C vitamini
eksikliğinden meydana gelen ve güçsüzlük,zayıflık,diş etlerinde
iltihaplanma,kanama gibi belirtilerle kendisini gösteren bir hastalık türü.:İSKORBÜT
C vitaminince zengin bir meyve. :
KARAMBOL
Caddelerde kutlama için kurulan süsler.
:TAK
Cahiliye devri Arap
şairi.:NABİGA
Cahiller,bilgisizler.:CÜHELA
Cahit Sıtkı Tarancı’nın
“Bir büyük boşlukta bozuldu büyü” dizesindeki “b” harflerinde olduğu gibi,şiirde
aynı sesin sık yinelenmesiyle elde edilen ahenge verilen ad. : ALİTERASYON
Cam üretiminde ve
sanayide kullanılan soda külü.:TRONA
Cam veya toprak
bilyelerle oynanan bir çocuk oyunu ve bu oyundaki bilyelerin her biri.:CİCOZ
Cam,. Medrese, han, saray gibi yapılarda
kapının yanlarında bulunan taş ya da ahşap seki.:MASTABA
Cam,kristal. : MİNA
Cam,porselen vs
maddelerden yapılmış eşya.:ZÜCCACİYE
Cam,sedef,taş v.v den
yapılmış renkli süs tanesi.:BONCUK
Cambaz.:AKROBAT
Cami hademesi.Cami ve
mescitlerde temizlikle görevli kimse.Mütevelli.: KAYYUM:KAYYIM
Cami,medrese,han,saray
gibi yapılarda kapının yanlarında bulunan taş yada ahşap seki.:MASTABA
Cami,türbe gibi
yerlerde tavana asılan büyük kandil. :NECEFE
Cami,türbe,tekke
bahçesinde bulunan etrafı çevrili mezar.:HAZİRE
Camide namaza kalkmak için okunan dua. Farz
namazından önce okunan özel dinsel sözler.:KAMET
Camide verilen ders.:DERSİAM
Camilerde kuran
okunurken , hafızların da karşılıklı olarak ezbere kuran
okumaları. :MUKABELE
Camilerde iç avluda yer
alan,havuz biçiminde bir haznenin çevresinde bulunan musluklardan oluşan,üstü
kapalı yada açık çeşme. : ŞADIRVAN
Camilerde
parmaklıklarla çevrilmiş yer.:MAKSURE
Camilerin girişinde ayakkabı konulan yer.
: PAŞMAKLIK
Camlaşmış,camsı.:VİTRİFİYE
Camlı taraça.:VERANDA
Can ve mal güvenliğinin olduğu hakkında
düşmana verilen söz ya da işaret. : EMAN
Can Yücel’in bir şiir kitabı. : ALAVARA
Can Yücel’in,Deniz
Gezmiş’i anlattığı ünlü şiiri.:MARENOSTRUM
Can. : ANİMA
Cana yakın, uysal,sevimli. : MUNİS
Canavar balığı da
denilen bir cins köpekbalığı.:HARHARYAS
Candan,içten,ihlaslı.:MUTTAKİ
Canfese benzeyen bir
tür ipekli kumaş.:MANTİN
Canını
verircesine,özveriyle.:CANSİPARANE
Cankurtaran sandalı.:FİLİKA
Canlandırıcı. : ANİMATÖR
Canlı bir organizmanın
oluşturduğu ona özel bir renk veren kimyasal madde.:PİGMENT
Canlı bir varlığın
içinde bulunduğu doğal veya maddi koşulların tümü.:ORTAM
Canlı olmayan cisim.:CİRİM
Canlı organizmada yada
canlı hücrelerde hareketi,enerjiyi sağlamak için oluşan,biyolojik ve kimyasal
değişimlerin bütünü.:METABOLİZMA
Canlı organizmalarda
görülen zehir.:TOKSİN
Canlı organizmaların
hücrelerinin çekirdeklerinde bulunan ve kromatin ipliklerinin parçalara
ayrılmasıyla oluşan cisim.:KROMOZOM
Canlı renkleri olan bir
cins papağan.:LORİ
Canlı tempolu bir Latin dansı ve müziği.
: SALSA
Canlı topluluklarını ve
bunların içinde yaşadıkları ortamı kapsayan bütün.:EKOSİSTEM
Canlı yapılarda görülen
yenilenme.:REJENERASYON
Canlı, parlak ve koyu pembe renk. :
FUŞYA
Canlı,hareketli.:CEVVAL
Canlı,neşeli ve
sokulgan.:CİVELEK
Canlılarda bütün
hücrelerde bulunan ve kalıtsal bilgiyi yapısındaki genlerle taşıyan ipliksi
mikroskobik yapı.:KROMOZOM
Canlılarda dokularda
yer alan,vücudun sıvı dengesinin korunmasını sağlayan,bakteri ve yabancı
hücreleri dokulardan uzaklaştıran renksiz sıvı.:LENF
Canlılarda ve
makinelerde kontrol,iletişim ve işleyişi inceleyen bilim.:SİBERNETİK
Canlıları benzerlik ve farklılıklarına göre
sınıflandıran bilim. : TAKSONOMİ
Canlıların aralarındaki
bağlantıları ve ortamlarıyla olan ilişkilerini inceleyen biyoloji dalı.:EKOLOJİ
Canlıların bölümlenmesinde dalların bir
araya gelmesiyle oluşan birlik. : FİLUM
Canlıların hücre,doku
ve organlarının görevlerini ve bu görevlerin nasıl yerine geldiklerini inceleyen
bilim dalı. : FİZYOLOJİ
Canlıların üremesi sonucu ortaya çıkan yeni
birey ya da yeni bireylerin tümü. : DÖL
Canlılığı
kalmamış,halsiz.:ÖLÜK
Cansız olan.:
İNORGANİK
Cansız şeyler.:ECRAM
Cansız varlıklar.:CEMADAT
Cansız. : CAMİT
Cariye.:HALAYIK
Carlo Gossi’nin bir
komedyası.:TURANDOT
Casus. : ÇAŞIT
Cava adası yerlilerince
silahların ucuna sürülen çok güçlü bitkisel zehir.:UPAS
Cava ve Bali adalarına özgü, vurmalı
çalgılardan oluşan orkestra. : GAMELAN
Cava ve Bali gibi, Endonezya adalarından
biri.(Eski adı Selebes). : SULAWESİ
Cava yerlilerinin
silahlarına sürdükleri çok güçlü bitkisel zehir. : UPAS
Caynacılıkta temel
erdem,bütün davranışların değer ölçütü. : AHİMSA
Caz müziği çalan
orkestra.:CAZBANT
Caz müziğinde kullanılan ve elle vurularak
çalınan, yan yana iliştirilmiş iki küçük davul. : BONGO
Cazibe. : ALBENİ
Cebirde bir denklemin
katsayılarına giren değişken nicelik.:PARAMETRE
Cebire.:ATEL
Cebirsel sayılar ve
matematiksel mekanik alanındaki çalışmalarıyla uluslar arası bir üne sahip olan
matematikçimiz.:CAHİT ARF
Cehennem bekçisi.:ZEBANİ
Cehennem korkusu.STYGİOFOBİ
Cehennem zebanisi.
:ATEŞİ
Cehennem.: TAMU
Cehennemin,Gayya
kuyusunun da bulunduğu beşinci katı.:HUTAME
Celbeden,çeken.:CALİP
Cem Sultan’a
Avrupalılarca verilen ad.:ZİZİM
Cem Sultan’ın annesi.:ÇİÇEK
HATUN
Cemal Nadir’in yarattığı bir karikatür tipi
ve çıkardığı mizah dergisinin adı.: AMCABEY
Cemal Süreya’nın şiir
kitabı.: SICAK NAL
Cenaze namazı kılmak
için veya bayram ve Cuma namazına cemaati çağırmak için minarelerde okunan
dua,çağrı ezanı.:SALA.: SELA
Cendere. : PRES.:SIKMAÇ
Cengiz Han’ın annesinin
adı. : ULUNEKE
Cengiz Han’ın oğullarından biri. :
TULUYHAN
Cennet ile cehennem
arası. : ARAF
Cennet kuşu da denilen ve gösterişli
çiçekleri olan bir süs bitkisi. : STARLİÇE
Cennet. : ADEN :
UÇMAK:BEHİŞT:FİRDEVS
Cennetlik. : NACİ
Cennette bulunduğuna
inanılan kutsal ırmak,havuz veya çeşme.:KEVSER
Cennette bulunduğuna inanılan kutsal su.
: KEVSER
Cennetteki iki melekten biri. : RIDVAN
Cep telefonu ile
gönderilen kısa mesajlara verilen ad.:SMS
Cephe.:CENAH
Cepken altına giyilen
kolsuz bir çeşit giysi.: GAZEKİ
Cerrahi aletler bilgisi. : ASİDOLOJİ
Cerrahide , marangozlukta kullanılan
bir maddeyi kazımaya yarayan bıçak biçiminde araca verilen ad.
: İSPATULA
Cerrahide berenin eş
anlamlısı.:EKİMOZ
Cerrahide kemikleri
delmeye yarayan alet.:TREPAN
Cesar Zavattini’nin
senaryosunu yazıp,Vittoria deSica’nın yönettiği gerçekçilik akımının en önemli
filmlerinden biri.:BİSİKLET HIRSIZLARI
Cesareti ve gücü ile tanınan dayanıklı bir
köpek cinsi. : TERİYE
Cesur bir anlatımla işlediği sol görüşlü
duvar resimleriyle tanınan Meksikalı ressam.:DİEGORİVERA
Cesur,korkusuz.:SERBAZ
Cevap veremez duruma
getirme,susturma.:İLZAM
Cevat Şakir
Kabaağaçlı. : HALİKARNAS BALIKÇISI
Cevher,mücevher.:GÜHER
Cevher.:TÖZ
Ceviz veya badem içi.:ÇİĞE
Ceviz. : KOZ
Cevizin dışını saran
etli yeşil kabuk.:GÖVEK
Cevizin yeşil kabuğu veya yaprağı.
Ceviz kabuğu lekesi: TETİR
Cevizli sucuk. : KÖME.:ORCİK
Ceylan derisi.: RAK
Ceylan yavrusu.:YAFUR
Ceylan. : AHU : GAZAL : CEREN
Ceylanın göbeğindeki
bir keseden çıkarılan güzel koku.:NAFE
Cezaevinden serbest
bırakılan suçlunun toplum yaşantısına yeniden uyabilmesini sağlamak amacıyla
yapılan yardım çalışması.:PATRONAJ
Cezalandırma.:TECZİYE
Cezayir Kurtuluş Savaşı’nda Fransa
saflarında yer alan Cezayirlilere verilen ad. : HARKİLER
Cezayir menekşesi de
denilen,pembe yada beyaz renkli çiçekler açan bir süs bitkisi.:ROZET
Cezayir sahrasında
vahalar dizisi.:RİR
Cezayir,Libya ve
Mali’nin bazı bölgelerinin de içinde olduğu geniş bir alanda yaşayan ve Berberi
dillerinden birini konuşan halk.:TUAREGLER
Cezayir’de doğan ve Arap müziğiyle Batı
müziğinin karışımı olan müzik türü. : RAİ
Cezayir’in para birimi. : DİNAR
Cılız, zayıf. : İNEZE
Cılız,zayıf,hastalıklı.
: ALGIN
Cılız,zayıf,sıska.:KURGAZ
Cıva
bileşimlerinden,hekimlikte kullanılan zehirli bir madde.:KALOMEL
Cıva ile klorun
bileşimi olan çok zehirli beyaz bir toz..:AKSÜLÜMEN
Cıva sülfür bileşimli
bir mineral.:ZENOBER
Cıva ve klorun bileşimi olan çok zehirli bir
toz. : AKSÜLÜMEN
Cıva yerine bir maden
kutu kullanmak temeline dayanan kadranlı barometre. :ANEROİT
Cıvata ve somunlardaki yiv. : USKURU
Cıvataların altına yerleştirilen ortası
delik yuvarlak pul,metal parça. : RONDELA
Cıvatanın ucuna
geçirilen,içi yivli demir başlık.:SOMUN
Cıvık çamur,bataklık.:MIRIK
Ciddi bir eseri veya olayı alaya alarak
güldürme amacı güden komedi türü.Gülüt. : PARODİ
Ciddi olmayan,ciddi
işlerle uğraşmayan. :YELEME
Ciddi sayılan bir
eserin bir bölümünü veya bütününü alaya alarak,biçimini bozmadan ona bambaşka
bir özellik vererek biçimle öz arasındaki bu ayrılıktan gülünç etki yaratan bir
oyun türü.:PARODİ
Ciğer, yürek ve böbrekle yapılan, Gaziantep
yöresine özgü bir tür kebap. : CARTLAK
Cila olarak kullanılan
kimyasal bir madde.:POLYESTER
Cila yapmakta kullanılan bir çeşit reçine.
: KOPAL
Cila.:PERDAH
Cilacı.:SAYKAL
Cildi veya saçları
güzelleştirmeye,diri tutmaya yarayan her türlü kokulu madde.:KOZMETİK
Cilo dağlarında yer
alan,Türkiye’nin ikinci yüksek doruğu.:REŞKO
Cilt kapakları özel bir
düzen ve anahtarla gevşetilip sıkıştırılabilen bir tür defter.:KALAMAZO
Ciltçilikte,kitap
yapraklarını düzgün tutmaya yarayan ince örülmüş şerit.:ŞİRAZE
Ciltte bulunan
gözenek,delikçik.:MESAME
Ciltte çeşitli
sebeplerle oluşan kaşıntılı döküntüler,kurdeşen.: ÜRTİKER
Cilveli. : FETTAN
Cimri,pinti,hasis.
:NEKES
Cin ve vermutla yapılan
bir içki.:MARTİNİ
Cinayet işlenen yer.:MAKTEL
Cinayet. : KIYA
Cinnet,delirme,çıldırma.:CÜNUN
Cinsel güçsüzlük, iktidarsızlık. : ANANET
: EMPOTANS
Cinsel içgüdünün
belirtilerini gösteren,yaşama gücünün bütünü.:LİBİDO
Cinsel ilişkiye
girmekten duyulan korku.:EROTOFOBİ
Cinsel uyarılmada ve
doyumda,alışılmışın dışında davranışlara ve özel nesnelere zorunluluk duyma.:PARAFİLİ
Cinsel zevkin en yüksek
noktası.:ORGAZM
Cinsiyet hücreleri
dışında,vücut hücrelerinin tümü.:SOMA
Cinsiyet. : EŞEY
Cinsiyetin belirmesinde
temel rol oynayan özel kromozom.:ALAZOM
Ciran da denilen ve sığ
denizlerde yaşayan bir balık.:GÜLARYA
Cisimlerin
hareketlerini yörünge,hız ve ivme gibi konular bakımından inceleyen mekanik
kolu.:KİNEMATİK
Cisimlerin yüzeyindeki
küçük oyuk ve çentik.:KERTİK
Civanperçemi bitkisinin
yalnızca Uludağ’da yetişen beyaz çiçekli bir türü.:EBÜLMÜLÜK
Civcivlikten çıkıp
yenilebilecek hale gelmiş tavuk.:FERE
Cokeylerin giydiği bir
tür başlık.: TOK
Coşkulu parça.:AGİTATO
Coşkun, esinle dolu. : LİRİK
Coşkunluk,coşma.:CUŞİŞ
Coşma.:GALEYAN
Cömert,bonkör.:ELİSELEK
Cömert,dost. : AHİ: AKA
Cömert,eli açık.:CEVAT
Cuma ve bayram namazı
kılınmayan minaresiz küçük cami.:MESCİT
Cumba gibi şeylerin
altına konulan eğri ağaç.:PARAÇOL
Cumba.:SAHNİŞİN
Cumhuriyet altını.:SİKKE
Cümle bilgisi.:NAHİV.:
SENTAKS
Cüruf.: DIŞIK
Cüzam hastalığına
tutulmuş olan kimse.:MİSKİN
Cüzam.:LEPRA
Cüzamlı. : ALATEN
Cüzi, kısmi. :TİKEL