiş,genetik yapıları birbirinin tıpatıp aynı hücre veya
organizmalar topluluğu. : KLON



Tek bir mekanda geçen TV komedi
dizilerine verilen ad. :   SİTCOM 



Tek deste kağıtla oynanan bir iskambil
oyunu. :   PİNAKİ 



Tek düze,monoton.:YEKNESAK



Tek eşlilik.:MONOGAMİ



Tek hörgüçlü deve. :  HECİN 



Tek kağıt tabaka üzerine basılan 16
sayfalık kırılmış kitap parçası.:FORMA



Tek kişilik halk oyunu. : ALMADERE 



Tek kişilik iskambil oyunu.:PASYANS



Tek kişilik ve yelkenli yarış teknesi.
:  FİNN



Tek kurşun atan bir çeşit tüfek.:MARTİN



Tek odalı daire.: STÜDYO



Tek parça deri veya uzun esnek bir
değneğin ucuna sırım bağlanarak yapılmış vurma aracı.:KIRBAÇ



Tek parça hayvan postundan yapılan
ceket.  :GOCUK



Tek parçadan oluşan bir kadın giysisi
türü.FİSTAN



Tek sıra elmastan ya da inciden
gerdanlık. : AKARSU



Tek tanrıcılık.:MONOTEİZM



Tek tek resimleri ya da hareketsiz
resimleri gösterim sırasında hareket duygusu verebilecek biçimde düzenleme
ve filme aktarma işi. : ANİMASYON



Tek tohumluk kuru meyve. :  AKEN 



Tek tük ağaç bulunan kayalık.  :  
GER



Tek ve belirli bir yıldız.  :  KEVKEP



Tek veya çok hücreden oluşan,vücudun
bütün dış ve iç yüzeylerini kaplayan doku.:EPİTEL.:EPİTELYUM



Tek,eşi benzeri olmayan.:FERİT



Tek,eşsiz,biricik.:YEKTA



Tek,eşsiz.:YEKTA



Tekçilik. : MONİZM



Tekel idaresine eskiden verilen ad. :
REJİ



Tekelci sermaye piyasasında,bir takım
ticaret,üretim kuruluşlarının,genellikle kazanma veya başka kuruluşlara
karşı tutunabilme gibi amaçlarla aralarında kurdukları dayanışma birliği.:KARTEL



Tekelci sermayedarlığa dayalı
ortaklıklar birliği.:TRÖST



Teker biçiminde yassı nesne.:AĞIRSAK



Tekerleğin çıkmaması için at arabasının
dingiline takılan demir bilezik.:KATALAK



Tekerlek biçiminde,sarı renkte,kaşara
benzeyen bir tür peynir. : KAŞKAVAL



Tekerlek biçimindeki kaşar peyniri.:DALAK



Tekerlekli Alman motosikleti.:TRİKE



Tekerlekli araçlarda lastiği tutan
çember biçimindeki parçalardan her biri. : İSPİT



Tekerlekli ayakkabı.:PATEN



Tekir cinsinden bir balık.:ŞENDERE



Tekirdağ’ın bir ilçesi. : SARAY



Tekirdağ’ın Saray ilçesinde kumsalıyla
ünlü turistik bir yöre.:KASTRO



Tekke edebiyatı şiir türlerinden biri.
: NEFES



Tekke edebiyatında,insanın Tanrıdan
çıkıp tekrar Tanrıya döneceğini işleyen şiir türü. : DEVRİYE



Tekkelerde ayini yöneten kimse.:PİŞKADEM



Tekli. :   SİNGLE 



Tekne ziftleme.  :  KALAFAT



Teknecik de denilen,sarı çiçekli ve otsu
bir bitki.:ÇEVRİNCE



Teknelerde hamuru kazımaya yarayan araç.:ISIRAN



Teknelerle suyun dibinde sürüklenerek
çekilen, geniş ağızlı balık ağı. : TROL    



Teknenin kıyıya yanaşması.:ABORDA



Tekstilde,çözgüsünde organze,atkısında
pamuk ipliği kullanılan dokuma.:GLORİA



Tekstilde,rezerve baskıyla elde edilen
bir süsleme yöntemi ve bu yöntemle elde edilen dokuma.:İKAT



Tektonik çukur. : GRABEN



Tel durumundaki gümüşü,altını örerek
veya bir şey üzerine kakarak yapılan iş.:TELKARİ



Tel,kurşun boru gibi uzun ve bükülebilir
şeylerin halka biçiminde sarılmasıyla yapılan bağ.:KANGAL



Telemaque adlı eserinde kralların
sınırsız gücüne karşı çıkan Fransız yazar ve rahip.:FENELON



Telgraf alfabesi. :   MORS 



Telgraf işaretlerini göndermek için,bir
devredeki akımı kesmekte veya yeniden vermekte kullanılan araç.: MANİPLE



Telkin yolu ile uyutmak.:İPNOTİZMA



Telleri gerilerek yada tellerine
vurularak çalınan,sapsız bir çalgı türü.:KİTHARA



Tellerine iki küçük tokmakla vurularak
çalınan bir çalgı türü.:SANTUR



Telli balıkçıl. : OKAR



Telli bir Azeri çalgısı. : TAR



Telli bir bürümcük cinsi. : ŞİP



Telli çalgılarda teli germeye yarayan
burgu.:KULAK



Telli çalgılarda telleri yüksekte tutan
tahta köprücük. : EŞİK



Telli çalgıları çalmaya yarayan alet.:PENA



Tellür’ün simgesi. :   TE



Telsiz erişim protokolü.Cep telefonu
abonelerinin sınırlı bir kanaldan internete erişimlerini sağlayan protokol.:WAP(Wireless
Acces Protocol)



Tembel,gayretsiz.:KEHEL



Tembelce.:KAHİLANE



Temel ağırlık birimi. : GRAM



Temel ile zemin arasındaki yükseklik.:KOT



Temel maddesi baharat katılmış domates
olan bir tür sos.:KETÇAP



Temel maddesi çift klorlu etil sülfür
olan savaş gazı. : İPERİT



Temel maddesi poliamit reçinesi olan
dayanıklı ve esnek madde.:NAYLON



Temel niteliğinde olan. : ASAL :
ESASİ



Temel önerme. : AKSİYOM



Temel Reis olarak tanıdığımız çizgi film
kahramanının orijinal adı.:POPEYE



Temel. :  BAZ



Temeli taklide dayanan sözsüz oyun. :
MİM



Temiz iş kağıdı.:BONSERVİS



Temiz kalpli.:OĞUZ



Temiz, iffetli. : AKMAN



Temiz, namuslu anlamında yerel sözcük.
:  ARCA



Temiz,namuslu.:SİLİ



Temiz,temiz ahlaklı.: NEZİH



Temizlenmiş arpayı sütle pişirerek
yapılan Polonya ve Rus yemeği.:KAŞA



Temizlik işlerinde kullanılan bir cins
toprak. : ARİNA



Temizlik,arılık.:SAFFET



Temriye denilen deri hastalığının halk
arasındaki adı. : TEMRE



Ten üzerine giyilen ince kadın fanilası.:KAŞKORSE



Tende kızartı,kaşınma,sulanma,kabuk
bağlama vs doku bozukluklarıyla kendini gösteren ve bulaşıcı olmayan bir
deri hastalığı,egzama.:MAYASIL



Teneşir, sedir, peyke. : KEREVET



Teneşir. : SALACAK



Tenis ve golfde,topa yanlamasına vurulan
darbe.:SLİCE



Tenise benzeyen ve bir tür tüylü topla
oynanan oyun. : BADMİNTON



Teniste hızlı, iyi, karşılanamayan
servis atışı. : ACE



Teniste topun çizdiği yol.Topu rakibin
arkasına düşürmeyi amaçlayan vuruş. :  LOB



Tenktonik çukur. : GRABEN



Teori.  :  KURAM



Tepeli tavuk da denilen ve Güney
Amerika’da yaşayan bir kuş.:HOAZİN



Tepelikli bir papağan. :  KAKADU



Tepesi dar,kenarları geniş,kulak
hizasına değin uzanan basık bir fes türü.  :  AZİZİYE



Tepesi devrik ve ucu püsküllü başlık.:ÜSKÜF



Tepki,reaksiyon.:AKSÜLAMEL



Tepkili uçak. : JET



Ter.: ARAK



Teras,sundurma.:EYVAN



Teratoloji.:ACAİBAT



Terazi gözü. :  KEFE



Terazi yapıp satan kimse.
:VEZNECİ



Terazi. : MİZAN



Teraziyi denklemek için hafif gelen
gelen kefeye konulan ağırlık.:ABRA



Terbiyum’un simgesi.:TB



Tercüman.:DİLMAÇ



Tercüman.:DRAGOMAN



Terementi ağacının tohumu.: MENEVİŞ



Tergal adı da verilen,sentetik iplikle
dokunmuş kumaş türü. :TERİLEN



Terim.:ISTILAH



Terkedilmiş,kullanılmayan.:METRUK



Terlemekten ya da sıcaktan vücutta
görülen pembe kabartılar. : İSİLİK



Termodinamik sıcaklık temel birimi.:KELVİN



Termofor. :   BUYOT



Termostat.:ISIDENETİR



Ters anlamlı kelimelere verilen ad.:ANTONİM



Ters, aksi. : PAHAL



Tersinden de aynı şekilde okunan sözcük
yada tümce (pay ederek iki kerede yap örneğinde olduğu gibi ) . :
PALİNDROM 



Tersinden okununca aynı anlamı veren
söz.:ANAKİKLİK



Terzilerin patron çıkarmak için
kullandıkları bir tür saydam kağıt.:MULAJ



Terzilikte ölçü almak için
kullanılan,genellikle 1,5 m uzunluğunda şerit metre.:MEZURA



Terzilikte yırtmaç anlamında kullanılan
sözcük.:APERTURA



Terzilikte yırtmaç.:APERTÜRA



Terzinin belli bir ölçü ve örneğe göre
kumaşa biçim vermesi işi,kesim.:FASON



Tesadüf. :   RAST 



Tesbihlerin baş tarafına geçirilen
uzunca parça. : İMAME



Tesir etmek. : ETKİMEK



Testi.:SEBU



Tevşih. : AKROSTİŞ



Teyze,dayı,hala yada amcanın kız çocuğu.:KUZİN



Tez canlı,içi tez,ivecen.:ACUL



Tezat.:ANTAGONİZMA



Tezhipçilerin altını dövmeleri sırasında
tirşenin kenarlarından dışarı taşan parçalara verilen ad.:RAMAD



Thomas Hobbes’un,”İnsan insanın
kurdudur” sözünün de yer aldığı ünlü siyasetbilim yapıtı.:LEVİATHAN



Tıbbın sindirim sistemi hastalıklarını
inceleyen dalı.:GASTROENTOROLOJİ



Tığ.:BİZ



Tımar. :  ZEAMET 



Tınlama.: TANİN



Tıp dilinde “dış gebelik” anlamında
kullanılan sözcük. : EP



Tıp dilinde akciğer veremine verilen ad.
:  FTİZİ



Tıp dilinde bel soğukluğu hastalığına
verilen ad. : GONORE



Tıp dilinde bere ,morarma,çürük
anlamında kullanılan söz. :  EKİMOZ



Tıp dilinde bir ilacın ağızdan
alınacağını belirten terim. : PEROS



Tıp dilinde can çekişmeye verilen ad.:AGONİ



Tıp dilinde derinin kanlanmasına verilen
ad.:ERİTEM



Tıp dilinde ergenlik, buluğ anlamında
kullanılan sözcük. : ADOLESAN    



Tıp dilinde felçli anlamında kullanılan
sözcük. :   PARALİTİK 



Tıp dilinde idrar salgısının azalmasına
verilen ad.:ANURİ



Tıp dilinde ishal.  :   DİYARE



Tıp dilinde kalp atışının hızlanmasına
verilen ad.:TAŞİKARDİ



Tıp dilinde kulak akıntısına verilen ad.
: OTORE



Tıp dilinde sarılık hastalığına verilen
ad. : İKTER



Tıp dilinde,nedeni bilinmeyen
hastalıklar için kullanılan sözcük.:ESANSİYEL



Tıp’ ta delidana hastalığının kısa
yazılışı. : BSE



Tıp’ta kuvvetsizlik: ADİNAMİ 



Tıpkıbasım.:FAKSİMİLE



Tıpta bir çok sözcüğün bileşimine giren
ve lif,sinir anlamı veren önek.:NÖR



Tıpta iştahsızlık.:ANOREKSİ



Tıpta tüm beslenme işlevlerinin ağır
biçimde bozulması ve zayıflaması.:KAŞEKSİ



Tıpta yapraklarından
yararlanılan bir bitki,melisa. :OĞULOTU



Tıpta yeniden oluşan doku. :
NEOPLAZMA



Tıpta,bir organı su vererek yıkayıp
temizleme.:LAVAJ



Tıraş etme,kazıma.:YÜLÜME



Tıraşlı başlarını güneş ışınlarından ve
gözlerini günaha sokacak nesneleri görmekten korumak için Buda rahiplerinin
taşıdıkları palmiye yaprağından yapılmış büyük yelpaze.:TALAPAT



Tırmanıcı balık.:ANABAS



Tırnak kemirme hastalığı. : ONİKOFAJİ



Tırnak keratini.:ONİKİN



Tırnak, boynuz, kıl gibi üst deri ürünü
olan yapıları oluşturan proteinli madde. :  KERATİN



Tırnak.:CIRNAK



Tırpana balığı. Yan kanatları vücuduna
yapışık,uzun kuyruklu,iri bir balık. : RİNA



Tibet antilobu. : KİRU 



Tibet Budizminde,ölen bilge bir kişinin
ruhunun girdiğine inanılan çocuklara verilen ad.:TULKU



Tibet köylülerinin temel besinini
oluşturan arpa unu.:TSAMPA



Tibet öküzü. :   YAK



Tibet ve Keşmir’de hircus türü keçinin
tüyleriyle dokunan ve özellikle şal yapımında kullanılan çok yumuşak bir
dokuma.: PAŞMİNA



Tibet’in merkezi olan kent.  :  
LHASA



Tibet’in yerel dini. : BON



Tibetlilerin alfabelerine verdikleri ad.:DBUÇAN



Ticaret  eşyası   taşımakta   kullanılan
, 10-15  tonluk , üçgen  biçiminde yelkeni olan ticaret gemisi.
:SALAPURYA



Ticaret gemilerinde tayfaların başı.:LOSTROMO



Ticaret gemisi sahibi.:ARMATÖR



Ticaret mallarını saklamak için rıhtımda
yapılan büyük depo.: DOK



Ticaret. : TECİM



Ticarette geciktirilmiş ödemeler için
kullanılan sözcük.:ARİYERE



Ticarette tasfiye.:LİKİDASYON



Ticari değer taşıyan yaprak tütünlerin
düşük kaliteli olanı.:KAPA



Ticari mallara konulan ve elektronik
olarak okunabilen,çubuklar biçimindeki simge.:BARKOD



Ticari malların geçici olarak konulduğu
yer. : SUNDURMA 



Ticari senetlerde,ödemeden sorumlu
olanların ödememesi halinde üçüncü bir kişinin alacaklılara senet bedelini
ödeyeceğine ilişkin verdiği güvence.  :   AVAL



Tifo aşısı.:TAB



Tifo gibi bazı hastalıklara eşlik eden
kas zayıflığı. : ADİNOMİ



Tifo’ya neden olan basile verilen ad.
: EBERT



Tiftik keçisi kılından yapılan örgü yünü
Tiftik keçisinin ince,yumuşak,parlak yünü.:MOHER



Tiftik keçisinin yünü.:MOHER



Tiftikten yapılan bir cins ince kumaş.:ŞALİ


 


Tifüs hastalığına verilen bir ad.:LEKELİ
HUMMA



Tilki, samur, tavşan gibi hayvanların
karın taraflarından elde edilen kürk. :   NAFE 



Tilkinin ense postu kürkü. : CILKAVA 



Timur’un torunu ve Şahruh’un oğlu olup
1409-1449 yılları arasında Semerkant hükümdarı olarak bilimin gelişmesine
büyük katkılarda bulunmuş, özellikle astronomi ve matematik alanlarında
değerli eserler yazmış ünlü bilgin ve hükümdar. : ULUĞBEY



Tipo baskıda kullanılmak amacıyla,
üzerine kabartma olarak bir kompozisyon yada resim kopya edilmiş madeni
levha. :  KLİŞE



Tire ve Ödemiş ilçelerine özgü bir tür
bilye oyunu. : LEK



Tirfil’de denilen bir tür yabani yonca.:KORUGAN



Tiroit bezinin bulaşma dışında bir
nedenle iltihaplanması hastalığı.:HAŞİMOTO



Tiroit bezinin büyümesi hastalığı.:GUATR



Tirsi balığı. : ALOSA



Titrek, titreyen.  :   LERZAN



Titreme korkusu.:TREMOFOBİ



Titreme, ürperme. : RAŞE



Titreme,titreyiş.:LERZE



Titrer gibi dalgalanan ince kumaş.:TİRİLTİRİL



Titreştirilince ana seslerden b,irini
veren,U biçiminde,küçük bir çelik araç.:DİYAPAZON



Tiyatro niteliği taşıyan radyo ya da
televizyon yayını. : DRAMA



Tiyatro oyunculuğunun yanı sıra
Haraç-Mezat,Evrende Ellerimiz gibi şiir kitaplarıyla da tanınmış şair ve
oyuncumuz.:SUAT TAŞER



Tiyatro oyunları yazma sanatı.:
DRAMATURGİ
.:DRAMATURJİ



Tiyatro sahnesinde dekorların hareket
edebilmesi için yapılmış parmaklıklı tavan.:SOFİTA



Tiyatro sahnesine ilk çıkan Müslüman
Türk kadını. : AFİFE JALE   



Tiyatro ve sinemada teknik ustalıkla
yapılan hile. :  TRÜK 



Tiyatro yönetmenliği ve oyunculuğunun
yanı sıra “Ayak Bacak Fabrikası” adlı oyunuyla da tanınmış yazarımız. :
SERMET ÇAĞAN (1929-1970)



Tiyatro,sinema gibi yerlerde,sahnenin
bulunduğu ilk kata ve burada bulunan koltuklara verilen ad.:PARTER



Tiyatro’da sahnenin gerisinde ve
yanlarında bulunan bölüm. : KULİS



Tiyatroda  oyuncunun  rol  arkadaşının 
duyamayacağı  şekilde  seyirciye  doğru  yaptığı konuşma. :APAR



Tiyatroda karşılıklı konuşma sırasında
bir oyuncunun rol arkadaşının sorularına ya da sözlerine verdiği karşılık.
: REPLİK



Tiyatroda oyunun oynandığı sahneye
verilen ad.:SKENE



Tiyatroda sahne önüne rastlayan loca.
:AVANSEN



Tiyatroda sahne. : ŞANO 



Tiyatroda sahneye çıkma sırası gelen
kişileri uyarmakla görevli kimse.:KONDÜVİT



Tiyatrolarda oyunu alkışlamak için
parayla tutulan kimse. : KLAKÖR



Tiyatroya uygulanan masal. : FEERİ



Togo’nun başkenti.:LOME



Tohum için ayrılmış tahıl,tohum.:BİDER



Tohum yaprağı.:ÇENEK



Tohum,döl.:EMBRİYON



Tohumda embriyonu kaplayan etli bölüm.:
ÇENEK



Tohumla saksıda ve tarlada üretilebilen
bir süs bitkisi,güneş topu.:ACEMLALESİ



Tohumları kırmızı bibere benzeyen bir
bitki,çemen otu.:POY



Tohumlarından elde edilen yağ,yapay
kauçuk yapımında kullanılan bir bitki.:KOLZA



Tohumlarından kandil yağı, çiçeklerinden
sarı boya çıkarılan otsu bir bitki. : REZEDE



Tohumlarından sabunculukta kullanılan
bir yağ elde edilen ve Asya’da yetişen bir ağaç.:BASYA



Tohumluk küçük soğan,arpacık soğan.:İSKELEN



Tohumu kuş yemi olarak kullanılan kimi
bitkilerin cins adı.:FAREKULAĞI



Tohumu örten kabuk. : ÇENET 



Tohumu serperek,saçarak ekmek.:ÇİLEMEK



Tok ve kalın ses. :  DAVUDİ



Tokaç,raket.:VURAÇ



Tokat yöresinde yetişen bir tütün cinsi.
: EREK



Tokat yöresine özgü bir halk oyunu. :
ANAKURU



Tokat’ın Pazar ilçesinde,sarkıt ve
dikitleriyle ünlü bir mağara.:BALLICA



Tokat’ın Reşadiye ilçesinde bir göl.:ZİNAV



Tokat’ta yetişen ve kaliteli bir şarap
elde edilen beyaz üzüm çeşidi. : NARİNCE 



Tokmaklarla çalınan bir Afrika çalgısı.:BALAFON



Tokyo kentinin eski adı.  :   EDO



Tombala kartı. : KARTELA



Tombalaya benzer bir oyun.:BİNGO



Tombul fındık grubundan standart
standart bir fındık çeşidi.:FOŞA



Tombul, iri yapılı. : TORAMAN



Ton balığının diğer adı.:ORKİNOS



Top yapımının bilinmediği çağlarda,kale
kuşatmalarında,ağır taş gülle fırlatmakta kullanılan basit bir savaş aracı.:MANCINIK



Top yuvarlaktır örneğinde olduğu
gibi,aynı düşünceyi değişik terimlerle tekrarlamaya dayanan üslup kusuru
yada oyunu.:TOTOLOJİ



Topal, aksak.  :  LENG



Topallık, aksayarak yürüme.  :  
ARECAN



Topla birlikte koşma anlamında spor
terimi. : DRİPLİNG



Toplam olarak.:CEMAN



Toplam yöntemiyle tek parça bakır kap
yapımında kullanılan bir tür bakırcı çekici.:NARİ



Toplama,toplanma.:CEM



Toplanma, birleşim. : İNİKAT



Toplantı yeri.:MAHFİL



Toplar damar.:VERİT



Toplardamar genişlemesi. :   VARİS



Toplardamarlarda iç zar iltihabı. :
FİLİBİT:FLEBİT



Toplu geziler için yapılmış büyük
otobüs.: OTOKAR



Topluluk,camia.:ZÜMRE



Topluluk.:CUMHUR



Toplum düzenini ve yapısını daha iyi
duruma getirmek için yapılan köklü değişiklik,iyileştirme,devrim,reform.:İNKILAP



Toplum hekimliği.:MEDİKOSOSYAL



Toplum için ayrılmış geniş alan.:PLAZA



Toplum içindeki davranışlarda izlenecek
yol. : ETİKET



Toplum yaşayışından uzaklaşarak tek
başına yaşama.:UZLET



Toplumda yada bireyde,ölçü ve değerlerin
çökmesi yada amaç ve ülkü yoksunluğu sonucunda oluşan dengesizlik durumu.:ANOMİ



Toplumsal bir olgu olarak suçu ve
suçluluğu inceleyen bilim. : KRİMİNOLOJİ



Toplumsal gerçekleri konu alan
“Fatma’nın Günahı”, “Buhran Gecesi” “Ankara Mahpusu”, “Fosforlu Cevriye”
gibi romanlarıyla tanınmış kadın yazarımız : SUAT DERVİŞ



Toplumsal hareketin ancak işçilerin
önderliğiyle yürütülebileceğini savunan öğret.:UVRİYERİZM



Toplumsallaştırma.:SOSYALİZASYON



Toplumun alt kesimlerinden gelen ve
yaşadığı serüvenler sırasında toplumun kurulu düzenini eleştirme fırsatı
bulan bir kahramanın öyküsünü anlatan yapıtlara verilen ad.:PİKARESK



Toprağa açılmış ya da ağaca oyulmuş
deliklerin bulunduğu bir yolda söz konusu deliklere tohumlar yerleştirme ya
da bu deliklerden tohumlar veya taşlar almaya dayanan Afrika oyunu. :
AVELE



Toprağa sokulan bir dalla bitkilerin
çoğaltılması yöntemi. : ÇELİKLEME



Toprağı alt üst etmekte kullanılan tarım
aracı.:KÜLTİVATÖR



Toprağı derince kazarak altını üstüne
getirmek.  :  KİRİZMA:KARİZMA



Toprağı kazıp siper yapmak.:ORAMAK



Toprağı kazma,kazı.:HAFRİYAT



Toprağı sürmek için birlikte koşulan iki
hayvan. ÇİFT



Toprağın nemi. :  ÖL  .:DARBIZ



Toprağın suyunu çekerek yerin bataklık
duruma gelmesini önleyen bir ağaç. :   OKALİPTÜS 



Toprağın torpak,ispirtonun istirpo
biçiminde telaffuzunda olduğu gibi,bir sözcük içindeki seslerin yer
değiştirmesi olayına dilbilgisinde verilen ad.:METATEZ



Toprağın üstünde meydana gelen çorak
kat.:BOR



Toprak altında kaldıktan sonra uçucu
bileşenlerini yitirerek ve kimyasal değişime uğrayarak kararlı bir yapı
kazanan fosil ağaç reçinesi.:KEHRİBAR



Toprak Aşınması.  :  EROZYON



Toprak damları sıkıştırmakta kullanılan
silindir biçimli ağır taş. : YUVAK



Toprak evleri sıvamak için kireç yerine
kullanılan bir tür toprak.:AKTOPRAK



Toprak içinde katman olarak bulunan ve
pişirilip toz durumuna getirilerek alçı yapmaya yarayan hidratlı kalsiyum
sülfat,alçı taşı.:JİPS



Toprak içinde yumru biçiminde
yetişen,yenilebilen bir bitki,yer mantarı,keme.:DOMALAN



Toprak kayması. : HEYELAN



Toprak örtülü samanlık.:NODA



Toprak sürahi.:BODUÇ



Toprak tencere.:GÜVEÇ



Toprak üstündeki yükseklik. : SEKİ



Toprak ve kireçle karışık
kırıntılar,yapı döküntüsü.:MOLOZ



Toprak veya çimentodan yapılmış kalın su
borusu.:KÜNK



Toprak yığını,küçük tepe.:HÖYÜK



Toprak, kum ve saman elemeye yarayan iri
delikli kalbur :ABARA



Toprak.:TURAB



Topraklarda bulunan ve suda çözünen
organik bileşik.:KRENİK



Toprakta fazla biriken suyun çeşitli
yollarla boşaltılması. : DRENAJ



Toprakta yaş,ıslaklık.:DARBİZ



Toprakta,suda,canlılarda
bulunan,çürüme,mayalanma yada hastalıklara yol
açan,küresel,sindirimsi,kıvrık biçimde olan,bölünerek
çoğalan,klorofilsiz,tek hücreli canlı.:BAKTERİ



Topraktan çıkıp büyüyen. : NABİT 



Topraktan veya madenden yapılmış çorba
tası,çukur çanak.:ÜSKÜRE



Topraktan yapılmış küçük kulpsuz çömlek;
Günlük gibi yakılarak tütsü olarak kullanılan şey.:ÜZLÜK



Topraktan yapılmış tencere.:ÇÖMLEK



Toptan, götürü iş, yazılı anlaşma. :
KESENE



Topu kısa aralıklarla veya yavaş yavaş
vurarak ileri götürmek.:DRİPLİNG



Topu yakalamak amacıyla savunmadaki bir
oyuncunun yatay olarak sıçraması.:PLONJON



Topuklu ayakkabı.:İSKARPİN



Topun gerisini kapayan kapak.:KAMA



Topuz biçiminde yaprakları
olan,yapraklarının üst yüzeyi,böcekleri yakalayan yapışkan tüylerle örtülü
bitki.:DROSERA



Torba biçiminde dikilmiş yorgan çarşafı.:NEVRESİM



Torbalı balık ağı.:TRATA



Torbaya benzer, büyük gözlü balık ağı.
: APONİ



Tornacılıkta,bir deliğin ağzını
genişletmeye yarayan çelik aygıt.:FREZE



Torpido,top ve denizaltılara karşı
kullanılmak üzere silahlarla donatılmış,küçük,hızlı giden bir savaş gemisi
türü,destroyer.:MUHRİP



Torpidolardan oluşan filo.:FİLOTİLLA



Tortu,çökelti.:RÜSUP



Torun,evlat.:HAFİD



Torunlar,soy. : AHFAT



Toryum’un simgesi.:TH



Toy,acemi.:ÇAYLAK



Toynaklı  memelilerin  bir çoğunun 
başında  bulunan,sert maddeden oluşmuş uzantıya verilen ad.:BOYNUZ 



Toz bulutu. : NAK



Toz emici alet.: ASPİRATÖR



Toz fırtınası.: TOZAK



Tömbeki denilen bir cins tütünün
dumanının sudan geçirilerek içilmesini sağlayan araç.:NARGİLE



Töre bilimi,ahlak. Bir kimsenin
davranışlarına temel olan ahlak ilkelerinin tümü.  :  ETİK



Töre,gelenek.:RASİME



Tören ve alaylarda padişahın, vezirin
yanında yürüyen görevliler.: ŞATIR



Tören yapılan taş masa. :   SUNAK 



Tören,merasim. Genellikle resmi
yerlerde,resmi işlerde uyulması gereken kural,yol ve yöntemlerin tümü. :
SEREMONİ



Tövbe etme.:İNABE



Trabzon çayı,avcı üzümü,likapa gibi
adlar da verilen ve Doğu Karadeniz’de yetişen bir meyve ağacı.:ARONYA



Trabzon hurması da denilen tropikal bir
meyve. :   KAKİ 



Trabzon ilinde bir yayla.  :  ALACA –
ALAZLI - AYKARSA – BEŞİKDÜZÜ (ŞALPAZARI) - ÇAYKARA (SULTAN MURAT) – DÜZKÖY
(HAÇKA OBASI) - ERİKBELİ – FİGANOY -GÜRGENAĞACI – HARMANTEPE -    HIDIRNEBİ
– HONOFTER - LİŞER – LİSEF – KADIRGA – KALDIRIM - KARADAĞ – KEN - KİRAZLI -
KULİNDAĞI – KUSMER- LAPAZAN - LİVAYDA  - MAÇKA (ÇAKIRGÖL) – MAĞARA –
SAZALANI - SİSDAĞI – SİZDAĞI - ŞIKKIRANI – SİNLİCE – TAŞKÖPRÜ



Trabzon ve Rize yöresinde karabatak
denilen deniz kuşuna verilen ad.: KUKARMA



Trabzon ve Rize yöresinde mezgit
balığına verilen ad.:LAHO



Trabzon yöresinde dokunan ve daha çok
peştamal olarak kullanılan bir tür dokuma.:KEŞAN



Trabzon yöresine özgü bir halk oyunu.:SIKSARA



Trabzon yöresine özgü bir tür pide.:CUMUR



Trabzon yöresine özgü bir tür un
çorbası. : TİRMA



Trabzon yöresine özgü, dana eti ve mısır
unuyla yapılan bir tür köfte. : HIRTLAMA



Trabzon yöresine özgü,genellikle yılbaşı
günü doğaçlama oynanan köy seyirlik oyunlarının adı.:MOMOYER



Trabzon yöresine özgü,taze mısır ekmeği
ve peynirle yapılan bir çeşit yemek.:CUMUR



Trabzon’da dokunan ve daha çok peştamal
olarak kullanılan bir tür dokuma.:KEŞAN



Trabzon’un Akçaabat ilçesinde bir göl.:SERA



Trabzon’un Çaykara ilçesinde,1989’da
tabiat parkı kapsamına da alınan,doğal güzelliğiyle tanınmış göl.:UZUNGÖL



Trabzon’un Çaykara ilçesine özgü bir
halkoyunu.:VAYBENİ



Trabzon’un Maçka ilçesinde bir yayla.:ŞOLMA



Trabzon’un Maçka ilçesinde,Sumela
Manastırını barındıran ve ulusal park kapsamına alınan vadi.:ALTINDERE



Trabzon’un Sürmene ilçesine özgü, ekşi
ve biberimsi bir tadı olan peynir cinsi. : AHO



Trafik. : SEYRÜSEFER 



Trajedi ile komedi arasında yer alan
sahne yapıtı. : DRAM



Trajedinin seyircide uyandırdığı arınma
duygusu.:KATARSİS



Traktör veya kamyonlara,daha çok yük
taşımalarını sağlamak için takılan araba.:TREYLER



Trakya    ve   Marmara   bölgesinde  
oynanan   bir   halk   oyunu   yada    bu    oyunun   müziği.:KARŞILAMA



Trakya yöresinde,aynı adlı türkü
eşliğinde kadın erkek birlikte oynanan halay türü bir halk oyunu. :
HANIMAYŞE



Tramvay sürücüsü.:VATMAN



Transilvanya’nın Osmanlılar dönemindeki
adı. : ERDEL



Tremolitin bozulmasından oluşan
lifli,kırılmadan bükülebilen ve ateşte niteliği değişmeyen bir mineral. :
ASBEST



Tren istasyonlarında tren yolu boyunca
uzanan,inilip binilen yüksekçe döşeme.:PERON



Tren raylarının altına konulan kırma
taş.:BALAST



Tren vagonlarını
çeken,tekerlekli,buharlı,elektrikli,termik motorlu veya sıkıştırılmış havalı
makine. : LOKOMOTİF



Triko eşyaların yakasını yapmada
kullanılan makine. :   REMAYÖZ 



Tropik bölgelerde yetişen,bazı
erguvangillerden çıkarılan ve cila yapımında kullanılan bir çeşit reçine.:KOPAL



Tropik ve ılıman bölge denizlerinde
yaşayan bir balık. : MÜREN



Tropikal   bölgelerde   yetişen   ve  
nişastaca   zengin   yumru   kökleri  yiyecek olarak kullanılan bitki.
:YAM



Tropikal  bölgelerde   yetişen   ve  
yapraklarından  değerli  bir  tekstil  elyafı  elde  edilen  bitki.:SİSAL



Tropikal Afrika’da (Gabon) yetişen ve
daha çok kaba dokulu,yarı sert ve yarı ağır,gri-pembe bir odun veren ağaç.:OZİGO



Tropikal Afrika’da yaşayan tavuğa benzer
bir kuş.:TİNAMU



Tropikal Afrika’da yaşayan ve göbekli
domuz da denilen hayvan.:PEKARİ



Tropikal Afrika’da yetişen bir ağaç.:
OKAN



Tropikal Afrika’da yetişen çok sert ve
dayanıklı odun olan bir ağaç. :  AZOBE



Tropikal Afrika’da yetişen ve açık
damarlı,siyahımsı esmere dönüşen esmer renkte,daha çok kaba dokulu,sert ve
ağır bir odun veren ağaç. : VENGE



Tropikal Afrika’da yetişen ve odunu
doğramacılıkta  marangozlukta kullanılan  ağaca verilen ad.:EKABA



Tropikal Afrika’da yetişen ve odunu
doğramacılıkta kullanılan bir ağaç.  :  LİMBALİ



Tropikal Afrika’da yetişen ve odunu
doğramacılıkta kullanılan bir ağaç.:BETE



Tropikal Afrika’da yetişen ve odunu ince
marangozlukta kullanılan bir ağaç.:İDEVA



Tropikal Afrika’da yetişen ve odunu
kolay işlenen büyük bir ağaç. : İROKO



Tropikal Afrika’da yetişen ve odunu
marangozlukta ve kaplamacılıkta kullanılan çok büyük ağaç.: MAKORE



Tropikal Afrika’da yetişen ve odunu
mobilyacılıkta kullanılan bir ağaç.:EYONG



Tropikal Afrika’da yetişen ve Ohi de
denilen ağaç. :  BA



Tropikal Afrika’da yetişen ve yumuşak
odunu doğramacılıkta kullanılan değerli bir ağaç.:FRAMİRE



Tropikal Afrika’da yetişen ve yumuşak
odunu marangozlukta kullanılan bir ağaç.:OLON



Tropikal Amerika ormanlarında yaşayan
bazı etçil küçük memelilerin ortak adı. : OLİNGO



Tropikal Amerika’da yaşayan kimi hafif
gagalı kuşların ortak adı.:TUKAN



Tropikal Amerika’da yaşayan küçük
bedenli akbaba.:URUBİ.:URUBU



Tropikal Amerika’da yaşayan küçük maymun
cinsi.:AOTES



Tropikal Amerika’da yaşayan memeli bir
hayvan.:KOATİ



Tropikal Amerika’da yaşayan siyah tüylü
bir kuş. : ANİ



Tropikal Amerika’da yaşayan,ağaçkakana
benzer uzun kuyruklu bir kuş.:JAKAMAR



Tropikal Amerika’da yaşayan,eflatunla
karışık gri ve esmer renkte,15 cm boyunda büyük gece kelebeği cinsi.:
EREBUS



Tropikal Amerika’da yetişen çok sert bir
ağaç.:VERA



Tropikal Amerika’da yetişen ve ağırlığı
4,5 kiloyu bulan,üstü etli dikenlerle kaplı yeşil meyveleri sevilerek yenen
bir ağaç.:GUANABANA



Tropikal Amerika’da yetişen ve hura da
denilen kerestelik bir ağaç.:ASAKU



Tropikal Amerika’da,Meksika ile Uruguay
arasındaki bataklıklarda yaşayan iri bedenli bazı kemirici hayvanların ortak
adı.:PAKA



Tropikal Amerika’nın ırmak ve göllerinde
yaşayan keseli bir hayvan.:YAPOK



Tropikal bir ağaç.:RAMİN



Tropikal bölgelerde bulunan asalak
olmayan guguk kuşu.:KUKAL



Tropikal bölgelerde görülen ve frengiye
çok benzeyen bir hastalık. : PİAN



Tropikal bölgelerde yaşayan iri gagalı
bir kuş.:BOYNUZGAGA



Tropikal bölgelerde yaşayan kimi
kertenkelelerin ortak adı.:VARAN



Tropikal bölgelerde yetişen bir ağaç.:OBEŞE



Tropikal bölgelerde yetişen ve nişastaca
zengin yumru kökleri yiyecek olarak kullanılan bitki.:YAM



Tropikal bölgelerde yetişen ve yumruları
besin olarak kullanılan bir bitki.: TARO



Tropikal bölgelerde yetişen,tüysü
yapraklı ve sarı çiçekli büyük bir ağaç.:HIYARŞEMBE



Tropikal bölgelerdeki denizlerde
kesiksiz esen bir takım rüzgarların adı.:ALİZE



Tropikal bölgelerdeki denizlerde,bütün
yıl boyunca düzenli olarak esen bir takım rüzgarlara verilen ad.:ALİZE



Tropikal denizlerin az derin sularında
yaşayan bir yengeç cinsi. :  RANİNA 



Tropikal Güney Amerika’da yaşayan,avını
sararak ve sıkarak öldüren yılan. :ANAKONDA



Truva antik kentinin tarihteki
adlarından biri. : İLİON



Truva savaşında rol oynamış kahramanın
adı.:AKAMAS



Tuaregler de krala ya da reise verilen
ad.:AMENOKAL



Tuba ailesinden nefesli bir çalgı. :
SUZAFON



Tugayla kolordu arasında yer alan
birlik.:TÜMEN



Tuğla yada harçla örülmüş,alttan
obruk,yarım silindir biçiminde tavan örtüsü :TONOZ



Tuğlaların harçla doldurulup düzeltilen
aralığı. :   DERZ 



Tuluat tiyatrolarında şarkılı danslı
gösteri.:KANTO



Tuluat tiyatrosu ve ortaoyununda
güldürücü erkek oyuncu. : PASKAL



Tuluat tiyatrosunda,ustalığını
kanıtlamış güldürü sanatçılarına verilen san.:KOMİKİŞEHİR



Tulum.:TULUK



Tulumpeyniri. : TOMAS



Tumturaklı konuşma. : AYTA 



Tuna  nehrinde  hafif  savaş  gemisi 
olarak  veya  yük  v  insan  taşımakta  kullanılan  bir çeşit gemi. :
NASAD



Tuna ırmağında kullanılan bir çeşit
yolcu gemisi. : ORANSA



Tunceli ilinin eski adı.:KALAN



Tunceli yöresine özgü, “sac sırımı” da
denilen bir tür hamur yemeği. : SİR



Tunceli’nin Çemişkezek ilçesinin 10 km.
doğusunda, Osmanlı dönemine ait  ünlü cami.:ULUKALE



Tunceli’ye özgü bir cins tulum peyniri.:ŞAVAK



Tunç çağının sonlarıyla demir çağının
başlarında merkezi kabaca Van gölü olmak üzere Doğu Anadolu’dan  bu günkü
Türkiye’nin Ermenistan ve İran sınırlarının doğusuna kadar uzanan bölgede
yaşayan halk.:URARTULAR



Tunguzlar da denilen ve Kuzey Sibirya’da
yaşayan halk. : EVENKLER



Tunus kıyılarında kullanılan üç direkli
yelkenli tekne. : ÇİTİHA



Tunus’un plakası.:TN



Turfanda zamanı. : MEYA



Turku’nun İsveç’teki adı. :  AB O



Turna balığı büyüklüğünde eti lezzetli
bir balık.:TİNKA:TİLKA



Turna türü.:KARKARA



Turpgillerden şalgama benzeyen bir
bitki.:ALABAŞ



Turpgillerden,yağlı
tohumlu,tohumlarından elde edilen yağ yapay kauçuk yapımında kullanılan
mevsimlik bitki.:KOLZA



Turşusu yapılan bir tür küçük yaban
soğanı.:INCALIZ



Turuncu etli bir kavun cinsi.:KANTALUP



Turunç ile mandalinanın çaprazlanmasıyla
elde edilmiş çok lezzetli bir mandalina cinsi.:KLEMANTİN



Turunçgiller.:NARENCİYE



Turunçgillerden  bir  ağaç  ve  bu 
ağacın  kabuklarından  reçel  yapılan  ve  esans  çıkarılan meyvesi. :
BERGAMOT



Turunçgillerden tadı acımsı bir
meyve,greyfurt.:ALTINTOP



Tutak,sap.: KABZA



Tutam.:FİSKE



Tutturgaç:. ATAŞ 



Tutuk dilli,pepe. : PEPEME 



Tutuklanmış,tutuklu. :MEVKUF



Tutuklu.:MEVKUF



Tutulacak yer,tutak,sap.:KABZA



Tutulmuş,vurgun.:MÜPTELA



Tutumlu.:MUKTESİT



Tutunamayanlar, Tehlikeli Oyunlar gibi
romanlarıyla tanınmış yazarımız. : OĞUZ ATAY



Tuvalet anlamında kullanılan bir sözcük.
: MEMİŞHANE



Tuz gölünün batısında bir göl.:TERSAKAN



Tuzak, kapan. : FAK



Tuzla terbiye edilmiş yeşil zeytin.:ÇEKİŞTE



Tuzlalarda deniz suyu çekilen bölüm.
:   TAVA 



Tuzlanıp kurutulmuş yiyecek. : KAKAÇ



Tuzlanmış ve deri tuluma bastırılmış
peynir. : OLAMAN



Tuzlu ayranın kaynatılıp süzdürülmesiyle
elde edilen çökelek peyniri.:PESKÜTAN



Tuzlu eriyiklerin donma yasalarını
inceleyen fizik kolu.:KRİYASKOPİ



Tuzlu hamurdan yapılan ince uzun
çubuk,tuzlu çubuk.:BATONSALE



Tuzlu,killi toprak. : GEREN



Tuzsuz taze peynirden nişasta ve pirinç
unu konarak yapılan bir helva.:HÖŞMERİM



Tüberküloz tedavisinde kullanılan bir
antibiyotik.  :  KANAMİSİN



Tüccar.:BEZİRGAN



Tüfek,tabanca gibi ateşli silahlarda
namlunun gerisinde bulunan ve nişan alırken arpacıkla birlikte göz ile hedef
arasında aynı doğru üzerine getirilen kertik.:GEZ



Tüketici fiyat endeksinin kısaltması.
:TÜFE



Tüketici. : MÜSTEHLİK



Tüketiciyi korumak amacıyla,özellikle
temel ihtiyaç maddeleri için resmi makamlarca belirlenen ve her yerde
geçerli olan fiyat.:NARH



Tükürükte bulunan ve nişastanın
sindirilmesine yarayan enzim. : PTİYALİN



Tülbent ile patiska arası ince pamuklu
bir bez. : MERMERŞAHİ 



Tüm Ortaçağ boyunca kullanılmış olan bir
tılsım.:ABRAKSAS



Tümden çıplak olarak açık havada
yaşamayı savunan öğreti.:NÜDİZM



Tümdengelim.:DEDÜKSİYON



Tümevarım.  :  ENDÜKSİYON



Tümör.: UR



Tümü kapsayan, tümel. : KÜLLİ



Türbe.Aziz mezarı.:RAVZA



Türemiş,üremiş,ayrılmış.:MÜŞTAK



Türetme,bileşim,aktarma yada başka
yollardan dile yeni sokulan sözcük.:NEOLOJİZM



Türk  müziğinde  bir  makamı, kendi 
perdelerinden  daha  tiz  yada  pes  perdelerde  çalma işi.:ŞETARET



Türk aşıklık geleneğinin ve aşık
edebiyatının etkisiyle Anadolu’da ve Azerbaycan’da yetişen,Türkçe ve
Ermenice şiirler söyleyen,öyküler anlatan Ermeni asıllı aşıklara verilen ad.:AŞUK:AŞUĞ



Türk gölge oyununda Müslüman olmayan
tiplemelere verilen ad. : ZİMMİ:ZİMNİ



Türk halk edebiyatında çoban türküsü.
: KAYABAŞI



Türk Halk Müziğinde  bağlama ailesinden
çalgıların en küçük boylusu.Tezene ile çalınan iki yada üç telli halk sazı.
: CURA



Türk halk müziğinde bir türkü türü.:UZUNHAVA



Türk Halk Müziğinde bir uzun hava türü.
: MAYA



Türk halk müziğinde bir uzun hava türü.:BARAK



Türk Halk Müziğinde kullanılan cura,
bulgari, bağlama gibi telli ve çalgıçla çalınan çalgıların genel adı. :
TAMBURA 



Türk halk müziğinde,ritimsiz uzun
havaların karşıtı olarak ritimli ezgilere verilen ad.:KIRIKHAVA



Türk halk sanatından ve Bizans
ikonlarından esinlendiği özgün baskı ve resimleriyle tanınmış,1943 doğumlu
sanatçımız.:ERGİN İNAN



Türk hat sanatının son büyük
ustalarından biri olan ünlü hattat ve ciltçi. : EMİN BARIN



Türk heykel sanatında soyut anlayışın
ilk temsilcilerinden biri olmuş 1917-1979 yılları arasında yaşamış ünlü
heykelcimiz.:ŞADİ ÇALIK



Türk heykelciliğinde bir aşama
sayılan,1875-1916 yılları arasında yaşamış heykelcimiz.:İSABEHZATBEY



Türk karikatür sanatının,1900-1953
yılları arasında yaşamış ünlü ustası.:RAMİZ



Türk kentlerinin çoğunda, surla çevrili
alanın dışında kalan yerleşmelere verilen ad.:TAHTAKALE



Türk kökenli bir halk. : NOGAYLAR



Türk lehçelerinden biri.:ÇUVAŞÇA



Türk müziğinde 18. yüzyıldan önce
kullanılmış bir makam.:NAMURAT



Türk müziğinde Arapça güftelerle
bestelenmiş ilahi.:ŞUGL



Türk müziğinde az kullanılmış pek az
bilinen bir zurna türü.: ASAFİ



Türk Müziğinde bir birleşik makam.:BAYATİARABAN



Türk müziğinde bir makam adı.  : 
KARCIĞAR : ARAZBAR : REHAVİ :  EVİÇ : EVCARA  :  SUZİNAK:  BAYATİ : ISFAHAN
: MAYE : ACEMAŞİRAN : IRAK :
SABA : HİCAZ : RAST : HÜZZAM :
KÜRDİL-İ-HİCAZKAR : ACEM KÜRDİ : SOFYAN : LONGA : NİHAVENT : ARABAN :
NİŞABUREK :  



Türk müziğinde bir makam,.:SUZİDİL
:ARAZBARBUSELİK
.:MUHAYYER



Türk müziğinde bir makam. : UŞŞAK
.: CANFEZA.:NİKRİZ.:BUSELİK



Türk müziğinde bir makam.
:MUHAYYERKÜRDİ : MUHAYYERSÜMBÜLE



Türk Müziğinde bir makam.
HİSARBUSELİK: HÜMAYUN : HÜSEYNİ: MAHUR



Türk müziğinde bir makam.: HİSAR.:SUZİDİLARA.:UZZAL.:ZAVİL.:NEVA



Türk müziğinde bir makam.:
NEVABUSELİK : NEVESER :NÜHÜFT:MUHAYYER



Türk Müziğinde bir makam.:ARAZBAR:ARAZBUSELİK:MUHAYYERKÜRDİ



Türk müziğinde bir makam.:ÇARGAH.:DÜGAH.:EVCARA:HÜMAYUN



Türk müziğinde bir makam.:FERAHFEZA:FERAHNAK:SABABUSELİK



Türk müziğinde bir makam.:GERDANİYE:GERDANİYEBUSELİK



Türk müziğinde bir makam.:MUHAYYER:
MUHAYYERSÜMBÜLE



Türk müziğinde bir makam.:MUHAYYERBUSELİK
.: NİKRİZ:NİŞABÜREK



Türk müziğinde bir makam
NEVESER:NEVABUSELİK:NÜHÜFT:



Türk müziğinde bir makam.:SULTANİBUSELİK
SULTANİHÜZZAM:SULTANIYEGAH



Türk müziğinde bir makamdan yada bir
usulden başkasına geçmek.  :  GEÇKİ



Türk müziğinde bir oyun havası.:
SİRTO



Türk Müziğinde bir usul..: REMEL.:DÜYEK



Türk müziğinde bir uzun hava türü.:BARAK



Türk müziğinde fasıl topluluğuna verilen
ad. : İNCESAZ



Türk müziğinde hareketli bir makam.:KARCIĞAR



Türk müziğinde iki makamın ortak adı.:REHAVİ



Türk müziğinde kullanılan zilsiz büyük
tef.:BENDİR



Türk müziğinde oldukça kıvrak bir usul.
:  AKSAK 



Türk müziğinde taksim yaparken ana
makama dönüş. : KARAR



Türk müziğinde usul anlamında kullanılan
sözcük.:İKA



Türk müziğinde VV. Yüzyılda kullanılmış
telli bir saz. : ŞAHRUD



Türk müziğinde Yörük özellik taşıyan
oyun havası.:LONGA



Türk müziğinde,440 frekanslı la
notasının neva perdesi kabul edildiği akort.:BOLAHENK



Türk müziğinde,taksim yaparken ana
makama dönüş.:KARAR



Türk sinemasının perdede öpüşen ilk
kadını olan ve “Madam” lakabıyla da tanınan sinema oyuncusu. : KALİTEA



Türk şiirinde 1950’den sonra Garip
akımına ve 1940 kuşağının toplumsal gerçekçi şairlerine tepki olarak
doğan,değişik imge , çağrışım ve soyutlamalarla yeni bir söyleyişi amaçlayan
şiir akımı.:İKİNCİ YENİ



Türk topluluklarında ve İran’da
kullanılan soyluluk sanı. : MİRZA



Türk tuluat  tiyatrosunda baş komik
görevindeki uşak tiplemesi. Hımbıl, alık. : İBİŞ



Türk tuluat tiyatrolarında oynanan oyun
ve oyuncular hakkında bilgi vermek üzere kapıya asılan tanıtmalık,tabela.:KARTELA



Türk Üniversitelerinde en az beş yıl
profesörlük yapmış,bilimsel çalışmalarıyla kendini tanıtmış öğretim üyeleri
arasından seçilerek bir kürsünün yönetimiyle görevlendirilen kimseye verilen
unvan.:ORDİNARYÜS



Türkçe öğretim Merkezinin kısa yazılışı.:TÖMER



Türkçe yada Ermenice şiirler söyleyen
Ermeni saz şairlerine verilen ad.:AŞUĞ



Türkçenin Anadolu’da bir kültür dili
olması için çaba harcamasıyla tanınmış VIV. Yüzyıl tasavvuf şairi. :
GÜLŞEHRİ



Türkçülüğün bir kolunun Türklerin
Asya’daki eski yurduna verdiği ad. : TURAN



Türkistan’da kullanılmış eski bir para.:KİPEKİ



Türkiye Cumhuriyeti ile sınırları olan
ülkelerin sınır bölgeleri içinde oturan Türk vatandaşlarına serbestçe gidip
gelebilmeleri için verilen belge. :PASAVAN



Türkiye Ermenistan arasında Aktaş da
denilen bir göl.:HAZAPİN



Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınır
kapısı. :  ESENYAYLA:ALİCAN



Türkiye ile Gürcistan arasındaki sınır
kapısı. :SARP :TÜRKGÖZÜ



Türkiye ile İran arasındaki sınır
kapısı. : GÜRBULAK



Türkiye’de bisiklet sporunun
öncülerinden olan ünlü sporcumuz.:CAVİT CAV



Türkiye’de modern cerrahinin kurucusu
olan,1868-1958 yılları arasında yaşayan ünlü hekim.:CEMİL TOPUZLU



Türkiye’den göç eden Yunanlıların
oluşturduğu  müzik türü. : REMBETİKO 



Türkiye’nin 4. Büyük gölü. : EĞİRDİR



Türkiye’nin Akdeniz kıyısındaki en büyük
adası.:KEKOVA



Türkiye’nin güney kıyılarında yetişen ve
çit bitkisi olarak kullanılan bir tür çalı.:ÇILPIRTI



Türkiye’nin ikinci yüksek dağı. :
CİLO



Türkiye’nin ilk işçi milletvekili.:NUMAN
USTA



Türkiye’nin ilk kadın heykelcilerinden
biri (1943).:NERMİN FARUKİ



Türkiye’nin tıbbi ve zehirli
bitkileri,Türkiye’de bitkiler ile tedavi,Türkçe bitki adları sözlüğü gibi
yapıtlarıyla tanınmış eczacımız.:TURHAN BAYTOP



Türkler anlamında eski sözcük.
ETRAK 



Türklere özgü bir şekerleme.:LOKUM



Türklerin egemen olduğu yerlerde yaşayan
Arap ve İranlılara verilen ad.: TAT



Türklerin egemenliğinde 252 yıl
yaşamış,1828 de Fransız egemenliğine geçmiş Venedik şehri.:NAVARİN



Türklerin Orta Asya’daki en eski
yurtlarına verilen isim.:TURAN



Türkmen pilavı da denilen,soğan,et ve
havuçla birlikte pişirilen pirinç pilavı.:ÇEKTİRME



Türkmenistan’da arkeolojik bir buluntu
yeri.:ANAV



Türkmenistan’da bir kent. :  MARİ



Türkmenistan’da dokunan değerli bir
halıya verilen ad. : YOMUT



Türkmenistan’da eski Orta Asya kenti.:MERV



Türkmenistan’da geniş bir çöl. :
KARAKUM



Türkmenistan’ın başkenti.:AŞKABAT



Türkmenler arasında oynanan bir halk
oyunu. :  TEREKEME 



Türler,çeşitler.:ENVA



Türlü bitkilerden çıkarılan kokulu bir
reçine.:PELESENK



Türlü bitkilerin yaprak ve kabuklarıyla
kokulandırılmış acımtırak bir içki. : AMER



Türlü dokuma maddelerinden yapılan ince
halat.:URGAN



Türlü eşya ve öteberinin satıldığı Pazar
yeri.: SATAK



Türlü işlerde kullanılan,esnek çelikten
yapılmış saplı araç.:İSPATULA



Türlü maksatlarla iki şeyin arasına
sokuşturulan,kıstırılan parça,kama,takoz.:KISKI



Tütsü ile kurutulmuş et yada balık. :
FÜME



Tütsü kabı.:BUHURDAN



Tütün çubuğu,pipo,nargile vs’nin ucuna
takılan,tütün konulan yuva.:LÜLE



Tütün dumanının bıraktığı yağlı kir.:ZİFİR



Tütün fidelerini örtmek için kullanılan
hasır veya ottan örtü.:KAPANCA



Tütün fideliği.:ANDAL



Tütün hevengi,tütün dizmek,kurutmak ve
işlemek için kullanılan üstü kapalı sergi. . :ARAN



Tütün yaprağı dizesi.:YONGA



Tütün yaprağı dizisi. : PASTAL 



Tütün yapraklarında gelişerek bitkinin
ölümüne neden olan asalak mantar.:MAVİKÜF



Tütün yapraklarından
çıkarılan,renksiz,açıkta bırakıldığında havadan oksijen alarak
esmerleşen,247 C’de kaynayan, 1.033 yoğunluğunda çok zehirli bir alkoloit.:NİKOTİN



Tütünleme suretiyle kurutulmuş ringa
balığı.:FRİSA



Tüyleri güzel renkli bir kuş.:CENNETKUŞU



Tüyleri kara,meyve ve böceklerle
beslenen ötücü bir kuş.:KARATAVUK



Tüyleri uzun ve kıvırcık bir cins koyun.:KARAKUL



Tüylü kundura derisi. : SÜET 



Tüylü liçi’ de denilen bir bitki. :
RAMBUTON



Tüylü toplarla oynanan,tenise benzer bir
spor dalı.:BADMİNTON



Tüylü, kıllı çuha, kebe. :   BARAK



Tüysü yapraklı ve keskin kokulu bir süs
bitkisi.:ITIRŞAHİ



Tüysüz bir şeftali cinsi.:DURAKI



Tüysüz şeftali de denilen ve yurdumuzda
da yetiştirilen bir meyve. :NEKTARİN



Tüysüz,ince,sık dokunmuş yün kumaş.:ÇUHA