Çaba,çabalama.:CEHT
Çabucak gönderme,acele yollama.:İTARE
Çabuk anlama ve kavrama,zeyreklik.:ZEKAVET
Çabuk aşınmalarını önlemek için
ayakkabıların ökçesine çakılan küçük demir parçası.:NALÇA
Çabuk davranan.:CEVVAL
Çabuk ilerleyen hastalıklar için kullanılan
sözcük.:İVEGEN
Çabuk kurumasını sağlamak için boyaya az
miktarda katılan madde. : SİKATİF
Çabuk ve kolay aldatılan kimse.:ALDANÇ
Çabuk yol alan,hızlı giden.:YÜRÜK
Çabukluk, hız, sürat : İVİNTİ
Çaça da denilen bir balık.:PLATİKA
Çad’ın eski başkenti.:NİCAMENA
Çadır kümeleri. : ASARİM
Çadır uşağı,şeytan tersi ağacı gibi
bitkilerden elde edilen bir zamk.:KASNI
Çadır,kanepe örtüsü gibi kumaştan şeylerin
yere sarkan kısmı.:ETEK
Çadırcı.:HAYYAM
Çağan Irmak’ın bir filmi.:BABAM VE
OĞLUM:MUSTAFA HAKKINDA HERŞEY:ULAK
Çağdaş tiyatroda,hareketli ve duygusal
olaylara dayalı bir oyun türü.:MELODRAM
Çağdaş. : MUASIR
Çağı geçmiş.:ANAKRONİK
Çağlar, devirler. : EDVAR
Çağrı kağıdı,çağrılık,davetiye. :OKUNTU
Çakala benzer yabanıl bir hayvan.:KARAKULAK
Çakıllı ve bozuk yol. : NALDÖKEN
Çakırkanat,çamurcun,cüre gibi adlar da
verilen,kanatları mavi hareli ördek türü.:EĞRİKOCA
Çalgı ağızlığı ile pistonu olan,boyundan
geçirilerek tutulan,çember biçimli,üflemeli bakır çalgı.:HELİKON
Çalgı eşliğinde oynamayı meslek edinmiş
kadın.:ÇENGİ
Çalgı yada ses için bestelenmiş,serbest
biçimde parça.:KAPRİÇYO
Çalgıcılara verilen bahşiş.:ALATURA
Çalgıç,mızrap.:PENA
Çalgıç,mızrap.:TEZENE
Çalgılı meyhane. : TAVERNA
Çalgılı toplantı, eğlenti. : HINDIM
Çalı bahçe duvarı. : ÇİT
Çalı çırpıdan yapılmış kulübe.:ALACIK
Çalım.:AFRATAFRA
Çalıntı;kaynak gösterilmeden başkasının
yapıtından alınan parça;başkasına ait bir telifi,bir güzel sanat eserini
kendisine mal etmek.:İNTİHAL
Çalışan, gayret eden. : SAİ
Çalışan,çaba gösteren.:CAHİT
Çalışkan.:HAMARAT
Çalışma ilkesi ses ötesi dalgaların
yansımasına dayanan ve akustik işaretlerin denizde yayılmasıyla algılamada,
ölçmede ve iletişim kurmada kullanılan dinleme aygıtı. : SONAR
Çalışma. : SAY
Çalışmalarında duvar süslemeciliğine önem
vermiş 1936 doğumlu ressamımız. : EROL ETİ
Çalma, hırsızlık.: SİRKAT
Çam ağacının çiğnenip emilen iç
bölümü ve bunu almak için ağacın gövdesine açılan yara , soymuk.
: YALAMUK : ZAVİL
Çam ağacından yapılmış su testisi. :
SENEK
Çam kozalağı yada meyve toplamak için
dalları eğmeye yarayan ucu çengelli ağaç.:KEĞE
Çam sakızı. : REÇİNE : AKMA
Çam,ardıç,ladin ağaçlarının iğne gibi ince
yaprakları. : PÜR : İBRE
Çamaşır leğeni.:TEŞT
Çamaşır tokmağı.:TOKAÇ
Çamaşır yıkamada kullanılan yassı tokmak.
: TOKAÇ
Çamaşırcı ayı denilen, kürkü kıymetli bir
hayvan. : RAKUN
Çamaşırın az kirli ve köpüklü son suyu.
: EPRİK
Çamgillerden,yüksek bölgelerde yetişen,iğne
yaprakları kısa,yassı olan,reçineli ve kozalaklı bir orman ağacı. : KÖKNAR
Çamur tedavisi. : PALEOTERAPİ
Çamur,cıvık.:LAY
Çamurcun,eğri koca gibi adlar da verilen ve
yurdumuzun sulak alanlarında yaşayan küçük ördek cinsi.:ÇAKIRKANAT
Çan, çıngırak. : DERA
Çanakkale Boğazı açıklarında 1942 de batan
ve 39 kişilik mürettebatının tümü ölen Türk denizaltısı.:ATILAY
Çanakkale Boğazı’nda pek çok deniz kazasının
meydana geldiği bir burun.: NARA
Çanakkale Boğazında Dumlupınar deniz
altısına çarparak, dört Nisan 1953’de batmasına neden olan İsveç yük gemisi.
: NABOLAND
Çanakkale ilinde antik bir kent. : PEKOTE
Çanakkale ilinde ünlü bir antik kent.:ASSOS
Çanakkale savaşlarında döktüğü mayınlarla üç
düşman zırhlısının batmasını sağlayan gemimiz.:NUSRAT
Çanakkale yakınında antik bir kent.:ABİDOS
Çanakkale yöresine özgü,çeşitli sebzelerle
hazırlanan türlü yemeği.:ŞARAŞURA
Çanakkale’de tarihi bir kaplıca.:KESTANBOLU
Çanakkale’nin Çan ilçesinde bir kaplıca.:TERZİALANI
Çanakkale’nin Çan ilçesine bağlı bir bucak.:ETİLİ
Çanakkale’nin eski adı.:MADYTOS
Çanakkale’nin Ezine ilçesinde bir kaplıca.:KESTANBOLU.:KESTANBOL
Çankırı yöresine özgü bir tür mantı. :
PİRHOY
Çankırı’nın Çerkeş ilçesinde bir kaplıca.:KÖS
Çanlar Kimin için Çalıyor, Güneş de Doğar,
İhtiyar Balıkçı gibi romanlarıyla tanınmış Amerikalı yazar. : ERNEST
HEMİNGWAY
Çanta ve ayakkabı yapımında kullanılan
sepilenmiş dana derisi. : VİDALA
Çanta,eldiven yapımında kullanılan yumuşak
deri.:NAPA
Çapı boyuna göre küçük silindir biçiminde
bir tür puro.:PANATELA
Çapkın.:HOVARDA
Çapraz düğmeli,ipek yada sırma işlemeli bir
tür kısa yelek.:CAMADAN
Çapraz,dolaşık yol.:LAMELİF
Çarçabuk,anında.:ALAMİNÜT
Çaresizlik,mecburiyet,zorunluluk. :
ISTIRAR
Çarkıfelek bitkisinin tadı kavuna benzeyen
meyvesi. : GRENADİLLO
Çarlık Rusya’sında devrimci eylemlere karşı
kurulmuş gizli polis örgütü.:OHRANKA
Çarlık Rusya’sında imparatorluk ailesinin
toprak olarak sahip olduğu mülklere verilen ad.:UDEL
Çarlık Rusya’sında prenslere verilen unvan.:GRANDÜK
Çarlık Rusya’sında soylu yada derebeyi.:BARİN:BOYAR
Çarlık Rusya’sında zengin köylülere verilen
ad.:KULAK
Çarlık zamanında Rus parlamentosuna verilen
ad. : DUMA
Çarmıha giden İsa’ya kötü davrandığı için
sonsuza dek yürümeye mahkum edilen efsanevi kişi.:AHASVERUS
Çarmıkların halat basamakları.:ISKALARYA
Çarpan balığı. : TRAKUNYA
Çarpık,eğri ağız. : YILIK
Çarpık.:ÇALIK
Çarşıya,pazara getirilen şeylerden alınan
tartı vergisi.:KANTARİYE
Çatal, bıçak takımı yapmakta kullanılan
gümüşlü alaşım. : ALFENİT
Çatı kirişi olarak kullanılan ve
kiremitlerin altına döşenen ince tahta, padavra. : BALAR
Çatı kirişinin yanı.:PALALIK
Çatı,dam.:RUF:ROOF
Çatışkı.:ANTİNOMİ
Çavuşkuşu,hüthüt.:İBİBİK
Çavuşkuşu,ibibik gibi adlar da verilen bir
kuş.:TARAKÇIN
Çay ağzında yapılmış olan balıkçı büğeti.
: KARMIK
Çaygillerden,büyük beyaz pembe veya kırmızı
renkte çiçekler açan,dayanıklı yapraklı bir bitki türü,Japon gülü,Çin gülü.:KAMELYA
Çayı,soğanı ve tavşanı vardır.:ADA
Çayırlarda yetişen ve hayvanlara yedirilen
küçük bir bitki.:NARDİN
Çaykovski’ nin bir bale müziği. :
FINDIKKIRAN
Çaykovski’nin son yapıtı olan opera.:YOLANTA
Çeçenlerin kendi ülkelerine verdikleri ad.
: İÇKERİYA
Çek Cumhuriyetinde tarihi bir bölge.:MORAVYA
Çek Cumhuriyetinin plaka işareti.:CZ
Çek kronu ile Slovak kronunun kendi
dillerindeki adı. Kuron. : KORUN
Çek para birimi.:KRON
Çekici.:CALİP
Çekik karınlı bir köpek cinsi.:TAZI
Çekilen cezalar,işkenceler.:UKUBAT
Çekilerek balık avlamaya yarayan,genellikle
daire şeklinde el ağı. : TRATA
Çekim ve baskı işlemlerini çok çabuk ve
otomatik olarak yapan fotoğraf makinesi.:POLAROİT
Çekingen.:MUHTERİZ
Çekinik. : RESESİF
Çekinme, razı olmama. : İBA
Çekinme,sakınma,korku.:PERVA
Çekinmeden.:BİPERVA
Çekişme.:CİDAL
Çekiştirme,gıybet. : KOV
Çekme,çekiliş.:KEŞİDE
Çekmecelerine çamaşır konulan dolap.:ŞİFONİYER
Çektiri devrinde Osmanlı donanmasında
kullanılan kadırga cinsinden bir savaş gemisi türü.:BAŞTARDA
Çelik çomak oyununa ve bu oyunda kullanılan
değneğe verilen ad. : MET
Çelik lamalarla yapılmış bir çerçeve
üzerinde dikilen bol ve geniş kadın etekliği.:KRİNOLİN
Çelik. : PULAT
Çelikkalem takımyıldızının Latince adı.:CAELUM
Çelimsiz ve biçimsiz kimse.:CİMBAKUKA
Çelişki. : TENAKUZ
Çello’da denilen telli bir çalgı.
:VİYOLONSEL
Çember biçiminde,tellerden yapılma,torbaya
benzer,büyük gözlü ağ.:APOŞİ
Çember ve demir tellerle bağlanmış ticaret
eşyası.:BALYA
Çemberin çevresinin çapına oranını gösteren
sayı.: Pİ
Çemen otu.:POY
Çene altı,gerdan.:GIDIK
Çene altı.:SAKAK
Çene altından bağlanan başörtüsü. : ÇELGİ
Çene yada yanak çukuru.:GAMZE
Çene yarıştırma. : TALK-SHOW
Çenesi düşük.:ÇALÇENE
Çepeçevre.:FIRDOLAYI
Çeper,zar.:CİDAR
Çerez olarak yenen tahıl kavurgası.:FİRİK
Çerkez mutfağına özgü, içine patates
konularak yapılan bir tür gözleme. : VELİBAH
Çerkez mutfağına özgü,bir tür patatesli
gözleme.:VELİBAH
Çerkezlerin ulusal destanı. : NART
Çeşitleme.:VARYASYON
Çeşitler.:ENVA
Çeşitli belge ve işlemlere geçerlik
kazandırmak , yasanın öngördüğü diğer görevleri yerine getirmekle yükümlü ,
belli nitelikleri ve kendine özgü bir hukuk statüsü olan kamu görevlisi.
:NOTER
Çeşitli tropikal bölgelerde
genellikle kuru , sağanaklardan sonra geçici akarsuya dönüşen sel
yatağı. : ARROYO
Çeşitli malzemelerin yada ayrı cinsten
nesnelerin bir araya getirildiği üç boyutlu sanat yapıtı. :ASAMBLAJ
Çeşitli acıbakla türlerinden elde edilen
zehirli bir alkoloit. : LUPANİN
Çeşitli ağaçların sütünden elde edilerek
kablo yapımında ve dişçilikte kullanılan kauçuğa benzer madde.:GÜTAPERKA
Çeşitli amaçlarla kullanmak için tel yada
halattan örülerek yapılmış ağ.:ŞİPKA
Çeşitli beden hareketleri yapmaya elverişli
yükseklikte,iki ayak üzerine tutturulmuş çubuklu jimnastik aracı.:BARFİKS
Çeşitli biçim ve büyüklükte maşa veya
plastik kıskaç.:PENSE
Çeşitli bitkilerden elde edilen bir tür
yumuşak reçine.:ELEMİ
Çeşitli boğanotu türlerinden elde edilen bir
alkaloit. : ATİZİN
Çeşitli dans ve oyunlardan oluşmuş sahne
gösterisi. : REVÜ
Çeşitli gösterilerin yapıldığı eğlence yeri.
: KABARE
Çeşitli hayvanlarda görülen,insana
bulaşan,bulaştığı yerde kara bir çıban yapan tehlikeli bir hastalık türü.:ŞARBON
Çeşitli kumaşlardan yapılan,içerisine
battaniye,yorgan vs eşya konulan özel çanta.:HURÇ
Çeşitli maddelerden yapılan heykel,vazo gibi
zarif küçük süs eşyası.:BİBLO
Çeşitli malzemelerin sanatsal amaçla bir
araya getirildiği ürünlere verilen ad. :KOLAJ
Çeşitli malzemelerin yada ayrı cinsten
nesnelerin bir araya getirildiği üç boyutlu sanat yapıtı.:ASAMBLAJ
Çeşitli palmiye ağaçlarından elde edilen bir
tür yağ.:PALM
Çeşitli sebzelerin yağda soğanla
kavrulmasıyla yapılan yemek.:DİBLE
Çeşitli sıvıları taşımakta kullanılan
silindir biçiminde,metalden yapılmış büyük kap.:GALON
Çeşitli tahıl karışığı.:ÇEVRİNTİ
Çeşitli uluslardan kimseleri
barındıran,içinde bulunduran.:KOZMOPOLİT
Çeşitli yükleri yukarı çekmek için halattan
yapılmış sapan. : İZBİRO
Çeşitli yüksekliklerdeki havuzların birinden
öbürüne akan küçük çağlayan.:KASKAT
Çeşitli yüzeyleri istenilen konuma getirmek
için kullanılan ölçü aleti.:SUTERAZİSİ
Çeşme zıvanası. : MASURA
Çeşme,musluk vs. çevreye sıçramasını veya
akıp gitmesini önlemek için konulan delikli taş tekne.:YALAK
Çete.:GANG
Çevre kirliliğinin yol açtığı sorunları
inceleyen bilim dalı. : MOLİSMOLOJİ
Çevre.:ETRAF
Çevreci yeşil barış örgütü.(Kuruluşu:1971).:GREEN
PEACE
Çevresi duvar yada çitle çevrilmiş küçük
bahçe.:ÇEVİRME
Çevresine göre alçakta bulunan.:İNGİN
Çevresini sardığı motife kabartma havasını
vermeye yarayan bir tür fisto.:BRODE
Çevrili girinti. : ALKOV
Çığlık.:VAVEYLA
Çıkarı için hileye başvuran
kimse,dalavereci.:AFERİST
Çıkarım.:TASIM
Çıkarına göre hareket
eden,vurguncu,dalavereci kimse.:AFERİST
Çıkarma,uzaklaştırma.:TART
Çıkılması güç kayalık yer.:LAÇİN
Çıkış yeri kolaylıkla bulunamayacak kadar
karışık koridorları olan yapı.:LABİRENT
Çıkış yeri, kaynak, köken. : ORİJİN
Çıkış yeri,çıkak.:MAHREÇ
Çıkma,çıkış,güç.:HURUÇ
Çıkma,ileri gelme.:NEŞET
Çıkma,meydana gelme.:NEŞET
Çıkrık veya dişli yardımıyla ağır yükleri
kaldırmaya veya çekmeye yarayan bir alet.:BOCURGAT
Çıkrıkçı çarkı.:TARTURA
Çılgın Nar Ağacı”, “Görünmez Bir Nisan
Ayının Günlüğü” gibi kitapları dilimize de çevrilen ve 1979’da Nobel Edebiyat
Ödülünü kazanan Yunan şair. : ELİTİS
Çılgın, divane. : ŞEYDA
Çılgınca ve aşırı eğlence, toplu seks. :
ORJİ
Çılgınca ve aşırı eğlence,toplu seks.:ORJİ
Çınar,meşe,palamut gibi ağaçların meyvesi.:PELİT
Çıntar da denilen ve yenilen bir mantar
cinsi.:GÖBELEK
Çıplak toprak..Kel. : DAZ
Çıplak ve Ölü, Geyikli Park ,Celladın
Şarkısı, Sert Erkekler Dans Etmez gibi romanlarıyla tanınmış Amerikalı yazar.
: NORMAN MAİLER
Çıplak,tüysüz.:CAVLAK
Çıplak. : ÜRYAN
Çırak.Öğrenci.: ŞAKİRT
Çırılçıplak.:CASCAVLAK
Çırpılmış yumurtayla sade olarak yapılabilen
veya içine peynir,kıyma vs katılarak tavada pişirilen bir yemek türü,omlet.:KAYGANA
Çıtçıt.:FERMEJÜP
Çiçeği,terazisi ve böreği vardır.:SU
Çiçeğin dıştan ikinci halkasında bulunan
yaprakların hepsi.: TAÇ
Çiçek bozuğu yüz.:ÇAPAR
Çiçek demeti. : BUKET
Çiçek tozu. : POLEN : TAL
Çiçek tozu.:TAL
Çiçek yada yaprak işlemeli süs. : KIRLENT
Çiçek yetiştirilen veya konulan bir sandığı
taşıyan süslü mobilya.:JARDİNİYER
Çiçek. : ŞÜKUFE
Çiçekleri halk hekimliğinde kullanılan,çalı
görünümlü bir bitki.:AYVADANA
Çiçekleri hekimlikte kullanılan ve kökleri
kavrularak yenilen bir bitki,sığırdili.:HODAN
Çiçekleri katmerli ve mor renkte bir tatula
türü.:NAVÇAĞAN
Çiçekleri sinek örümcek gibi kimi böcekleri
andıran otsu bir bitki.:OFRİS
Çiçeksiz bitkilerde üreme organı. : SPOR
Çift sürerken öküzleri yürütmek
için kullanılan , ucuna sivri demir çakılmış uzun
değnek. : ÜVENDİRE
Çift atlı binek arabası. : KAROÇA
Çift direkli ve yelkenli bir gemi.:KEÇ
Çift düğmeli ceket,manto veya elbise.:KRUVAZE
Çift halkalı bir düğümle bağlanan ve iki
kanadı serbestçe sarkan geniş kravat.:LAVALİYER
Çift motorlu bir uçak türü.:KARAVEL
Çift öküzlerini yürütmek için
kullanılan,ucuna sivri demir çivi çakılmış uzun değnek,gönder.:ÜVENDİRE
Çift sürmede kullanılan yardımcı hayvan.:ÇIVGAR
Çift,eş,ikiz.:KOŞA
Çiftçilikte kullanılan bir alet.:GILDIRGIÇ
Çiftçilikte, toprağı işleyerek ürüne ortak
olan kimse. : MARABA
Çifte demir atıldığında zincirlerin
karışmasını önlemek için kullanılan zincir düzeni.:KARAMUSAL
Çiftleşme zamanı gelmiş kısrak ya da eşek.:GÜRE
Çiftleşme zamanı gelmiş kısrak yada dişi
eşek. : GÜRE
Çiftlik uşağı.:AZAP
Çiftliklerde çalışacak mevsimlik tarım
işçilerini toplayan,işçilerle çiftlik sahibi arasında aracılık yapan kişi.:ELCİ
Çiğ balık dilimleriyle,deniz ürünleriyle
v.s. süslenmiş yada yosun yaprağına sarılmış sirkeli pirinç topakçığı.:SUŞİ
Çiğ sütle yoğurt karıştırılarak,pişirmeden
yapılan bir yiyecek.:KÖREMEZ
Çiğdem. : MAHMUR ÇİÇEĞİ
Çikolata ile yapılan bir çeşit tatlı.:SUP
Çikolata,şeker,su yada sütle yapılan sıcak
içecek.:ŞOKOLA
Çile durumundaki ipliği yumak yapmak veya
masuraya sarmak için,üzerine geçirilen kafes dolap biçimindeki hafif ve bir
eksen üzerinde dönen araç.: ELEMGE
Çimenlik,bahçe.:ÇEMENZAR
Çimento yapımında fırından ezilmeden
çıkarılan pişirme ürünü.:KLİNKER
Çimentoyla yapılan kalın su borusu.:KÜNK
Çimlenmiş buğdayın kaynatılmasıyla yapılan
bir tür yemek.:UĞUT
Çin ayısı. : PANDA
Çin denizinde ve Hint denizinde görülen
güçlü tropikal siklon.:TAYFUN
Çin Devlet görevlisi. :
MANDARİN
Çin düşüncesinde dişi ilke : YİNG
Çin felsefesinde doğru yolu yada cennetin
yolunu belirten temel kavram. : TAO
Çin felsefesinde eril,gök,aydınlık,etkin ve
delici olarak düşünülen ilke. : YANG
Çin filolojisi.:SİNOLOJİ
Çin gongu. : TAMTAM
Çin gülü. : KAMELYA
Çin Halk Cumhuriyeti’nde bir ırmak.:İRTİŞ
Çin kirazı denilen ve nemli topraklarda
yetişen bir meyve.: LİÇİ
Çin kökenli, bol tüylü, başı aslan başına
benzeyen refakat köpeği. ÇOV-ÇOV
Çin müziğine özgü bir tür flüt.:Dİ
Çin müziğine özgü dört veya beş telli lavta.
: PİPA
Çin ve Japonya’da oynanan bir strateji
oyunu. Çin satrancı. : GO
Çin,Japonya gibi Uzakdoğu ülkelerindeki
tapınaklara verilen ad. :PAGODA
Çin,Vietnam,Malezya’da yetişen ve lifleri
dokumacılıkta kullanılan değerli bir bitki.: RAMİ
Çin’de Buda’ya verilen ad. : FO
Çin’de yetişen ve meyvelerinden kurutucu bir
yağ elde edilen ağaç. : TUNG
Çin’in eski para birimi.: TAEL
Çin’in para birimi. : YUAN
Çin’in plakası.:TJ
Çin’in Sinkiang bölgesinde bir göl.:EBİ
Çinakoptan büyükçe lüfer. : SARIKANAT
Çingene çadırı.:ÇERGİ
Çingene çocuğu. : ŞOPAR
Çingene.: KIPTİ : ROMAN: ÇİGAN
Çini yada porselen eşyanın sırlama işlemi
öncesinde pişirilmesi.:HAMLAMA
Çini yapan usta ve sanatçılara eskiden
verilen ad.:KAŞİGER
Çinko banyosu. : GALVANİZ
Çinko, bakır ve nikelden yapılan, gümüşü
andırır bir alaşım.: MAYŞOR. : ALMAN GÜMÜŞÜ
Çinko.:TUTYA
Çinkonun başlıca cevherlerinden biri olan
doğal çinko sülfür.:BLEND
Çinli kadınların iki bin yıldır kendi
aralarında konuştukları özel dile verilen ad.:NUŞU
Çinlilerin bir uzunluk ölçüsü. : Lİ
Çipura balığının boyu 10 cm. ye kadar olan
gençlerine verilen ad. : LİDAKİ
Çirişli bir çeşit parlak bez.: KETAL -
TEGAL
Çirkin huy. : ENİR
Çirkin, huysuz. Kuru, sıska. : KAKNEM
Çirkin, kaba. : SAKİL
Çiroz durumundan çıkarak yağlanmaya başlamış
olan uskumru.:LİPARİ
Çirozdan büyük uskumru.:LİPARİ
Çirozname adlı şiiriyle tanınmış Fransız
şairi. : CROS
Çit yapmakta kullanılan büyük kızak.:
SÖVEN
Çit, perde. : ÖR
Çit.: ÇEPER
Çit.:BARI
Çitlembik ağacına verilen bir başka ad.:MERLENGEÇ:
MELENGİÇ
Çitlembik ağacının çiçeği.:BEDİREN
Çivit rengi.:NİLİ
Çivit renginde koyu mavi.:NİLGÜN
Çiy, kırağı. : JALE : ŞEBNEM
Çizgi kod;verilerin optik okuyucular
tarafından okunabilecek şekilde temsil edilmesini sağlayan bir kod çeşidi;bu
kodda değerler değişen kalınlıktaki çubuklarla ifade edilir ve özellikle
etiketleme,mal dökümü,kitapların kodlanması gibi işlerde kullanılır.:BARKOD
Çizgi. : HAT
Çizgileri olan kumaş.: REYE
Çizgilerin,yüzeylerin,katı cisimlerin
birbirine rastlayıp kesiştikleri yer.:ARAKESİT
Çizgilerle ilgili olan.:LİNEER
Çizilerek veya oyularak açılan kertik. :
ÇETELE
Çizim yapmak için kullanılan çini mürekkepli
kalem.:RAPİDO
Çizme içine konacak biçimde yapılmış küçük
kitap. : HUFFİ
Çizmenin,potinin arkasına takılan ve binek
hayvanlarını dürtüp hızlandırmaya yarayan demir veya çelikten yapılmış parça.:MAHFUZ
Çoban düdüğü denilen keskin kokulu bir
bitki. : MEYHANECİ OTU
Çoban düdüğü,meyhaneci otu gibi adlar da
verilen ve kökü halk hekimliğinde kullanılan bir bitki.:AZARON
Çoban düdüğü. : TİKE
Çoban köpeği.:KARABAŞ
Çoban püskülü de denilen süs bitkisi,dikenli
ağaççık. : IŞILGAN
Çoban türküsü. : KAYABAŞI
Çoban yamağı anlamında kullanılan yöresel
bir sözcük. : ÇONA
Çoban yastığı da denilen,gri yeşil renkli ve
tüylü bir bitki.:PEREN
Çoban yıldızı,Venüs.:ÇOLPAN
Çoban yıldızı. : KERVANKIRAN
Çoban.: RAİ
Çobanaldatan’da denilen bir kuş.:KEÇİSAĞAN
Çobanların çaldığı ıslık.:ASADOLU
Çobanların omuzlarına aldıkları
dikişsiz,kolsuz,keçeden üstlük : KEPENEK
Çocuğu kundaklama. : BELEME
Çocuk eğitmeni. :MÜREBBİYE
Çocuk hastalıkları ile ilgili bilim dalı.
: PEDİATRİ
Çocuk oyunlarında kale olarak kullanılan
çukur.:MELE
Çocuk,bebek.:ÇAĞA
Çocukbilimci.:PEDOLOG
Çocuklar, torunlar. : FURU
Çocuklarda kalsiyum ve fosfor eksikliğinden
ileri gelen kemik hastalığı.:RAŞİTİZM
Çocuklarda ve yeni yetmelerde görülen kemik
uçları hastalığı.EPİFİZİT
Çocuklarda,karın şişmesiyle beliren bir
hastalık.:KIRBA
Çocukları korkutmak için kendisinden söz
edilen bir yaratık,umacı,hayalet.:KARAKONCOLOS
Çoğaltan,artıran.:ZAİT
Çoğu çadır bezinden yapılmış güneş ve
yağmurdan koruyan perde.:TENTE
Çoğu günlük yaşamdan alınmış esprilere
dayalı karikatürleriyle tanınmış,1947 doğumlu çizerimiz.:İSMAİL GÜLGEÇ
Çoğu hayvanın kanında,omurgalılarda
alyuvarlarda bulunan ve dokulara oksijen taşıyan protein.:HEMOGLOBİN
Çoğu ipek bir çeşit uzun,süslü üst giysisi.:KAFTAN
Çoğu karcığar veya ağırlama makamında,kıvrak
ve şen oyun havası.:KÖÇEKÇE
Çoğu kıldan dokunmuş büyük çuval.: HARAR
Çoğu zaman romdan ve çeşitli öğelerden
yapılan bir içki. : PUNÇ
Çoğulculuk.:PLÜRALİZM
Çoğunluğu Türk soyundan olan ve Polonya
topraklarında oturan Musevi topluluğu.:KARAİMLER
Çoğunlukla açık renkli,camsı saydam ile yarı
saydam arası gevrek kristaller halinde bulunan yaygın bir feldspat mineralleri
dizisi üyelerinin ortak adı.:PLAJİYOKLAZ
Çoğunlukla akaryakıt gibi sıvı maddeleri
taşımada kullanılan silindir biçiminde,metalden büyük kap. : GALON
Çoğunlukla bakırdan yapılmış küçük kova.:BAKRAÇ
Çoğunlukla bir direkli,randası olan,ince
gövdeli hafif bir tür spor yelkenli.:KOTRA
Çoğunlukla bir kütleyi çok daha küçük bir
kütle yardımıyla tutmaya yarayan alet.:BASKÜL
Çoğunlukla boyacılıkta kullanılan,petrol
türevlerinden bir çeşit mineral yağ.:NEFT
Çoğunlukla döşemelik olarak kullanılan,keten
veya ipek karışımı bir kumaş.: DAMASKO
Çoğunlukla gözün iç basıncının çoğalmasıyla
kendini gösteren,körlüğe sebep olabilen bir göz hastalığı.:GLAKOM
Çoğunlukla hidrojen veya helyumla şişirilmiş
güdümlü balon.:ZEPLİN
Çoğunlukla imaretlerde yoksullara verilen
kepekli undan yapılmış pideye benzer bir tür ekmek.:FODLA
Çoğunlukla kağıda kabartma,çukur yada düz
bir kalıpla basılan sanatsal resim.:ESTAMP
Çoğunlukla kahverengi demir karbonat
bileşimli, demir cevheri.:SİDEROZ
Çoğunlukla manzum,sonuçta ahlaki bir ders
çıkarılan alegorik öykü.:FABL
Çoğunlukla patatesten yapılan bir içki.:ŞNAPS
Çoğunlukla sıcak ülkelerde görülen,bir cins
sivrisinek aracılığı ile bulaşan,tene sarı bir renk veren,ateşli bir hastalık.
:SARIHUMMA
Çoğunlukla tatlı sularımızda ve bazı tatlı
su göllerimizde yaşayan üç kemikli balık türünün ortak adı.: KEPENEZBALIĞI
Çoğunlukla yemek pişirmekte
kullanılan,içinde ızgarası bulunan,ayaklı ve taşınır ocak.:MALTIZ
Çoğunlukla yumurtalı hamurdan yapılan çubuk.:GRİSSİNİ
Çoğunlukla yüzey sularından yoksun
mağaralarla ve yer altı ırmaklarıyla örülü kıraç ve kayalık arazi. : KARST
Çok acıklı olay.: HAİLE
Çok anlamlı bir kelimeye her defasında başka
bir anlam yükleyerek birbirine yakın birkaç yerde kullanma. iyi
anlamını kullanır gibi görünerek kötüsünü öne çıkarma: CİNAS
Çok aromalı yaprakları baharat olarak
kullanılan otsu bir bitki.:SATER
Çok aşağı,en alt düzeyde.:EDNA
Çok az kaldı anlamında bir sözcük.:RAMAK
Çok bağışlayıcı,merhamet eden ve bağışlayan
anlamında Allah’ın sıfatlarından biri.:GAFUR
Çok bağışta bulunan” anlamında eski sözcük.
: MİNAM
Çok bağnaz bir Musevi topluluğu. :
HASİDLER
Çok bantlı,duruk imgelerin sıkıştırılarak
kodlanması ve yeniden elde edilmesini öngören uluslar arası grafik standardı.:JPEG
(Joint Photographies Expert Group)
Çok beyaz.:APAK
Çok bilinen bir sözü veya atasözünü biraz
değiştirip eklemeler yaparak güncel sorunları belirten cümle.:LAFORİZMA
Çok bükümlü iplikle dokunmuş bir çeşit ince
kumaş. : KREP
Çok büyük,ulu.:CELİL
Çok büyük,ulu.:MECİD
Çok cahil,çok bilgisiz olan.:EÇHEL
Çok çirkin ve sakil.:UKUBET
Çok değerli bir akvaryum balığı. : KOİ
Çok derin hissedilen sevgi yada gönül bağı.:GARAM
Çok durgun deniz ve hava.:BONAÇA
Çok ekşi,sert,iri çekirdekli bir erik türü.:ÇAKAL
ERİĞİ
Çok eski bir geçmişi olan ve kimi Şinto
törenlerinde yapılan dinsel Japon dansı. : KAGURA
Çok eski bir tarihi anlatır. : Fİ
Çok eskiden savaş gemileri,daha sonraları
uzun yıllar balıkçı tekneleri olarak kullanılan kıç kısmı yuvarlak ahşap
tekneler.:GULET
Çok esnek bir kumaş cinsi. : LİKRA
Çok eşlilik.:POLİGAMİ
Çok gizli.:EKTEM
Çok güneş alan yer.:GÜNAÇ:GÜNEÇ
Çok güzel çiçekleri olan zehirli bir bitki.:ZAKKUM
Çok güzel el yazısı yazan sanatçı.:HATTAT
Çok güzel,en güzel.:AHSEN
Çok hızlı gidebilen bir tür keşif gemisi.
: SKAVUT
Çok hücreli canlılarda hücrenin belli
evrelerden geçerek çoğalması.:KARYOKİNEZ
Çok iğneli olta takımı. : ÇAPARİ
Çok iğneli uzun balık oltası. : PARAKA
Çok ince bir yün (kumaş) cinsi. :
KAŞMİR
Çok ince gözenekli pamuk,ipek veya sentetik
dokumadan yapılmış perde.:TÜL
Çok ince taneli kil minerallerinden ve
kalsitin değişik oranlardaki karışımından oluşan tortul kayaç,pekmez toprağı.:MARN
Çok ince toz tanesi.: TOZAN
Çok ince ve çok seyrek muslin yada pamuklu
bez. : ADATİS
Çok ince ve gözenekli pamuk,ipek veya
sentetik dokumadan yapılmış perde.:TÜL
Çok iri bir kertenkele türü. : VARAN
Çok iri ve kaba şey. : LENDUHA
Çok iri ve zehirsiz bir yılan. : BOA
Çok kahreden,acımayan.:KAHHAR
Çok karılılık.:POLİJİNİ
Çok kaynatılarak koyulaştırılmış şerbet.:ŞURUP
Çok kepekli un. : PASPAL
Çok kocalılık.:POLİANDRİ
Çok kokulu bir tür kahve. : MOKA
Çok kollu çengel.:KAZAYAĞI
Çok küçük doğranmış et,domates,biber ve
soğanın sac üzerinde pişirilmesiyle yapılan yemek.:TANTUNİ
Çok küçük gözlü kimse. :KENEGÖZ
Çok küçük taneli fasulye.:CİLBAN
Çok olma durumu,çokluk.:KESRET
Çok öfkeli.Kötü ve korkunç cin. :
İFRİT
Çok övünen. : FAHUR
Çok özleyen,iştiyaklı.:MÜŞTAK
Çok parlak.: BER
Çok pullu,gümüş renkte,beyaz etli bir balık.:KEFAL
Çok rüzgarlı yer.: TOZKOPARAN
Çok sabırlı.:SABUR
Çok sayıda ekran üstünde aynı anda ya da art
arda yapılan görsel-işitsel gösterim.:MÜLTİVİZYON
Çok sayıda kıvrımlı ve derin sel
yataklarıyla kesilmiş ve aşındırılmış,iç içe geçmiş keskin tepelerden oluşan
arazi.:KIRGIBAYIR
Çok sayıda satıcıya karşılık az sayıda
alıcının bulunduğu piyasa.:OLİGOPSON
Çok sert bir porfir türü mermer.:SOMAKİ
Çok sesli müzikte bir beste.: FÜG
Çok seslilik.:POLİFONİK
Çok sevilen kimse ya da şey. : İDOL
Çok sıcak ve kuru bir rüzgar.:FÖN
Çok sık dokulu ve sert bir seramik hamuru
türü.:GRE
Çok sıkı kapanan bir fermuar türü.:ZİP
Çok sıkıştırılmaktan yada çok sıkı
doldurulmaktan katılaşmış olan.:TIKIZ
Çok süslü giyinen ve modaya düşkün olan
kadın.:KOKET
Çok şey bilen,her şeyden anlayan.:HEZARFEN
Çok şık, güzel giyimli. : APİKO
Çok şiddetli ve çevrintili bir yel. :
KASIRGA
Çok tanrıcılık. : PAGANİZM
Çok tanrıcılık.:POLİTEİZM
Çok tanrılı dinden olan kimse. : PAGAN
Çok taşlı, çakıllı toprak. : POR
Çok tatlı bir kayısı çeşidi. :ŞEKERPARE
Çok tehlikeli ve yırtıcı bir köpek balığı
türü. : HARHARYAS
Çok uçta,kenarda veya uzakta bulunan.:ÜCRA
Çok uzak anlamında eski bir sözcük.:AKSA
Çok uzun boylu ötücü bir kuş.:LİR KUŞU
Çok uzun tekstil lifi. : FİLAMENT
Çok uzun ve çok dar yarış kayığı.:SKİF
Çok uzun ve kıvrık boyunlu bir su kuşu. :
KUĞU
Çok üşümek.:BUYMAK
Çok ve çabuk üşüyen,ateş başından ayrılmak
istemeyen kimseye halk dilinde verilen ad.:ÜTELEK
Çok verimli,bol,eksiksiz.: ONGUN
Çok verimli,gür.:FEYYAZ
Çok yakışıklı,çok güzel. Vücut yapısı
gösterişsiz. : KELEŞ
Çok yargıçlı mahkemelerde,mahkeme başkanlığı
yapan yargıç.:REİS
Çok yetenekli bir hatip olan Atinalı siyaset
adamı. : KLEON
Çok yırtıcı bir deniz balığı.:MURANA
Çok yiyen,obur.:HIRA
Çok yorulmak. : TELESİMEK
Çok yüce.:ULYA
Çok yüksek sıcaklıkları
ölçmeye yarayan alet. :PİROMETRE
Çok zaman tahıl, kepek ve keten tohumu
karışımından oluşan at yemi. : MAŞ
Çok zayıf.:KADİT
Çokluk,sıklık,yoğunluk.:KESAFET
Çokluk. : KESRET
Çoktan seçmeli bir test sorusunda yanlış
seçenek.:ÇELDİRİCİ
Çoluk çocuk.:BARK
Çorak Ülke”, Dört Kuartet” gibi yapıtlarıyla
modern şirin öncülerinden biri olan ve 1948 Nobel ödülünü kazanan ünlü İngiliz
şair ve oyun yazarı. : ELİOT
Çorak,çamurlu,verimsiz toprak.:KEPİR
Çorapları diz altında yada üstünde tutmaya
yarayan lastikli bağ. Çorap bağı:JARTİYER
Çorba gibi yiyeceklere lezzet
kazandırmak için un ve yağla yapılan sosa verilen ad.:MEYANE :
MİYANE
Çorba gibi yiyeceklere lezzet kazandırmak
için un ve yağla yapılan sos.:MEYANE
Çorba yapmaya yarayan mayalanmış yoğurtlu
hamurun kurutulup ufalanmışı.:TARHANA
Çoruh ırmağının eski çağlardaki adı.:BOAS
Çoruh ırmağının kolu olan bir akarsu. :
SALAÇOR
Çorum bezi de denilen ve geleneksel el
tezgahlarında dokunan bir tür bez.:KENEFİ
Çorum ilinde bir kanyon.:İNCESU
Çorum ilinde,Hitit Uygarlığını aydınlatan
ünlü höyük.:ALACAHÖYÜK
Çorum iline özgü,un ve pekmezle yapılan bir
helva.:KARAÇUVAL
Çorum’da Boğazköy adıyla da bilinen antik
yerleşme.:HATTUŞA
Çorum’da,Hititler döneminde yapılmış açık
hava tapınağı.: YAZILIKAYA
Çorum’un Mecitözü ilçesinde bir kaplıca.
: BEKE
Çorum-Ortaköy yakınlarında ortaya çıkarılan,
Hitit devletinin ikinci büyük kenti. : ŞAPİNUVA
Çorumun Alaca ilçesinde ünlü bir höyük.
: ESKİYAPAR
Çökelek, taze soğan ve zeytinyağıyla yapılan
bir tür salata. : AVUKMA
Çökelme.:SEDİMENTASYON
Çökme,gerileme,alçalma.:İNHİTAT:İNHİTAD
Çöküntü hendeği.:GRABEN
Çöl Arapları. :URBAN
Çöl bölgelerinde bazı çukurların tabanını
kaplayan tuzlu ve killi toprak.: TAKIR
Çöl bölgelerinde yaşayan bir sürüngen türü.
: SKİNK
Çöl bölgelerinin yanı başında yer alan, çalı
ve kurakçıl ağaççıkların oluşturduğu bitki topluluğu.:ÇAPARAL
Çöl.:SAHRA.:BEYABAN:TİH
Çölde fırtına sonucu tepecikler halinde
yığılan kum kütlesi.:KAUR
Çölde işaret için konulan taşlar. :
ARAM
Çöllerde veya deniz kıyılarında rüzgarların
yığdığı kum tepesi. /Buzul : EKSİBE:KUMUL
Çömleğin küçüğü.:ÜZLÜK
Çöp ve süprüntü dökülen yer,çöplük.:MEZBELE
Çöplerin bilimsel yollarla incelenip
sınıflandırılması.:GARBOLOJİ
Çözgü veya atkının kumaş yüzeyi
üzerinde,kendiliğinden desen oluşturduğu her tür kumaş.:FASONE
Çözgü. : ERİŞ : ARIŞ
Çözgüsü ipek veya sentetik elyaf,atkısı
kalın pamuk veya yün olan kumaş. : BENGALİN
Çözücü.:DEKODER
Çözülmesi kolay eğreti düğüm,ilmek.:İLMİK
Çubuk biçimine getirilmiş kömürden oluşan
bir resim malzemesi.:FÜZEN
Çubuk veya kamıştan yapılmış bağ ve bahçe
kulübesi.: HUĞ
Çubuklu çizgileri olan kumaş.: REYE
Çuha kumaşının sarıldığı top.: PASTAV
Çuhadan yapılmış ucu kıvrık , uzunca külah.
: BERETE: BARATA
Çuka balığı. : ÇİGA BALIĞI
Çukur yer.: ESİK
Çukurova’da antik Kilikya kenti ve kalesi.:ANAZARBA
Çukurova’da zengin bir kuş yapısına sahip
olan göl.:AKYATAN
Çukurova’yı İç Anadolu’ya bağlayan karayolu
geçidi. : GÜLEK
Çulara da denilen ve yurdumuzun denizlerinde
de yaşayan bir balık.:KOBAR
Çulluk. : BEKAS
Çuval olarak kullanılan kendirden veya
kenevirden yapılmış seyrek bez.:KANAVİÇE
Çuvaldızla iş yapanların,avuçlarını korumak
için ellerine geçirdikleri demirli kayış.:KEFNE
Çürük,temelsiz,asılsız,geçersiz.:BATIL
Çürümüş meyve.:COZALAK
Çürütülmüş tütünden yapılan ve buruna
çekilen keyif verici toz.,burun otu.:ENFİYE