A B C Ç D E F G H I i J K L
M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z


O


Obur.. :  HIRA.:EKUL



Oburlar.:EKELE



Obüslerden,bombalardan korunmak için yerin
altına kazılmış siper.:KAZAMAT



Ocak ayının 28’inde başlayan fırtına. :
AYANDON



Odak boyutu birkaç santimetre olan
yaklaştırıcı mercek.:BÜYÜTEÇ



Odak uzaklığı. : FOKAL



Odalar arasında gezdirilebilen bir tür kömür
sobası.: SALAMANDRA



Odun kömürü. : ALAS 



Odun külünden özümlenen potasyum karbonat.:KALİ



Odun liflerini içinde bulunabilecek yabancı
maddelerden arıtma ünitesi.:RAFİNATÖR



Odun,kireç gibi ağır ve kaba şeyleri
tartmakta kullanılan iki yüz elli kiloya eşit ağırlık ölçüsü.:ÇEKİ



Odunu doğramacılıkta ve parke yapımında
kullanılan bir Afrika ağacı. : LİMBALİ



Odunu marangozlukta ve kaplamacılıkta
kullanılan bir Afrika ağacı.:AKO



Odunu tornacılık ve kaplamacılıkta
kullanılan,kömürü ile karakalem resim yapılan küçük bir ağaç.:İĞAĞACI



Odunundan kırmızı boya çıkarılan bir ağaç.
:  BAKAM



Odunundan tarak,kaşık yapılan çok sert
kereste veren bir ağaç. : ŞİMŞİR



Odysseus’un memleketi.:İTAKİ



Oğlak burcu.:CEDİ



Oğlan saçı biçiminde kesilmiş kadın saçı.:ALAGARSON



Oğlancı.:LUTİ



Oğul otu. : MELİSA



Oğulcuk,rüşeym.:EMBRİYON



Oğuz Atay’ın yarattığı,yazınsal
karakterlerin genel davranış biçimi.:OYUN



Oğuz Türklerinin 24 boyundan biri.  :  
EĞMÜR



Oğuz Türklerinin 24 boyundan biri.:SALUR



Oğuzların Bozok kolundan bir Türkmen boyu
olarak Selçuklularla birlikte Anadolu’ya gelen ve Osmanlı hanedanının kökenini
oluşturan konar göçer topluluk.:KAYILAR



Ok atan,okçu.:TİRENDAZ



Ok atılan yayın iki ucu arasındaki esnek
bağ.:KİRİŞ



Ok torbası, kılıfı. : SADAK :   GEDELEÇ 



Ok. : TİR



Okçu,ok atıcı.:KEMANKEŞ



Okkanın dört yüzde birine eşit olan eski bir
ağırlık ölçüsü.:DİRHEM



Oklar.:SİHAM



Oklava ile açılan ince,yuvarlak hamur
yaprağı.:YUFKA



Oksijenden yoksun bir yer altı su örtüsü
tarafından sürekli doymuş halde tutulan toprak ya da kat.:GLEY



Oksijensiz yerde yaşayabilen,yetişebilen.:ANAEROBİK



Okullarda öğrenciler arasında düzeni
sağlamakla görevli kimse,mubassır.:GÖZETMEN



Okullarda öğrencilerin sunduğu,programında
şiir,oyun gibi gösterilerin yer aldığı eğlence.:MÜSAMERE



Okuma yazması olmayan.:ÜMMİ



Okuma yitimi. : ALEKSİ



Okun kirişe geçen ucundaki kertik.:GEZ



Okutman. :  LEKTÖR



Okuyucu,okur. : KARİ



Okyanus bilimi. :   OŞİNOGRAFİ 



Okyanus rüzgarı. : ALİZE



Okyanusların çok derin yeri. : ABİS



Okyanusya halklarının yiğitlik ve bereket
tanrısı.:TİKİ



Okyanusya’da ve Güney Amerika’da yetişen
kozalaklı büyük ağaç. : AROKARYA



Olağandan büyük. : İRİ



Olağanüstü çekiciliği olan liderlerin
kendisine ve kişiliğine yakıştırılan büyüleyici güç ve yetenek.:KARİZMA



Olağanüstü durum.:KERAMET



Olağanüstü durumlarda özel kişilerin taşınır
mallarına el koyma.:İSTİMVAL



Olağanüstü yeteneği ve yaratıcı gücü olan
kimse.:DAHİ



Olağanüstülüğüne inanılan düşsel sıvı.Büyülü
içki.  :   İKSİR



Olası, olabilir. :  MUHTEMEL



Olasılık kuramında iki rastgele değişkenin
kendi ortalamalarıyla olan farklarının çarpımının beklenen değeriyle tamamlanan
fonksiyonu. : KOVARYANS



Olay,olgu.:FENOMEN



Oldukça bağnaz bir Yahudi topluluğu. :
HASİDLER



Oldukça şişman.:ETLEÇ



Olgun Hindistan cevizinden yapılan bir tür
tespih.:TOM



Olgunlaşınca kendiliğinden çatlayıp
açılmayan,tek odacıklı ve tek tek tohumlu kuru meyve.:AKEN



Olgunlaşmak üzere olan tahıl. : FİRİK



Olgunlaşmış,gelişmiş.:MÜTEKAMİL



Olgunluk sınavı.  : BAKALORYA



Olgunluk.:YETKİNLİK



Olmadan önce.:KABLELVUKU



Olmak eylemi ya da biçimi. : OLUŞ



Olmuş bir iş,vakıa.:OLUT



Oltaya yada tuzağa konulan yem.:BEN



Oltaya yerleştirilen düzenek.:MASARA



Oluntu. :  EPİZOT



Olup bitenin,ruhlar alanının gizli güçleri
tarafından yönetildiğine inanan ilkel anlayış, canlıcılık.:ANİMİZM



Omlet . : KAYGANA



Omurgalı hayvanların,özellikle memelilerin
henüz doğmamış yavrusu.:CENİN:DÖLÜT:FETÜS



Omurgalılarda,denge ve yönelimle olan
ilgileri bakımından işitme taşlarına verilen ad.:STATOLİT



Omurgalıların  karaciğerinden  salgılanan  
kahverengimsi   sarı  renkte safra  pigmentine verilen ad.:BİLİRUBİN



Omuzdan bele çapraz olarak inen bağ,kılıç
askısı.  :   HAMAİL



Omuzdan yarı bele kadar inen pelerini olan
palto.:MAKFERLAN



Omuzlardan aşağı dökülen geniş,kolsuz bir
çeşit üstlük,harmani.:PELERİN



Omuzluk.  :APOLET              



On  beşinci   asırda   önce   İtalya’da  
başlayan  sonra   Avrupa’ya   yayılan   sanat   ve   bilim.:RÖNESANS 



On  dokuzuncu  asırda  Fransa’da ortaya
çıkan ve iki kişiyle oynanan bir kağıt oyununa verilen ad.:EKARTE



On altı taşla oynanan bir zeka oyunu.:DAMA



On altıncı ve on yedinci  yüzyıllarda
İskoçya ve Kuzey İngiltere’de,on sekizinci yüzyıldan başlayarak da İrlanda’da
yaygın olan ve genellikle tek başına yapılan halk dansı.:JİG



On altıncı yüzyılda Osmanlı karşıtı
Sırp,Hırvat,Arnavut,Dalmaçyalı kişilerden oluşan sınır çetelerine verilen ad.:USKOKLAR



On altıncı yüzyılda yaşayan ve yetkin bir
renk ustası olarak tanınan İranlı minyatürcü.:AGAMİREK



On beş beyitten az olmayan,bütün beyitlerin
ikinci dizeleri en baştaki beyit ile uyaklı bulunan ve çoğu kez büyükleri övmek
için yazılan divan edebiyatı manzumesi.:KASİDE



On beşinci asırda Fransa’da kullanılmaya
başlanan,taşınabilir ateşli silah. Omuzda taşınan,uzun bir tabanca.Çok eski
zamanlarda kullanılmış olan bu silaha Fransızlar el topu da derler.:ARKEBÜZ



On beşinci yüzyıldan başlayarak İtalya’da
üretilen kalay sırlı seramik. : MAJOLİKA



On birer kişilik iki takım arasında,küçük ve
ağır bir topu,ucu kıvrılmış sopalarla vurarak karşı kaleye sokmak amacıyla
oynanan bir oyun türü.:KRİKET



On birinci yüzyılda Anadolu’ya gelen
Türklerin Ağrı dağına yüce dağ anlamında verdikleri ad.:ALATAV



On birinci yüzyılda Kuzey Afrika’nın
işgalinde önemli bir rol oynayan Arap kabilesi.:SİBA



On birinci yüzyılın ikinci yarısında İzmir’e
egemen olarak Anadolu kıyılarında ilk Türk donanmasını kuran Türk Beyi. :
ÇAKABEY



On birinci yüzyılın sonundan on üçüncü
yüzyılın sonuna değin Fransa,İtalya ve İspanya’nın bazı yörelerinde halk dilini
kullanarak ürün veren şair-müzisyenlere verilen ad.:TRUBADUR



On dokuz ya da yirmi dört kürekçisi olan,
çektiri türünden savaş gemisi. : KALİTE



On dokuzuncu asır sonlarında Fransa’da
natüralistlere karşı çıkan sembolizm akımına öncülük etmiş olan sanatçılara
verilen ad.:DEKADAN



On dokuzuncu asırda İstanbul tiyatrolarında
ortaya çıkan eğlendirici şarkı.  :  KANTO



On dokuzuncu asırdan başlayarak İstanbul’da
gerçekleştirilen renkli çizgili ve hareli cam eşyaya verilen ad. Noktalı yada
dumanlı sırça,işlemeli cam işi. : ÇEŞMİBÜLBÜL 



On dokuzuncu yüzyılda Gaziantep yöresinde
yaşamış,yalın bir dille söylediği şiirlerinde doğa güzelliklerini ve sevgiyi
konu edinmiş halk şairimiz.:ALİBEŞE:ALUBEŞE



On dördüncü asırda kullanılan ince,uzun çoğu
kez üç köşeli hançer.: ALENAS



On dördüncü asırda Orta Anadolu’da kurulmuş
Türk beyliği. :   ERETNA 



On dördüncü yüzyılda yaşayan ünlü astronomi
ve matematik bilginimiz.:KADIZADERUMİ



On iki düzine.  :  GROSA



On iki hayvanlı eski Türk takviminde timsah
yılına verilen ad.: NEK



On iki parmak bağırsağının  şişkince olan
başlangıç bölümü. BULBUS 



On ikinci yüzyılda Selçuklular döneminde
İran’ın Kaşan kentinde üretilen bir tür seramik.:LAKABİ



On kişilik asker birliği.:MANGA



On para değerinde olan sikke.:METELİK



On sekizinci asırdan başlayarak Fransa’da
gelişen bir edebi tür.:FANTASTİK



On sekizinci yüzyılda Avrupa’ya egemen olan
İtalyan opera tarzının adı.:NAPOLİTEN



On sekizinci yüzyılda Hindistan’da ortaya
çıkan ve Kadıyanilik de denilen dinsel hareket.:AHMEDİYE



On sekizinci yüzyılın başında Fransa’da çok
geçerli olan,kavisli çizgileri bol,gösterişli bir bezeme üslubu.:ROKOKO



On tabanlı logaritmanın kısaltması.:LOG



On üçüncü asırda İngiltere’de despot
kralların yetkilerini büyük oranda daraltan siyasal bir anlaşmaya ve belgeye
verilen ad. :  MAGNACARTA



On üçüncü yüzyıl başlarında ortaya çıkmış
çok sesli vokal beste üslubu.:MOTET



On üçüncü yüzyılda Akdeniz’de kullanılan
yelkenli bir gemi.:NAVE



On üçüncü yüzyılda Anadolu’da kurulan esnaf
örgütü.:AHİLİK



On üçüncü yüzyılda Horasan’dan Anadolu’ya
gelerek Selçuklu sarayına girmiş,aşk ve şarap konularını işleyen şiirleriyle
divan edebiyatının bilinen ilk temsilcisi olmuş şair.:HOCADEHHANİ



On üçüncü yüzyılda Selçuklular döneminde
İran’ın Kaşan kentinde üretilen bir tür seramik.:LAKABİ



On üçüncü yüzyılda Tunus’ta kurulan bir
İslam tarikatı.:ŞAZELİYE



On yedi hecelik üç dizeden oluşan kısa Japon
şiiri.:HAİKU



On yedinci asırdan On dokuzuncu asra kadar
kıyı taşımacılığında ve iç sularda kullanılan küçük Hollanda yelkenlisi. :  
KAAG 



On yedinci yüzyılda Fransa’da ortaya çıkan
sanat ve edebiyat akımı.:KLASİSİZM



Onaltıncı yüzyılda Japonya’nı Kyoto
kentinde,özel olarak çay töreni için tasarlanan kurşun sırlı seramik kaplar.:RAKU



Onaltışar taşla iki kişi arasında oynanan
bir zeka oyunu. : DAMA



Onbeş ve bazen elli altmış kilo çeken
sinagrite benzer bir balık. : AKYA



Onbir oyuncudan oluşan iki takım arasında
top ve sopayla oynan bir oyun. : KRİKET



Ondalık sistem.:DESİMAL



Ondan sonra.:BADEHU



Ondokuzuncu  yüzyılda Rusya’da, kitlelerin
köylüler arasında yürütülecek siyasal propaganda çalışmalarıyla harekete
geçirilebileceğini savunan sosyalist hareketin üyelerine verilen ad.:NARODNİKLER



Ondokuzuncu yüzyılda İngiltere’de işlerini
yitirmelerine yol açan dokuma tezgahlarını tahrip etmek üzere örgütlenen
zanaatçılara verilen ad. : LUDDİSTLER



Ondokuzuncu yüzyılda İstanbul tiyatrolarında
ortaya çıkan eğlendirici şarkı. : KANTO



Ondört dizeden oluşan bir Batı şiiri türü.
: SONE



Ongun. TOTEM :



Oniki hayvanlı eski Türk takviminde timsah
yılına verilen ad. : NEK



Oniki İmam’ın dokuzuncusu. TAKİ



Onikibin yıl önce Pasifik’e gömüldüğüne
inanılan insanlığın ve uygarlığın ana yurdu sayılan kıta.:MU



Onikinci ve onaltıncı. yüzyıllar arasında 
And’larda büyük bir uygarlık kuran Güney Amerika halkı.:İNKALAR



Onikinci yüzyılda kurulan bir İslam
tarikatı.:ŞAZELİYE



Onikinci yüzyılın ortasında Fransa’da
gelişen ve genellikle şövalyelerin aşklarını konu alan edebiyat biçimi. :
ROMANS



Onluklar. : AŞERAT



Onsekizinci yüzyıl sonunda başlayan,duygu ,
coşku ve sembole aşırı yer veren sanat akımı.:ROMANTİZM



Onsekizinci yüzyılda Fransa’da yaygın olan
süsleme üslubu.:ROKAY



Onsekizinci yüzyılda Fransa’da yayılan bir
süsleme biçemi.:AMPİR



Onun için.:BİNAENALEYH



Onur,haysiyet,şeref.:İZZETİNEFİS



Onurlu,yüce gönüllü,şerefli. : ALİCENAP 



Onyedinci yüzyılda yaşayan ve Mesihliğini
ilan ettikten sonra “Dönmeler” yada “Avdetiler” adıyla bilinen mezhebin
doğmasına neden olan Yahudi önder.:SABETAY SEVİ



Onyedinci. yüzyılda yaşamış ünlü Osmanlı
tarihçisi. : NAİMA



Opera,bale gibi müzikli sahne yapıtlarının
sözlerini yada konusunu içeren metin kitapçığı.:LİBRETTO



Operada tek solist tarafından söylenen
şarkı.: ARYA



Operada,perde açılmadan önce orkestranın
çaldığı parça.: UVERTÜR



Operalarda baş kadın rolünü oynayan oyuncu.
:   PRİMADONNA 



Operalarda solistlerden birinin orkestra
eşliğinde söylediği,genellikle kendi içinde bütünlüğü olan parça.:ARYA



Operatör.:CERRAH



Optik aletlerde objektiften aldığı ışınları
göze veren mercek sistemi. :   OKÜLER 



Optik kaydırma. :  ZUM



Orak.:KALIÇ



Ordu hizmeti,askerlik.:BAYRAKALTI



Ordu ili yöresinde lokma tatlısına verilen
ad.:ZİRİTLA



Ordu iline özgü bir tür hamur tatlısı.:KAHA



Ordu mallarının saklandığı,bakımlarının
yapıldığı yer,depo.:DEBBOY



Ordu ve Giresun yöresinde,soğanları yemek
yapımında kullanılan bir tür çiğdeme verilen ad.:SAKARCA



Ordu yöresinde yaprakları ve ince dalları
sebze olarak kullanılan dikenli bir ot.:MELOCAN



Ordu yöresine özgü,yaprakları ve ince
dalları sebze olarak kullanılan dikenli bir ot.:MELOCAN



Ordu’nun Fatsa ilçesinde doğal güzelliğiyle
tanınmış bir göl.:GAGA



Ordu’nun Kumru ilçesinde bir şelale.:PÖSKÜDEN



Ordu’nun Mesudiye ilçesinde bir yayla.:KEYFALAN



Ordu’nun Perşembe ilçesinde bir plaj.:EFİRLİ



Ordu’nun Perşembe ilçesinin eski adı.:VONA



Organ aktarımı.:TRANSPLANTASYON



Organ katılaşması. :   SKLEROZ 



Organik kimyada bir önek. :   NOR 



Organik maddelerden kuru damıtma yoluyla
elde edilen,sıvı yağ kıvamında,kara renkte,ağır,is kokulu,suda erimeyen bir
madde.:KATRAN



Organik maddeleri eritmekte kullanılan,eter
kokusunda bir sıvı.:ASETON



Organik maddelerin ayrışmasından oluşan
yanıcı yağlara verilen ad.:NEFT



Organizmada darbeyle oluşan bozukluk. :
TRAVMA



Organizmada oluşan bir sıvının akışının
durması. :   STAZ 



Organizmaların biçim ve yapısını inceleyen
bilim dalı,şekil bilgisi.:MORFOLOJİ



Organizmanın 24 saatlik madde ve enerji
ihtiyacını karşılayan besinlerin çeşidi ve miktarı.:RASYON



Organizmanın herhangi bir noktasında bulunan
bir hastalık olayının organizmanın başka bir yerine sıçraması. :  METASTAZ 



Orhan Asena’nın bir tiyatro oyunu. :
FADİK KIZ



Orhan Boran’ın yarattığı radyo oyunu tipi.:YUKİ



Orhan Hançerlioğlu’nun bir romanı.: ALİ



Orhan Kemal’in gerçek adı.:AHMET RAŞİT
ÖĞÜTÇÜ



Orhan Kemal’in iki kez filme alınmış ünlü
romanı. : MURTAZA



Orhan Pamuk’un bir romanı. : KAR



Orkestra için bestelenmiş uzun kompozisyon.:SENFONİ



Orkestra ve askeri bandolarda kullanılan en
tiz sesli tahta nefesli çalgı.

:PİKOLO



Orkestradaki tüm çalgılarla çalınan bölüm.:TUTTİ



Orman gülü. : AÇELYA



Orman içinde düz ve ağaçsız yer,düzlük.:ALAN



Ormancılıkta,kesilecek ağaçları işaretlemek
için kullanılan kıvrık ağızlı kesici alet.:GRİF



Ormandaki çıplak alan.:KAYRAN



Ormanlara zararlı bir böcek. : KESE



Ormanlarda oldukça yaygın bir mantar türü.:AMANİTA



Orta   çağda   Fransa’da   derebeyinin  
maddi   ve   manevi   esareti     altında  bulunan  kimse.:VASSAL 



Orta Afrika Cumhuriyeti’nin plaka işareti.
: RCA



Orta Afrika’da bir ırmak.:KAGERE



Orta Afrika’da büyükbaş hayvanlarda görülen
uyku hastalığı.:NAGANA



Orta Afrika’da yaşayan bir halk.:AZANDELER



Orta Afrika’ya özgü,hintdarısından elde
edilen bir tür bira.:POMPE



Orta Afrika’ya özgü,manyok bitkisinin
kökünden yapılan çok sert bir içki.:RUTUKU



Orta Amerika kökenli,palmiyeye benzer bir
süs bitkisi.:NOLİNA



Orta Amerika’da ve Güney Amerika’nın bazı
bölgelerinde ormanlık alanlarda yaşayan bir memeli türü.:KİNKAJU



Orta Amerika’da yaşayan ve başlıklı maymun
da denilen maymun cinsi.:SAİ



Orta Anadolu’da bir göl.:EBER



Orta Anadolu’da bir ilk çağ yerleşmesi.:ABARNA



Orta Anadolu’da Kızılırmak kıvrımı içinde
kalan bölgenin eski çağlardaki adı. :  HATTİ 



Orta Anadolu’da merkezi önce Sivas,daha
sonra Kayseri olan Türk Beyliği.:ERETNA



Orta Anadolu’da yaygın bir bozlak türü.:AYDOS



Orta Anadolu’ya özgü bir halk oyunu. :
ÜÇAYAK



Orta Anadolu’ya özgü çoban köpeği ırkı.:AKBAŞ



Orta Arabistan’da büyük bir kum çölü.:NUFUD



Orta Asya kökenli,kabak kemaneye benzer bir
çalgı.:GİZEK



Orta Asya Türkleri ve Hintliler arasında
yaygın olan telli bir çalgı. :  DUTAR



Orta Asya’da eski Türk mezarlarının
üzerindeki türbe türü yapılara verilen ad. :  BARK



Orta Asya’da yaşayan bazı Türk boyları
arasında özellikle Kırgızlar,Kazaklar ve Özbekler’de yaygın bir fal türü.:KUMALAK



Orta Asya’da yaşayan bazı Türk boyları
arasında yaygın bir fal türü. : KUMALAK.:KOMALAK



Orta Asya’da yaşayan Şamanist Türkler
arasında çeşitli şeylerden anlam çıkartarak bakılan fal.:IRIM



Orta Asya’da,Hunlar dönemine ait
buluntularıyla ünlü kurgan.:KUROT



Orta Avrupa’da  bir göl. :  BALATON



Orta boy demir çivi.:KARFİÇE



Orta boylu,düşük kulaklı,tüyleri kısa bir
tür av köpeği.:KOPOY



Orta çağda Fransa’da derebeyinin maddi ve
manevi esareti altında bulunan kimse. : VASSAL



Orta çağda okyanusta kullanılmış yelkenli
büyük gemi. NEF 



Orta çağdaki Breton saz şairlerinin
aracılığıyla ortaya çıkan,biri anlatımsal,diğeri de lirik iki şiir türünün adı.
:  LAİ



Orta deri :MEZODERM



Orta irilikte bir deniz kuşu.:YELKOVAN



Orta kaldırım.: REFÜJ



Orta Karadeniz bölgesinde bir dağ.:TEKELİ



Orta Karadeniz yöresinde dokunan kalın ve
dayanıklı bir tür kumaş. : KAZAKİ



Orta kulakta bulunan küçük bir kemik.:ÜZENGİ



Orta oyunu ve Karagöz’de Yahudi tiplemesine
verilen ad. : CUD



Orta oyununda , Karagözde Rum tipi.  :  
BALAMA



Orta oyununda kadın rolüne çıkan erkek. :
ZENNE



Orta oyununda Kavuklu ile konuşarak oyunu
açan oyuncu. : PİŞEKAR 



Orta oyununda taklitçi.: ZUHURİ



Orta oyununun sergilendiği genellikle oval
biçimli alan. :   PALANKA  :PALANGA



Orta sulardaki küçük kabukluların yoğun
hayvan planktonlarıyla oluşturduğu popülasyon.:KRİLL



Orta ve Doğu Avrupalı Yahudilere verilen ad.
: ESKENAZİ:ASKENAZİ



Orta ve güney Amerika’da yaşayan,iri bedenli
kemirici hayvan.:PAKA



Orta ve Kuzey Anadolu’da yetişen,meyveleri
halk hekimliğinde kullanılan bir ağaççık.:GİLABURU



Orta yaşlı ve evlenmemiş kız için kullanılan
eski sözcük.:ANİS



Orta yoğunlukta lif levha.(Mediul Density
Fibre board).:MDF



Orta, ara. : MEYAN 



Orta,merkez.:SANTRA



Ortaca ilçesinin Dalyan beldesinde,deniz
kaplumbağalarının yumurtlama alanı kumsal.:İZTUZU



Ortaçağ Arap coğrafyacılarına göre
Balkanlarda yaşayan çeşitli Slav kavimleri.:SAKALİBE



Ortaçağda açık denizlerde kullanılan
yelkenli bir gemi. :NAVİ



Ortaçağda Avrupa’da kullanılmış bir tür eğri
hançer.:ALENAS



Ortaçağda Batılıların Müslüman halklar için
kullandığı ad.:SARAZEN



Ortaçağda Katolik dünyasında,katı din
inançlarına karşı gelenleri cezalandırmak amacıyla kurulan kilise mahkemesi.:ENGİZİSYON



Ortaçağda kullanılan kürekli ve yelkenli bir
taşıma gemisi.:BARÇA



Ortaçağda kullanılan kürekli ve yelkenli
taşıma gemisi.:BARÇA



Ortaçağda Okyanusta kullanılmış yelkenli
büyük gemi.:NEF



Ortaçağda Slav ülkelerinde,bugün Batı
ülkelerindeki kontun karşılığı.:ZUPAN



Ortaçağda,şövalyelerin savaşta ve avda
kullandığı,çoğu zaman zengin oymalarla işlenmiş fildişi boru.: OLİFANT


 


Ortaçağın en önemli atış silahı.:ARBALET



Ortadan kaldırma,yok etme. :  İZALE



Ortadan kolayca yarılan ve çekirdeğinden
ayrılabilen meyve.:YARMA



Ortadoğu çöllerinde yaşayan ve Arapça
konuşan göçebe bir halk. : BEDEVİLER



Ortadoğu’da doğmuş Avrupalı.  :  LEVANTEN



Ortadoğu’da ve Afrika’da görülen yerel
frengi.:BEJEL



Ortadoğu’nun en büyük gölü.:URMİYE



Ortadoğuya özgü,nohutla yapılan bir yemek.:FALAFEL



Ortakçı.:MARABA



Ortaklar. : ŞÜREKA 



Ortalama.:VASATİ



Ortaoyununda kavuklu ile konuşarak oyunu
açan kimse.:PİŞEKAR



Ortaoyununda Rum tipi.:BALAMA



Ortaoyununda taklitçi.:ZUHURİ



Ortasına baştan geçebilmesi için bir delik
açılmış,genellikle kare yada dikdörtgen biçimli kalınca bir kumaş parçasından
oluşan dış giyim.:PANÇO



Ortasında lagün bulunan Mercanada.
ATOL



Ortaya çıkartılmış. : LANSE



Ortodoks Hıristiyanların bağlı olduğu
kilisenin başkanlarına verilen san. :   PATRİK 



Ortodoks kilise resmi.:  İKON



Ortodoks kiliselerinin başkanlarına verilen
ad.:PATRİK



Ortodokslar’da dinsel aşamada bir mevki.:VARDAPET



Ortodokslarda patrikten sonra gelen ve bir
bölgenin din işlerinde başkanlık eden din adamı.:METROPOLİT



Oruca başlama zamanı. İMSAK



Oruç saatlerini gösteren cetvel.:İMSAKİYE



Oruçlu,oruç tutan. : SAİM



Oryantalizm.:ŞARKİYAT



Osman Gazi’nin kayınpederi.:EDEBALİ



Osmaniye ilinde antik bir kent.:KASTABALA



Osmaniye ilinde bir kaplıca.:HARUNİYE



Osmaniye ilinde ünlü bir yayla.:ZORKUN



Osmaniye ilinde, Aslantaş da denilen ve
“ulusal park” kapsamına alınan ünlü Hitit yerleşmesi.:KARATEPE



Osmaniye’de bir baraj.:ASLANTAŞ



Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde ilkçağ kenti.:ASATİVATAYA



Osmanlı    toprak    düzeninde    yıllık   
geliri    yirmi    bin    ile    yüz    bin    akçe    arasında olan dirlik.
:
ZEAMET



Osmanlı  devletinin  yargı  sisteminde 
Şeyhülislamdan  sonra  gelen  en  yüksek  görevliye verilen ad. : KAZASKER



Osmanlı  mimarlığında  çatı  arasında  veya 
dükkanların  üstünde  yer  alan  alçak tavanlı asma kat. : ŞİRVANİ



Osmanlı borçları yönetimi. :  DÜYUNU
UMUMİYE



Osmanlı camilerinin avlusunda yer alan duvar
ya da parmaklıkla çevrili küçük mezarlık.:HAZİRA



Osmanlı camilerinin avlusunda yer alan küçük
mezarlık.:HAZİRE



Osmanlı da devlet malı otlaklardan alınan
vergi. :   OTLAKİYE 



Osmanlı devlet ileri gelenlerinin kullandığı
bir bıçak türü.:AKVA



Osmanlı devlet teşkilatında çeşitli
hizmetler yapan görevli.:ÇAVUŞ



Osmanlı Devleti zamanında Mısır valilerine
verilen ad. : HIDİV



Osmanlı Devletinde 1840 yılında basılmış 20
kuruş değerinde gümüş sikke.:MECİDİYE



Osmanlı devletinde 1843’ten sonra askeri
ferik rütbesine karşılık olarak sivil yöneticilere verilen unvan.:MİRİMİRAN



Osmanlı devletinde bir hizmete karşılık
olmak üzere bir kimseye verilen aylık ya da bir yere bağlı gelir. : DİRLİK



Osmanlı devletinde Bulgarlardan oluşturulan
bir asker sınıfı. : VOYNUK



Osmanlı devletinde Bulgarlardan oluşturulan
Voynuk örgütündeki subaylara verilen ad.:LİKATOR



Osmanlı devletinde büyük makamdaki
kimselerin giydiği bir tür üstlük.:KONTOŞ



Osmanlı devletinde celeplik yapanlara
verilen ad.  :   İZLATKO



Osmanlı devletinde din,yargı ve öğretim
işleriyle uğraşan devlet görevlileri sınıfı ve bunların mesleği.:İLMİYE



Osmanlı devletinde görev yapan yüksek
dereceli ilmiye mensuplarına verilen ad.:MEVALİ



Osmanlı devletinde has ahırın en büyük
yöneticisi.:İMRAHOR.:MİRAHUR



Osmanlı devletinde iki alaydan oluşan askeri
birlik.:LİVA



Osmanlı devletinde iskelelerden alınan bir
tür vergi.:MAKİRİYE



Osmanlı devletinde işlemekle yükümlü olduğu
toprağı terk eden reayaya verilen ad.:ÇİFTBOZAN



Osmanlı devletinde kadılara ve müderrislere
verilen ad. : ULEMA



Osmanlı devletinde kamu gelirlerini
kiralamaya dayanan vergi toplama sistemi.: İLTİZAM



Osmanlı devletinde Karadağ prenslerine
verilen unvan.:VELADİKA



Osmanlı devletinde kır bekçisi,derbent
muhafızı gibi görevlilere verilen ad.:PANDUR



Osmanlı devletinde kullanılmış bir tür gümüş
para. : ZOLOTA



Osmanlı devletinde okul kitaplarının genel
adı.:SUPARA



Osmanlı devletinde padişahların  hükümet
anlayışları bakımından yönetiminden sorumlu oldukları halk.  :  EMANETULLAH



Osmanlı devletinde Rumca antlaşma ve
yazıları yazan Rum katiplere verilen ad.:GRAMATİKOS



Osmanlı devletinde Rumeli’de tutulan tevdi
defterlerine verilen ad. : PURUZ



Osmanlı devletinde savaş zamanında ordunun
gereksinimlerini karşılamak için halktan toplanan.:SÜRSAT



Osmanlı devletinde taht yeri,saltanat makamı
anlamında kullanılan bir sözcük.:ATABE



Osmanlı devletinde tercümanlara verilen ad.
: DRAGOMAN



Osmanlı devletinde tüm amirale yakın bir
deniz subaylığı unvanı. : PATRONA



Osmanlı devletinde XV. Ve XIX. yüzyıllar
arasında çoğunlukla  Hıristiyanlardan meydana gelen ve



Osmanlı devletinde,sefer zamanlarında savaş
harcamalarını karşılamak ve barışta da bütçe açığını kapatmak üzere halktan
toplanan bir çeşit katma vergi.:İMDADİYE



Osmanlı devletine karşı 1511 yılında büyük
bir ayaklanma başlatan ünlü Türkmen dervişi.:ŞAHKULU



Osmanlı devletinin Avrupa anakarasındaki
bölümüne verilen ad.:RUMELİ



Osmanlı devletinin ilk döneminde
postacılık,kuryelik ve muhafızlık yapan,daha sonraki  dönemlerde törenlerde yer
alan asker sınıfı. : PEYK



Osmanlı devletinin Karadeniz’in kuzeyinde
kalan sınır eyaleti.: ÖZİ



Osmanlı devletinin kuruluş yıllarında büyük
yararlılıklar gösteren ve Bursa’da külliyesi bulunan ünlü Türkmen dervişi. :
GEYİKLİ BABA



Osmanlı Devletinin Kuzey Afrika’daki son
topraklarını da yitirdiği antlaşmanın adı. : UŞİ



Osmanlı devletinin son saray ressamı olan
İtalyan ressam. :  FAUSTO ZONARO 



Osmanlı devletinin yargı sisteminde
şeyhülislamdan sonra gelen en yüksek görevliye verilen ad.:KAZASKER



Osmanlı donanmasında kaptanı deryadan sonra
gelen deniz subayı rütbesi.:KAPUDANE



Osmanlı donanmasında kullanılan büyük bir
tekne.:AĞRIPAR



Osmanlı donanmasında kullanılan iki direkli
savaş gemisi.:GURAB



Osmanlı donanmasında tümgenerale eş bir
rütbe. :    RİYALE



Osmanlı donanmasında ve kıyılarında görev
yapan asker sınıfı.:LEVENT



Osmanlı donanmasında yer alan kadırga
cinsinden bir tür savaş gemisi.:BAŞTARDE



Osmanlı döneminde kazaskerlere verilen san.:SADIR



Osmanlı döneminde korgeneral ile albay
arasındaki rütbeli subaylara ve bu derecedeki vezirlere verilen unvan.:SAADETLU



Osmanlı döneminde padişah sarayı.:MABEYİN



Osmanlı döneminde Roma kentine verilen ad.:RİM



Osmanlı idaresinde sancak beylerine verilen
ad veya unvan.:BEYLERBEYİ



Osmanlı İmparatorluğu döneminde Kavalalı
Mehmet Ali Paşa’dan sonra Mısır Valilerine verilen unvan. : HİDİV



Osmanlı İmparatorluğu döneminde Macaristan
ve Hırvatistan’da sancak beylerine verilen unvan.:BAN



Osmanlı imparatorluğu kurulup genişledikten
sonra, idari yapı Devletin teftiş işleri için oluşturulmuş olan sınıf. : BAKI
KULLARI 



Osmanlı İmparatorluğu zamanında Avrupa
kıtasında kalan topraklarımıza verilen ad.:RUMELİ



Osmanlı imparatorluğu’nda okul kitaplarının
genel adı. :   SUPARA 



Osmanlı imparatorluğu’nda Rumeli’de gece
bekçilerine verilen ad. : PAZVANT



Osmanlı imparatorluğu’nda Tanzimat öncesi
döneme rastlayan tarihlerde tahsil edilen resimlere verilen ad. :EZMİNE-İ
ATİKA GÜMRÜKLERİ



Osmanlı imparatorluğu’nda yurt dışından
getirildikten sonra dahil olduğu mahalde sarf ve istihlak olunmayarak diğer
mahalle nakledilen mal ve eşyadan alınan gümrük vergisine verilen ad.:REFTİYYE



Osmanlı imparatorluğu’nda yurt dışından
getirildikten sonra dahil olduğu mahalde sarf ve istihlak olunan mal ve eşyadan
alınan vergiye verilen ad. : MASDARİYYE



Osmanlı imparatorluğu’nda yurt dışından
getirilen veya nakledilen her türlü mal ve ticari eşyadan alınan gümrük resmine
verilen ad. : AMEDİYYE



Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk yıllarında
gümrük memurluğu mesleğine verilen ad. : MEKKAS



Osmanlı imparatorluğu’nun kurucusu Osman Bey
zamanında, bazı geçiş yerlerinde alınan gümrük vergisine verilen ad. : MEKS:
BAÇ



Osmanlı imparatorluğu’nun kuruluşundan daha
sonraki yıllarda tahsil edilen gümrük vergilerine verilen ad. : ÜŞUR: BAC
  



Osmanlı İmparatorluğu’nun Trablus ve
Bingazi’deki hurma ve zeytin ağaçlarıyla kuyulardan aldığı vergi.: LEZ



Osmanlı İmparatorluğunda , saraylarda türlü
devlet hizmetleri için aday olarak yetiştirilen gençlere verilen ad. :
İÇOĞLANI



Osmanlı İmparatorluğunda 17. yüzyıl
sonlarına doğru Rumeli’deki  Yörüklerden oluşturulan askeri örgüte verilen ad.:EVLADIFATİHAN



Osmanlı imparatorluğunda baş
vezirliğe,sadrazamlığa verilen ad.:SADARET



Osmanlı İmparatorluğunda başbakan.:SADRAZAM



Osmanlı imparatorluğunda deniz kuvvetlerinin
en büyük askeri ve idari amiri.:KAPTANIDERYA



Osmanlı İmparatorluğunda deniz subay ve
erlerine verilen ad.: TERSANELİ



Osmanlı İmparatorluğunda gümrük vergisi.:BAÇ



Osmanlı imparatorluğunda
kullanılmış,arslanlı adıyla da bilinen Hollanda parası.:ESEDİ



Osmanlı imparatorluğunda piyade asker
sınıfı.:YENİÇERİ



Osmanlı imparatorluğunda
Polonya’ya verilen ad. : LEHİSTAN



Osmanlı İmparatorluğunda sadrazamlığa
verilen ad.:SADARET



Osmanlı İmparatorluğunda sipahilerin aldığı
en büyük tımar. Osmanlı toprak düzeninde yıllık geliri yirmi bin ile yüz bin
akçe arasında olan dirlik.:ZEAMET



Osmanlı İmparatorluğunda toplum güvenliğini
sağlamakla görevli askeri polis kuruluşu.:ZAPTİYE



Osmanlı İmparatorluğunun kuruluşundan 1820
yılına kadar kesilmesi (darpı ve basımı) sürdürülen gümüş sikke türü ve para
birimi.:AKÇA:AKÇE



Osmanlı imparatorluğunun yedi saltanat
sancağından biri.:AKALEM



Osmanlı maliye örgütünde vergi toplamakla
yükümlü kamu görevlisi.:MUHASSAL



Osmanlı mimarisinde duvar yada üst örtünün
iç yüzeyinde alçı ile yapılan alçak kabartma tekniğinde bezeme.:MALAKARİ



Osmanlı mimarlığında çatı arasında veya
dükkanların üstünde yer alan alçak tavanlı asma kat.:ŞİRVANİ



Osmanlı mimarlığında mukarnaslı başlıkların
en üst bölümü.:ASABA



Osmanlı mutfağına özgü,çamsakızlı muhallebi.:HELATİYE



Osmanlı ordusunda askerlik görevini
bitirdikten sonra yedeğe ayrılan er.:REDİF



Osmanlı ordusunda atlı ve piyadelerden
kurulu dört yüz kişilik kıta.:CEYŞ



Osmanlı ordusunda kullanılmış bir top türü.:EJDERDEHAN



Osmanlı ordusunda kullanılmış küçük çaplı
bir top.:ZARBEZEN



Osmanlı ordusunda taşıma işlerinde
kullanılan at,deve,katır gibi hayvanlar ve bu amaçla halktan ücret karşılığında
kiralanan yük hayvanı.:MEKKARE



Osmanlı ordusunda ve kıyılarında görev yapan
asker sınıfı. LEVENT



Osmanlı ordusunda yedek asker sınıfı. :
REDİF



Osmanlı ordusunda yüzbaşı ile binbaşı
arasında yer alan rütbe.:KOLAĞASI



Osmanlı padişahlarının her yıl yeniçeri
ağası başta olmak üzere ocak ağalarına dağıttıkları yazlık giysi veya kumaş.
:  BAHARİYE



Osmanlı saray bahçesi.:HASBAHÇE



Osmanlı sarayında bir lalanın altındaki
acemilerin birbirine hitap biçimi.:LALADAŞ



Osmanlı Sarayında bostancı,baltacı ve
kapıcıların giydikleri kırmızı çuhadan veya keçeden yapılmış,yukarısı geniş ve
kıvrık,boyu uzunca başlık.: BARATA



Osmanlı sarayında cariyeler arasında seçilen
padişah gözdesi.:HASEKİ



Osmanlı saraylarında Harem dairesinin ve
Enderun’un dışında kalan bölüm.:BİRUN



Osmanlı saraylarında padişaha ait bazı
eşyanın saklandığı yere verilen ad.:TAŞTHANE



Osmanlı savaş gemisi.:BASTARDA



Osmanlı Sosyalist Fırkasının kurucularından
olup Türkiye’de pozitif düşünceyi ve materyalist felsefeyi savunan ilk kişi
olmuş felsefeci ve yazarımız.:BAHA TEVFİK



Osmanlı tarihçisi.:VAKANÜVİS



Osmanlı tarihinde sarayın korunmasına ve
şehrin güvenliğine bakmakla görevli olan erlerden her biri. : BOSTANCI



Osmanlı toprak düzeninde yıllık geliri
yüzbin akçeden yukarı olan dirlik. : HAS



Osmanlı vezirlerinin devlet işlerini
görüşmek için toplandıkları Topkapı sarayındaki alan,divanhane.:KUBBEALTI



Osmanlı’da boşama,boşanma.:TALAK



Osmanlı’da gece bekçisi. :  ASES



Osmanlıca da hastalığın vücuda yerleşmesi.:RES



Osmanlıca nasipsiz, kısmetsiz anlamında. 
:  BİVAYE



Osmanlıda ,Padişahın bir miktar toprağı
birine mülki olarak veya gelirinden yararlanmak üzere vermesi. :IKTA



Osmanlılar döneminde kullanılan,on para
değerinde sikke.:MARBAŞ



Osmanlılar döneminde kurulmuş tek resmi
müzik okulu.:DARÜLELHAN



Osmanlılar döneminde lise dengi okullara
verilen ad.:SULTANİ



Osmanlılar döneminde müderrislerin camilerde
verdikleri ders.:DERSİAM



Osmanlılar döneminde sipahilerin aldığı en
büyük tımar.:ZEAMET



Osmanlılar döneminde Tuna ırmağında
kullanılan hafif bir savaş gemisi.:NASAD



Osmanlılar döneminde Tuna’da
kullanılan,çektiri türünden bir yük gemisi.:ÇAMLICA



Osmanlılar döneminde Tunus ve Cezayir
yöneticilerine verilen unvan.:DAYI



Osmanlılar döneminde vergi ve haraç vermeyen
Müslüman ahali.:BERAYA



Osmanlılar döneminde Viyana’ya,genellikle de
Avusturya’ya verilen ad.:BEÇ



Osmanlılar döneminde, yabancı ülkelerden
gelen ve ülke içinde tutulmayarak diğer bir ülkeye nakledilen (Transit) eşya
üzerinden alınan gümrük vergisi. : MÜRURİYE



Osmanlılar zamanında Eflak ve Boğdan
beylerine verilen ad. : VOYVODA



Osmanlılar zamanında vergi ve haraç vermeyen
Müslüman ahaliye verilen ad.:BERAYA



Osmanlılarca Avusturya’ya ve halkına verilen
ad.: NEMSE



Osmanlılarda  Rumeli’deki büyük toprak
sahipleri. :  GOSPODAR



Osmanlılarda akıncılar ocağının komutanı.:MALKOÇ



Osmanlılarda akıncıların amiri durumundaki
çeribaşılara verilen ad. : TAVİÇE



Osmanlılarda başkomutan.: SERDAR



Osmanlılarda boşanma :TALAK



Osmanlılarda eyalet valilerinin buyruğundaki
başıbozuk asker: SARICA



Osmanlılarda gümrük vergisi.:BAÇ



Osmanlılarda hükümdarın ata binerken
üzengisini tutan kişi.: RİKABDAR



Osmanlılarda ilk notayı bulan,şarkıları
notaya çeken müzisyen.:HAMPARSUM



Osmanlılarda kapıkulu askerlerine saray ve
devlet kuruluşlarındaki bazı görevlilere üç ayda bir verilen ücret.:ULUFE



Osmanlılarda kapıkulu askerlerine ve kimi
görevlilere üç ayda bir verilen ücret. : ULUFE



Osmanlılarda önceleri olağanüstü durumlarda,
sonraları ise sürekli olarak toplanan vergiye verilen ad. : AVARIZ



Osmanlılarda sancak beylerine verilen unvan:.
BAN



Osmanlılarda saray ve yönetim görevlileriyle
din adamlarına verilen ödenek. : ARPALIK



Osmanlılarda saraylarda hizmet eden
hadımların genel adı,hadım ağası.:TAVAŞİ



Osmanlılarda sınır nişanı. :   URA



Osmanlılarda top döküm ustasına verilen ad.:RİHTEGAN



Osmanlılarda topraksız köylüden alınan
kazanç vergisi. :  BADIHAVA



Osmanlılarda ücretli askerlerden oluşan
teşkilat. :  KAPIUKULU



Osmanlılarda vergi denetimi ve tahsili ile 
Maliyeye ilişkin soruşturmaları yapan memura verilen ad. : BAKIKULU



Osmanlılarda yaygınlık kazanmış bir yazı
türü. DİVANİ



Osmanlılarda yeni  evlenen erkeklerden
alınan vergi. :ARUSİYE



Osmanlılarda,belirli görev ve hizmet
karşılığında kişilere verilen,yıllık geliri 3 bin-20 bin akçe olan toprak.:ZEAMET



Osmanlılarda,İstanbul’da ve büyük liman
kentlerinde yaşayan ve ticaretle uğraşan,Müslüman olmayan azınlıklara verilen
ad.:LEVANTEN



Osmanlılarda,Tanzimat’tan sonra kolağası
rütbesine eşit olan sivil unvan.:RABİA



Osmanlıların Avrupalılara, özellikle de
Fransızlara verdikleri ad. : FRENK



Osmanlıların Avusturya’ya verdikleri ad.:NEMÇE



Osmanlıların Cenova Cumhuriyetine verdikleri
ad.:CENEVİZ



Osmanlının Roma’ya verdiği ad. :RİM



Osmanlı-Rus savaşında  Aziziye
tabyalarındaki yararlılıklarıyla ün kazanmış Türk kadın kahraman.(1877-1978).:NENE
HATUN



Osmiyumun simgesi. : OS



Otel kapıcısı. : DORMEN



Otlak. : ÖRÜ



Otlakta hayvanların toplandığı yer,dinlenme
yeri.:EREK



Otlar anlamında eski bir sözcük. ERA



Otları inceleyen bilim dalı.  :  HERBOLOJ
İ



Otlatmak.:OTARMAK



Otlayan hayvan sürüsü.:RAİYE



Otomobil direksiyon tertibatında rotlar
arasında mafsal görevi yapan parça.:ROTİL



Otomobil motorunda silindirleri giriş ve
çıkışlara bağlayan boru donanımı. : MANİFOLD



Otomobilde tekerleği aks miline bağlayan
somun ya da cıvata.:BİJON



Otomobilin,üzerine karoser oturtulan iskelet
bölümü.:ŞASİ



Otomobiller için verilen geçici gümrük
belgesi.: TRİPTİK



Otsu bir bitki. :   RAVENT 



Otsu bitkilerle kaplı olan ve zamanla önce
makiliğe, sonra da ormana dönüşen  ekolojik alanlara verilen ad. : GARİG



Otto Preminger’in “Kanlı Gölge” olarak da
bilinen ünlü filmi. : LAURA



Otunun kökünün öğütülmesiyle yapılan ve su
ile karılarak tutkal gibi kullanılan esmer,sarı bir toz.:ÇİRİŞ



Oturak. : ÇİKARA



Oturum.:CELSE



Oturur durumda kalamama.:AKATİZİ



Oturuş.Namazda, rekat sonlarında belli bir
süre oturma. :   KADE



Otuz iki kağıtla oynanan bir iskambil oyunu.:PİKET



Otuz iki kartla oynanan bir iskambil oyunu.:BELOT



Ova. :   YAZI



Ovada yada dere kıyısında çalı ve diken
topluluğu.:BÜK



Oval. :   BEYZİ  



Ovarak sürülen ilaç. :   LİNİMENT



Oya yapmakta kullanılan,çeşitli malzemeden
yapılmış,iki ucu sivri,arasından iplik geçecek bir yarığı bulunan küçük araç.:MEKİK



Oya yapmakta kullanılan,kemik,ağaç veya
plastikten yapılmış,iki ucu sivri,arasından iplik geçecek bir yarığı bulunan
küçük araç.:MEKİK



Oymacı,hak işleri yapan sanatçı.: HAKKAK



Oynak kemikleri arasındaki açıları daraltan
kasların genel adı.:BÜKEN



Oynak kemiklerin arasındaki açıları
genişletmeye yarayan kasların genel adı.:AÇAN



Oynar eklemlerde oynaklığın kalmamasıyla
eklemin işlemez duruma gelmesi. : ANKİLOZ 



Oynayan (kuşbaz,kumarbaz,cambaz).: BAZ



Oyun ortağı. : PARTNER



Oyun yazma ve yönetme bilgisi.:DRAMATURJİ



Oyun.:BAZİÇE



Oyuna komiklik ve neşe katan beklenmedik söz
veya hareket,gülüt.:GAG



Oyuncunun sözü karşısındakine bırakırken
söyleyeceği son söz.:REPLİK



Oyunda berabere kalma. :   PATA 



Oyunda kağıt dağıtırken yapılan yanlış. :
MALDON



Oyunda kazanılacak sayıyı yada parayı iki
katına çıkarma.:VİDO



Oyunda kazanılan her parti.:KAMA



Oyunda,karşısındakinin sözüne karşılık
verme.:REPLİK



Oyunda,kumarda
kazanmak,yenmek. :ÜTMEK



Oyunda,özellikle pokerde hile yapan
kimse,üçkağıtçı. :TRİŞÖR



Ozanların çaldığı telli bir Türk sazı.
:   KOPUZ