Padişah ve devlet ileri gelenlerinin
seferden dönmeleri dolayısıyla yazılan şiire verilen ad.:KUDUMİYE
Padişah ve yüksek rütbeli din ve
devlet görevlilerinin giydiği kolsuz , geniş yakalı kürk.:KAPANİÇE
Padişah ahırlarına ve onlarla ilgili
gereçlere bakmakla görevli kimse.İmrahor. : MİRAHOR
Padişah anneleri için kullanılan unvan.:MEHDİULYA
Padişah divanı üyesi olan
antlaşma,berat,menşur,name ve fermanların başına tuğra çeken görevli.:NİŞANCI
Padişah III. Selim’in şiirlerinde kullandığı
mahlas. : İLHAMİ
Padişah sarayında harem dairesi ile dış
daireleri arasındaki bölüm.: MABEYİN
Padişah ve devlet erkanının resmi günlerde
giydiği bir tür kavuk.:SELİMİ
Padişah veya vezir kavuklarında bulunan tül
yada püskül biçimindeki sorguç.:OTAĞA
Padişah ya da şehzadeye eş olmaya aday gözde
cariye. : İKBAL
Padişah, sadrazam, vezirler ve yüksek
dereceli devlet erkanının giydiği kavuk. : YUSUFİ
Padişah,hükümdar,hakan.:MELİK
Padişaha ait gemi.:RİYALA
Padişaha yakın olan görevliler,
mabeyinciler. : KURENA
Padişahın asker ve ricale toprak
bağışlaması.:IKTA
Padişahın giyeceklerine bakan memur.:ÇUHADAR
Padişahların adına yaptırılan ve birden çok
minaresi bulunan büyük camilere verilen ad,Sultanlar.SELATİN
Padişahların ve vezirlerin başlarına
taktıkları başlıkların ön tarafında bulunan tüy veya püskül biçimindeki süs.:TUĞ
Pafta.:YİVAÇAR
Pakistan’da bir kent. : KOHAT
Pakistan’da müzik eşliğinde ve koro halinde
söylenen şiirlerden oluşan tasavvuf musikisi türü.:KAVVALİ
Pakistan’ın resmi dili.:URDU
Paladyumun simgesi.:PD
Palamut balığının bir türü. : ALTIPARMAK
Palamut balığının iki kilodan büyük olanına
verilen ad. : ZİNDANDELEN
Palamut balığının iri bir türü.:PİÇUTA
Palamut balığının irisi. : TORİK
Palamut,torik gibi balıklardan dilim dilim
kesilerek yapılan salamura.:LAKERDA
Palmiye türü.:LATANYA
Paltoya benzer bir tür üstlük. : SAKO
Pamuğu çekirdeğinden ayırmaya yarayan alet.:ÇIRÇIR
Pamuk atıcısı.:HALLAÇ
Pamuk çeşidi:. AKALA
Pamuk ipliği.Dikiş ipliği. : TİRE
Pamuk ipliğinden dokunmuş havlu. : PEŞKİR
Pamuk ipliğinden yapılan kalınca kilim.:SAVAN
Pamuk ipliğini sarmaya yarayan el çıkrığı.
: ALAMİT
Pamuk ipliğini veya bezini bol ve soğuk su
ile yıkayarak ağartma işi.: KASAR: KASTAR
Pamuk kale’nin mitolojik dönemlerdeki adı.
: HİERAPOLİS
Pamuk kozası. : ŞİF
Pamuk veya ipekten yapılmış sicim.:KAYTAN
Pamuk ya da keten ipliğinden dokunan bir tür
kaba kumaş. : KİRPAS
Pamuk yada ipekle karışık pamuktan dokunmuş
kalın ve ensiz bir kumaş.:KUTNU
Pamuk yada selülozik elyaftan yapılmış
ipliklerle,genellikle dimi yada saten örgü ile dokunmuş sık ve çok sağlam bir
kumaş :MOLESKİN
Pamuk,keten veya ipekten sık dokunmuş ince
bir tür kumaş.:POPLİN
Pamuk,yün gibi şeylerden iplik eğirmek için
kullanılan, ağaçtan yapılmış araç.: İĞ
Pamukkale örneğinde olduğu gibi,kimi kaynak
sularının yığdığı kalker tortu.:TRAVERTEN
Pamuklu bir kumaş cinsi.:BELEDİ
Pamuklu bir kumaş. : MERMERŞAHİ
Pamuklu kumaş.:BASMA
Pamuklu yada yünlü bir kumaş cinsi.:DİVİTİN
Pamuktan dokunmuş basma.:ÇİT
Pamuktan düz dokuma. : AMERİKAN
Pamuktan ince ve seyrek dokunmuş hafif ve
yumuşak bezden yapılmış baş örtüsü.:TÜLBENT
Pamuktan yapılmış olan (kumaş vs).:KOTON
Panama’nın para birimi.:BALBOA
Panik. : ÜRKÜ
Pantolon ya da etek üzerine giyilen bir
kadın giysisi. : TÜNİK
Pantolonun apış arasına gelen yeri. : AĞ
Pantolonun dizine ve arkasına konulan parça.
: SÜVARİLİK
Panzehir. : ANTİDOT: TİRYAK .:ANTİTOKSİN
Papa,piskoposlar ve bazı din adamlarının
giydikleri tören başlığı.:MİTRA
Papağan,kartal gibi kuşların kemerli gagası.:TUMŞUK
Papağan. : TUTİ : DUDUKUŞU
Papağana benzeyen, papağanımsılar takımından
bir kuş. : KAKADU
Papağanla akraba küçük bir kuş. Endonezya
ve Yeni Gine’de yaşayan bazı papağanların ortak adı.:LORİ
Papalığın simgesi olan üç katlı haç.:TİARA
Papaz çömezi,papaza ayinde yardım eden
kimse.:DİYAKOS
Papaz,özellikle de Protestan papazı.:PASTÖR
Papazların bellerine bağladıkları kuşak.:ZENANİR
Papua Yeni Gine’nin para birimi. : KİNA
Para aracılığı olmaksızın,bir nesnenin
dolaysız olarak başka bir nesne ile değiştirilmesi.:TRAMPA
Para basılan yer.:DARPHANE
Para cüzdanı.: PORTFÖY
Para ve madalya kalıbı yapan kimse.:SİKKEKEN
Para ve ticaretle ilgili işlemlerde
kullanılabilecek durumda olan satın alma gücü. : LİKİDİTE
Para,kazanç karşılığı olarak kötü,uygunsuz
işler çeviren kimse.:MÜRTEKİP
Para,madalya ve jetonların betimlenmesi ve
tarihiyle uğraşan bilim.:NÜMİSMATİK
Paraca durumu bozuk olan kimse.:EZGİN
Parafinler serisinden,bir çok izomerle
doymuş hidrokarbonlar.:OKTAN
Parafinli veya plastikli kumaştan su
geçirmez giysi. : SİRE
Paragraf başındaki büyük harf.: İNİSİYAL
Paraguay çayı. : MATE
Paraguay’da yaklaşık 4 milyon (1992) kişinin
konuştuğu tupiye yakın yerli dil. : GUARANİ
Paraguay’ın başkenti. : ASUNCİON
Paraguay’ın para birimi. : GUARANİ
Paralel. : MUVAZİ
Paralı oyunlarda kar ve zarar olmadığını
belirtmekte kullanılan sözcük.:TAPİ
Parantez.:AYRAÇ
Parapsikolji deneylerinde kullanılan,beş
biçimi olan oyun kartları.:ZENER
Parapsikolojide,zihnin madde üzerinde
yoğunlaşarak maddede hareket yada değişime yol açması.:TELEKİNEZİ
Parasız,bedava. : MECCANİ
Parça veya ezme et yada sakatata çeşitli
harçlar katılarak hazırlanan bir şarküteri ürünü.:PATE
Parça, lokma, dilim : TİKE - LİME
Parçacık.:PARTİKÜL
Parçalanıp dağılmış yer
katmanlarının birbirleriyle olan ilgilerini araştıran yerbilim dalı.:TEKTONİK
Parçalardan oluşmuş bütün.:İNTEGRAL
Parçaları takıp birleştirme işi,kurgu.
:MONTAJ
Parçanın sevimli ve cana yakın çalınacağını
anlatan müzik terimi. : AMABİLE
Parıldayan. : DİRAHŞAN: LAMİ
Parıltı.:LEMA
Parıltısını artırmak için elmas taşlarının
altlarına konan ince metal yaprak.: FOYA
Park ve bahçelerde süs bitkisi olarak
yetiştirilen bir ağaççık.:FİLBAHAR
Parkinson hastalığının başlıca belirtisi
olan hareket yeteneğinin kaybolması. : AKİNEZİ
Parlak ,ışıklı.
: İPİL
Parlak beyaz kalın kağıt.:BRİSTOL
Parlak beyaz renkli basit bir element. :
TİTAN
Parlak deri. : RUGAN
Parlak kırmızı renkte bir süs taşı. :
LAL
Parlak kızıl renk,bu renkte olan.:FİRFİRİ
Parlak kumaş. : LAME
Parlak pamuk ipliği. : PAMUKAKİ
Parlak perkal olarak da adlandırılan,çok
ince pamuklu bez.: SİNTZ
Parlak renkli tüyleri olan çok küçük bir
kuş.:MANDARİN
Parlak ve koyu kırmızı renk. :TAVŞANKANI
Parlak ve saydam bir çeşit kuvars billuru.:NECEF
TAŞI
Parlak yıldız.:AYYUK
Parlak yüzlü ipekli kumaş. : ATLAS
Parlak, aydınlık. : RUŞEN
Parlak, ışıklı. : İPİL
Parlak, kaymak kağıt. : KUŞE
Parlak, mavi renkli gündüz kelebeği. :
ADONİS
Parlak,ince,çoğu zaman iki renkli gibi
görünen ipek kumaş.:CANFES
Parlak,parıltılı,ışıltılı.:YALABIK
Parlak,saydam kırmızı renkte değerli bir
taş.:LAL
Parlak.:CELİ
Parlak.:RUŞEN
Parlaklığı geçici olarak artarak patlayan
yıldız. : NOVA
Parlaklık verilmiş pamuk ipliği.:MERSERİZE
Parlaklık,göz alıcılık.:REVNAK
Parlaklık.:LEMA
Parlama,parıldama.:LEM
Parlatma,parlaklık verme.:PERDAH
Parlatma.:PERDAH
Parmak izine dayanarak kimlik belirleme
yöntemi.: DAKTİLOSKOPİ
Parmak uçlarıyla yapılan hafif vuruş.:FİSKE
Parmak yada el kaldırılarak verilen oy.
:İŞARİ
Parmak,pus gibi adlar da verilen uzunluk
birimi.:İNÇ
Parmaklara takılarak çalınan bir tür zil.:
KASTANYET
Parmaklara takılıp çalınan zil veya buna
benzer ses çıkarıcı alet.:ÇALPARA
Parmaklarda oluşan iltihap., tırnakta ağrılı
şiş. : DOLAMA
Parmakların sinirleri çekilip yumulmak.:KENA
Parmaklık, korkuluk.: CAĞ
Parola, işaret, alamet. : İM
Pas açıcı.:ZİDA
Pas.:KÜF
Pasaklı,kılıksız.:LOKA
Pasaklı,yırtık giysi. :PALASPARE
Pasifik adaları yerlilerinin,ayak
bileklerine dallar bağlayarak yüksek bir kuleden atlamalarına dayanan tören.:GOL
Pasifik adalarının etnik yapı ve coğrafya
temelinde bölündüğü üç ada grubundan biri.:MİKRONEZYA
Pasifik Okyanusu’nda bir ada devlet. :
NAURU
Pasifik Okyanusu’nda bir ülke. : TUVALU
Pasifik Okyanusu’nda Fransa’ya ait bir ada.
: TAHİTİ
Paskalya Adasındaki devasa heykellere
verilen ad. : MOAİ
Paskalya adasında bulunan ve boyları yediyle
yirmi metre arasında değişen,volkanik taşlardan yontulma tanrılaştırılmış şef
heykellerine verilen ad.:ARİKİ
Pasta hamuru. : ŞU
Pasta, çörek. : GATO
Pastacıların,terzilerin kullandığı
dişli,küçük demir çark.: RULET
Pastacılık ve şekercilikte kullanılan çok
ince öğütülmüş şeker.:GLASE
Pastırmalı bir börek cinsi.:PAÇANGA
Pastırmanın fileto bölümü.:KUŞGÖMÜ
Pastoral.Bir edebiyat türü.:ÇOBANLAMA
Patates gibi bazı bitkilerin yumrularında
bulunan nişasta.: FEKÜL
Patatese benzeyen bir tür mantar.:KEME
Patika, keçiyolu” anlamında yerel sözcük.
: KEMET
Patika. : YOLAK .:İZLEK
Patiska.:HASSE
Patlak çukur.: MAAR
Patlamalı motorlarda akaryakıtı
buharlaştırıp hava ile karışmasını sağlayan cihaz.:KARBÜRATÖR
Patlamalı motorlarda gazı tutuşturmaya
yarayan elektrikli araç.:BUJİ
Patlayıcı bir maddeyi ateşlemeye yarayan
fişek yada düzenek. : FÜNYE
Patlıcangiller familyasından yüksek çalı
biçiminde dikenli bitki.:TEKEDİKENİ
Patlıcangillerden,çeşitli renkte çiçekler
açan,kokulu bir süs bitkisi.:PETUNYA
Patlıcangillerden,geniş yapraklı,kötü kokulu
bir bitki,kankurutan.:ADAMOTU
Patlıcangillerden,kasların kasılmasını
giderdiği için hekimlikte kullanılan bir bitki.:TATULA
Patlıcangillerden,yurdumuzda çok yetişen ve
çeşitli türleri bulunan bir bitki.:BİBER
Patolojide mantar.: MİKOZ
Pay ederek iki kerede yap, Anastas muz
satsana, Traş neden şart örneklerinde olduğu gibi, tersten okununca aynı anlamı
veren tümce ya da sözcük. : ANAKİKLİK
Pay,nasip,hisse. : BEHRE
Payı olmayan,pay almamış.: BİBEHRE
Paylama, azar. : İTAP
Paylar, hisseler. : ESHAM
Pazar ve panayır kurulan gün. : DERNEK
Pearl Harbor deniz üssünün bulunduğu ada.
: OAHU
Pearl Harbour’da 7 Aralık 1941’deki baskını
planlamış,bindiği uçağın ABD’liler tarafından düşürülmesi sonucu ölmüş ünlü
Japon amirali.:YAMAMOTO
Pedallı küçük motosiklet.:MOPED
Pedro Almodovar’ın bir filmi.: ANNEM
HAKKINDA HERŞEY:KONUŞ ONUNLA
Pehlivan kispetinin paçası. : ŞİRAZE
Pehlivanları çeşitli övgü ve dualarla
seyirciye tanıtan kimse.:CAZGIR
Pek bol, pek çok. : İBADULLAH
Pek çok alkoloitin öncüsü
olan,katekolaminler sınıfına giren biyolojik bir madde.:DOPAMİN
Pek çok bilgisayar ağını birbirine bağlayan
ve kendine özgü bir adresleme sistemi ile iletişim protokolüne dayalı ağ;dünya
ölçeğinde ağ.: İNTERNET
Pekmez toprağı da denilen ve üzüm
şırasının tortularını çökeltmekte kullanılan kille karışık kireçli toprak.
: MARN
Pekmezle kar karıştırılarak yapılan kar
helvası. : KARSAMBAÇ
Pekmezle yapılan bir tür tatlı.:KEDİBATMAZ
Pelerin. : HARMANİ
Pelerini omuzdan tutturmak için kullanılan
özel iğne yada broş.:FİBULA
Pelerinli bir çeşit palto.:REGLAN
Pelerinli palto.:MAKFERLAN
Pelinle kokulandırılmış sert bir içki.:APSENT
Pembe çiçekli,hayvan yemi olarak kullanılan
bir bitki türü.:KORUNGA
Pembe dizi de denilen, gerçek yaşamdan kopuk
TV dizilerine verilen ad. : SOAP-OPERA
Pembe renkli şarap. : ROZE
Pembe, beyaz çiçek açan, kışın yaprak
dökmeyen, zehirli bir ağaççık. : ZAKKUM
Pembe,firfiri,mor yada mavi renkte çiçekler
açan bir süs bitkisi.:CENERALYA
Pembeye çalan beyaz tüylü,kanatları gri
renkli,alt gagasında deriden bir kesesi olan iri kuş.:PELİKAN
Pembeye çalan sarı renk.:KAVUNİÇİ
Pencere kanatlarını kapadıktan sonra
sürgülemeye yarayan uzun demir sürgü. : İSPANYOLET
Pencere ve kapı kanatlarını çerçeveye
tutturan menteşe takımı. :RAHT
Pencere veya kapının üst yanında bulunan ve
oda havasının değiştirilmesine yarayan açılır kapanır bölüm.:VASİSTAS
Penye konfeksiyonunda kullanılan ve zincirli
dikiş yapan bir tür makine. : REŞME
Penye veya jarse tipi pamuklu örme
kumaşlarda,genellikle tişört ve bluzlarda etek ve kol ağızlarını kapamada
kullanılan dekoratif dikiş türü.:REÇME
Perçem. : KAKÜL
Perde ve benzeri şeylerin kenarlarına
dikilen kırmalı veya büzgülü süs,fırfır.:FARBALA
Perdeli bir üflemeli çalgı.:FAGOT
Periyodik sistemde 111 sıra numarasıyla
gösterilen ve simgesi (Rg) olan en yeni element.:RÖNTGENYUM
Pers saraylarının taht salonlarına verilen
ad.:APADANA
Perslerde il yöneticisi, vali.: SATRAP
Personel ve yük taşımada kullanılan büyük
filika. : İŞKAMPAVİYA
Peru parası.:ŞALO
Peru ve Bolivya’da yaşayan Kızılderili bir
halk. : AYMARALAR
Peru ve Bolivya’da yünü için yetiştirilen
evcil alpaka türü. : PAKO
Peru ve Patagonya arasında yaşayan bir geyik
türü. : PUDU
Peru’da mısırdan elde edilen bir içki. :
ÇİÇA
Peru’da yaşayan uzun tüylü bir memeli
hayvan.:ALTES
Peru’nun para birimi. : İNTİ
Peru’nun plakası.:PE
Pervane balığına verilen bir ad.:AY
BALIĞI
Pervane.:USKUR
Pestil.:BASTIK
Peşin parayla veresiye mal alma usulü. :
SELEM
Peşin,hemen ödenmesi gereken.:MUACCEL
Peşinat. Bir kimseye, pazarlığında
anlaşılmış bir paranın küçük bir bölümünü önceden vermek.:KAPARO
Petrol araştırmaları srasında tutulan kayıt.
: LOG
Petrol ölçü birimi.:VARİL
Petrol türevlerinden bir çeşit mineral yağ.:NEFT
Petrol ve maden aramalarında kullanılan
duyarlı bir aygıt,yer çekim ölçer.:GRAVİMETRE
Petrol yağlarındaki parafinin giderilmesi
ile elde edilen arıtılmış yağsı parafin. : GAÇ
Petrolde bulunan renksiz hidrokarbonlu sıvı.
:OKTAN
Petrolden damıtılan bir ürün. : NAFTA
Petrolün arıtılmasında,ağır hidrokarbon
moleküllerinin,ısı ve basınç etkisiyle ve bazen katalizör eşliğinde daha hafif
moleküllere ayrılması işlemi.:KRAKİNG
Peygamber ağacı reçinesinden çıkarılan ve
hekimlikte kullanılan bir sıvı. : GAYAKOL
Peygamber çiçeği,mavi kantaron. :BELEMİR
Peygamber. : YALVAÇ
Peygamberimizin hane halkı. : EHLİBEYT
Peygamberler. : ENBİYA
Peynir helvası.:HÖŞMERİM
Peynir ve /veya ekmek kırıntıları ile
kaplanıp üstten ızgarayla veya fırında eritip çıtır hale getirme işlemine
verilen isim.Peynirli beşamel sos ile kaplayarak fırınlamak da bu anlama gelir.:OGRATEN
(=AU GRATİN=)
Peynir, turşu, asma yaprağı, balık gibi
yiyeceklerin bozulmaması için içinde tutuldukları tuzlu su.:SALAMURA
Peynir,soğan ve yufkayla yapılan bir çeşit
yiyecek.:ALADANA
Peynirli bir çorba.:TÜKENMEZ
Pırasa,soğan,sarımsak gibi bitkilerde tohum
aşamasında tam ortadan çıkan ve tohumları taşıyan kol,dal.:ZİBEK
Pırıltılı kristallerden oluşan doğal demir
sülfürü. : PİRİT
Picasso’nun, İspanya İç Savaşını konu alan
ünlü tablosunun adı. : GUERNİCA
Pik. : FONT
Piksel yoğunluğu.İnç başına düşen nokta
sayısı.:DPİ(Dots per inch)
Piliç. : FERİK
Piramit. : EHRAM
Pirene dağlarının en yüksek tepesi.:ANETO
Pirinci kabuğundan ayırmak ya da bulgur
dövmek için kullanılan dibek.:DİNK
Pirinç rakısı.:ARAK
Pirinç ve rendelenmiş parmican peyniriyle
yapılan bir tür İtalyan yemeği. : RİSOTTO
Pirinç,bakır,kalay gibi madenlerden
çekilerek gümüş ve altın yaldız vurulmuş ince metal sırmalı pamuk ipliği. :
KILAPTAN
Pirinç.:ERZ
Pirinçle pişirilen bir yemek. :SALMA
Pirinçle yapılan bir tür sebze yemeği. :
DİBLE
Pirinçli ve yoğurtlu ıspanak yemeği. :
BORANİ
Pirinçten yapılan bir tür Çin birası.:SAMŞU
Pirinçten yapılmış iki diskten oluşan
vurmalı bir çalgı.:HALİLE
Pirzola yemeği.:KOTLETPANE
Pirzola. : KOTLET
Pis koku.:UFUNET
Piston kolu.:BİYEL
Piston. : İTENEK
Pişen yufkayı çevirmeye yarayan alet. :
ATARAÇ
Pişirildikten sonra dilim dilim kesilen et.
: ROSTO
Pişirilerek toz haline getirilmiş alçı taşı.:ALÇI
Pişirilmiş olan yemeğin üzerine
parmesan,kaşar,dil peyniri gibi peynir çeşitlerinden birini rendeleyerek
pişirmek. / Yemeğin üzerine beşamel sos dökerek yemek pişene ve sosun üzeri
kızarana kadar fırında bekletmek.:GRATEN
Pişirilmiş topraktan yapılmış yayvan kase.:ÇANAK
Pişman. : NADİM
Pişmanlık. : NEDAMET
Pişmiş balçık.:ÇİNİ
Pişmiş hamurla yenen,özellikle tavuğun
göğüs etiyle hazırlanan bir tür çorba. : ARABAŞI
Pişmiş toprak yada betondan yapılan kalın su
borusu.:BÜZ:KÜNK
Pişmiş toprak,cüruf ve beton karışımından
yapılan kiriş,putrel ve nervürler arasına konulan delikli tuğla.: ASMOLEN
Pişmiş topraktan yapılan bir kandil türü.:İLİKMEND
Piyale,ayaklı içki kadehi. :AYAG: (EYAG)
Piyangoda bir kimseye çıkan para ya da mal.
: İKRAMİYE
Piyano,keman konçertoları ve Stalin’e şiir
adlı yapıtıyla dikkat çekmiş olan,en ünlü yapıtları arasında “Gayene” ve
“Spartak” baleleri bulunan Ermeni bir besteci.:ARAMHAÇATURYAN
Piyes,roman gibi eserlerin başına ana fikri
belirtmek için konulan giriş bölümü.:PROŞOG
Pizza ve İtalyan yemekleri veren lokanta.:PİZZERİA
Plajıyokazlı bir yanardağ kütlesi.:ANDEZİT
Plan. : TASAR
Plastik maddelerden,özellikle polyesterden
parçalar yapımında kullanılan sağlamlaştırma maddesi.:FİBERGLAS
Plazma sıvısının deri altı dokusuna ve seroz
zarlara yaygın biçimde sızması. : ANAZARK
Plili.:PLİSE
Plutonyum’un simgesi.:PU
Po nehrinin kolu olan bir ırmak. :
PANARA
Poker,konken gibi kimi oyunlarda aynı cins
iki kağıda verilen ad.:PER
Pokerde aynı renkten olan ama sıra izlemeyen
beş karta verilen ad. : FLOŞ
Pokerde her oyuncu tarafından ortaya konan
para.:BOP
Pokerde hile yapan kimse.:TRİŞÖR
Pokerde kağıtlar dağıtılmadan önce
oyunculardan birinin yere sürdükten sonra önünde fişi yada parası kalmadığını
belirtmek için söylediği söz.:TAPİ
Pokerde ortaya konulması zorunlu para, :
POT
Pokerde oyuncunun önündeki paranın tümü.:REST
Pokerde rest. : SOLT
Pokerde, kağıt dağıtma sırası gelen
oyuncunun, karıp kestiği kağıtları dağıtılmak üzere kendisinden sonraki oyuncuya
vermesi. : PASLAMEN
Pokerde,oyuncular tarafından ortaya konulan
para,yerdeki paraya razı olduğunu anlatmak için kullanılan söz.:BOP
Pokerde,sırayla birbirini izleyen değişik
renkten beş karta verilen ad.:KENT
Polietilen tereftalatın kısaltılmış
adı.Tamamen geri dönüşebilir termoplastik bir malzeme.:PET
Polinezya yerlilerinin inancında deniz
canavarı. : RORİ
Polinezya’da, Marshall adalarının güneyinde
bulunan bir atol üzerinde kurulmuş olan devlet.:NAURU
Polis tarafından aranan bir kimsenin yüz
hatlarının tanıkların ifadelerine göre portre olarak çizilmesi yöntemi. :
İDENTİKİT
Politikada amaca ulaşmak için ahlaka
aykırı da olsa , her türlü aracı hoş gören anlayış. :
MAKYAVELİZM: MAKYAVELCİLİK
Polonya halkından olan kimse. : LEH
Polonya para birimi. : ZLOTİ
Polonya,Litvanya,Belarus ve Ukrayna’da
siyasal erki üstlenen meclise verilen ad.:RADA
Polonya’da bir ırmak. : NAREV
Polonya’da millet meclisine verilen ad.:
SEJM
Polonya’nın plaka işareti.:PL
Polonyalı doktor L. Zamenhof tarafından
bütün milletlerce kullanılmak için 1887 yılında hazırlanmış,grameri onaltı
kurala dayanan,kolay bir yapma dil. : ESPERANTO
Pornografi filmlerinden daha erotik filmlere
verilen ad. : SOFT
Porselen yapımında kullanılan bir çeşit
beyaz ve gevrek kil. : KAOLİN:ARIKİL
Portakal kabuğu,cin ve vermutla yapılan
içki.:MARTİNİ
Portakal ve limona yakın akraba olan bir
meyve ağacı. : ŞATOK
Portekiz halk şarkısı.:FADO
Portekiz’de ağaçlı dağlık kütle. :
GERES
Portre ressamı olarak ün kazanmış, XVI.
Yüzyıl Osmanlı minyatürcüsü. : NİGARİ
Portre ve figürlerinde gerçekçi ve naif bir
yol izlemiş,1930 doğumlu kadın ressamımız.:NEVİN ÇOKAY
Posoflu lakabıyla da anılan ve doğayı,
özlemlerini, toplumsal bozuklukları konu alan şiirleriyle tanınan halk şairimiz.
: ZÜLALİ
Posta beygiri. : YAM
Posta havalesi. : MANDAPOST
Posta sürücüsü. : TATAR
Postacı,ulak.:ÇAPAR
Postu kaplan postu gibi çizgili bir tür
Afrika zebrası./Antilop. : DAV
Potasla yapılan bir sabun türü.:ARAP
SABUNU
Potasyum bileşiklerine verilen genel ad.
: POTAS
Potasyumlu,sodyumlu ve kalsiyumlu olmak
üzere üçe ayrılan en önemli silikat mineral grubu.:FELDSPAT
Pozitif elektrot. : ANOT
Pörsümek.:SALKIMAK
Praseodimin simgesi.:PR
Pratik. : AMELİ:KILGIN
Prens ve prenseslere verilen şeref unvanı.
: ALTES
Prensip, umde, ilke, din ve felsefe
temellerinden biri./ Hipostaz. : UKNUM
Prensip. : UMDE
Pres.:CENDERE
Prizden akım almaya yarayan araç. : FİŞ
Program.:İZLENCE
Projelerde boyutları göstermek için ölçü
çizgileri üzerine yazılan rakam,ölçü rakamı.:KOT
Prometyumun simgesi.:PM
Prostat.:KESTANECİK
Protein sentezine yardımcı olan bir asit
türü. Ribonükleik asit. : RNA
Proteinlerin kolay sentezlenmesini
sağlayarak vücudun gücünü artıran maddelere verilen ad.:ANABOLİZAN
Proton verebilen maddelerin genel adı.:ASİT
Psikolojide sözsel anlatım bozukluğu.:AKATAFAZİ
Psikolojik olayların bir bütün ya da biçim
olduğunu savunan görüş. : GESTALT
Puan, nokta. : BENEK
Pul bilimi.:FİLATELİ
Pul kanatlılardan,vücudu kanatları ince
pullarla ve türlü renklerle örtülü,dört kanatlı,çok sayıda türleri olan
böceklere verilen genel ad.:KELEBEK
Pulların sergilenmesi ya da saklanıp
korunması için özel olarak hazırlanmış karton sayfa. : FÖY
Pullarından yalancı inci yapılan bir ırmak
balığı.:ÇAMÇA
Pullu, küçük bir balık. : İZMARİT
Pulluğu tekerlek düzenine bağlayan halka.:CANPARA
Pulluğun toprakta bıraktığı iz.:TELEM
Pulu yapıştırılmadığı yada eksik
yapıştırıldığı için parası,cezasıyla birlikte kendisine gönderilen kimseden
alınan mektup.:TAKSALI
Puslu Kıtalar Atlası,Kitab-ül Hiyel,Efrasiyab’ın
Hikayeleri,Amat ,Suskunlar adlı eserlerin sahibi olan öğretim üyesi yazarımız.İHSAN
OKTAY ANAR
Put, totem, çok güzel kadın. : SANEM
Püre haline getirilmiş patatesle yapılan bir
tür salata.:LALEZAR
Pürüz alır. : RAYBA
Püskül,saçak anlamında eski sözcük.:RİŞE
Püskürük esaslı cam.:PERÜT